Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 10.02.2021 20:09
Paylaş:
A+ A-

“Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bölgemizin En Nitelikli Hastanesidir”

Vali Fuat Gürel kurum denetimleri kapsamında İl Yazı İşleri Müdürü Şerafettin Kelleci ile birlikte Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesini ziyaret ederek Başhekim Dr. Nihat Yılmaz’dan 2020 yılı çalışmaları hakkında bilgiler aldı.

Sağlık tesisinin genel bir tanımını yapan Başhekim Yılmaz; hastanenin yatak sayısının 525 olduğunu nitelikli yatak sayısının 393 ve yoğun bakım yatak sayısının 88 olduğunu kaydetti.

Hastane bünyesinde aktif görev yapan 16 profesör, 13 doçent, 44 doktor öğretim üyesi, 86 uzman hekim, 39 pratisyen hekim 38 asistan hekim, 10 eczacı, 532 ebe hemşire, 176 sağlık memuru, 8 ATT paramedik, 59 Genel İdari Hizmetleri Sınıfı personel, 49 Yardımcı Hizmetler Sınıfı personel, 152 diğer personel olmak üzere toplam 1.222 çalışanın bulunduğunu ifade etti.

2020 yılında 446.369 poliklinik yapıldığını, acil muayene sayısının 202.152, MHRS randevu sayısının 186.362 olarak toplam 648.521 muayene gerçekleştiğini söyledi.

2020 yılında Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 21.151 hastanın tedavilerinin yatarak gerçekleştiğini, hastanenin yatak doluluk oranının %64 olarak gerçekleştiğini, hastaların ortalama hastanede 2 ile 5 gün arasında taburcu edildiğini  kaydetti.

Yoğun bakım yatak doluluk oranlarının 2020 yılında yeni doğan birinci basamakta %30, yeni doğan ikinci basamakta %80, erişkin birinci basamakta %78, erişkin ikinci basamakta %83, erişkin üçüncü basamakta ise %85 olarak gerçekleştiğini belirtti.

Başhekim Yılmaz 2020 yılında hastanede 1.302 doğum gerçekleştiğini,  yıl içinde 131 diyaliz hastasına hizmet verdiklerini 15.310 diyaliz seansının yapıldığını söyledi.

Evde sağlık hizmeti olarak 2020 yılında kayıtlı hasta sayısının 1.098, takip edilen hasta sayısının yeni başlayanlarla birlikte 3.843, gerçekleşen hasta ziyaretinin ise 7.854 olduğunu ifade etti.

Hastanenin sunduğu hizmetlerle ilgili olarak 2020 yılında hasta memnuniyet oranının %92.40 olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Hastanenin acil bölümünde Covid-19 hastaları için 500 metrekare alanda muayene alanı oluşturduklarını, 16 yataklı palyatif yoğun bakım ünitesi gerçekleştirildiğini, acil servis 3.basamak tescilinin yapılarak 3 basamak yeni doğan yoğun bakım tescil işlemlerine başlandığını, 465 olan yatak sayısının 525 yatağa çıkartıldığını ve tescil işlemlerinin tamamlandığını ifade eden Başhekim Yılmaz, PCR cihazının kurularak test işlemlerinin yapıldığını hastane bünyesinde 20 adet Covid-19 aşı odasının oluşturulduğunu söyledi. Devam eden çalışmalar hakkında da bilgiler veren Başhekim Yılmaz, Hastane bünyesinde wifi sisteminin kurulması, kardiloyoji ve diğer servislerini yenilenmesi işlemlerinin, mikrobiyoloji laboratuvarının viroloji alanında genişletilmesi, ameliyat birimlerinin tadilatı ve cihazlarının yenilenmesi, diyaliz tadilat projesi, diyaliz cihazları ve su sisteminin yenilenmesi, üniversite öğrencileri için 10 derslik ve amfi yapımı, 150 yataklı hastanenin tamamlanarak içerisine onkolojik tedavi ünitesinin yapılması ve genetik laboratuarın geliştirilmesi çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

