Asla Olmaz…!

Asla Olmaz…!

Yayın: 12.12.2015 08:35
Paylaş:
A+ A-

Karabük kendini yeniden tanımlama aşamasındaki sürece ne diyor.?
Bu durum Karabük’ü dönüştürebilecek mi?
Kardemir’den sonra üniversite ve gençliğinin getirdiği bir dinamizm söz konusu.
Buna, siz , kentin yeniden kimlik kazanması diyebilirsiniz.
Ancak üniversite kültürünün kentle bütünleşmesi zaman alacak gibi görünüyor.
Karabük’ün tarihten kaynaklanan ,bütünleşmeye açık olmayan coğrafik yapısı bu alanda olumsuz bir durum oluşturuyor.
Üniversite gençliği ve halk.
Acaba halkın üniversite gençliğini kabullenmesi ve değişeme evet demesi zaman alır mı?
Bize göre alır.
Neden mi?
Çünkü üniversite gençliği yaşam açısından özgürlüğü sever.
Bu özgürlük kente ait geleneksel/yerleşmiş değerlere ters düşebilir.
Tezatlık oluşturabilir.
Üniversite açılan her taşra kentinde bu böyle olmuştur.
Böyle durumlarda değişime ayak uydurmak zaman ister.
Halkın bu noktada bilinçli olması da son derece önemlidir.
Eğer bu bilinç halkta yoksa gelişen süreç içinde sorunlar yaşanabilir.
Karabük’te bu noktada sorun yaşanmaması için kentin öncelikle kendini aşması gerekir.
Peki Karabük’ün kendini aşma gibi bir niyeti/çabası var mı?
Yok.
Buna resmen umursamazlık demek doğru olur.
Yani işin sorumlularının sorumluluklarını unutup başka işlerle meşgul olması gibi bir şey bu.
Biz Türklerin bu noktada olaylara bakış açısında ve çözümleme getirmede ilginç özelliklerimiz var.
Önce musibeti yaşamak,sonra önlem almak gibi…
Bakın kurduğumuz kentlerin ve mahallelerin,semtlerin durumları ortada.
Hepsi geri dönüşüm kutusuna atılacak kadar zevksiz ve ön görüsüz olarak inşa edilmişler.
Karabük’te bu kentlerden biri.
Kayabaşı/Yaylacık tepelerinin birinden Karabük’e bakma imkanınız varsa lütfen etrafı bir seyredin.
Binaların estetik duygusundan yoksun görüntüsü ve sıralanışı insanda farklı düşüncelere ve yorumlara yol açıyor.
Biz bu muyuz demek sanki çaresizlimizin somut ifadesini yansıtıyor.
Bir işi yaparken baştan iyi düşünmüyoruz.
Gelişmeleri kendi haline bırakıyoruz.
Sonra olaylar bizim dışımızda yapılanmaya başlıyor.
Daha sonra kontrolü kaybediyoruz.
Meramımızı anlatabildik mi?
Sorun şu…
Her şey değişim içinde.
Toplumlar da öyle…
Değişimin önünde durmak mümkün değil.
O nedenle sosyal anlamda değişime ayak uydurabilecek yapısal düzenlemelere ihtiyaç var.
Mesela günümüzde olduğu gibi…
Yeni bir anayasa hazırlama ihtiyacı bu zorunluluktan oluyor.
Toplum değişmiş, kurumlar reforme edilmemiş.
Hiç istenilmeyen bir husustur.
Yazımızın bu noktasında başa dönüp yine aynı soruyu sormak zorundayız.
Karabük,üniversitenin kente getirdiği değişime ayak uydurabildik mi?
Tabi değişim derken fırsatçılığı kastetmiyoruz.
Ev kiralarının birdenbire yükselmesi bizim ayıbımız.
Aç gözlülüğümüzün ve fırsatçılığımızın kanıtı….
Safranbolu-Karabük arasında dolmuşçuluk ve yolcu taşımada büyük sıkıntılar yaşanıyor.
İnşallah denildiği gibi yeni yılla birlikte dolmuşlar yenilenmiş olur.
Şimdi…
Yeniliklere açık olmadan Karabük’ün üniversite şehri olması manevi kültür figürleri açısından mümkün değildir.
Az konuşup çok iş yapma zamanıdır.
Kentimizin itibarı…..
Bence şansa bırakılmayacak kadar çok önemli bir husustur…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

KTÜ’de “Arı Ürünleri ve Apiterapi” konulu söyleşi düzenlenecek

Anadolu Ajansı
Yayın: 24.04.2024 08:36
Paylaş:
A+ A-

TRABZON (AA) – Trabzon'da, Karadeniz Teknik Üniversitesince (KTÜ) “Arı Ürünleri ve Apiterapi” konulu söyleşi gerçekleştirilecek.

Fen Fakültesi'nin Bilim Söyleşileri etkinlikleri kapsamında organize edilecek programa, KTÜ Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, konuşmacı olarak katılacak.

“Arı Ürünleri ve Apiterapi” başlıklı söyleşi, yarın 14.00'de Fen Fakültesi Nazım Terzioğlu Amfisi'nde düzenlenecek.