“ Çevre ve Şehircilik İl Müdürü İle Konuları Görüştük…”

“ Çevre ve Şehircilik İl Müdürü İle Konuları Görüştük…”

Yayın: 01.12.2019 17:27
Paylaş:
A+ A-

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili “çalışmalarımıza hız verdik,açılışları ve temel atmaları sürdüreceğiz.Önümüzde ki bahar aylarından itibaren çok yoğun bir programa gireceğiz.Allah nasip ederse Karabük’ün çehresi değişecek,gıpta edilecek,çağı yakalamış,hatta çağ atlamış bir Karabük ortaya çıkartma sevdası ile hizmet akışımızı sürdüreceğiz.Bu arada KARDEMİR ile ilgili hazırlıklarımız sürüyor,çok kapsamlı bir dosya hazırladım..” görüşlerini dile getirdi.

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili,önümüzde ki günlere ilişkin bilgiler vererek,temel atma ve açılış törenlerine devam edeceklerini söyledi,çalışmalarının önümüzde ki ilkbahardan itibaren çok hızlanacağına da işaret eden Belediye Başkanı Vergili “ Karabük çağı yakalayacak,hatta,çağ atlayacak.Göreceksiniz,gelecekte çevre İl ve İlçelerin gıpta ile bakacağı bir Karabük ortaya çıkacak.Bunun için ilkbahardan itibaren çok daha yoğun bir tempo içerisinde çalışacağız..” dedi.

Belediye Başkanı Rafet Vergili,öncelikli hedeflerinin gerçekleşmesi için “Parasal kaynaklarının hazır olduğunu da..” söyleyerek “Belediye olarak parasal bir sıkıntımız yok.Kaynaklarımızı tasarruf içinde kullanıyoruz ve bu anlamda hiçbir sıkıntı çekmiyoruz.Günlük hizmetlerimiz sürüyor.Esas büyük yatırım ve projelerimiz için,hazırlık aşamasındayız ve projelerimiz,finansmanımız hazır sayılır..” bilgilerini verdi.

Özellikle “Yağmur suyunun ayrılması,Bilim Merkezi,Tıbbi Teşhis Merkezi,Kesintisiz Karayolu alt ve üst geçitleri  yatırımlarına ağırlık vereceklerini..” özenle belirten Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili “Kanyon Park noktasında yaşadığımız hukuki sıkıntıyı çözmek için çaba gösteriyoruz.Bu sorun çözüldüğünde,yeniden ihale yaparak,kalan çalışmaları bitireceğiz..” ifadelerini kullandı.

KARDEMİR ile olan ilişkileri hakkında da özet bilgiler veren Belediye Başkanı Rafet Vergili “Benim şahıslarla işim olmaz.Bu manada yok efendim Sayın Mustafa YOLBULAN Yönetim Kurulu Başkanı olunca KARDEMİR’E karşı mücadele başlatmışım,yok bilmem ne.Benim bu tarz işim olmaz.Hatırlayın 2017 yılında gerek Marzinç,gerekse KARDEMİR için,çok önemli gelişmeler olmuştu.Marzinç gereken yatırımları yaptı,üzerine düşen iş ve işlemleri gerçekleştirdi .Ancak,o zaman,KARDEMİR Genel Müdürü Sayın ERCÜMENT ÜNAL tarafından bana verilen çevre yatırımları termin programına tam uyulmadı.Bakın KARDEMİR Karabük’e karşı fazla duyarlı davranmıyor..” yolunda açıklamalarda bulundu.

Belediye Başkanı Rafet Vergili “Çevre Ve Şehircilik İl Müdürü ile KARDEMİR ve Çevreye karşı duyarlılık olaylarını görüştük.Bunları kendisine de detaylı biçimde anlattım.Şimdi hukuki tespitlere de dayalı,çok geniş bir dosya hazırladım.KARDEMİR Yöneticileri ile bunları görüşeceğiz.Kendilerinden çok ciddi taleplerim olacaktır.Bu talepler Karabük sakinleri adına ve Karabük halkı adına olacaktır.Benim şahsi bir isteğim olmaz.KARDEMİR şu ana kadar,benim veya başında bulunduğum Karabük Belediyesi’nin şu işlerine yardımcı oldular,diyebileceğim en küçük bir tasarrufları olmamıştır,olmaz da.Benim KARDEMİR’DEN her talebim Karabük sakinleri,Karabük adına olacaktır..” dedi.