Sağlık çalışanlarının görevlerini insanüstü bir gayretle kendilerini ve ailelerini bile düşünmeden yaptığını ifade eden Vali Fuat Gürel “Tüm dünyayı etkileyen Pandemi döneminde en büyük görev sağlık çalışanlarına düştü. Bu bakımdan çok zor şartlar altında görev yaptılar, yürüttükleri bu görev ülke olarak hepimizin takdiri kazandı, kazanmaya devam ediyor. Vatandaşlarımızın tedbir ve önlemlere uyması sağlık çalışanlarımızın üstündeki iş yükünü de azaltacaktır. Tedbir ve önlemlere uymak kendimizi, sevdiklerimizi ve toplumumuzu koruyor. Başhekimimiz Dr. Nihat Yılmaz ve ekibi başta olmak üzere tüm KBÜ Eğitim Araştırma Hastanesi personeline teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”dedi.

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çime alternatif bitkiler su verimliliğini artırırken yaban hayatına fayda sağlıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, çok fazla su tüketen çimlerin biyolojik çöl olarak adlandırıldığını, bunun yerine kullanılacak alternatif bitkilerin yaban hayatı için de faydalı olacağını söyledi.

Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda 31 Ocak 2023'te başlatılan “Su Verimliliği Seferberliği” kapsamında “Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033)” genelge ile yürürlüğe girdi.

Bakanlığa bağlı Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün, bu genelgeye dayanarak hazırladığı “Kurakçıl Peyzaj Uygulamaları Rehber Dokümanı” da bakanlığın internet sitesinde yayımlandı.

Kurakçıl peyzaj düzenleme kavramının her boyutuyla ele alındığı rehberde Türkiye’nin, küresel iklim değişikliği etkilerinin yoğun olarak hissedildiği Akdeniz iklim kuşağında yer aldığı ve bu nedenle peyzaj uygulamalarında en üst seviye su verimliliğinin elde edilmesi gerektiği kaydedildi.

Peyzaj uygulamalarında sulama suyunun verimli kullanılabilmesi için su tüketimi yüksek olan geniş çim yüzeyler yerine bölgenin iklim koşullarına uyumlu, su isteği az olan, kuraklığa dayanıklı doğal bitkilerin tercih edilmesi gerektiğinin altı çizilen rehberde 1 metrekarelik çim alanın günde yaklaşık 7-10 litre su tükettiği, bu alanı yaklaşık 20 gün sulamak için kullanılacak suyun, bir kayısı ağacının 1 yıllık su tüketimine denk geldiği bilgisi paylaşıldı.

Çalışmada peyzaj uygulamalarında kullanılan çim alanların tamamının kurakçıl peyzaja dönüştürülmesi ile yüzde 80'e varan su verimliliği sağlanabileceği belirtildi.

– Alternatif bitkiler

Rehberde, ihtiyaç duyulan su miktarının ve peyzaj tasarımında seçilen çim türünün, alanın özelliklerine uyup uymadığının önceden araştırılması gerektiği vurgulanırken çim yerine kullanılabilecek alternatifler de sunuldu.

Bunlardan biri olan kamışsı yumak adlı çim türü, en kuru şartlarda bile yeşil yapraklarını ve dokusunu korurken, az miktarda gübreye ihtiyaç duyuyor ve bu özelikleri dolayısıyla çim karışımlarında sıkça tercih ediliyor.

Yoğun çim tabakası oluşturabilen bir diğer alternatif çayır salkım otu, sık biçme ve yoğun kullanıma dayanıklılığıyla ön plana çıkarken, spor sahalarında, park ve bahçelerde kullanılabiliyor.

Bermuda çimi, sıcak ve nemli ya da sıcak ve yarı kurak bölgeler için önerilen bir tür olarak, koyun yumağı türü de kuraklığa ve hastalıklara dayanıklılığıyla alternatifler arasında yer aldı.

