Güleç; Kardemir Hep Emin Ellerde Kalmaya Devam Edecek

Güleç; Kardemir Hep Emin Ellerde Kalmaya Devam Edecek

Yayın: 15.11.2018 20:53
Paylaş:
A+ A-

Çağ-Çelik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve KARDEMİR A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi İşadamı Kamil Güleç Yazılı Bir Açıklamada Yaparak, “Sayın Ömer Faruk Öz ve Kardemir Yönetim Kurulunda ki Ortak Aileler Hakkında Gündeme Getirilmeye Çalışılan İddialar Asılsız ve Mesnetsiz Olup, Güleç Ailesi Olarak Bu Tip Maksatlı Haberlere İtibar Edilmemesini Karabük Kamuoyundan Rica Ediyoruz” dedi.

Çağ-Çelik A.Ş Yönetim kurulu başkanı ve aynı zamanda KARDEMİR A.Ş yönetim kurulu üyesi olan işadamı Kamil Güleç ailesi adına yaptığı açıklama ile,”Güleç ailesi olarak yapılan maksatlı haberlere itibar edilmemesini kamuoyundan rica ediyoruz”dedi.

KARDEMİR A.Ş’nin hep emin ellerde olacağını belirterek konulara dair bir değerlendirme yapan Güleç şu görüşlere yer verdi.

“Kardemir A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ömer Faruk Öz, 2017 yılı Kasım ayında yapılan Yönetim Kurulu toplantısında Sayın Kamil Güleç ve Çağrı Güleç’in katkı ve desteğini de alarak Yönetim Kurulu Başkanlığı vazifesine seçilmiştir. Kardemir A.Ş. Yönetim Kurulu başkanımız Sayın Ömer Faruk Öz ve diğer tüm Yönetim Kurulu üyeleri, Kardemir’de ki temsil ve yönetim görevlerini bugüne kadar özenle, sadakatle yerine getirmiştir. Yönetim kurulu üyeleri arasındaki iletişimin verimli bir şekilde sağlanması, Yönetim Kurulu’nun birliğinin, uyumunun temini bakımından gerekli emek ve mesaiyi tüm üyeler geçen zaman içinde sarf etmiştir.

Kardemir çalışanları, profesyonel yöneticileri, Yönetim Kurulu’ndaki ortak ailelerin temsilcileri, Yönetim Kurulu’ndaki Bağımsız üyelerimiz, Yönetim Kurulu Başkan’ımız ve tüm hissedarlarımız bir bütündür; öyle olmaya da devam edecektir. Çünkü Kardemir büyük bir ailedir.

Kardemir Yönetimi’nde, bağımsız üyeler ile aileler arasında ya da ailelerin kendi arasında Kardemir’in hak ve menfaatlerini koruma ve yönetmek yönünde bir ayrım yoktur. Türkiye’de Kardemir A.Ş. bir tanedir. Hem ülkemizin hem de yöremizin ve Karabük’ün göz bebeği kuruluşlarındandır. Biz Kardemir’i, işçimiz, sendikamız, tüm Karabüklüler, yöre halkımız, Devlet ve siyaset adamlarımız ile birlikte eski Demir Çelik Fabrikalarımızın küllerinden çıkardık. Bugün 3.5 milyon ton/yıl üretim kapasitesine ulaşmak üzere olan, pek çok stratejik ürün üreten ve ülkemizin ilk 25 firması arasına giren bu başarılı şirketimizi bundan sonra da tüm çalışanlarımızla, Öz-Çelik İş Sendikamızla, Devlet ve Siyaset adamlarımız, profesyonel idareci ve yönetim Kurulu’muzla ve hissedarlarımızla daha büyük başarılara taşıyacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Kardemir, hep emin ellerde kalmaya inşallah devam edecektir.

Sayın Ömer Faruk Öz ve Kardemir Yönetim Kurulu’ndaki ortak aileler hakkında gündeme getirilmeye çalışılan iddialar asılsız ve mesnetsiz olup Güleç Ailesi olarak bu tip maksatlı haberlere itibar edilmemesini Karabük kamuoyundan rica ediyoruz.