Belediye Başkanı Rafet Vergili “KARDEMİR Yönetim Kurulu Üyeleri ile önümüzde ki günlerde görüşeceğiz.Hatta ben Yönetim Kurulu Üyeleri’ne bir yemek vermeyi düşünüyorum.Kendileri ile bunu görüşüp bir tarih belirleyeceğiz.Sorunları görüşerek,konuşarak aşarız umudundayım..” bilgilerini verdi.

 

Yorumlar

  1. KARABUK

    SAYIN BAŞKAN DAHA İKİ GÜN ÖNCE ÇEVRE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVİNİ YAPMIYOR DİYORDU,SÖYLEDİKLERİNİ NE ÇABUK UNUTTU.ŞİMDİ ÇIKMIŞ KARABÜKÜN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRECEĞİM DİYOR ON SENEDEN BERİ NİYE DEĞİŞTİRMEDİ,AYRICA KARDEMİR’E DEMEDİĞİNİ BIRAKMADI ŞİMDİ KARDEMİR YÖNETİCİLERİNE YEMEK VERECEĞİM DİYOR.BU NASIL BİR ANLAYIŞ ŞAKA GİBİ AĞZINA GELENİ SÖYLEYECEKSİN SONRA DA HİÇ BİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ BUNLARI UNUTUP YOK EFENDİM BEN KARABÜKLÜLER İÇİN İSTİYORUM DİYECEKSİN BAŞKANDA Bİ TUTARLILIK YOK Bİ ÖYLE DİYOR Bİ BÖYLE HANGİSİ İŞİNE GELİRSE ÖYLE KONUŞUYOR.BAŞKAN KARABÜKLÜLERİ YAPAMAYACAĞI PROJELERLE KANDIRMAYA ÇALIŞIYOR.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Slow Food hareketi iyi, temiz ve adil gıda için 38 yıldır mücadele veriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Doğal kaynakları korumayı ve temiz gıda üretimini desteklemeyi hedefleyen küresel Slow Food (Yavaş Gıda) hareketinin başkanı Edward Mukiibi iklim krizi ve israfın, gıda konusunda en fazla karşılaştıkları iki büyük sorun olduğunu söyledi.

Dünyanın en büyük gıda hareketlerinden biri olarak kabul edilen Slow Food, “iyi, temiz ve adil gıda” sloganıyla dünya üzerinde 160 ülkede faaliyetler ve farkındalık kampanyaları düzenliyor.

Hareketin çalışmaları hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mukiibi, Slow Food'un 1986'da İtalya'da doğduğunu ve 38 yıldır devam eden serüvenlerinde dünyanın her köşesinden çok sayıda insana ulaştıklarını kaydetti.

Su başta olmak üzere doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması hedefini faaliyetlerinin merkezine aldıklarını belirten Mukiibi, daha iyi bir dünya için çalıştıklarını ve bunu da çevreye ve insana zararı olmayan gıdaların üretimini teşvik ederek, aynı zamanda sorumlu tüketim ve sorumlu üretim bilincini aşılamaya çalışarak gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Slow Food ağı içerisinde çiftçilerden şeflere, öğrencilerden aktivistlere, devletlerden uluslararası organizasyonlara kadar gıda konusunda harekete geçmek isteyen milyonlarca kişiyle çok sayıda kurum ve kuruluşun yer aldığını bildiren Mukiibi, “Sadece maddi olarak destekleyen 100 binden fazla üyemiz var. Ama bu herkesin maddi olarak katkıda bulunmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Aslında paranın satın alabileceğinden çok daha fazlasını yapan topluluklar var. Buna biyoçeşitliliği koruyan yerel toplulukları örnek gösterebiliriz.” dedi.

Edward Mukiibi, hareketin sadece gıda ürünlerini değil gıdanın getirdiği kültürü de korumaya çalıştığını, bu nedenle gıdanın nasıl tüketildiği, hangi tekniklerle pişirildiği ya da nasıl korunduğu üzerine de çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

– Nuh'un Gemisi Projesi

Yok olma tehlikesi altında bulunan bitkisel ve hayvansal ürünleri çevrim içi katalogda bir araya getirdikleri “Nuh'un Gemisi” projesine değinen Mukiibi, “Bu katalogda yalnızca bilimsel veriler bulunmuyor. Kültürel, organoleptik, geleneksel bilgilerle ürünlerin hazırlanması sırasında kullanılan teknikler ve bölgeyle olan bağları da yer alıyor.” diye konuştu.

