Güleç; “Kardemir A.Ş Faaliyetlerine Büyüyerek Devam Edecektir”

Güleç; “Kardemir A.Ş Faaliyetlerine Büyüyerek Devam Edecektir”

Yayın: 09.02.2016 10:19
Paylaş:
A+ A-

KARDEMİR A.Ş Yönetim kurul başkan vekili Kamil Güleç yaptığı yazılı açıklama ile bir dizi değerlendirmelerde bulundu.

Güleç; çok değerli görsel ve yazılı basın mensuplarımız, çok değerli Kardemir hissedarları, Kardemir çalışanları, Karabük’lü hemşerilerim diyerek başladığı sözlerinde şu açıklamalara yer verdi.

“Son günlerde bazı görsel ve yazılı basın organlarında Kardemir ve Kardemir’in bazı Yönetim Kurulu Üyeleri, Kardemir ortaklarının aileleri, şahsım ve ailemizin bazı bireyleri hakkında maksatlı, planlanmış, yanıltıcı bilgilere dayalı haberler ve programlar tertiplenmektedir.

Bu haksız iddia ve karalamaların ana başlıklarını sıralamak ve bunları sırasıyla cevaplandırmak istiyorum;

1- Kardemir’de entegre bir tesis, neden diğer entegre tesisler kar ediyor da Kardemir zarar ediyor algısı;
2- Çin’den gelen krizin, dünyayı ve tüm demir çelik sektörünü değil de; Kardemir’i zora sokuyormuş algısı;
3- Kardemir yatırımlarının çoğunluğunu bitirmesine rağmen, neden 3 milyon tona ulaşamadı, yatırımların yersiz ve yanlış yapıldığı, verimli çalışmadıkları algısı;
4- Kardemir her seferinde dara düştüğünde özel bir şirket olmasına rağmen, Devletten haksız yardım talep ediyor algısı;
5- Kardemir’i 11 kişilik Yönetim Kurulu değil de, bir aile yönetiyor (Güleç Ailesi mensubu baba-oğul) Kardemir’deki ticari faaliyetlerde dahil bütün olumsuzlukları, bu iki kişi yaratıyor algısı;
6- Kardemir ile hükümetimiz ve onun temsilcilerinin yol ayrımında algısı,
7- Kardemir’in son 12 yılda 800.000.000 $ borçlandığı ve bunun izah edilemez bir durum olduğunu algısı,
Bu konuların muhataplarından birisi olarak sizleri aydınlatmak, konuşulanlar ve söylenenler hakkında doğru bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum;

Değerli Kamuoyu;
Öncelikle Kardemir’in durumu hakkında sizleri aydınlatacağım;
2015 yılının başından itibaren Dünya Çelik sektöründe kapasite kullanımında bir daralma olmuştur. Dünya Çelik sektörün de en büyük üretici olan Çin’in, kendi ekonomik bünyesinde ki küçülmeye paralel olarak ithalatçı konumdan ihracatçı konuma girmesi ve 2015 yılında yaklaşık 100 milyon tonun üzerinde ihracat yapması ile Dünya Çelik üreticileri zor günler yaşamaya başlamıştır. Net ihracatçı olan Çin’in sattığı ürünlerde sürekli dampingli fiyatlar uygulaması ve buna paralel dünya çelik fiyatlarının hızla düşmesi, pazarlarda yerli üreticilerin bu fiyatlara adapte olamayarak üretimlerinde mevcut kapasitelerini kullanılamaz hale getirmiştir.

2016 yılının başında bu durum değişmemiş ve daha da hızlanmaktadır. Bu koşullar, ülkemiz Demir Çelik sektörünü de ciddi etkiliyor. Biz 2014 yılında Dünya’da 7. Avrupa’da 2. çelik üreticisi iken, 2015 yılı sonunda Dünya’da 9. sıraya, yıllık 36 milyon tonlara ulaşan üretimimiz de 30 milyon tonlara kadar gerilemiştir. Yine Dünya’da ABD, AB ve diğer ülkelerin birçoğu Çin menşeili ürünlere 2015 yılı ortalarından itibaren koruma tedbirleri alıp kota ve vergiler koyarak yerli üretim ve üreticilerini korumuş ancak, Türkiye açık pazar konumunu devam ettirmektedir.
Bu gelişmeler Türk Demir Çelik temsilcileri tarafından hükümetimizin ilgili mercilerine anlatılmakta olup, Kardemir Yöneticileri olarak bizlerde yaklaşık 8 aydır aynı konuları Devletimizin her kademesine anlatmaya çalışmaktayız. Örneğin; 2015 yılı başlarında Kardemir, ürettiği kütük demirin tonunu 400 $ civarında satabilirken, bugün en son yaptığı satış hepimizin malumu 275 $/ton da gerçekleşmiştir. Bu hızlı fiyat düşüşünün en büyük sebebi, Çin’in ülkemize de çok büyük miktarlarda ve düşük fiyatlarla demir çelik ürünlerini ihraç etmesidir. (Bugün Çin’deki kütük fiyatları yaklaşık Türkiye teslimi 250 dolar/ton civarındadır). Öncelikle bu durum ark ocaklı tesisleri zora sokmuş, ardından entegre tesislerini de etkilemiştir. Haliyle Kardemir’de bundan etkilenmektedir. %40’lara varan fiyat düşüşlerine karşılık hammadde girdilerimiz aynı oranda düşmediğinden, karlılık sürekli ve hızlı şekilde ortadan kalkmaktadır.

