‘Girişimcilikte Önce Kadın’ Projesi Tanıtım Toplantısı Yapıldı

‘Girişimcilikte Önce Kadın’ Projesi Tanıtım Toplantısı Yapıldı

Yayın: 25.01.2019 21:01
Paylaş:
A+ A-

Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Türkiye Vodafon Vakfı ve Türkiye Bilişim Vakfı işbirliğinde gerçekleştirilen ‘Girişimcilikte Önce Kadın’ projesinin tanıtım toplantısı Safranbolu Kültür ve Eğitim Merkezi (SAKEM) Aslanlar Şubesinde yapıldı.

Kadınların, el emeği, göz nuru ürünlerini bilgi iletişlim teknolojisinin getirdiği yeniliklerle satışının kolaylaştırılması ve hobi olarak başlanan birçok çalışmanın gelir getirici bir faaliyete dönüşmesini sağlayarak, ekonomik hayata katılımlarını özendirmek amacı başlatılan ve tanıtımı yapılan proje toplantısına, Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Dr. Fatih Ürkmezer, İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürü Sezai Öztaş ve çok sayıda kursiyer bayan katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan ve projenin amacından söz eden İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürü Sezai Öztaş; “ El emeği, göz nuru ürünlerin bilgi iletişlim teknolojisinin getirdiği yeniliklerle satışının kolaylaştırılması ve hobi olarak başlanan birçok çalışmanın gelir getirici bir faaliyete dönüşmesini sağlayarak, meslek sahibi olmayan kadınların ekonomik hayata katılımlarını özendirmek ve ailenin refah düzeyini arttıracak ek gelire kavuşmalarına olanak yaratmaktır. Aynı zamanda kadınlarımızın kendilerine olan özgüvenlerinin arttırılması amaçlanmaktadır. Bununla birlikte kadın kursiyerlerimiz bu kapsamda ürün satmanın yanında ödüllü yarışmalara da katılabileceklerdir. Bu kapsamda 2016 yılı itibari ile açılan 984 kursa 22. 365 kursiyer katılmış ve oldukça büyük bir oran elde edilmiştir” dedi.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş yaptığı konuşmada: “ Hayat boyu öğrenmenin en önemli felsefelerinden birisi de, toplumdaki tüm bireylerin ilgi, yetenek ve yeterliliklerini ortaya çıkaracak faaliyetler yapmak ve toplumun tüm kesimlerine ulaşmaktır. Bu kapsamda bizlerde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak Halk Eğitim Merkezi ve SAKEM işbirliğinde toplumdaki tüm bireylere ulaşma hedefindeyiz. Çalışmalarımızda Sayın Kaymakamımız ve Belediye Başkanımız Dr. Fatih Ürkmezer beyefendi ve SAKEM çok büyük destek veriyorlar. Kendilerine teşekkür ediyorum. İnşallah bu faaliyetlerle beraber sizlerinde Türkiye ekonomisine destek vereceğinizi biliyor, hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Dr. Fatih Ürkmezer ise, Safranbolu, hem Halk Eğitim Müdürlüğü çalışması hem de bu çalışmaları ortaklaşa yürüttüğü SAKEM sayesinde Türkiye ortalamasının üzerinde bir erişilebilirliğe sahip” dedi.

Safranbolu’da açılan kursların her yaştan insanı kapsadığını kaydeden Ürkmezer; “ Aslında bizim kurslarımız sadece kadınlarımıza yönelik değil, tüm vatandaşlarımıza hem Halk Eğitim hem de SAKEM bünyesinde kurslar veriyoruz. Günümüzde çok yoğun rekabetin olduğu ortamda yaşıyoruz. Bu rekabet daha önceleri işletmeler arasında idi ancak şimdi ülkeler arasındaki rekabette de ekonomik yeterliliği arttırmak her geçen gün daha da ön plana çıkıyor. Artık kendi öz değerlerimize, Milli değerlerimize ne kadar çok sahip çıkarsak, ekonomiye katarsak ülkemizde o kadar çok güçlü hale gelir” diye konuştu.