Proje kapsamında bugüne kadar dünyanın her yerinden 5 bin 300 ürünü korumaya çalıştıklarını dile getiren Mukiibi, şöyle devam etti:

“Bu projede büyük tufan yaşandığında türleri yok olmaktan kurtaran Nuh’un Gemisi'nden esinlendik. Aslında bugün de yine o büyük tufan genetik, kültürel ve geleneksel erozyonla burada. Günümüzde yerel ve geleneksel gıdalar gen aktarımı, gen korsanlığı gibi çeşitli problemle karşı karşıya. Slow Food hareketi ise gıda kültürümüzü korumaya çalışıyor.”

Proje dahilindeki türleri kendi coğrafyalarında korumaya çalıştıklarının altını çizen Mukiibi, iklim değişikliği sonucu artık beslemesi ekonomik olarak tercih edilmeyen, bu nedenle de popülasyonları giderek azalan hayvanları çeşitli teşvikler ve projelerle yeniden tercih edilebilir hale getirdiklerini, bitkiler konusunda ise özelikle yerel gruplar arasında tohum bankaları oluşturduklarını ve tohumların kullanılması için çeşitli ağlar geliştirdiklerini anlattı.

“Afrika’nın Bahçeleri” adlı bir diğer projelerinde, kıtada giderek yaygınlaşan endüstriyel gıda üretimine karşı bir alternatif oluşturmaya çalıştıklarından bahseden Mukiibi, şunları söyledi:

“Afrika’nın geleneksel gıda üretim yöntemlerini korumak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için yerel toplulukları agroekolojik yöntemler çerçevesinde tarım yapmaya teşvik ediyor, konu üzerine eğitim programları düzenliyor, gruplar arasında koordinasyon kurarak bilgi aktarımı sağlıyoruz. Proje 2010 yılında Uganda, Kenya ve Tanzanya'daki birkaç bahçeyle başladı. Bugün Afrika kıtasının çeşitli yerlerinde 5 binin üzerinde bahçe oluşturulmuş durumda. Sosyal medyada her gün yeni bir katılımcının daha kendi bahçesini açtığını görüyoruz.”

– “Üretimde iklim değişikliği, tüketimde israf en büyük sorunlar”

Tüm projelerinde üretim süreçlerinde karşılaştıkları en büyük problemin iklim değişikliği olduğunu ifade eden Mukiibi, özelikle sıcak hava dalgaları, ani yağışlar sonucu yaşanan sel felaketleri gibi aşırı hava olaylarının gıda üretimini zorlaştırdığını vurguladı.

Mukiibi, “Tüm bu yaşananlar gıdaya erişimimizi, gıda güvenliğimizi ve bizim açımızdan yağmuru merkeze almış tarım sistemimizi etkileyecek. İklim kriziyle mücadelede geniş kapsamlı iklim değişikliği adaptasyon çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tüketim noktasında karşılaştıkları en büyük problemin ise gıda israfı olduğu bilgisini paylaşan Mukiibi, “Küresel gıda üretiminin neredeyse yarısı tabağımıza ulaşamadan israf ediliyor. Bununla birlikte enerji, kaynak, çiftçilerin o ürünleri üretirken harcadıkları zaman da israf edilmiş olunuyor yani gıda israfı tabağımızın çok ötesinde. Çünkü bir ürün yetiştirirken çok fazla su kullanıyorsunuz, topraktan çok fazla besin maddesi alıyorsunuz. Bunların hepsi israf ediliyor. Gıdaya yapabileceğiniz en büyük saygısızlık onu israf etmek. Ayrıca gıda israfı, doğaya da bir saygısızlık.” değerlendirmesini yaptı.

Özelikle gençlerin önlerine gelen tabağın hikayesini bilmediğine ve daha çok israf ettiğine dikkati çeken Mukiibi, Slow Food olarak bu farkındalığın kazandırılması için her yıl Nisan ayını “gıda israfı ile mücadele ayı” olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.