Geleceğin Doktorları Beyaz Önlük Giydi

Geleceğin Doktorları Beyaz Önlük Giydi

Yayın: 29.11.2019 20:03
Paylaş:
A+ A-

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Tıp Fakültesine başlayan 184 öğrenci beyaz önlüklerini törenle giydi.
KBÜ Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Prof. Dr. Sadettin Ökten Konferans Salonu’nda düzenlenen törene, KBÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Mustafa Yaşar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Açar, İl Salık Müdürü Ahmet Sarı, Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi İsmail Haskul, akademik personel, öğrenciler ve aileleri katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende konuşan Rektör Vekili Mustafa Yaşar, KBÜ’nün dünyanın en iyi bin üniversitesi arasında yer aldığını söyledi.
KBÜ’nün yeni bir üniversite olmasına rağmen büyük başarı elde ettiğini, bunun kolay olmadığını ifade eden Yaşar, “Bu her alanda çok mükemmeliz manasına da gelmiyor. Eğitimin, çevrenin, teknolojinin katkılarıyla biz bu hale geldi. Çok güzel bir başarı elde ettik, bunun da dünyada yansımasını görüyoruz. Karabük Üniversitesi gerçekten genç bir üniversite. Ama yatırımlarıyla, farklı bakış açısıyla ve ilkleri gerçekleştirerek çok büyük başarılar elde etti. Bu başarıyı elde ederken de biz hocaların, rektörlerin gayretiyle oldu. Karabük halkının da çok büyük katkısı oldu. Bizim binalarımızın birçoğunu Karabük halkı yaptı veya buranın sanayicileri yaptı. Bunu yapmasaydılar, biz inşaatla uğraşsaydık, bu başarıyı elde edemezdik. İlk teşekkürü hak edenler Karabüklüler ve halkı” diye konuştu.

İkinci başarının da öğretim elemanlarının olduğunu aktaran Yaşar, şunları kaydetti:
“Sağlık sektöründe ok iyi durumdayız, ama başlangıçta teknik bir üniversiteydik. Karabük Demir ve Çelik Fabrikalarından (KARDEMİR) dolayı demir-çelikle anılan bir yerdi. Herkes Karabük’ü biliyordu. Dünyada, Karabük Üniversitesi bilinen bir yer. Karabük Üniversitesinde şuanda yaklaşık 8 bin uluslararası arkadaşımız var. Dünyada 85 farklı ülkeden burada öğrencimiz var. 8 bin farklı bakış açısıyla bakmak zorunda kalıyoruz. Bazen Çad, Somali, Özbekistan’ın ihtiyacına göre bakmak zorunda kalıyoruz.”

Karabük İl Sağlık Müdürü Sarı da genç doktor adaylarına başarılar diledi.
Öğrencilerin hayatları boyunca gururla taşıyacakları, sorumluluğu ağır, vebali büyük ve şerefli bir mesleğe talip olduğunu vurgulayan Sarı, “Kapasitesi yeten herkes tıbbi bilimleri çağın şartlarının el verdiği düzeyde sahip olabilir. Ancak erdemli, ahlaklı olmayan hiç kimse gerçek manada hekim olamaz. Bunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmamanızı ve bugünden itibaren son nefesinize kadar iyi bir insan olma gayreti göstermenizi diliyorum” değerlendirmesine bulundu.
Konuşmaların ardından Yaşar, Açar, Sarı, Haskul ve diğer katılımcılar tarafından doktor adaylarına beyaz önlükleri giydirildi.
Törende ailelerde çocuklarının bu mutlu gününü ölümsüzleştirmek için telefonlarıyla o anları kaydetti.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

“Gölgeyim Ben” Karabük’te okuyucusuyla buluşuyor

Yayın: 29.03.2024 16:54
Paylaş:
A+ A-

The Poet House tarafından yayımlanan mini kitapta Tuğba Turan’ın “Gölgeyim Ben” adlı hikayeleri İsmail Sertaç Yılmaz tarafından çizilen illüstrasyonlarla bir araya getirildi.

Karabük’te polisiye ve gerilim türünde kitap yazan Tuğba Turan, güçlü kalemiyle yeni bir başarıya imza attı. Karabük’ün yetenekli yazarı Tuğba Turan, bu kez okuyucusunu dört hikayede buluşturuyor. Hikayelerinde, kadınların erkeklerin gölgesinde kalmaktan çıkıp, kendi güçlerini keşfetmelerine vurgu yapıyor. Karakterinin gölge üzerinden güçlenmesi, aslında kadınların toplumda ikinci planda tutulduğu, bastırıldığı ve görmezden gelindiği gerçeğini simgeliyor. Ancak bu hikayeler, kadınların içlerindeki gücü keşfetmeleri ve erkek egemen topluma karşı mücadele vermeleri üzerinden umut ve ilham veriyor. Gölgelerden güç alan anti-kahramanın, kadınların kendilerini güçlü ve değerli hissetmelerine yönelik bir metafor olması da bu mesajın önemli bir parçasını taşıyor. Bu hikayeler, kadınların kendi ayakları üzerinde durmalarını, seslerini duyurmalarını ve adalet arayışlarında korkusuzca ilerlemelerini konu alıyor. Bu sayede, kadınların erkeklerin gölgesinde kalmayı reddederek kendi ışıklarını yakmaları ve hayallerine doğru ilerlemeleri teşvik ediliyor.

Bu kitap aynı zamanda sakin kitap ‘slow book’ projesi, hızlı tüketilen kitaplara karşı bir başkaldırı niteliği de taşıyor. Hikayelerinde gücünü gölgeden alan anti-kahramanın yaratıcısı Turan, kitabında şu ifadelerde bulunuyor: “Ben yoklukla güçlendim. Hiçlikten doğdum. Bir kadının içine düşerken zevk veren, düştükten sonra istenmeyen bir bebek gibi, boşluğu doldurdum. Ben oldum” sözleriyle karakterinin iç dünyasını anlatarak, kadınların sessizliklerine ses katmayı hedefliyor.

“Gölgeyim Ben”, kadınların güçlenme sürecini ve adalet arayışını ele alan etkileyici hikayelerle dolu bir kitap olarak okuyucularla buluşacak. Bu kitap ile Yazar Tuğba Turan’ın Karabük ve Türkiye genelinde edebiyata ve sanata farklı bir bakış açısı getireceğinin mesajı veriliyor. (Esra Oğuzkağan Özkan)