Kardemir, bildiğiniz gibi son 5 yıldır kapasitesini yaklaşık 1 milyon tonlardan 3 milyon tona çıkartmak için planladığı yatırımlarına devam etmektedir. Bu yatırımlar çerçevesinde katma değeri yüksek nihai ürünlere de kavuşmaktadır. 2015 yılı sonunda 2 milyon tonun üzerinde üretim gerçekleştirmiştir. Önümüzde ki 1-2 yıl içinde de bu yatırımları kaynak bulabilirse tamamlayarak 3 milyon ton ve üzeri bir kapasiteye kavuşmuş olacaktır. Yatırımlarımızın gerçekleşmesi için yaklaşık 1,350 milyar $ yatırım planlamıştık. Yaklaşık 1,1 milyar $’lık kısmı tamamlandı. Dünya’da Entegre demir çelik tesislerinde 1 milyon ton üretim kapasitesi artırmak için yaklaşık 1,2 milyar $ civarında yatırım gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında Kardemir yatırımlarını çok ucuza tamamlamaktadır. Yaklaşık 750 milyon $ borç yatırım borcudur ve uzun vadeli ödeme planına bağlıdır. Şayet Kardemir bu yatırımları anahtar teslimi yapsaydı böyle 1,350 milyar $’lara değil, belki 2,5-3 milyar $ civarında yatırım bedeli ödeyecekti. Yapılan yatırımlar hem yerinde ve gerekli, hem de olması gereken değerden çok aşağıda tamamlanmıştır. Bu borç, boşa bir borç değildir.
Kardemir’in üretim kapasitesi yılda 1 milyon tondan 3 milyon tonların üzerine yükseltilmektedir. Karşılığında büyük bir varlık doğmuştur. İşte tabiri caizse eser ortadır. Bu eserin meydana gelişinde herkesin emeği takdir edilirken, bu projenin başından beri, yani Karabük Demir Çelik fabrikalarının kapatılma sürecinden bugüne, bu ikilinin (Mutullah Yolbulan – Kamil Güleç’in ) olağanüstü gayret ve emeklerini ve can pahasına her şeyleri ile yaptıkları bu mücadelenin takdirini kamuoyuna bırakıyorum.
Şu gerçeği unutmamak lazım, yatırımlarımızı tamamlasak bile limanımız olmadığı için 2,2 milyon tonlardan daha fazla üretim yapma imkanımız yoktur. İlerleyen sürede Filyos Limanı’nın mutlaka gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu Liman Kardemir’in de, yöre sanayicisinin de, bölgelerimizin de olmazsa olmazımızdır. Şayet limanımız olsaydı bugünlerde ithal hammadde maliyetleri, yerli hammadde maliyetlerinden daha aşağıda oluşacak ve Kardemir hem üretimini daha ucuza mal edecek, hem de daha fazla kapasite kullanabilecekti.

Bir diğer hususta; Kardemir 2015 yılına kadar yerli cevherlerle üretim yaptığı için hem ucuz hammadde temin ediyor hem de kapasite kullanımda avantajlı idi. Bu da maliyetlerimizi aşağı çekmemize fayda sağlıyordu. Ama 2015 yılı başlarından itibaren yerli cevher fiyatları ithal cevherlere göre pahalı kalmaya başladı. Çünkü, Çin Demir Çelik üreticileri mamul ihracında ucuz fiyat uyguladıkları gibi dünya cevher fiyatları da Çin’in iç talep yetersizliğinden dolayı düşüş trendine girdi. Yerli cevher üreticileri, ithal cevherle rekabet edemiyor çünkü iç taşımada Devlet Demiryollarının taşıma fiyatları çok yüksek olması sebebi ile navlun maliyetleri şişiyor. Bunun bugün Kardemir için anlamı şudur; biz İsdemir gibi limanda olan bir fabrika olsaydık şimdi ithal cevher avantajını kullanıyor olacaktık.
Ayrıca, Kardemir gibi entegre tesislerinin hammadde bağlantıları eskiden 3-5 yıllık yapılırdı. 2008 krizinden sonra 1 yıllık sürelere kadar geri çekildi. Üretimimiz de devamlılığı sağlamanın ve dünyanın büyük hammadde üreticilerinden mal alabilmenin bazı kuralları var ve buna uymamız gerekiyor. Yani ürünlerinizde satış fiyatlarınız günlük düşerken, hammadde fiyatları bilhassa bizim gibi entegre tesisler için uzun dönem bağlantı ile alındığı için anında üretim maliyetlerinize yansımıyor.
Ayrıca 1 yıl önceki cevher fiyatlarına göre, navlun fiyatları oransal olarak cevher maliyetleri içinde gittikçe yükselerek Kardemir avantajlarını dezavantaja çevirmiştir.

Biz Kardemir olarak yıllardır bu taleplerimizi T.C.D.D yetkililerine iletiyoruz ama o kurumda zarar ettiği için fiyat indirmekte zorlanıyor. Sizlere bir örnek vereyim; Kardemir Liman’da üretim yapan fabrika olsaydı, dünyanın öbür ucundan aldığımız cevher veya koklaşabilir kömürün tonuna navlun olarak bugünlerde 6 $ civarında ödeme yapacaktık. Fakat bizim limanımız olmadığı ve deniz kenarında kurulmadığımızdan, yerli cevherle ağırlıklı çalışma zorunluluğu sebebi ile iç nakliye bedeli olarak DDY.’na 20 $/ton’lara varan navlunlar ödüyoruz.
Yine Zonguldak ve Bartın Limanlarında, liman boyutları sebebi ile daha küçük gemilerle cevher ve kömür getirme mecburiyeti olduğundan navlun fiyatları daha yüksek oluyor.
Kardemir’i ölçek ekonomisi yönünden incelersek biz 2015 yılı sonlarında ancak 2 milyon tonu geçmişken, İskenderun D.Ç. 2015 yılı sonunda 5 milyon ton üretim yapmıştır. Bu da sabit giderlerimizde İsdemir’e göre ciddi maliyet farkı yaratmıştır.
Bunun gibi daha bir çok olumsuz faktörler son yılda gelişmektedir. Örneğin; bankalara borçlanma maliyetleri yükselmeye devam etmektedir. Büyük yatırımlar yaptığımız için amortismanlar çok yüksektir. Halbuki diğer entegre tesislerinin yatırım borçları çok küçülmüştür.

