CHP’de Referandum Çalışmaları Sürüyor…

CHP’de Referandum Çalışmaları Sürüyor…

Yayın: 28.03.2017 01:17
Paylaş:
A+ A-

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Ankara Ayşe Gülsün Bilgehan ve Parti Meclis Üyesi Gamze Taşçıer Referandum çalışmaları kapsamında Karabük’e geldi. Parti binasında partililer bir araya gelen Milletvekilleri daha sonra basın toplantısı düzenleyerek referandumda neden HAYIR denilmesi gerektiğini açıkladılar.

Basın toplantısında ilk konuşmayı Parti Meclis Üyesi Gamze Taşçıer yaparak; “16 Nisan’da bir sandık koyacaklar önüme, bu sandık bugüne kadar önümüze konulan sandıklardan çok daha farklı. Çünkü bu seçimin sonucunda bir iktidar belirlemeyeceğiz, bir siyasi partiye oy vermeyeceğiz. 140 yıldır gelenek haline gelen, bizim kültürümüzü temsil eden parlamenter sistem yerine bütün yetkilerin tek bir kişi de toplanıp toplanmayacağını, aslında bir anlamda rejimin değişip değişmeyeceğini oylayacağız. Bugün aslında fiili olarak başkanlık sisteminin ikinci yılındayız aynı zamanda. Peki biz 6 aydır başkanlık sistemini konuşurken bu ülkede neler oluyor hiç dönüp baktık mı? Son iki yıldır işsizlik oranı yüzde 700 oranında arttı. Resmi rakamlarla bilinen sadece 6 milyon işsiz sayımız var. Ekonomik kriz zaten toplumun tüm kesimleri cep iliklerine kadar hissediyor ve ekonomik kriz can yakıyor. Yine aynı şekilde dış politika deseniz en son bir Bulgaristan kalmıştı komşularımızdan kavga etmediğimiz, en sonunda onlarla da ilişkilerimizi kötü duruma sokmayı becerebildik. Terör örgütleri ülkenin her yanında kol geziyor. Askerlerimiz, erlerimiz, gencecik arkadaşlarımız neresi olduğunu bilmediği topraklarda Suriye’de, Elbab’ta maalesef savaşıyorlar. Bu kadar önemli sorun varken bizler maalesef 6 aydır tek bir kişiye yetkileri verip vermeyeceğimizi tartışıyoruz. Bizler milletvekillerimizle, parti yöneticilerimizle tüm Türkiye’yi Anadolu’yu karış karış gezmeye karar verdik. Çünkü maalesef adaletsiz bir seçim dönemiyle karşı karşıyayız. 1 Mart ile 10 Mart arasında Türkiye’de 17 ulusal kanalın yaptığı yayınlarda 53 saat Sayın Cumhurbaşkanını, 83 saat AK Parti’nin propagandasını, sadece 17 saatte Cumhuriyet Halk Partisi’nin çalışmalarını veren ve olağanüstü hal sürecinde yaşanan bir referandum süreci. Dolayısıyla biz parti olarak, sadece parti olarak da değil bir birey olarak, çocuğunun yarınından endişe duyan anneler olarak, babalar olarak, geleceğinden endişe duyan gençler olarak, Türkiye’yi karış karış dolaşarak kendi imkanlarımızla yollara düşüp halkımıza neden ‘hayır’ demek için yola çıktığımızı anlatmaya karar verdik. Peki biz neden ‘hayır’ diyoruz. Bu ülkede işsizin, yoksulun, terörün olmaması için ‘hayır’ diyoruz. Garibanın çocuğu hiç bilmedi topraklarda savaşırken kendi yandaşlarının çocuklarını ömür boyu askerlikten muaf etmek isteyenlere karşı ‘hayır’ diyoruz. Tek bir kişi sabah uyandığında, ‘Bu emekliler çok maaş alıyor yarısını indirdim.’ dememesi için ‘hayır’ diyoruz. Ömür boyu bir kişiye dokunulmazlık verilmesin diye ‘hayır’ diyoruz. Aslında kısaca biz aydınlık bir Türkiye’nin güzel, barış içinde yaşayacağımız bir Türkiye’nin var olabilmesi için ‘hayır’ diyoruz ve bu inançla, bu duyguyla 16 Nisan’da bu aydınlık, güzel günlere olan inancımızla Türkiye’mizde hayırlı bir gün doğacağına inanıyoruz” dedi.

