Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 06.12.2016 09:34
Paylaş:
A+ A-

Cumhuriyet Halk Partisi İl Kadın kolları başkanı İsmet Muzaffer Oral, Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkı’nı alışının 82.Yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı.

Oral yaptığı açıklamada,”Kadın hareketinin siyaset yapmaya dair taleplerinin ve mücadelesinin devamı olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, onun eşsiz öngörüsü sonucu, 5 Aralık 1934’te, pek çok Avrupa ülkesinden çok önce kadınlara verilen bu hak, kadınlar açısından bir devrimdir. Türkiye’nin demokratikleşmesinin en önemli adımlarından biridir. 
Aradan geçen 82 yılda, biz kadınların kazanımlarını daha ileriye taşıması gerekirken, eğitimde, istihdamda, karar alma ve yönetim mekanizmalarında önümüze konulan engeller sonucu gelinen noktada, maalesef olması gereken yerde değiliz.

2015 Genel Seçimi sonucunda, biz kadınlar, TBMM’de sadece 81 kadın vekille %13 oranında temsil ediliyoruz. Nüfusun yarısı olan biz kadınlar, yasalar önünde erkeklerle eşit haklara sahibiz, ancak haklara ulaşmada eşit değiliz. Oysa daha çok kadın vekil demek, kadına yönelik şiddet, kadın istihdamı, eğitim gibi konuların daha fazla ele alınması ve çözüm üretilmesi demektir.

Ne yazık ki hala “TEMSİLDE ADALETTEN” ya da “SONUÇTA EŞİTLİKTEN” söz edemiyoruz.

“Anayasa önünde Kadın ve Erkek eşittir “ demek yeterli olmamakta, kadınlar Anayasa ve yasalarla zorunlu kılınacak özel önlemlerle desteklenmedikçe “sonuçta eşitlik ”ten söz edilememektedir.

Oysa demokrasilerde en önemli iki unsur, eşitlik temeline dayalı TEMSİL ve KATILIMDIR. Yani EŞİT TEMSİL ve EŞİT KATILIMDIR.

Hayatın her alanında kadın ve erkek eşit olmadan toplumsal refah sağlanamaz.

Toplumsal refahın sağlanması için kadınların siyasal yaşama katılımlarının önündeki pek çok engelin kaldırılması gerekmektedir.

Kadınların eğitimden yeteri kadar faydalanamaması, çalışma hayatında yer alamaması, çalışanların ise erkeklerle eşit koşullarda olmaması en büyük engellerdendir.

Türkiye, dünyada kadınların eğitim düzeyi açısından 104,ekonomi ve fırsat eşitliği açısından 127, iş gücüne katılma oranı açısından 123. sıradadır. Türk kadını dünya sıralamasında her alanda bu kadar geride olmayı hak etmemektedir.

Toplumsal cinsiyet rollerinin kadınlara dayattığı geleneksel değer yargıları, kadınların sadece eş olma ve annelik rolleri ile sınırlandırılması da önemli sorunlardandır.

Oysa eğitim, kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda var olabilmelerinin en önemli aracıdır. Ne yazık ki AKP iktidarı kız çocuklarını okuldan uzaklaştıran düzenlemeleri bir biri ardına devreye sokmuştur. 4+4+4 eğitim sistemi, taşımalı eğitim sistemi, kız öğrencilerin beşinci ve altıncı sınıftan sonra eğitimlerini bırakmalarına sebep olmuştur.

AKP, Kadın İstihdam Paketi ile, kadınları iş ve sosyal yaşamdan uzaklaştırarak, eve ve güvencesizliğe hapsedecek düzenlemeler yapmaktadır. Ayrıca kadınlar çalışma hayatında çoğunlukla kayıt dışı ve daha az ücretle çalıştırılmakta, çalışan kadın erkeklerle “eşit işe eşit ücret” alamamaktadır.

Mevcut iktidar, kadınların kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına, gece sokakta yürüyüp yürüyemeyeceğine, kahkaha atıp atamayacağına karar vermeye, kılık kıyafetine, zihnine, bedenine, kimliğine hükmetmeye çalışmaktadır.
Kadınların önündeki bu engeller, kadının siyasal yaşama katılma konusunda erkeklere oranla çok daha fazla mücadele vermek zorunda kalmalarına neden olmaktadır.

