41 Yıldır Tarihi Evlerin Kilitlerini Yapıyor

41 Yıldır Tarihi Evlerin Kilitlerini Yapıyor

Yayın: 22.07.2019 23:49
Paylaş:
A+ A-

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Safranbolu’da 41 yıldır kilit ustalığı yapan Hüseyin Şahin Özdemir, 223 yıllık demirciler arastasında ecdadın yaptığı ürünlerin aynısını yaptıklarını söyledi.

Osmanlı kenti olan ve ‘En İyi Korunan 20 Kent’ arasında bulunan Safranbolu ilçesinde yer alan Tarihi Çarşısı’nda 1978 yılında çırak olarak başlayan kilit ustası Hüseyin Şahin Özdemir 41 yıldır görevini icra ediyor. 18. ve 19. yüzyıl Türk toplumunun geçmişini, kültürünü ve yaşama biçimi ile teknolojisini yansıtan tarihi Safranbolu Evleri ve konaklarına kilit ve tokmak yapan UNESCO tescilli kilit ustası Özdemir 223 yıllık demirciler arastasında zanaatını konuşturuyor. Kaybolmaya yüz tutmuş zanaatı ayakta tutmaya çalışan Özdemir, “Mesleğimiz kayıp zanaatlardan bir tanesi. Şuanda Unesco sayesinde ayaktayız. Ayaktayız dememizin sebebi, UNESCO’nun Türkiye’nin bazı ilçelerinde resmi olarak korumada olan yerlerin orijinal kapı dekorlarını yapıyoruz. Bunlarda kapıların kilitlerini, mandallarını kulplarını, menteşe ve çiviler olmak üzere kapı üzerinde nasıl bir metal bulundurmak isterlerse kapının üzerinde o metalleri döverek orjinaline uygun yapabiliyoruz” dedi.

“Ustalarımız asırlar önce ne yaptıysa onu yapabiliyoruz”

1796 tarihli Demirciler Arastasında çalışan Özdemir, geçmiş yıllardaki ustaların nesillere aktardığı birikimlerle o dönem yapılan ürünlerin aynısını yapabildiklerini belirterek, “Çünkü ustası, kalfası ve çırağı aynı dükkanlarda yetişme olduğu için işin yabancılığı yok. Şuan korumada olan binalarımızın üzerlerindeki kapı ve pencerelerdeki dekorları buradaki ustalarımız yaptı. Ustalarımız asırlar önce ne yaptıysa onu yapabiliyoruz” diye konuştu.

“Gençlik şuanda kolay iş çok para peşinde”

Yaptıkları zanaatların kaybolan meslekler arasında olmasından dolayı bu mesleği devam ettirecekleri kişilerin yetişip yetiştirilmemesinin sorulması üzerine Özdemir, “Çok çalışmadığımız bir yerden soru geldi. Çok zor bir soru oldu. Çünkü arkamızdan gelecek çırak, kalfa nesli tamamen bitti. Halbuki bir delikanlı 3-5 yıl usta yanında çalışsa kendi işinin patronu olacak ve kendi hürriyeti olacak. Bu arada işsizliğe de çözüm olmuş olacak. Böylece bu zanaatlar da devam etmiş olacak. Yani gençlik şuanda kolay iş çok para peşinde. Hiçbir şey çalışmadan kazanmak veya böyle bir iş icra etmek gibi bir şey yok. Çalışacağız, önce işimizi kabullenip seveceğiz. Başarı ondan sonra gelecek. Senin o başarını birileri görecek ki takdire şayan ve işin devamlılığı burada gelmiş olacak” ifadelerini kullandı.

“UNESCO mirasını devam ettirmek kolay bir şey değil” diyen Özdemir, şu ifadelere yer verdi: “Yaptığımız şeyleri tamamen samimi olarak özen göstererek yapıyoruz ki orijinline uygun olduğu için birileri gördü. Görenler bu yapılanların arananlar olduğunu ifade etti. Resmi restorasyonlarda kullanılan ve kullanılmaya tavsiye edilenlerde bunların olduğunu söyledi. Yurtdışında restorasyon çalışmaları yapan bir şirket temsilcileri buraya geldiklerinde bu yapılanları gördükten sonra o ihaleyi kabul edip yaptı. Orada hiç sıkıntı çekmeden ecdadın yaptığı bire bir aynısını biz burada yaptık teslim ettik.”