ÇAKIRÖZER: “EVET DİYENLERDE HAYIR DİYENLERDE AYNI ÖLÇÜDE MUTEBERDİR, SAYGIYA DEĞERDİR”

Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise yaptığı açıklamada; “Öncelikle bu kampanyanın karşılıklı saygı ve hoşgörü yürütülmesi son derece önemli. Evet diyenlerde hayır diyenlerde aynı ölçüde muteberdir, saygıya değerdir. O yüzden 16 Nisan akşamı 17 Nisan sabahı hangi sonuç çıkarsa çıksın biz hayır çıkacağına inanıyoruz. Hangi sonuç çıkarsa çıksın biz kardeşliğimizi, birliğimizi beraberliğimizi pekiştirmemiz gerekiyor. Cumhuriyetimizin daha da güçlenmesi demokrasimizin daha da güçlenmesi ilerlememiz gerekir. Bu kampanyanın o yüzden tüm tarafların karşılıklı saygı sevgiyi hoş görüyü ihmal etmemeleri gerekir. Ayrıştırıcı dil kullanılmamalıdır. Tüm Karabüklüleri sandığa gitmeye davet ediyoruz. Görüşü ne olursa olsun bu vatandaşlık görevini yerine getirmeyi aracılığınızla çağırmak isterim. Bu kararın verilmesinde milletimizin sağduyusuna bizler inanıyoruz. Neden hayır dediğimizi birkaç madde ile anlatmak isterim bunlardan bir tanesi Cumhurbaşkanı her ne kadar anayasada yeminini etse de tarafsızlığını yitirmektedir. Bu bence en önemli hayır dememizin başındadır. İkinci olarak yasama yürütme ve yargı yetkilerinin tamamının tek bir kişinin elinde denetimsiz sorgusuz sualsiz yargılanamaz sorgulanamaz bir biçimde bir araya toplanmasını, vatandaşların bireysel hak ve özgürlüklerini ama ülkemizde kurum ve kuralların işleyişleri açısından son derece yanlış ve sakıncalı olmasından dolayı biz buna hayır diyoruz. Dünyada da örneği olmayan bir sistem rejim değişikliği başkanlık adı altında tanıtılmakta ama böyle bir başkanlık dünyanın hiçbir yerinde bulunmamakta. Başkanlık olan ülkelerde mutlaka başkanın denetlenmesi mekanizmaları bulunmakta ya yargı organı güçlü tutulmakta ya da yasama organı güçlü tutulmakta. Burada ise ayrıntılarıyla konuşabiliriz. Hem yasama seçilecek olan başkanı kontrol altına girmekte hem de yargı bizzat başkan tarafından atanacak isimler tamamen başkanın kontrolü altına girecektir. O yüzden biz tek adama bu kadar yetkiyi vermeyiz diyoruz ve sadece bunu sayın Erdoğan istediği için değil biz kim olursa olsun sayın bahçeli sayın yıldırım hatta kendi genel başkanımız sayın Kılıçdaroğlu dahi istese bu yetkilerin verilmesine karşıyız. Bir kişiye bu kadar yetkinin denetimsiz sorgulanmadan verilmesine karşıyız. Çünkü tek kişinin iki dudağı arasından çıkacak kararları bekliyor olmasını istemediğimiz için hayır diyoruz. Bu sistemi dipsiz bir kuyu olarak görüyoruz” dedi.

BİLGEHAN: “KARDEMİR’İN TABİ Kİ BENİM İÇİN ANLAMI ÇOK FARKLI”

