Göz Göre Göre Çürütülüyor…

Göz Göre Göre Çürütülüyor…

Yayın: 20.11.2015 10:44
Paylaş:
A+ A-

Hüseyin Erer’in belediye başkanlığı döneminde milyonlarca lira harcanarak yapılan ancak, Rafet Vergili’nin belediye başkanı seçilmesiyle birlikte kullanmayacağını söylediği Karabük belediyesine ait Yeşil mahallede bulunan bina adeta kaderine terk edilmiş durumda.

Bilindiği gibi Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili Karabük Üniversitesinin Tıp Fakültesi binasını iade etmesinden sonra “O binanın nasıl kullanılacağı konusunda hiçbir karar vermedik” demişti.

Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir protokolle Karabük Belediyesi Yeşil Mahalle’de bulunan binayı Karabük Üniversitesine vermişti.
Karabük Üniversitesi bu binayı Tıp Fakültesi binası olarak kullanırken geçtiğimiz aylarda sebebi anlaşılmaksızın bu binayı tekrar belediyeye iade etme kararı almasının ardından Karabük kamuoyunda bu binanın nasıl değerlendirileceği konusunda merakla bekleyişi devam ediyor.

Yine geçtiğimiz aylarda Karabük belediye başkanı Rafet Vergili binanın nasıl değerlendirileceği konusunda birkaç alternatifi değerlendireceklerini belirterek “Orayı kullanıp kullanma konusu Karabük Üniversitesinin kendi tercihi idi. Bu binayı öncelikle Sağlık ile ilgili kullanılıp kullanılmayacağı konusunu değerlendireceğiz. Sağlık alanında kullanamaz isek hangi şekilde kullanacağımız alternatiflerini değerlendireceğiz. Şu anda daha teslim almadık. Şu an o binanın nasıl kullanılacağı konusunda hiçbir karar vermedik” açıklamasına yer vermişti.

Başkan Vergili’nin daha önce yaptığı bu açıklamanın ardından Karabük Valilik binası hizmetine verilmesi de gündeme gelen belediye binası ile ilgili henüz bir gelişme yaşanmadığı ve adeta çürümeye terk edilen binanın akıbeti ile ilgili bir gelişme olmadığı gelen bilgiler arasında yer alıyor.

Bu binanın bu durumda olmasına büyük tepki gösteren ilgili vatandaşlar, “burada tüyü bitmemiş yetim hakkı var. Devlet malına zarar veriliyor.Milyonlar harcanarak yapılan bina çürümeye terk edildi.Bunun hesabını birileri vermeli.Bu durum siyaset malzemesi yapılmamalı.Biran önce bu binaya çözüm bulunmalı” görüşlerini dile getiriyorlar.

Yorumlar

  1. SADIK ULUPINAR

    Bu hesabın birilerine sorulması lazım.Ya yaptırana ya da kullanmayana.Bu ne biçim bir iştir arkadaş yok mu hesap soracak bir merci.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Akran zorbalığında yapılması gerekenlerle ilgili uyarı

Yayın: 29.03.2024 14:40
Paylaş:
A+ A-

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Ayçiçek Dinçer, akran zorbalığı hakkında uyarılarda bulundu.

OMÜ’den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Dinçer, zorbalığın ergen bireylerin sosyalleştiği okul, okul çevresi ve mahallelerde gözlemlendiğini belirtti.

Zorbalığın genellikle güç gösterisi yapmak amacıyla meydana geldiğine işaret eden Dinçer, “Fiziksel zorbalık, bir bireyin diğerine fiziksel şiddet uygulamasını içerir. Sözlü zorbalık ise bir bireyin diğerinin görünümüne, becerilerine, yeteneklerine, ailesine veya kültürüne yönelik alay etme ve aşağılama durumunu ifade eder. Sosyal zorbalık ise daha çok mağdurun sosyal ilişkilerini olumsuz etkilemeye yönelik davranışları barındırır.” ifadelerini kullandı.

Zorbalıktan mağdur olan çocukların güç elde ettiklerinde onların da aynı davranışı sergileyebileceklerinin altını çizen Dinçer, şöyle devam etti:

“Mağduriyet ve zorbalık, birbiriyle ilişkilidir. Psikolojik açıdan incelendiğinde mağdur çocukların iştahsızlık, karın ağrısı, baş ağrısı, okula gitmekte isteksizlik, okul başarısında düşüklük, okulu bırakma isteği, kaygı bozuklukları, intihar düşünceleri ve hatta bazen ölümle sonuçlanan davranışlar yer alabilir. Bu durumlar, çocukların ve gençlerin potansiyeline tam olarak ulaşmalarını engelleyen ciddi sorunlardır. Zorbalarda ise psikolojik durum genellikle olumsuzdur. Dürtü kontrolü ve duygu düzenleme becerileri zayıf olabilir, okul başarısı düşük olabilir, madde bağımlılığı ve suça eğilim gösterebilirler.”

Okul, aile ve çocuğu içine alan planlama yapılmalı

Zorbalığın artık sanal ortama taşındığını aktaran Dinçer, “İnternetin sınırsız ve kontrolsüz yapısı gençlere ‘sonsuzluk’ hissi verirken, istenmeyen davranışlara devam etmektedirler. Çevrim içi ortamlarda mağdurlar hakkında dedikodu yapmak, mağdura ait fotoğrafları izinsiz paylaşmak ve dolaşıma sokmak gibi davranışlar, dijital zorbalığın yaygın örneklerindendir. Diğer zorbalık türlerine karşı ortamdan uzaklaşmak mümkün olabilirken, dijital zorbalıkta saldırılar dijital ortama düştüğü andan itibaren hızla yayılarak kalıcı şekilde depolanır.” açıklamasında bulundu.

Dinçer, akran zorbalığı ve siber zorbalıkla ilgili eğitim verilmesinin önem taşıdığını anlatarak, şunları kaydetti:

“Eğer çocuğunuz zorba ise ilk olarak ona zorbalığın kabul edilemez olduğunu öğretmelisiniz. Bu aşama, katı ve net disiplin kuralları çerçevesinde olabilir ve bazı ayrıcalıkların elinden alınmasıyla uygulanabilir. Bu noktada şiddete başvurmamak ve rol model olmak önemlidir. Yani çocuğunuza şiddetin yanlış olduğunu anlatmalı ve kendi davranışlarınızla da bunu göstermelisiniz. Çocukları yararlı sportif aktivitelere yönlendirmek de sağlıklı bir tercihtir. Bu sayede empati yeteneğini geliştirirler. Zorbalar için ailelerin seyirci kalmamaları ve zorbalığın sonuçlarını anlatmaları gerekir. Mağdur çocuklar desteklenmeli, çünkü sağlam bir sosyal ve bilişsel çevresi olan çocuklar zorbalıktan daha az etkilenir. Ebeveynlerin çocuklarıyla iyi iletişim halinde olmaları da bu süreci pozitif etkileyecektir. Sonuç olarak okul, aile ve çocuğu içine alan bir planlama ile zorbalığın önüne geçmek mümkündür.” (AA)