Kardemir’in kullandığı yatırım kredilerinden dolayı kur farkları çıkmaktadır. Yatırım kredi borçlarımızın çoğunluk $ bazında olması ve $ ‘ın hızlı değer kazanması 2015 yılı sonunda Kardemir’in karını zarara çeviren faktörlerden olmuştur.
Kısacası; İsdemir’de entegre bir tesis ama kar ediyor, Kardemir neden 2015 yılında zarar etti dersek, işte yukarıda izah ettiğim ana sebeplerden dolayı Kardemir’in maliyetleri dönem dönem ton başına oldukça yüksek seviyelerde çıkmakta ve zararı oluşturmaktadır. Aslında; Kardemir uzun ürün üretiminde, yaptığımız yatırımlar sonucu en son teknolojiye sahiptir.
Bakın, aynı Kardemir 2014 yılında rekor kar etti. Çünkü dünyada çelik fiyatları olması gereken yerdeydi. 2015 yılında da faaliyet zararı etmediği halde yukarıda açıklamaya çalıştığım bazı elde olmayan sebeplerden ötürü bilançolarımızın altında zarar çıkıyor.

Sonuç olarak özetlersek;
1. Eğer Çin’den gelen tonu 250-260 $ ‘lara mal olan kütüklere vs. ürünlere kota uygulanmazsa Türk D.Ç. sektörü bir şekilde korunmaya alınmazsa,
2. Filyos’da acilen en az 180-200 bin tonluk gemilerin yanaşabileceği bir liman olmazsa,
3. Dünyada meydana gelen talep yetersizliği değişmezse,
4. Kardemir ulaştığı kapasitesini elinde olmayan nedenlerle tam kullanamazsa işimiz gerçekten çok zorlaşıyor.
Şunu çok iyi bilmeliyiz ki, Kardemir yönetim hatalarından dolayı zarar etmiyor. Bugün ki sorun yalnız Kardemir’in sorunu değil Türk demir çeliğinin sorunudur. Bunun üstüne Kardemir’in coğrafi konumundan kaynaklı dezavantajları da vardır. İşte bu yüzden Kardemir’de son 12 yıldır hızla katma değeri yüksek ürünleri üretebilmek için aşağıdaki yatırımları gerçekleştirdik.

• 2007 yılında büyük zorluklarla kurup faaliyete geçirdiğimiz ray ve profil fabrikası,
• 2014 yılında kurduğumuz yeni sürekli döküm tesisleri ve çelikhane yatırımları,
• 2016 Nisan ayı başlarında yine 700 bin tonluk birinci kısmını üretime alacağımız filmaşin ve kalın kangal üreten dünyanın en son teknolojisine sahip haddehanesi,
• Yine yaklaşık 2 yıl sonra üretime hazır hale gelecek demir yolu tekerlek fabrikası,
• Bu haddehanelere en kaliteli çelik hammaddelerini üretecek idame çelikhane yatırımları, vakum ve kükürt giderme tesisleri,
• Bunları besleyecek 2015 yılı başında faaliyete geçen 5 nolu 1,2 milyon tonluk yeni yüksek fırın,
• Enerji santralleri, oksijen fabrikaları, yeni kok fabrikaları, çevre yatırımları vs…
Bu yatırımların büyük bir kısmı tamamlanmıştır. Geri kalan yatırımlar da tamamlandığında Kardemir yıllık üretim kapasitesini 3 milyon tonların üzerine çıkaracaktır. Ama bunun için olmazsa olmaz, fiziki olarak Filyos Limanın devreye girmesidir.
Dünya çelik üretimi 2015 yılı sonlarında bir milyar yediyüz milyon (1.700.000.00) tonlara ulaşılmış bulunuyor. Dünyanın ekonomik büyümesinin yavaşlamasından ve Çin’in de tüketimini küçültmesinden dolayı birmilyar ikiyüz milyon (1.200.000.00) tonlarda tüketim gerçekleşmektedir. Dünya çelik üretim kapasitesi de 2,4 milyar tonlarda olup 700 milyon ton kapasite fazlası var. Bu fazlanın 400 milyon tonu Çin’den kaynaklanıyor, kalan 300 milyon tonu dünyanın diğer ülkelerinden. Çin öncelikle kendi üretimini kısmak ve kapasitesini düşürmek yerine dünyanın rekabet edemeyeceği ve maliyetlerinin altındaki fiyatlarla ihracat yapmaya devam ediyor. Türkiye eğer önlem almakta daha fazla gecikirse Türk çelik sektörünün durumu daha da kötüleşecektir. Açıkça görüleceği gibi, global ekonomi kaynaklı bu kriz, Kardemir yöneticilerinin başarısızlığından doğan bir sonuç değildir.
Kardemir %100’ü halka açık bir şirkettir. SPK mevzuatına göre yönetilmektedir. Kardemir bağımsız uluslararası denetim şirketlerince denetlenmektedir. Ayrıca iç denetimimiz vardır.
Kardemir AŞ. 4 tanesi bağımsız, 11 kişilik yönetim kurulunca yönetilmektedir. (İddia edildiği gibi baba-oğul Güleç ailesi tek başına yönetmemektedir.) Bütün kararlar Yönetim Kuruluna bağlı icra organları ( Genel Md., Genel Md.Yrd. ve ünite müdürleri) vasıtası ile yapılmaktadır. Bunlar gerçekken ve bunları bile bile bazı yerel basın organlarında ailelerimizi ayrıştırarak ve hedef alarak çok çirkin sataşmalar, asılsız ve maksadı aşan haberler yayınlanmaktadır. Bu kadar büyük şirketlerin kurumsal kimliği vardır. Kardemir de öyledir. 1994 yılından buyana sürdürülen mücadelemizde bu ve bunun gibi pek çok benzer durum yaşanmış, başarı ve gerçeklerle bunlar aşılmış ve yalanlanmıştır.
Şirketin sermaye yapısı ve ortaklık yapısının şekillenmesi bazı basın kuruşlarının yazması ile veya bir gazetecinin fikirleriyle olamaz. 70.000‘nin üzerindeki hissedarın sorumluluğunu taşıyoruz. Size burada kısaca bir anımı hatırlatacağım;
Karabük D.Ç. fabrikaları 5 Nisan 1994 kararlarıyla kapatılıyor. O tarihlerde Karabük Ticaret Sanayi Odası Başkanlık görevini yapmaktaydım. O günkü hükümetin kapatma kararını Karabük’lüler olarak büyük çabalar sarf etmemize rağmen önleyemedik. Kararın açıklandığı 5 Nisan sabahı Ankara’dan eski Karabük Milletvekilimiz ve o günlerde bulunduğu partinin Genel Sekreteri olan arkadaşımız beni telefonla aradı “Başkan çok üzüldüğünü biliyorum ama bu kararın dönüşü yok. Karabük D.Ç. fabrikalarının hurdasını 50-60 milyon $’a Karabük’lüler olarak satarsınız” dedi. Söylediklerine katılmadığımı ifade ettim. Bundan sonra Çelik-iş Sendikamız başta olmak üzere Karabük’lü tüm hemşerilerim ve sivil toplum örgütlerinin tamamıyla birlikte bir mücadeleye başladık ve Karabük’lüler muvaffak oldu.
Fabrikalar kapanmayıp 1995 yılından bu tarafa Kardemir A.Ş. olarak faaliyetlerine özel şirket statüsü ile devam ediyor. Başında bulunduğumuz 20 yılı geçen bir sürede işte o hurdası 50 milyon $ eden fabrikalar bugün birkaç milyar $ değere ve varlığa ulaşmıştır. Bu işler kendi kendine olmadı. Hakim aileler olan Güleç Ailesi, Yolbulan Ailesi ve Yücel Ailesi’nin üstün gayretleri, Çelik-İş Sendikası ve çalışanlarımızın emek ve alın terleri, tüm Karabük’lülerin manevi destekleri ve başta siyasetçilerimiz ve hükümetlerimizin her türlü desteğini alarak bu başarı sağlandı.
İnsanların vazgeçemediği dünyada en önemli varlıklardan başta geleni evlatlarıdır. Kamil Güleç ve Ailesi için Kardemir’de bir evlat gibi korunması gereken 78 milyon halkımızın manevi değeri olan bir kuruluştur, candır. İlelebet yaşamasını istediğimiz çalışanlarımıza, hissedarlarımıza, yöre halkımıza, ortaklarımıza, bölgemize, ülkemize ekonomik ve sosyal destek verecek bir kuruluştur. Sadece sıradan bir Anonim Şirket değildir.
Son 12-13 yıldır ülkemizde AK Parti hükümetlerimiz ile başlayan olağanüstü kalkınma ile sağlanan ekonomik istikrar, her alanda yapılan değişim ve yenilik Kardemir’imize de güç vermiştir, yol göstermiştir. Bütün zorlukları aşmamızda maddi manevi destek olmuştur. Bu siyasi istikrar ve ekonomik ortam yalnız Kardemir özelinde değil, doğru icraat yapan tüm kurum ve kuruluşlar için büyümeyi tetikleyici unsur olmuştur.