İsmet İnönü’nün Torunu Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan da yaptığı konuşmada; “Milletvekili kimliğimin yanında İnönü’nün torunu olarak Karabük’e benim için çok anlamlı Karabük’e gelirken hemen girişte koskocaman bir Cumhuriyet eseri Karabük demir çelik fabrikası bugünün Kardemir’ini görüyorsunuz. Kardemir’in tabi ki benim için anlamı çok farklı. Tam 80 yıl önce 3 Nisan’da Karabük Demir ve Çelik Fabrikalarının temelinin atılmasının 80. Yıldönümü. Ne mutlu bana. Ben İnönü’nün bir torunu beş torunundan bir tanesiyim. Ne muhteşem bir eser ki 3 Nisan 1937’de temeli atılıyor o dönemin şartlarında dedemin yaptığı konuşmayı da buldum. O günün şartlarında bugüne dersler veren 1937’den bugüne kadar mesajlar yollayan bir konuşma yapmış dedem. Atatürk bu büyük müessesenin merasimine bizi memnun etti. Burada bizi bir şeyi önemle vurgulamak istiyorum. 1937’de temeli atılan Kardemir’in Atatürk ve ismet İnönü birlikte bu eseri kuruyorlar. Sayın İnönü diyor ki Atatürk bu büyük eserin temelini atmaya bizi görevlendirdi, bizi memnun etti diyor. O zamanlar bile ülkedeki Başbakan ve Cumhurbaşkanı arasındaki güveni sevgiyi görmekteyiz. Uzun bir konuşma yapıyor sayın İsmet İnönü orada bir konuşma yapıyor meclisteki mesai arkadaşları ve sevgili Celal Bayar’ın da büyük desteğini ve yardımını aldık diyor ve ona da teşekkür ediyor. Karabük Demir Çelik Fabrikası böyle bir anlayışla kurulmuş. O zamanlar bile Cumhurbaşkanı ile Başbakan ve meclisin oldukça uyumlu çalışmaları var. Ben Avrupa konseyinin medya komitesi başkanıyım çok üzülerek ülkenin şu anda dünyada basına uygulanan baskının örneği haline geldiğimizi görüyoruz. Çok üzgünüm. Nasıl anlatacağımızı nasıl açıklayacağımızı bilemiyorum çünkü ben sadece Türkiye’nin temsilcisi değilim 47 ülkenin de temsilcisiyim. İçlerinde en kötü Türkiye var. Eğer basın özgür olmazsa demokrasi yürütmek çok zordur. Bunun için en önemli baskının basın üzerinde olduğuna inanıyorum. Bizim konuşmalarımızı bile engelliyorlar birkaç tane bilinen örnek var ama herkes bunu yaşıyor. Buna rağmen buradaki arkadaşlarımızla beraber bunları aşmaya çalışıyoruz bu bir parti propagandası değil herkes 18 maddeyi iyi anlatmaya çalışıyor. Bu 18 maddenin içindeki tehlikeleri anlatmaya çalışıyor” sözlerine yer verdi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Genel Başkan ve Şube Başkanından Birlik Mesajı

Yayın: 25.04.2024 12:19
Paylaş:
A+ A-

Özçelik-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Yunus Değirmenci, beraberindeki sendikanın genel yönetim kurulu üyeleriyle birlikte, Karabük’e gelerek bir dizi temaslarda bulunup, ziyaretler gerçekleştirerek, teşkilat mensuplarıyla bir araya geldi.

Genel Başkan ve Şube Başkanından birlik mesajı

KARDEMİR Genel Müdüründen, Karabük Belediye Başkanına ve siyasi parti temsilcilerine varana kadar birçok ziyaret gerçekleştiren Öz Çelik-İş Sendikası Genel Başkan Yunus Değirmenci, Özçelik-İş Sendikası Karabük şube yöneticileri ve işyeri temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen Temsilciler Meclis’i toplantısına da katıldı.

Genel Başkan Değirmenci ve Şube Başkanı Kenan Yılmaz, toplantıda sendikanın dünü, bugünü ve yarınına ilişkin sendikanın Karabük teşkilatına kritik mesajlar verdi.

Toplantıda “Karabük ve buradaki teşkilatımın, sendikam ve şahsım için ne kadar kıymetli ve önemli olduğunu hepiniz biliyorsunuz” diyerek sözlerine başlayan Değirmenci, “Karabük’teki sendikal kültür, geçmişten bugüne Karabük’ün sendikal mücadelesi takdire şayandır. Karabük’ü hiçbir zaman, ne sendikamızdan ne de kendimizden ayrı düşünmedik, düşünemeyiz.” ifadelerini kullandı.

DEĞİRMENCİ: “BEDELLER ÖDEMEYE HAZIR BİR ŞEKİLDE YOL YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
“Bugün Genel Başkan Yardımcım Mustafa Kılıç ve Şube Başkanım Kenan Yılmaz’ın öncülüğünde, siz temsilci arkadaşlarımın rehberliğinde ve şahsımın liderliğinde oluşan Genel Yönetimle, Karabük’ü ve buradaki üyelerimizi mutlu ve huzurlu yapmak için, var gücümüzle çalışıyoruz” diyen Değirmenci, “Bu nedenle sendikamızın geleceğe güvenli yürümesinde, sevk ve idaresinde, sizlere her zamankinden daha fazla ihtiyacım vardır.  Sizlerin ve sendikamın da şahsıma ihtiyacı olduğu müddetçe, ben de sizin önünüzde yürümeye, siz değerli kardeşlerime, genel başkanlığın yanında ağabeylik yapmaya, yol gösterici olmaya devam edeceğim. Geçmişte ödediğimiz bedelleri, bugün de yarın da ödemeye hazır bir şekilde, liderliğinizi yapmaktan şeref ve onur duyarak, bir elimde HAK-İŞ, bir elimde Özçelik-İş, göğsümüzde Türk bayrağıyla, aklımızda emekçilerle, alnımızda da secde iziyle sizlerle yol yürümeye devam edeceğim. Gözümü budaktan sakınmadan, bir lidere yakışır şekilde, teşkilatımı o’cu, bu’cu diye ayırmadan, herkesi kucaklayarak yol yürüyeceğim. Sizlerin desteği ve dualarıyla daha gidecek çok yolumuz, söyleyecek çok sözümüz var ” diye konuştu.

