Karabük’te dönüşüm, 1980’den sonra hissedilir biçimde kendini belli etmeye başladı.
1980’e kadar olan süreçte demire bağlı yaşam, kentin ki ben buna demir kültürü diyorum var olan gelişmelere damgasını vurdu.
İşçi ve teknokrat kenti olarak yurt genelinde yer edindi.
Demir kültürü şimdilerde halk arasında belirleyici rolünü iyiden iyiye kaybetti.
Çünkü bu kültüre ilişkin ne edebi ne de ekonomi alanında hiç bir üretim ile artık karşılaşamıyoruz.
Eski devrin DÇ menşeli aydın/bürokrat/teknokrat sınıfı da o seçkinci/seçici yapısıyla artık Yenişehir’de oturmuyor.
Fabrikalar kuran fabrika edebiyatı da eskisi gibi yapılmıyor.
Yerel gazetelerde sürmanşetten verilen DÇ ve üretim haberleri yerini kısır döngülü/bir türlü çözüm bulmayan haberlere bırakmış durumda.
Haberler çoğunlukla günlük hayata ilişkin sıradan gelişmeleri konu alıyor.
Eskiden DÇ kökenli olmayan haberlere, haber gözüyle bakılmazdı.
****
Demir kültürünün daha disipliner ve akademik bir muhtevası vardı.
Halk yaşantısı ise daha basit, katı kurallar içermeyen popüler bir kültürü yansıtıyordu.
Hem de tabana dönük ve anlaşılabilir bir özelliğe sahipti.
O nedenle de kendi içinde tutarlı/yaptırımcı olamadığı için, ihtiyaçlarını ve isteklerini yetkililere iletmede müşkülat yaşıyordu.
Bu noktada gerçekten tanımlanamaz sorunlarla debeleniyordu diyebiliriz.
***
Yeni formatlanmış Karabük bu yapısıyla çehresine uyum sağlamaya çalışırken çok şeyin dönüşüme uğradığını bugün rahatlıkla hissedebiliyoruz.
Ne değişti, ne dönüşüme uğradı diyorsanız…
Artık Karabük Cumhuriyetin kurduğu kent olmaktan çok uzak bir yerde.
Plansızlık bunun en önemli sebebi.
Oysa bu kentin kuruluşunun en önemli özelliği Yenişehir özelinde olduğu gibi bir planlı bir yapılaşmanın ürünü olmasıdır.
Fransız mimar Henry Prost’a 1938’de o zamanın parasıyla 26 bin TL ödenerek Yenişehir’in planı yaptırılmış.
Neden…
Bundan sonra yapılacak konutlara örnek olsun diye.
Evet…
Bu sıralar sosyal medyada Yenişehir’den güz fotoğrafları paylaşılıyor.
İnsanın ,ağaçlardan dökülen yerde yığın yapmış sarı yapraklar arasında yatası geliyor.
Böyle bir görüntü Karabük’ün içinde Yenişehir’den başka nerede var…
Biz tarihe saygısızlık yapmakta adeta birbirimizle yarışıyoruz.
Demir kültürüne dayalı yapılara darbe vuruyoruz.
Sahip çıkmıyoruz.
Kenti var olan gensel yapısından, kültüründen koparıyoruz
Sonra da birbirimizle sen/ben kavgası yapıyoruz.
Ağız dalaşında kimseye geçit vermiyoruz.
Cumhuriyet…
Demir kültürü
Fabrika kuran fabrika…
Atatürk,
İsmet İnönü….
Nerede o Karabük .?
Yeller esiyor yeller…!
Doğrucu Davut
Üzücü.