Kardemir’de hangi ünitenin, hangi fabrikanın temelini atsak, hangi fabrikayı üretime geçirip devreye alsak onun kurdelasını Cumhurbaşkanlarımızla, Başbakanlarımızla, Bakanlarımızla birlikte ve bizim doğal Başkanımız olan Mehmet Ali Şahin Bey ile birlikte kesmişizdir. Kendilerine ve hükümetimizin geçmişteki ve bu gün ki siyasi temsilcilerine, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Başbakanımıza, Bakanlarımıza ve yöre milletvekillerimize, Kardemir’e verdikleri maddi ve manevi desteklerinden dolayı şükranlarımızı sunuyorum. Önümüzdeki dönemde Türk D.Ç. sektörüne ve Kardemir’e desteklerini esirgemeyeceklerini, alınması gereken tedbirleri, önlemleri acilen alacaklarına bir şirket yöneticisi ve bir sanayici olarak yürekten inanıyorum.
Bir konuya daha değinmek istiyorum;
Kardemir 2015 yılında geçici bilançolarında zarar açıklarken, Kamil Güleç’in şirketleri kar ediyor diye asılsız bir algı yaratılmak istenmektedir. Benim sahibi bulunduğum Çağ Çelik A.Ş.’deki üretimlerimizi dünyada 100’e yakın ülkeye ihracat yaptığımız halde ve şirketimiz Türkiye’nin kendi dalında ihracatta ilk üç kuruluş içinde yer aldığı halde 2015 yılı faaliyetlerimiz sonucunda bizlerde bilançolarımızda zarar göreceğiz. Kar edemiyoruz. Türkiye’de Demir Çelik sektöründe faaliyet gösteren çoğu üreticide şu günlerde zarar ediyor. Bazı büyük üreticiler faaliyetlerine son veriyor. Dünya’da çok üretici faaliyetlerini durdurdu. Bu kriz sektörde gittikçe derinleşiyor. Kardemir Yönetim Kurulumuz ve icra organlarımız vasıtasıyla, Kardemir’i her koşul altında en iyi şekilde faaliyetine devam ettirecek bütün önlemleri ve tedbirleri uygulamaya çalışıyoruz. Yönetim Kurulu’nda bulunan ortaklar olarak da birbirimize omuz omuza bağlı ve samimi dürüst davranışlar sergileyerek bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da yolumuza devam etmek arzusundayız. Hiç kimse tabiri caizse öküz altında buzağı aramasın.
Şunu hiç unutmamak lazım; “Bir olalım iri olalım birlikte diri olalım“ birlikten her zaman güç doğacağına inanıyorum. 50 yıllık D.Ç. sanayinin içinden birisi olarak ben bu samimi inançla hayatımda muvaffak oldum.
Bugün Güleç Ailesi olarak sahip ve büyük ortak olduğumuz şirketlerimizde ki 1000’den fazla çalışanlarımızla Karabük yöresine ve ülkemize hizmete devam ediyoruz.
Ayrıca, Kardemir’de ki 25 yıla yakın olağanüstü gayret ve emeklerimizle her şeyden ötesi toplumun ve Karabük’ümüzün her ferdine olan sevgi ve saygımızla dimdik ayaktayız. Ve inşallah başta Kardemir’imiz olmak üzere sanayide-üretimde-sosyal alanda, sağlıkta ve diğer hizmet alanlarında bundan sonra da Karabük’ümüze ve ülke ekonomimize katkıda bulunmaya var gücümüzle, Cenabı Allah’a sığınarak devam edeceğiz.

