“En büyük savaş…
Cahilliğe karşı yapılan savaştır.
Cehalet yenilmesi gereken en büyük düşmandır.”
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ten alıntılandığım bu sözler günümüzde de önemini korumaktadır.
Gerçekten…
Acınacak durumdayız…
Neden?…
Çünkü okumuyoruz…!
Çok konuşuyoruz.
Konuştuğumuz kadar okumuyoruz.
O nedenle konuştuklarımız tat vermiyor.
Hatta bilgi kirliliğine bile neden oluyor.
****
Japonya’da bir kişi yılda 25 kitap okuyor.
İsveç’te 7 kitap
Fransa’da bu sayı 6’ya düşüyor.
Bizdeki duruma bakalım.
Yılda 6 kişiye bir kitap düşüyor.
Yani….
Türkiye’de gerçek anlamda bir okuma sorunu var …
Siz bakmayın kitap okuma yarışmalarına.
Hepsi aldatmaca…
Yarışma ile okuma olur mu Allah aşkına…
Ya da ceza ile kitap okuma…
Okuma duygusu içten gelecek…
****
Anlaşılacağı üzere genlerimizde okumaya karşı göre ayarlanmış çok özel bir alan var.…
Neden?
Çünkü okumayı işkence olarak görüyoruz…
Okumak bize göre külfetli bir eylem ne yazık ki…!
Okuduğunuz en son kitabı sorsak kafanızı kaşıyacağınıza eminiz…
Ha sahiden unutuyordum…
Bir de kitaba para mı verilir diyen içimizde aç gözlü, çok bilmiş kurnazlar var …!
Onlara göre hayat; varsa yoksa para…!
Amel defterlerini para ile açıp para ile kapatıyorlar.
Sonra da karşımızı geçip nasihat veriyorlar.
Sloganları da çok kabadayıca…
“Paran kadar konuş”
Cürete bakar mısınız?
*****
Bir de …
Durmadan okumayı sorgulayan…
Aşağılayan…
Bir grup var…
“Okudun da ne oldun” diyor.
Bir başkası da okumayı yok sayarcasına “kaç paralık adamsın” diyor…
Ben bu nitelemeler karşısında küçük dilimi yutmuş durumdayım.
Söyleyecek söz bulmakta zorlanıyorum…
****
İlk ayet;oku diyor…
Kur’an;okumak demek…
İslam dini, okumaya çok önem veriyor…
İyi ama biz niye okumuyoruz?…
Dinimiz emrettiği halde…
****
Bir toplum da okuyanlar,okuduğu için horlanıyorsa…
Ya da okuma , sadece para kazanma açısından değerlendiriliyorsa…
O toplumun hali ne olur?
Söz dinlemez olur…
Koronovirüs ile mücadelede neden başarılı olamıyoruz.
Sağlık Bakanının uyarılarını hiçe sayıyoruz.
Cehalet yüzünden değil mi?
Depremleri bilimsel olmayan uyduruk nedenlerle açıklamaya çalışıyoruz.
Çok bildiğimizden mi?
Yoksa cahil olduğumuzdan mı?
Not:İzmir Depremi nedeniyle üzüntülerimi belirtir.hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet,yakınlarına başsağlığı dilerim…