Hayatın nasıl tek taraflı yürümeyeceğini ifade eden Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Dr. Fatih Ürkmezer; “ Ekonominin de yürümesi imkânsız. Nasıl ki kadınlarımız sosyal hayatımızda çok fazla yer ediniyorlarsa, ekonomik hayatımızda da yer edinmeleri ve bizlerin de onlara destek vermemiz gerekiyor. Bu çalışma da zaten kadınlarımızın ekonomik hayatımızda nasıl daha çok aktif hale gelecekleri anlatılıyor. Yine günümüzde artık el emeği üreten kadınların ekonomiye katılması çok daha kolay oluyor. Sosyal medya sayesinde herkes kendi ürettiğinin tanıtımını kolayca yapabiliyor. Bu iyi kullananlar için gerçekten bir fırsat. İşte bizlerin buralarda onları da göstermemiz gerekiyor. Ben kadınlarımızın bunu başarabileceğine bir çok kez şahit oldum. Bunu gerek Kadın Kooperatifleri, gerekse yetmediğiniz yerde komşularınızla birlikte başarabilirsiniz. Bununla birlikte Safranbolu’da yaşamanızın da bir avantajı var. Çünkü Safranbolu’da ekonomik olarak bir döngü var. Örnek verecek olursak 2017 de 1 milyon ziyaretçi varken, 2018 yılında 1 milyon 263 bine ulaşmışız. Önümüzdeki yıl daha da çoğalır. Bunu değerlendirmeliyiz. Bu vesile ile bir kez daha projenin gerçekleşmesinde emeği olan ve katılım sağlayan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

Konuşmaların ardından projeye katılan kursiyerlere sertifikaları protokol tarafından verilirken, daha sonra kursiyerler tarafından yapılan ürünlerden oluşan sergi gezildi.

Halk Eğitim Merkezi Öğretmeni Serkan Duru tarafından yapılan bilgilendirmeden sonra soru cevap bölümü ile toplantı son buldu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çime alternatif bitkiler su verimliliğini artırırken yaban hayatına fayda sağlıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, çok fazla su tüketen çimlerin biyolojik çöl olarak adlandırıldığını, bunun yerine kullanılacak alternatif bitkilerin yaban hayatı için de faydalı olacağını söyledi.

Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda 31 Ocak 2023'te başlatılan “Su Verimliliği Seferberliği” kapsamında “Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033)” genelge ile yürürlüğe girdi.

Bakanlığa bağlı Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün, bu genelgeye dayanarak hazırladığı “Kurakçıl Peyzaj Uygulamaları Rehber Dokümanı” da bakanlığın internet sitesinde yayımlandı.

Kurakçıl peyzaj düzenleme kavramının her boyutuyla ele alındığı rehberde Türkiye’nin, küresel iklim değişikliği etkilerinin yoğun olarak hissedildiği Akdeniz iklim kuşağında yer aldığı ve bu nedenle peyzaj uygulamalarında en üst seviye su verimliliğinin elde edilmesi gerektiği kaydedildi.

Peyzaj uygulamalarında sulama suyunun verimli kullanılabilmesi için su tüketimi yüksek olan geniş çim yüzeyler yerine bölgenin iklim koşullarına uyumlu, su isteği az olan, kuraklığa dayanıklı doğal bitkilerin tercih edilmesi gerektiğinin altı çizilen rehberde 1 metrekarelik çim alanın günde yaklaşık 7-10 litre su tükettiği, bu alanı yaklaşık 20 gün sulamak için kullanılacak suyun, bir kayısı ağacının 1 yıllık su tüketimine denk geldiği bilgisi paylaşıldı.

Çalışmada peyzaj uygulamalarında kullanılan çim alanların tamamının kurakçıl peyzaja dönüştürülmesi ile yüzde 80'e varan su verimliliği sağlanabileceği belirtildi.

– Alternatif bitkiler

Rehberde, ihtiyaç duyulan su miktarının ve peyzaj tasarımında seçilen çim türünün, alanın özelliklerine uyup uymadığının önceden araştırılması gerektiği vurgulanırken çim yerine kullanılabilecek alternatifler de sunuldu.

Bunlardan biri olan kamışsı yumak adlı çim türü, en kuru şartlarda bile yeşil yapraklarını ve dokusunu korurken, az miktarda gübreye ihtiyaç duyuyor ve bu özelikleri dolayısıyla çim karışımlarında sıkça tercih ediliyor.