Güleç ailesinin iş ve ticari faaliyetleri, yasalara, Genel Kurul kararlarına, emsallerine, teamüllere ve ticaret hayatına hakim olan dürüstlük prensiplerine uygundur. Bu durum Türk hukuk düzeni içerisinde bağımsız mahkemeler tarafından verilen istikrarlı kararlarla da teyit ve tescil edilmiştir.

Ülkemize, tüm Karabük yöresine ve halkına hizmet için, şehrimizdeki bütün kurum ve yöneticilerinin birlik ve beraberlikten, adalet ve hakkaniyetten ödün vermemesi gerektiğine bütün kalbimizle inanıyoruz.Kamuoyuna saygı ile duyururuz”dedi.

Yorumlar

  1. çalışan

    doğru kardemir inşallah hep emin ellerde kalmaya devam edecek; bu emin el Ömer Faruk Öz olacak inşallah.Yönetim Kurulu başkanlığına geldiği günden itibaren Kardemirde hissedilir iyileşme neticesinde,bir daha eski günlere dönmemek adına Ömer Faruk Öz’ün başkanlığının devamı büyük önem arzediyor.kaldı ki hükümet Kardemirde yaşananlardan sonra 4 bağımsız üyeyi bir nevi kayyum atayarak kardemire olan bakışını,burda neler olup bittiğinin farkında olduğunu ve bundan sonra bu tür işlere müsaade edilmeyeceğinin işaretini verdi.O yüzden yok biz karabüklüyüz,yok bize ulaşmak kolaydır,yok çatı başımıza göçüyordu biz geldik kurtardık vs hikayelerle boşa zaman harcamayın.Niye çıktın sen bu açıklamayı yapıyorsun kamil güleç,neden Yolbulanlar grubu üzerine alınıp açıklama yapmıyor da,sen açıklama yapma gereği hissediyorsun.Demek ki bir sıkıntın var.Kardemirin şansı varsa Ömer Faruk Bey göreve devam eder, ya da ikinci tercih Mustafa Yolbulan başkan olur.Aksi kardemir için iyi olmaz.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Başvurularımız hiç dikkate alınmıyor!

Yayın: 24.04.2024 14:32
Paylaş:
A+ A-

Karabük Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Atakan İrken, “130 bin Mali Müşavirin işlerini daha sağlıklı bir şekilde yapabilmesi için haklı ve insani taleplerimiz ivedilikle hayata geçirilmeli” dedi.

Oda binasında meslektaşlarıyla bir araya gelen ve yaşadıkları mesleki sorunları bir kez daha gündeme getiren Başkan İrken, Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ile yaptıkları hem yazılı hem sözlü başvuruların dikkate alınmadığını hatırlatıp “Meslektaşlarımızın masa başında ölmesi mi gerekli!” diye isyan etti.

Karabük SMMMO Başkanı İrken toplantıda şunları söyledi;

“Devletlerin vergi gelirlerini toplamak ve hükümetlerin çeşitli alanlarda geleceğe yönelik planlamalar yapmak için bazı verilere ihtiyaçlarının olduğu açıktır. Ancak, bu veriler toplanırken, istenilecek verilerin mümkün olduğunca tek elden alınması, gereksiz bilgi toplamanın önüne geçilmesi ve veri toplama için kullanılan yöntemlerin de sağlıklı çalışması büyük önem arz etmektedir.

Bugün Mali Müşavirlerin sırtındaki yük artık dayanılmaz bir boyutlara ulaşmıştır. Meslek mensupları aracılığıyla alınan beyan ve bildirimlerin sayısı her geçen gün artmakta, bu beyan ve bildirimlerin içerikleri kolaylaşacağına zorlaşmaktadır.

GERİLİM DOLU KOŞUŞTURMA VAR

Sürekli beyanname, bildirge, bildirim, form, rapor, tutanak, mali tablo hazırlamak, kontrol etmek ve her birini belli sürelerde göndermekle mükellef bırakılan meslek mensuplarının her ay yaşadıkları bu gerilimli koşuşturma, insanın fiziksel sınırlarını zorlayacak dereceye gelmiştir. Buna birde sürekli değişen mevzuatı ve iş dünyasının bizlerden beklentilerini eklediğimiz zaman ortaya çıkan tablo hiçte iç açıcı değildir.

Meslek mensupları adeta 8. gün ve 25. saati yaşamaktadırlar.