“Eski yaşanmışlıkları görünce onu yaşamak istiyorlar”

Yaptığı tokmak ve kilitlerin geçmişi hatırlattığı için nostaljik bir hava oluşturduğunu kaydeden Özdemir, “Nostaljileri benimseyen kişiler buraya gelip gördükleri vakit hiç modası geçmeyen ürünler olduğu için merak ediyor. Dedelerinin evinde olduğunu söylüyorlar ve onların anısına buradan hediye alıp götürdükleri oldu. Eski yaşanmışlıkları görünce onu yaşamak istiyorlar. Ecdat ne yapmışsa en güzelini yapmış. Asırlarca kullanılan ürünler yapmış. Ecdat kendisi için bir şey yapmamış. En azından 3-4 asırlık kullanılacak ürünler yapmış. Yani kendisini düşünmemiş, kuşaktan kuşağa aktarılacak şekilde yapmış. Herkes kendi yaşı kadar bir şey yapmış olsaydı bizler bu eserleri, hatıraları bulamazdık” dedi.

Özdemir, geçmiş yıllarda ziyaret gelenlerin bayan mı erkek mi olduğu kapı düzenekleri ve kapı tokmaklarından belli olduğunu söyledi. Gençlere de tavsiyelerde bulunan Özdemir şöyle konuştu: “Günlerce bilgisayar başında oturmasınlar. Hiçbir zanaat yoktur ki evini geçindirmesin. Her zanaat başkasının işinden daha güzeldir. En azından hürriyeti vardır. Hürriyet hiçbir maddiyata değişilmez. Çocukları yönlendirecek anne ve babalar bir zanaata versin. Bir usta yanında zanaat dalında çıraklığını yapsın. Çıraklık yapacak delikanlı da kendini yönlendirsin. Şunda para çok bunda para çok diye özenmesin. Kendi merakı neyse onu yapsın. Çünkü severek yapılan her iş başarılı oluyor.”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karabük Üniversitesinde Bocce Sahası Açıldı

Yayın: 29.03.2024 11:24
Paylaş:
A+ A-

Karabük Üniversitesi içerisinde oluşturulan Bocce Sahası, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık tarafından açıldı.

Karabük Üniversitesi Prof. Dr. Burhanettin Uysal Ay Yıldızlı Stadyum bölgesinde gerçekleşen açılış törenine Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, KBÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hasan Solmaz, Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Karabük Gençlik ve Spor İl Müdürü Coşkun Güven, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı.

Bocce sahası açılışında konuşan Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, “Güzel bir meydan oldu, güzel bir spor sahası oldu, oldukça da büyük bir spor sahası oldu. İnşallah bu Bocce Sahasında yarın başlayacak spor çalışmalarımızı İl Gençlik Spor Müdürlüğümüz organize ediyor. Şehrimizde Karabük elemeleri, yarışmaları yapılacak. İnşallah bundan sonra da biz hem üniversite içerisinde hem ilimiz çapında hem Türkiye çapında hem de uluslararası düzeyde bu tür organizasyonları hep birlikte yapmaya devam edeceğiz. İlimizin başarılarıyla anılması, projeleriyle, sportif faaliyetleriyle anılması bizim için son derece önemli. İlimize yapılabilecek her türlü haksız eleştiriye, haksız saldırıya karşı şehrimizi, üniversitemizi, kurumlarımızı savunmak hepimizin görevi, Karabük halkını savunmak hepimizin görevi. İnşallah biz de bu görevleri en güzel şekilde ifa edeceğiz ve ilimize değerler katmaya, projeler üretmeye devam edeceğiz” dedi.

Rektör Kırışık, Karabük’te 2-3 Mart 2024 tarihlerinde gerçekleşen Sosyal Bilimler Festivalini anımsatarak, “Sosyalfest ismiyle Türkiye’de ve dünyada ilk olan bir organizasyon oldu. Bütün Türkiye çapında büyük bir ilgiyle karşılaştı. Uluslararası düzeyde de çok takdir edilen beğenilen bir organizasyon oldu. İnşallah bu organizasyonu Sosyalfest’i hem Türkiye çapında farklı noktalarda yaymaya, şehrimizin markası ve adıyla üniversitemizin markasıyla bunu yaymaya, geliştirmeye aynı zamanda bunu yurt dışına taşımaya çalışıyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız bütün hızıyla sürüyor. Burada en güzel şey Karabük şehrinin ve Karabük Üniversitesinin isminin bu tür güzel, ilk projelerle anılıyor olması, çok büyük bir ayrıcalık. İnşallah biz bu ayrıcalığı yeni yeni projelerle ve başlattığımız projeleri devam ettirerek, geliştirerek sürdüreceğiz. Tabii bunu yaparken hepinizin desteğine, katkısına, katılımına, duasına çok ihtiyacımız var. Bu Ramazan mübarek ayımızda hep birlikte inşallah nice güzel başarılara tanık olmak şahitlik etmek duasıyla buraya geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Sahamız Karabük şehrimize, Karabük halkımıza, üniversitemize, öğrencilerimize hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.Bocce sahasının açılışının ardından Rektör Kırışık ve Rektör Yardımcısı Solmaz sahada ilk top atışını yaptı.