Sonuç olarak, sizlere elimden geldiğince özetleyerek bilgilendirme yapmak istedim. Hiç kimse merak etmesin , KARDEMİR A.Ş. faaliyetlerine büyüyerek devam edecektir. KARDEMİR A.Ş. bu sıkıntılı günleri; başta çalışanlarımızın, onların temsilcisi Çelik-İş Sendikamızın, ortak ve hissedarlarımızın, müşteri ve tedarikçilerimizin, sivil toplum örgütlerimizin, yöre halkımızın, duyarlı davranan Karabük basınının, Milletvekillerimizin ve Hükümetimizin desteklerini alarak ülke D.Ç. sektöründeki öncü, yenilikçi, değişimci, yatırımcı, katılımcı ve başarıyı her zaman yakalamasını ve devam ettirmesini bilen, yönetimdeki birlik ve bütünlüğünü koruyarak aşacaktır. Bizim çalışma prensiplerimiz de gereksiz endişelere yer yoktur. Kardemir sektöründe fark yaratmaya, büyümeye ve başarılı olmaya devam edecektir.
Sözlerimi bitirirken hepinize şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum”şeklinde açıklamalara yer verdi.

16 kişi görüş bildirdi

  1. tonyukuk

    Bu açıklamaları neden Kardemir yönetim kurulu başkanı değilde,başkan vekili yapıyor acaba.Şahsi, kardemiri bağlamayan bir açıklamamı, yönetim kurulu başkanına sen açıklama yap denilip de olumsuz cevap alınınca iş başa mı düştü,yoksa yönetim kurulu başkanı “burada suçlanan,rahatsız olunan ben ve grubum değil,sen ve oğlunsun, çık ne açıklarsan açıkla”mı dedi acaba.Kardemir adına bir açıklama ise açıklamayı yapan kişi yanlış, suçlamaların adresine göre şahsi bir açıklama yapıldıysa doğru.Ancak suçlamalara karşılık yapılan bir açıklama ise; aylardır yazılan,söylenenlere bir cevap niteliği yok.Bol bol laf kalabalığı.Hiçbir suçlamaya net cevap göremiyoruz. Özellikle mahdum ile ilgili ayyuka çıkan rahatsızlıklar için bir hissedar olarak beni rahatlatan bir açıklamaya rastlamadım. En basit örneği; TCDD ve navlun giderlerinin yüksekliğinden dem vurulurken, damadın yaptığı karayolu nakliyesinin kardemire maliyetinden hiç bahsedilmemiş.satınalma müdürünün görevden alındığı süreçte internete düşen ve mahdumun kardemiri ne kadar sevdiği!,ne kadar düşündüğü!, bir kuruşunun hesabını yaptığı!, gerekirse kendi şirketi zarar etsin, ancak kardemirin 1 kuruşuna halel gelmesin! tarzındaki mailler ile ilgili bir açıklama göremedim.Yine kolaycılığa kaçılıp Çin günah keçisi olmuş.2008 de bu günler bağıra bağıra gelirken niye bugünleri öngöremediniz, kendi şirketlerinizde de aynı kardemir gibi hiçbir ekonomik tedbir alınmadımı. yapılan basın açıklamasının her satırına,her kelimesine verilecek cevabım var.Ancak, hiç de samimi ve gerçekçi olmayan bu açıklama ile karabük halkını,kardemir çalışanını,karabük siyasetini,hatta Ankarayı uyutmayı amaçlayan bu açıklamayı fazla gündemde tutmanın gereği yok. kaldıki çoğu yerel internet sitesi de samimi bulmadığı için yayınlama gereği bile duymamış.

  2. Kul Ahmet

    Rahmetli Süleyman Demirel yapardı bunu lakin usulünce yapardı. Sen barajı sorardın o boğaz köprüsünü anlatırdı. Sektördeki herkesin fark edeceği gibi bu iç tutarlılığı sıfır olan, eksik bilgilendirme ile gerçeklerin üstünün örtülmeye çalışıldığı hissiyatı veren (başkan vekili soslu) şahsi açıklama tonyukuk üstadın da dediği gibi üzerinde durmaya değmez.

  3. Dosdoğru bir açıklama

    KAMİL GÜLEÇ BEY DOSDOĞRU BİR AÇIKLAMA YAPMIŞ.İDDİALARA GAYET GÜZEL AÇIKLAMALAR GETİRMİŞ.KARDEMİR BÜYÜYECEK DİYOR.BUNDAN RAHATSIZ OLANLAR VAR DEMEKKİ ONLARIN BÖYLE BİR AÇIKLAMADAN RAHATSIZ OLDUKLARINI GÖRÜYORUZ.

  4. fecisi..

    Yazılanı okuyacak , okuduğunu anlayacak kapasitesi olmayan Tonyukuk ve kul Ahmet…. isimsiz , cisimsiz , çapsız , yanlı , yandaş internet soytarıları …

  5. tonyukuk

    yalakları bu siteye niye alıyorsun sayın editör.Seviyeyi düşürmeyelim lütfen.Ha milleti burada birbirine kırdırıp prim yapma gibi bir düşünceniz varsa ben yokum, bu yalakların hepsini biliyorum,tanıyorum her ortamda onları paspas ederim..biline.

  6. Kul Ahmet

    Cahille girme münakaşaya; Ya Sinirini zıplatır Havaya , Ya da yazık olur Adabına …

    Bir teessüf de Ahmet Gölbek beye, hani hakaret içeren mesajları yayınlamıyordunuz. Ne oldu ilkelerinize ??

  7. fecisi.. ne

    Seninle mahkemede görüşücez fecisi.. O zaman kim olduğumu görürsün.

