ANLAMAYA DAİR DÜŞÜNCELER…!

ANLAMAYA DAİR DÜŞÜNCELER…!

Yayın: 09.12.2020 22:10
Paylaş:
A+ A-

Anlamak…
Bir işi başarmanın ilk önceliğidir.
Çok görmüşsünüzdür…
Anlamadan işe başlayanları.
Sonuç; tam bir hüsrandır.
Yapılacak işi…
Halk deyişi ile
Ağzına yüzüne bulaştırmaktır.
Yani içinden çıkılmaz bir duruma getirmektir.

İnsanlar anladıkları sürece bir işi başarıya ulaştırabilirler.
Günümüzde yapılan yanlışlıklar, anlamanın anlaşılamamasından kaynaklanıyor.
Herkesin laf ebeliği yaptığı bir ortamda anlama keyfiyeti kendiliğinden ortadan kalkıyor.
Gerçekten öyle…
Bizim gibi toplumlarda anlamak o kadar değerli bir sözcük ki…
Çünkü…
İnsanlar okuduklarına değil duyduklarına inanıyorlar.
İşte…
Anlamanın değer yitimine uğradığı an.

Bunun nedeni ne olabilir.?
Önemli olanda bu konuda bir tespit yapabilmek…
Bir toplumda bilmenin, bilginin değeri nedir.?
Eğer insanlar bilgiye değil, duyduklarına ve dedikodulara önem atfediyorlarsa o toplumda, anlam , kendi gerçekliğini kaybetmiş demektir.
İnsanların anlamadan yaşama uğraşı içinde olmaları ne hazin bir durumdur.
Yemek…
İçmek…
Bir ihtiyaçtır.
Bunun yanında bilgi de bir ihtiyaçtır.
İnsanlar yaşadıkları süreçte bilgiyi önemsemeden yeme ve içme ihtiyaçlarını karşılayacak hale gelmiş ise sorun var demektir.
Bunu ne için dillendiriyorum.
Milletin kafası olup bitenler yüzünden çok karışık.
Herkes bir sorumlu arıyor.
Suçlu arıyor.
Sürekli şikayet ediyor.
Peki bunu yaparken hangi bilgi/veri tabanından hareket ederek bu sonuca ulaşıyor.
Elinde ne var…
Neye göre ahkam kesiyorsun?
Bakıyorsun…
Adam dedikodulara göre yorum yapmaya çalışıyor.
De demek lazım…

Çalışmadan /bilmeden/anlamadan hedefe ulaşmaya çalışıyoruz.
Bu bakımdan…
Her tarafta anlamaya dair bir kolaycılık kol geziyor.
Adama gel kardeşim seni bilgilendirelim diyorsun…
Kabul etmiyor.
O hala duyduklarının kolaycılığı ile kendisini kandırmanın mutluluğunu toplumla paylaşmaya çalışıyor.
Olacak iş mi bu…!
Anlamadan/bilmeden konuşmak.
Şimdilerde toplumumuzun en büyük zaafı…
Ben her şeyi bilirim edası bir kandırmaca.
İnsan kendi kendini kandırıyor ve bu kandırmacaya kendini alet ediyorsa gerisini siz düşünün…
O halde bir meseleyi çözmek için önce anlamak gerekli.
Anlamak;bilmekle mümkündür.
Bir toplumda bilgi yitikliği yaşanıyorsa o toplumda “değer erozyonu” başlamış demektir.
İşte bugünlerde yaşamak zorunda kaldığımız tehlikeli hastalığın nedeni bu…
Teşhis…
Bunu önermek için önce toplumu çok iyi anlamak gerekir.
Anlamak için de…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

KTÜ Rektörü Prof. Dr. Çuvalcı’dan 23 Nisan mesajı

Anadolu Ajansı
Yayın: 24.04.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

TRABZON (AA) – Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladı.

Çuvalcı, yayımladığı mesajda, Türk milletinin milli iradesinin tecelli ettiği ve tam bağımsızlığını tüm dünyaya ilan ettiği bu kutlu günde, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.” saikiyle görevine başlayan TBMM'nin açılışının 104. yıl dönümünü ve geleceğin teminatı tüm çocukların Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladı.

Prof. Dr. Çuvalcı, şunları kaydetti:

“Aziz milletimizin, istiklali ve istikbali uğruna gözünü kırpmadan canı pahasına cepheden cepheye savaştığı, vatanımızın işgal edildiği Milli Mücadele yıllarında, bağımsızlığımıza giden o kutlu yolun önünü açan TBMM, Cumhuriyetimizin ilan edilişinin sağlam temellerini de oluşturmuştur. Açıldığı günden bu yana adını tarihe altın harflerle kazıyan zaferlere imza atan aziz milletimizin yoluna ışık tutan, halkımızı kutlu bir amaç etrafında birleştiren şanlı Meclisimiz aynı zamanda milli iradenin ve demokrasinin parlayan yıldızı olmuştur. Tarihimizin önemli dönüm noktalarından biri olan 23 Nisan'ı, onlara duyduğumuz sonsuz inancın bir sembolü olarak çocuklarımıza armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, silah arkadaşlarına, kahraman askerlerimize, tüm şehitlerimize ve gazilerimize şükranlarımı sunar, tüm çocuklarımızın bu güzide bayramını canı gönülden tebrik ederim.”