Uygun alanlarda çim yerine kullanılabilecek diğer bitkiler arasında ise damkoruğu, acı damkoruğu, Japonya ipeği, kara yosun, fare kulağı, ak üçgül, Japon süpürgesi, Cezayir menekşesi, yıldız halısı ve lavanta gösterildi.

– “Ege ve Akdeniz'de çimler ortalamanın üzerinde su tüketiyor”

Prof. Dr. Doğanay Tolunay peyzaj malzemesi olarak kullanılan çimin neden olduğu su tüketimiyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Çimin estetik kaygılar sebebiyle çok fazla tercih edildiğini öte yandan bu bitkinin kullanımının su tüketimi başta olmak üzere birçok problemi de beraberinde getirdiğini kaydeden Tolunay, “Mayıs sonu haziran başı itibarıyla, eylül, ekim aylarına kadar neredeyse her gün çimlerin sulanması gerekiyor.” dedi.

Tolunay, Ege ve Akdeniz bölgelerinde sulamanın daha erken aylarda başlaması gerektiğini, bu bölgelerde 1 metrekare çimin günlük su tüketiminin, ortalamanın üzerinde, 15 litreye kadar çıkabildiğini aktardı.

İklim koşulları nedeniyle nemli kuzey ülkelerinde çimlerin su ihtiyaçlarının bu yoğunlukta olmadığı bilgisini paylaşan Tolunay, “Türkiye’nin büyük bir çoğunluğunda özelikle yaz ayları kurak olduğu için çim kullanımının, su tüketimini artıran bir faktör olduğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Su tüketimin yanı sıra çimlerin sürekli biçilmesi ve gübrelenmesi gerektiğini, bunun da ciddi bir maliyeti olduğunu bildiren Tolunay, çim yerine her bölgenin kendi iklim koşullarına uygun alternatif bitkilere yönelmesi tavsiyesinde bulundu.

– “Ada çayı, kekik gibi bitkiler peyzaj olarak kullanılabilir”

Türkiye’nin bitki türü çeşitliliği açısından zengin bir ülke olduğunu dile getiren Tolunay şunları söyledi:

“Çimin yerini alabilecek alternatifler genellikle çok yıllık bitkilerdir. Otsu ya da odunsu olabilir. Bölgeden bölgeye değişiklik gösterirler. Herkesin bildiği ayrık otu bunlara örnek olabilir. Bu ot çok hızlı yayılabilir, su görmediğinde sararsa da azıcık bir suyla hemen kendini toparlayabilir. Örneğin Ege ve Akdeniz’de damkoruğu kullanılabilir. Bunlar yapraklarında suyu biriktirir ve Türkiye’de de doğal olarak mevcutturlar. Suyu depoladıkları için uzun süre susuzluğa dayanabilirler. Bunun dışında çeşitli uygun çalılar olabilir. Ladenler olabilir, yabani güller olabilir. Yine Ege, Akdeniz’de ada çayı, kekik gibi bitkiler de peyzaj olarak kullanılabilir.”

Çim yerine İç Anadolu'da sıklıkla görülen bodur alıç ağaçlarının da kullanılabileceğinden bahseden Tolunay, “Bunların aynı zamanda meyveleri vardır ve bu meyveler de kuşlar, arılar için, yaban hayatı açısından iyidir. Çimler çiçek açmaz, çimlerin olduğu yerlerde kelebekleri, arıları, böcekleri pek fazla göremeyiz. O yüzden bilimsel olarak da biyolojik çöl olarak adlandırılırlar.” diye konuştu.

Tolunay, sadece bitki türlerini değiştirmekle değil, yağmur suyu hasadı, malçlama gibi uygulamalarla da su verimliliğinin en üst düzeye çıkarabileceği değerlendirmesini paylaştı.