  8. Karabük

    Sn Kamil beye açıklamaları için teşekkür ederiz. Açıklama yaparak kamuoyunu muhatap almış olduğu görülmektedir. Bu memnun edici bir gelişmedir. Bu cesaretle soruyoruz
    1. Açıklama neden diğer YK üyeleri ile ortak değil?
    2. Kendisi ve ailesi adına oluşan iddialara( usulsüz ve haksız satınalmalara dahil olmak, limanı haksız ve usulsüz kullanmak, çevre sağlığına zararlı alımlar ve taşımalar yapılmasına sebep olmak vs) dair bir açıklama alabilecek miyiz?
    3. Yatırımlar belirtildiği gibi çok ucuza mal oldu ise yatırımlar için kullanılan beton, çelik, demir ve işçilik miktarlarını ve bu miktarlardaki tüketimler için ödenen paraları kamuoyu ile paylaşabilirler mi?
    4. Kendisi ve şirketlerinin kardökmak ile ticareti var mı varsa hacmi nedir?
    İlgi gösterip cevap verebilirlerse çok seviniriz. Şimdiden teşekkürler

  9. OLUR OLUR

    HEMEN MAHKEME TEHDİDİ YAPMAK NE DEMEK.OLUR MAHKEMEYE VERİN MÜKEMMEL OLUR.SIKIŞ EDİTÖRÜ SUÇLA,SIKIŞ YALAKA DİYE HAKARET ET SONRA AHKAM KES.OLMAZ EFENDİM OLMAZ AHMET BEY HERKESE BİR PENCERE AÇMIŞ İNSANLAR DÜŞÜNDÜKLERİNİ YAZIYORLAR HAKARET EDEN KENDİ KİŞİLİYİNİ ORTAYA KOYAR.SİNİRLENMEYE GEREK YOK.SAKİN OLALIM SAKİN OLALIM.KAMİL BEY HAKKATEN GÜZEL AÇIKLAMALAR YAPMIŞ.DÜNYA DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜNÜN DİZ BAĞLARI KESİLMİŞ VE HER ÜLKE KENDİ DEMİR/ÇELİK SANAYİNİ KORUMAK ÜZERE TEDBİRLER ALIYOR.BİZDEYSE KARDEMİR YÖNETİCİLERİNE ANORMAL ELEŞTİRİLER GETİRİLİYOR.İŞTE KAMİL GÜLEÇ BEY ÇIKTI HERŞEYİ AÇIKLADI DAHA NE İSTENİYOR YANİ

  10. tonyukuk

    Burada tartışmanın seviyesini düşürdüğünüz anda,bu sitenin popularitesi biter; ayak takımına sövme imkanının verildiği bir platforma döner Sayın Gölbek. TERCİH SİZİN.kamil gülecin yaptığı açıklama benim için birşey ifade etmiyor,birileri için ediyorsa onları bağlar.Bunca olumsuzluk yaşanırken; “herşey çok güzel olacak,kardemir fark yaratmaya devam edecek” tarzında bir kapanış cümlesi bazılarını mutlu edip,bizleri yandaşlıkla suçlayacaklarsa bu arkadaşlar zaten yandaşlığın ne olduğunun farkında değiller. Doğru bizler Kardemir yandaşıyız, kardemirin ilelebet yaşamasından,çalışanların mutlu olmasından, kardemirin dünya şirketi olmasından,karabükün ,bölgenin hatta ülkenin bundan faydalanmasından yanayız.kardemirde doğru yapılanın yanında,yanlışın karşısındayız.Şu an kardemirin geldiği,bulunduğu noktada mutlu olan bir kişi varmı çok merak ediyorum.Bazı kişisel hesaplaşmalar neticesindeki İstisnalar hariç.O halde biz kimin yandaşıyız çok merak ediyorum.300 trilyon zarar, 800 milyon dolar borç,gecikmiş-eksik-yanlış yatırımlar,içine edilmiş bir personel politikası,siyasetle-yöreyle hatta kendi içinde ters düşmüş bir yönetim,suç duyurusunda bulunulan ve “ağzıma açtırmayın,herkes kendi pisliğine baksın” diyen bir eski genel müdür,yerel hatta ulusal basında hergün hiç de hoş olmayan kardemir haberleri, saymakla bitmeyen olumsuzluklar. ha bunların hepsi kamil gülecin “herşey çok güzel olacak” tarzı bir yazısıyla son bulacaksa ve buna inanan da varsa o arkadaşlar ya kardemiri bilmiyor,ya sektörü bilmiyor,ya konjektürel gelişmeleri iyi takip edemiyor veya süzemiyor yada bizi yandaşlıkla suçlama gafletine düşüp kendi yandaşlığın dibine vuruşlarını gizlemeye çalışıyorlar.Mızrak çuvala sığmıyor beyler,bu açıklamalar hiçbirşey ifade etmiyor.Çünkü yazılanlara,söylenenlere,suçlamalara bunların hiçbiri cevap niteliğinde değil. sadece ufak bir gaz alma operasyonu. O yüzden lütfen beyler en azından birşeyler yazarken, bir fikir,düşünce ortaya koymaya çalışırken derin dondurucuya bıraktığınız beyinlerinizi hiç olmazsa kısa süreliğine de olsa çıkarın.

  11. İstanbul

    Sn güleç şahsı ve ailesi adına bir algı yaratıldığını düşünüyorsa eğer , dönüp bir özeleştiri yapması gerekmez mi? Bu algı yaratma durumu neden bana yapılıyor? Nerede yanlış yaptık? Biz birlikte değil miydik? Niye ötekileştiriliyoruz? Bence özeleştiri kötü bir şey değildir . Ama çok şişkin egoları olanlar bunu yapamaz tabi.

  12. feci..

    sen millete haksız/asılsız yere göbeğini kaşıya kaşıya destan gibi sayfalarca saydır, söv , seni iki cümle ile öpünce mahkeme diye ciyakla …. durumun ortada , daha fazla söze gerek yok …

  13. tonyukuk

    feci rumuzuyla yazan arkadaş, mahkemeden söz eden kişiyi eğer ben sandıysan,yanılıyorsun. Tonyukuk rumuzuyla yazan hiçbir yazıda mahkeme kelimesi bulamazsın. Yukarıda sana hitaben yazılmış bir ifade var ancak o ben değilim.Ben mahkeme ile falan uğraşmam.Her platformda,her koşulda seninle tartışır,seninle hesaplaşırım.mahkemelerin iş yükünü çoğaltmayalım.