Yoğun çim tabakası oluşturabilen bir diğer alternatif çayır salkım otu, sık biçme ve yoğun kullanıma dayanıklılığıyla ön plana çıkarken, spor sahalarında, park ve bahçelerde kullanılabiliyor.

Bermuda çimi, sıcak ve nemli ya da sıcak ve yarı kurak bölgeler için önerilen bir tür olarak, koyun yumağı türü de kuraklığa ve hastalıklara dayanıklılığıyla alternatifler arasında yer aldı.

Uygun alanlarda çim yerine kullanılabilecek diğer bitkiler arasında ise damkoruğu, acı damkoruğu, Japonya ipeği, kara yosun, fare kulağı, ak üçgül, Japon süpürgesi, Cezayir menekşesi, yıldız halısı ve lavanta gösterildi.

– “Ege ve Akdeniz'de çimler ortalamanın üzerinde su tüketiyor”

Prof. Dr. Doğanay Tolunay peyzaj malzemesi olarak kullanılan çimin neden olduğu su tüketimiyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Çimin estetik kaygılar sebebiyle çok fazla tercih edildiğini öte yandan bu bitkinin kullanımının su tüketimi başta olmak üzere birçok problemi de beraberinde getirdiğini kaydeden Tolunay, “Mayıs sonu haziran başı itibarıyla, eylül, ekim aylarına kadar neredeyse her gün çimlerin sulanması gerekiyor.” dedi.

Tolunay, Ege ve Akdeniz bölgelerinde sulamanın daha erken aylarda başlaması gerektiğini, bu bölgelerde 1 metrekare çimin günlük su tüketiminin, ortalamanın üzerinde, 15 litreye kadar çıkabildiğini aktardı.

İklim koşulları nedeniyle nemli kuzey ülkelerinde çimlerin su ihtiyaçlarının bu yoğunlukta olmadığı bilgisini paylaşan Tolunay, “Türkiye’nin büyük bir çoğunluğunda özelikle yaz ayları kurak olduğu için çim kullanımının, su tüketimini artıran bir faktör olduğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Su tüketimin yanı sıra çimlerin sürekli biçilmesi ve gübrelenmesi gerektiğini, bunun da ciddi bir maliyeti olduğunu bildiren Tolunay, çim yerine her bölgenin kendi iklim koşullarına uygun alternatif bitkilere yönelmesi tavsiyesinde bulundu.

– “Ada çayı, kekik gibi bitkiler peyzaj olarak kullanılabilir”

Türkiye’nin bitki türü çeşitliliği açısından zengin bir ülke olduğunu dile getiren Tolunay şunları söyledi:

“Çimin yerini alabilecek alternatifler genellikle çok yıllık bitkilerdir. Otsu ya da odunsu olabilir. Bölgeden bölgeye değişiklik gösterirler. Herkesin bildiği ayrık otu bunlara örnek olabilir. Bu ot çok hızlı yayılabilir, su görmediğinde sararsa da azıcık bir suyla hemen kendini toparlayabilir. Örneğin Ege ve Akdeniz’de damkoruğu kullanılabilir. Bunlar yapraklarında suyu biriktirir ve Türkiye’de de doğal olarak mevcutturlar. Suyu depoladıkları için uzun süre susuzluğa dayanabilirler. Bunun dışında çeşitli uygun çalılar olabilir. Ladenler olabilir, yabani güller olabilir. Yine Ege, Akdeniz’de ada çayı, kekik gibi bitkiler de peyzaj olarak kullanılabilir.”

Çim yerine İç Anadolu'da sıklıkla görülen bodur alıç ağaçlarının da kullanılabileceğinden bahseden Tolunay, “Bunların aynı zamanda meyveleri vardır ve bu meyveler de kuşlar, arılar için, yaban hayatı açısından iyidir. Çimler çiçek açmaz, çimlerin olduğu yerlerde kelebekleri, arıları, böcekleri pek fazla göremeyiz. O yüzden bilimsel olarak da biyolojik çöl olarak adlandırılırlar.” diye konuştu.

Tolunay, sadece bitki türlerini değiştirmekle değil, yağmur suyu hasadı, malçlama gibi uygulamalarla da su verimliliğinin en üst düzeye çıkarabileceği değerlendirmesini paylaştı.