“KARDEMİR, KARDÖKMAK VE KARÇEL’DE TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASINI HAYATA GEÇİRMEK TARİHİ BİR BAŞARIDIR”

“Temsilciler Meclisimizde, üyelerimiz adına sizinle bir müjdeyi de paylaşmanın haklı gururunu yaşıyorum” diyerek sözlerini sürdüren Değirmenci, “KARDEMİR, KARDÖKMAK VE KARÇEL’deki alınteri akıtan üyelerimizin sağlığını yakından ilgilendiren ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ uygulamasının hayata geçirilmesi için işveren vekilleriyle uzun süredir görüşmelerimiz sürüyordu. Üyelerimizin anlaşmalı özel hastanelerde muayene ve tedavi olabilmeleri için bu uygulamanın bir an evvel hayata geçirilmesi istiyorduk. Karabük’e yaptığımız ziyaretler kapsamında görüştüğümüz KARDEMİR Yönetimiyle ile üyelerimizin Tamamlayıcı Sağlık Sigortası kapsamına alınması konusunda anlaşmaya vardık. Üyelerimize büyük fayda sağlayacak olan ve KARDEMİR ve bağlı kuruluşlarında tarihi bir kazanım olan bu uygulamanın başta üyelerimiz olmak üzere işyerimize, sendikamıza hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.

“İDEALLERİMİ GERÇEKLEŞTİRENE KADAR DURMAYACAĞIM”
Genel Başkan Değirmenci, Temsilciler Meclis’indeki konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu sendikada bir hedefim, bir hayalim, bir idealim var. Bugün geldiğimiz noktada, sendikamızın tarihinde, adeta kendimizle yarışıyoruz. Sendikamız, bugün kurulduğu günden bu yana, üyesi sayısı bakımından olsun, maddi imkânları açısından olsun, en zirve noktaya ulaşmış olsa da, tek başıma kalsam da, bu sendikayı Türkiye’nin en büyük sendikaları arasına taşıma mücadelem devam edecektir. Bugünkü zirvenin, bugünkü başarımızın bana yetmediğini söylemek istiyorum. Ben başarıya doymayan bir adamım. Üyelerimiz için, sendikamız için en iyisi, en güzeli olsun istiyorum. Bunun yapmak için de gerekirse gövdemi ortaya koyarım. Kanımın son damlasına kadar mücadelemi veririm.”

“SÖZLEŞME SÜRECİNİN TAM GÖBEĞİNDE OLACAĞIM”
“Karabük şubeyi, benim ilk göz ağrım olan, kendi şubem olan Kayseri Şubeden hiçbir zaman ayrı tutmadım. Kayseri Şube Başkanı Rüstem Çabuk kardeşim benim için neyse, Kenan Yılmaz da benim için o’dur. Kayseri benim için neyse, Karabük de o’dur. Zaten Kayseri ve Karabük Şubelerini kardeş şube ilan ettim. O neden önümüzdeki KARDEMİR toplu iş sözleşme sürecinin tam göbeğinde olacağım. Genel Başkan Yardımcımı, şube başkanımı, yöneticilerimi, temsilcilerimi sözleşme sürecinde geçmişte olduğu gibi bu dönem de asla yalnız bırakmayacağım. Üyelerimizin talep ve beklentilerini karşılamak için aşındırmadık kapı bırakmayacağım. Geçmişte olduğu gibi bu toplu sözleşme sürecinden de alnımızın akıyla çıkmayı başaracağımıza olan inancım tamdır.”

“ŞUBE KONGRESİNDE TARAF OLACAĞIM”
“Aynı şekilde şube genel kurulumuzun delege seçiminden itibaren de kongre sürecinin tam göbeğinde olacağım. Bugünden herkes bilsin ki, hem de taraf olmuş bir şekilde sendikamın hazırlamış olduğu listeyle seçime gireceğim. Yeri gelmişken hemen söyleyeyim bakın arkadaşlar, kırmızı kalın çizgilerle söylüyorum. Genel Başkan, Genel Başkan Yardımcısı, Şube Başkanı arasına hiç kimse nifak sokamaz. Nifak sokmak isteyenlere de müsaade etmem. Zaten böyle bir fitneden de kimse ekmek çıkaramaz. Çünkü biri kardeşim, diğeri evladım. Bu can bu bedende olduğu müddetçe, bu teşkilat beni bu sendikanın başında tuttuğu müddetçe, örnek şube-genel merkez yapısını, Türkiye’deki bütün teşkilatıma gösteriyorum, göstermeye devam edeceğim. Beni seven, Mustafa’yı ve Kenan’ı sevecek, bu sevgide üçümüzü ayrı tutmayacaktır.”