  14. kelağa

    Bir önceki genel müdür: “Prestijjjjj, deklarasyon çalıştay kurultay tamim” şimdi : ” gel kurtar bizi Samim” Olacağı buydu. Her türlü adaletsizlik, kayırma, hizipleşme, yalakalık, itilip kakılma, kıyım olurken yönetim neredeydi ? Hiç birşeyden haberleri mi yoktu ? Ne demiş Hz. Ömer ? “Nil kıyısında bir kuzuyu kurt kapsa bunun sorumlusu benim… Cenabı Allah gelir bunun hesabını benden sorar ” demiş. Mademki baş benim haberim yoktu, bilmiyordum gibi mazeretler öne süremem demiş. Kimbilir belkide içinde bulunulan durum “ALLAHIN SOPASI YOK” durumudur. Allahın sopası. Er yada geç. Muhakkak iner. Allaha inanan herkes buna da inansın.

  15. Hak yerini bulsun...

    Tüm okurlara merhaba,

    Bu açıklamaların hangi kesimi tatmin edeceğini hesapladıklarını bilmem ama bizlere sadece tebessüm ettirdiğini söyleyebilirim. Uzun Kardemir maratonunun kısa özetini kendi penceresinden halka açıklamış Sayın Kamil Güleç. Aylardır yazılan ve gerçekliği ispat edilen onlarca belgeye ve iddiaya cevap verme tenezzülünde bulunmuş kendileri. Yalnız bir konuyu hesap edemediği ya da içinden çıkamadığı gün gibi ortada. Kendisinin de bilgisi dahilinde oğlunun yaptığı yolsuzlukların üzerini nasıl kapatacağını bir türlü kestiremiyor. Uçakların kara kutusu vardır ya Kardemir’inde kara kutusu sayılabilecek insanlar vardı. Bu kişi yada kişileri işten çıkarttıkları gün herhangi bir personelden kurtulduklarını sanmışlardı belki de ama bugün gelinen sonuç bu şahısların alelade bir kardemir personeli olmadığını kanıtlıyor. İç yapıda gerçekleşen yolsuzluklardan ileri derecede rahatsız olan bu kişiler belkide duruma sessiz kalmadığı için işten kovulmuş fakat bunun cevabı kendilerini kovanlara ağır bir şekilde verilmiştir. Ortaya çıkan belgeler az buz şeyler değil ve bir kişi bile yalanlayacak durumda olamadı. Traji komik bir şekilde haberler engellendi ama nafile olan oldu artık. O günlerde çıkartılan yangına benzin bidonuyla yaklaşıp alevi besleyen çok fazla kişi olunca durum buralara kadar geldi. Şimdi çaresizce çözüm arayan Güleç ailesi boşa çabalıyor çünkü ortaya çıkan iddiaları yalanlayıp doğrusunu sunabilecekleri bir cümlelik belgeye bile sahip değiller bana göre. Eğer aksi olsaydı Kamil Güleç bu gücüyle dağları devirirdi. Boş açıklamalara hepimizin karnı tok ortaya atılan belgelere verilecek cevap varsa buyursun ortaya çıkartsınlar ve kendilerini temizlesinler.

    Sayın Tonyukuk,

    Lütfen provakasyonlara gelmeyin. Balinanın Sırtındaki artıkları yiyerek doyan bu küçük balıklar sadece şirin gözükmenin derdindeler. Mutlualizm ilişkilerini bozmamak uğruna her yol mübah onlara göre. Kim olduğunuzu bilmiyorum fakat düşündüklerinizin sonuna kadar arkasındayım. Kalemi güçlü olan, düşünme gücü olan herkesi burada tartışmaya davet ediyorum. Bizler hakkı savunan bireyleriz ve allaha şükür mantıklı düşünecek kadar duru bir beynimiz var. Herkesin düşündüklerine saygılıyız fakat seviyeyi düşüren durumu sokak kavgasına çeviren hiç kimseyi muhattap alacak nitelikte insanlar değiliz. Ortalama 200.000 kişinin ekmek yediği bir kaba tüküren varsa buna karşı çıkmak allahtan korkusu olan herkesin kulluk görevidir. Tüm okurları vicdanının sesini dinlemeye davet ederim.

  16. Karabük

    Sn Tonyukuk her zaman seviyeli , içerikli , doğru yorumlar yapıp görüşlerini her zaman açıkça ifade eden bir yorumcu. İlgi ile okuyoruz. Ancak , kendisinin görüşlerine karşı çıkanlar da üsluplarına biraz çeki düzen verirlerse bir çok okuyucusu olan bir platform 5. sınıf sokak dalaşı yerine dönmez. Burada görüşleri paylaşmak için bulunuyoruz . Katılırsınız katılmazsınız ama görüşlerinizi ADAM gibi bildirin. Kirlilik yaratıp milletin canını sıkmayın. Ayrıca SÖZ SAHİBİNİNDİR.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Adalet Bakanı Tunç, Karabük’te konuştu:

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.03.2024 20:48
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Neymiş, 17 bakan İstanbul'da. Niye 17 bakan İstanbul'da? 17 bakan Türkiye'nin her yerinde, 81 vilayetinde, halkının arasında. Hem ülkeyi yönetiyor hem de milletini dinliyor.” dedi.

Çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Karabük'ün Safranbolu ilçesine gelen Bakan Tunç, ilçe merkezindeki bir otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle buluştu.

Daha sonra Sunal Tülbentçi Öğretmenevi önünden partililerle Misak-ı Milli Demokrasi Meydanı'na kadar yürüyen Tunç, burada yaptığı konuşmada, AK Parti Safranbolu Belediye Başkan adayı Ali Büyüközdemir seçildiği takdirde Safranbolu için ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi.

Gerçek belediyeciliğin AK Parti belediyeciliği olduğunu dile getiren Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1994'te Büyükşehir Belediye Başkanı olarak CHP'den devraldığı İstanbul'u 4,5 yılda yaşanır hale getirdiğini, bunun da AK Parti'nin kurulmasını sağladığını anlattı.

Tunç, AK Parti'nin iktidarda olduğu 22 yıldır hep “önce insan” dediklerini belirterek, “Eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan kültüre, adalete, güvenliğe varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendirmek için çalıştık. İstikrarlı kalkınma hamleleriyle Türkiye'mizin 81 vilayetini yatırımlarla donattık.” diye konuştu.