Kadınların bu konuda, bugüne kadar verdikleri mücadele çok çok değerlidir. Ancak gelinen noktada, Anayasa ve yasalarda var olan haklarımızı hayata geçirmek için daha iyi örgütlenmemizin, dayanışmamızı güçlendirmemizin, emeğimizi birleştirmemizin gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Yakın zamanda kız çocuklarının tecavüzcüsü ile evlendirilmelerinin önünü açacak yasa tasarısının geri çekilmesi, kadınların dayanışarak, güçlerini birleştirerek verdikleri örgütlü mücadelenin sonucudur.

Yine, siyasi partiler yasasında, kadın lehine yasal düzenlemeler yapılması, seçim sisteminde kadınları engelleyen ayrımcı unsurların kaldırılması kadın ortak mücadelesi ile olacaktır.
Biz inanıyoruz, ”DÜNYA YERİNDEN OYNAR, KADINLAR BİRLİK OLSA”
Birlik olacağımız inancıyla tüm kadınlara her alanda eşit özgür bir dünya diliyoruz” dedi.

Yorumlar

  1. Can Osman

    Üniversite öğrencisi Kız çocuğu
    Partinizde Mesajla tacize uğradığında
    Siz ona da Seçme seçilme hakkı mı veriyordunuz..

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

“Gölgeyim Ben” Karabük’te okuyucusuyla buluşuyor

Yayın: 29.03.2024 16:54
Paylaş:
A+ A-

The Poet House tarafından yayımlanan mini kitapta Tuğba Turan’ın “Gölgeyim Ben” adlı hikayeleri İsmail Sertaç Yılmaz tarafından çizilen illüstrasyonlarla bir araya getirildi.

Karabük’te polisiye ve gerilim türünde kitap yazan Tuğba Turan, güçlü kalemiyle yeni bir başarıya imza attı. Karabük’ün yetenekli yazarı Tuğba Turan, bu kez okuyucusunu dört hikayede buluşturuyor. Hikayelerinde, kadınların erkeklerin gölgesinde kalmaktan çıkıp, kendi güçlerini keşfetmelerine vurgu yapıyor. Karakterinin gölge üzerinden güçlenmesi, aslında kadınların toplumda ikinci planda tutulduğu, bastırıldığı ve görmezden gelindiği gerçeğini simgeliyor. Ancak bu hikayeler, kadınların içlerindeki gücü keşfetmeleri ve erkek egemen topluma karşı mücadele vermeleri üzerinden umut ve ilham veriyor. Gölgelerden güç alan anti-kahramanın, kadınların kendilerini güçlü ve değerli hissetmelerine yönelik bir metafor olması da bu mesajın önemli bir parçasını taşıyor. Bu hikayeler, kadınların kendi ayakları üzerinde durmalarını, seslerini duyurmalarını ve adalet arayışlarında korkusuzca ilerlemelerini konu alıyor. Bu sayede, kadınların erkeklerin gölgesinde kalmayı reddederek kendi ışıklarını yakmaları ve hayallerine doğru ilerlemeleri teşvik ediliyor.

Bu kitap aynı zamanda sakin kitap ‘slow book’ projesi, hızlı tüketilen kitaplara karşı bir başkaldırı niteliği de taşıyor. Hikayelerinde gücünü gölgeden alan anti-kahramanın yaratıcısı Turan, kitabında şu ifadelerde bulunuyor: “Ben yoklukla güçlendim. Hiçlikten doğdum. Bir kadının içine düşerken zevk veren, düştükten sonra istenmeyen bir bebek gibi, boşluğu doldurdum. Ben oldum” sözleriyle karakterinin iç dünyasını anlatarak, kadınların sessizliklerine ses katmayı hedefliyor.

“Gölgeyim Ben”, kadınların güçlenme sürecini ve adalet arayışını ele alan etkileyici hikayelerle dolu bir kitap olarak okuyucularla buluşacak. Bu kitap ile Yazar Tuğba Turan’ın Karabük ve Türkiye genelinde edebiyata ve sanata farklı bir bakış açısı getireceğinin mesajı veriliyor. (Esra Oğuzkağan Özkan)