ŞUBE BAŞKANI YILMAZ:”GENEL BAŞKANIMLA BABA-OĞUL İLİŞKİSİ İÇERİSİNDE SENDİKACILIK YAPMAKTAN ÇOK MUTLUYUM”
Toplantıda konuşma yapan bir diğer isim olan Özçelik-İş Sendikası Karabük Şube Başkanı Kenan Yılmaz ise, şube olarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi vererek, “Önümüzdeki özellikle KARDEMİR sözleşmesini ve Karabük Şubemizin Genel Kurulu’nu da yine Genel Başkanımız Yunus Değirmenci’nin liderliğinde yaparak, bu süreçleri de alnımızın akıyla tamamlamak istiyoruz” dedi.

“Genel Başkanımla şuanda baba-oğlu ilişkisi kurmuş olmanın sonsuz mutluluğunu ve huzurunu yaşıyorum” ifadelerini kullanan Şube Başkanı Yılmaz,  “Genel Başkanımız, yeniden Genel Başkan seçildikten sonra ilk ziyaretini Karabük’e yaparak, fitne ve nifak tohumlarının ekilmesinin önüne hızlıca geçti. Kargaşa bekleyenleri adeta ters köşeye yatırdı, onlara asla fırsat vermedi. Yaşanılan yanlışları, yapılan hataları asla yeniden gündeme getirmeyerek, birlik ve beraberlik ortamını sağladı.  Sadece sendikal konularda değil, hayatımın her alanında yanımda olan Genel Başkanıma, şahsıma ve şubeme göstermiş olduğu özel önem için ayrıca teşekkür ediyorum.”

“GENEL BAŞKANIMIZA OLAN SADAKATİM VE İNANCIM HER GEÇEN GÜN ARTMIŞTIR”
Yılmaz da konuşmasına şöyle devam etti:
“Öncesi de var elbette ama şube başkanlığı yaptığım son 2 buçuk yılda Genel Başkanımızın Karabük başta olmak üzere Türkiye genelindeki tüm üyelerimiz için nasıl canla başla çalıştığına yakından şahit oldum. Genel Başkanımızın emekçiler için gösterdiği fedakârlıkları, emekleri gördükçe, ona olan sadakatim her geçen gün katlanmıştır. Genel Başkanımızın insani yönünü, üyelerimizle olan diyalogunu, işverenlerle olan güçlü iletişimini gördükçe, kendisine olan inancım daha da artmıştır. Genel Başkanımızın sendikamızı nereden nereye getirdiği ortadadır. Sendikamızın büyüyüp, gelişmesi için yaptığı fedakârlıkları inkâr etmek mümkün değildir. Bu nedenle de bizlerle birlikte masada, sahada mücadele veren Genel Başkanımız Yunus Değirmenci ile yol yürümek benim ve şubem için bir şereftir, onurdur. Bu nedenle amasız, fakatsız arkasında olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Atacağı her adımda yanında olmak artık benim için bir görevdir. Genel başkanımızın liderliğinde biz artık önümüze bakıyor, geleceğe yürüyoruz. Sendikamızın adını nasıl yüceltiriz, üyelerimizi nasıl mutlu ederiz onun derdiyle çalışmalarımızı yapıyoruz. Genel Başkanımızın emrinde, Genel Merkezimin politikaları doğrultusunda, Hak-İş ilke ve değerleri doğrultusunda, sendikamızı en güzel yerlere taşımak için gayret edeceğiz. Bizlere güvenen başta genel başkanımız olmak üzere bizlerden beklentisi olan hiç kimsenin yüzünü kara çıkarmayacağız. Benim bundan sonraki sendikacılık hayatımda, Genel Başkanımın hep bir adım gerisinde sendikal mücadelemi vereceğimden, onun gösterdiği yol ve yöntemleri kullanarak, yine gösterdiği hedefe yürüyeceğimden kimsenin şüphesi olmasın”

Temsilcilerin de söz alarak görüşlerini dile getirmesinin ardından toplu fotoğraf çekimiyle toplantı sona erdi.