Terörle mücadeledeki kararlılıklarından hiçbir zaman taviz vermeyeceklerini vurgulayan Tunç, ülkenin, çocukların, gençlerin huzurlu bir geleceğe kavuşabilmesi için gece gündüz çalışmaya devam edeceklerinin altını çizdi.

Tunç, temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdıklarına işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ülkede bir daha darbeci, vesayetçi anlayış hortlamasın, milli iradenin önü kesilmesin diye reformlar yaptık. Anayasa değişiklikleri yaptık. Tüm bunları sizler onayladınız. Referandumlarda sizlerin huzuruna geldik, evet oylarınızla Türkiye'nin önünü açtınız. 22 yıldan bu yana 81 vilayetimizi yatırımlarla donatırken dünya projeleriyle tanıştırırken şer güçleri de hiç boş durmadı. Ülkemizin önünü kesmek, Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidardan düşürmek, AK Parti iktidarını sona erdirmek için türlü türlü hilelere başvurmadılar mı? Parti kapatma davaları, 367 krizleri, Gezi olayları, 17-25 (Aralık) emniyet yargı darbe girişimi, 15 Temmuz hain darbe kalkışması, tüm bu karanlık günleri, geceleri milletimize yaşatmak istemediler mi? Ne yaptık? Size güvendik. Sizler hep o önümüze konulan taşları birer birer ayıkladınız ve bizim önümüzü açtınız.”

– “Milli irade bayrağını hiçbir zaman yere düşürmeyeceğiz”

Demokrasiye hep beraber sahip çıkacaklarını, milli irade bayrağını hiçbir zaman yere düşürmeyeceklerini vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:

“O başbakanların asıldığı, bakanların asıldığı, siyasetçilerin zindanlara tıkıldığı, darbe mağdurlarının hapislerde çürütüldüğü o eski günlere bir daha geri dönmek yok. O geri dönmek isteyenler de hiçbir zaman bu ülkede iktidar yüzü görmeyecek. Bu millet onlara fırsat vermez, vermeyecek.

Şimdi belediye seçimlerinden sonra diyorlar ki acaba 'AK Parti'yi tökezletebiliriz de yeniden bir istikrarsızlık ortamı oluşturabilir miyiz? Yeniden ekonomiyi olumsuz etkileyerek 2028'den önce bir proje yapabilir miyiz?' Sizin projeleriniz tutmaz.”

Tunç, hakkaniyetli, adaletli ve dengeli dış politikayla dünyada insan haklarını, mazlumun hakkını, Filistinli mazlumu savunmaya, “Dünya beşten büyüktür.” demeye devam edeceklerini anlattı.

Bir belediye başkanının, bakanıyla, milletvekiliyle uyum içerisinde çalışmasının o şehre avantaj getireceğine vurgu yapan Tunç, şunları kaydetti:

“Ali Büyüközdemir, gençliğiyle, dinamikliğiyle, çalışkanlığıyla ve bizlerle uyumlu çalışmasıyla Safranbolu'muza değer katacak. O tarihi eserleri yeniden gün yüzüne çıkaracak, onarım bekleyen tarihi evleri yeniden ayağa kaldıracak çalışmaları hükümetimizle beraber yapacak. Şunu söylüyorlar biz bunu dediğimiz zaman; '17 bakan, siz seçim çalışmasındasınız.' Bakanların seçim çalışmasında olmasıyla ilgili anayasal yasak mı var? Nereden çıkardınız bunu? Kendi beceriksizliğinizi, kendi kayıp yıllarınızı örtmek için sürekli bunu gündemde tutmaya çalışıyorsunuz. Neymiş, 17 bakan İstanbul'da. Niye 17 bakan İstanbul'da? 17 bakan Türkiye'nin her yerinde, 81 vilayetinde, halkının arasında. Hem ülkeyi yönetiyor hem de milletini dinliyor.

Sen geleceksin vatandaşa o hükümetin çalışmalarını, bakanların çalışmalarını karalayacaksın, dezenformasyon yapacaksın, biz milletimize doğrusunu anlattığımızda da rahatsız olacaksın öyle mi? Sen işine bak. Sen İstanbul'a yaşattığın kayıp yıllara üzül, üzül. Sen kendi perişanlığına üzül. Nasıl İSKİ skandallarıyla bu ülkeyi çalkalandırdınız geçmişte. Şimdi de para kuleleriyle maalesef İstanbul'a o kara görüntüleri yaşatıyorsunuz.”

– “Millete hizmet yolunda durmadan çalışmaya devam edeceğiz”

Tunç, bakanların milletiyle beraber millete hizmet yolunda hiç durmadan çalışmaya ve koşturmaya devam edeceğinin altını çizerek, “Maalesef öyle bir karalama yapmaya çalışıyorlar ki o karalamayı şunun için yapıyorlar. Yaptıkları bir eser yok. Ürettikleri bir icraat yok. Çaktıkları bir çivi yok. Sırf onu gölgelemek, örtmek için böyle dezenformasyona başvuruyorlar. Nereye başvurursa başvursunlar, milletimiz 17 sandıkta 'Recep Tayyip Erdoğan' dedi, 22 yıldan bu yana 'AK Parti' dedi, 'Cumhur İttifakı' dedi. Şimdi 18. sandıkta da inşallah yine 'AK Parti' diyecek, 'Recep Tayyip Erdoğan' diyecek, 'Cumhur İttifakı' diyecek.” ifadelerini kullandı.

Bakan Tunç, millete güvendiklerini ifade ederek, “Seçimlerden sonra da inşallah 2028'e kadar 4 yıllık seçimsiz geçecek bir süre var. Geçmişte enflasyonu tek haneli rakamlara düşürdüğümüz gibi yine düşüreceğiz. Yine emeklimizin, memurumuzun, işçimizin maaşını, alım gücünü artırmaya devam edeceğiz.” dedi.

Programda, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin ve Durmuş Ali Keskinkılıç, AK Parti Karabük İl Başkanı Ferhat Salt ve AK Parti Safranbolu Belediye Başkan adayı Ali Büyüközdemir de konuşma yaptı.