GELİR İDARESİNİN GÖNÜLLÜ MEMURU OLDUK

Mali müşavirler olarak artık işlerimizi yapamaz duruma geldik, Adeta Gelir

idaresinin gönüllü memurları olduk. Sürekli artan ve giderek karmaşıklaşan iş

yükü ile karşı karşıya kaldık. İdare tarafından sürekli üzerimize yüklenen angaryaların esiri olduk.

Gelişmiş ülkelerde iş verimini artırmak için haftalık çalışma günlerinin dört güne indirilmesi tartışılırken biz Mali Müşavirler olarak neredeyse 7/24 ofislerimize hapsediliyoruz.

Görünürde mükellef veya işverenlerden istenilmekle beraber, iktisadi ve sosyal hayata ilişkin ihtiyaç duyulan hemen her veri Mali Müşavirler aracılığıyla toplanılır hale gelmiştir.

Bu durum meslek mensuplarının zaten çok ağır bir iş yükü altında ezilmelerine sebebiyet vermekte iken bir de beyan ve bildirimleri almak için kullanılan sistemlerin sağlık çalışmaması ve yoğunluk dönemlerinde tıkanması, zamanla yarışan meslektaşlarımızın streslerini katbekat artırmaktadır.

Meslektaşlarımız, rutin dönemlerde dahi beyan ve bildirimleri sağlıklı bir şekilde hazırlayamaz hale gelmiştir.

BU KADAR AĞIR İŞ YÜKÜ OLMAZ

3568 sayılı Meslek Yasamızın 1. Maddesinde Kanun’un amacı, “işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmî mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek meslekî standartları gerçekleştirmek, …” şeklinde tanımlanmıştır.

Ancak, bu kadar ağır iş yükü altında çalışmak zorunda bırakılan meslek mensupları bir işletmeninin faaliyetlerini ve işlemlerini sağlıklı bir yürütmesi mümkün müdür?

NİSAN’DA 18 ÇALIŞMA GÜNÜ VAR

Sadece Nisan ayında GİB tarafından ilan edilen vergi takviminde toplam elli altı beyan ve bildirimin verileceği açıkça görülmektedir. Bu beyan ve bildirimlerin yanında bir de en son 20 yıl önce uygulanan ve genel tebliği ile sirküleri henüz iki üç ay önce yayımlanan, hala uygulamada birçok tereddüttü barındıran enflasyon düzeltme işlemlerine ilişkin yapılacak çalışmaları da aynı takvimde tamamlanmak zorunda bırakılmasını adil ve uygulanabilir bulmuyoruz!

Resmi, idari ve hafta sonu tatilleri Ramazan Bayramı ile birleşince toplam on iki günlük tatil nedeniyle Nisan ayında çalışma günü olarak sadece on sekiz gün kalmaktadır. Bu kadar kısa süreye bu kadar beyan ve bildirimin sağlıklı bir şekilde verilmesine imkân yoktur.

MASA BAŞINDA ÖLMEMİZ Mİ GEREKİYOR

Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine yaptığımız hem yazılı hem sözlü başvurularımızı dikkate alması için meslektaşlarımızın masa başında ölmesi mi gerekli!

Mali Müşavirlerin iş yükünü hafifletecek çözüm önerilerini Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine hem yazılı hem de sözlü olarak birçok kez aktardık.

Yaptığımız her görüşmede, Mali Müşavirlerin ağır iş yükü altında ezildiği, omuzlarındaki yükün artık dayanılmaz bir seviyeye geldiğini, meslektaşlarımızın beden ve ruh sağlıklarının bu yükü kaldırmadığı sıklıkla ifade edilmiştir.

ALT YAPI MODERNİZASYONU ŞART

Önerilerimize yıllardır sessiz kalınması sebebiyle büyüyen bu sorunların ortadan kaldırılması için beyan ve bildirimlerin sadeleştirilmesi, bilgi sistemleri alt yapılarının modernizasyonu şarttır.

Ölçüsüz bir iş yükü ve adil olmayan ücret tarifesi, mali müşavirlerin iş ve yaşam dengesini olumsuz etkiliyor ve insani yaşam hakkını ellerinden alıyor.

BIÇAK KEMİĞE DAYANDI

Sorunlarımıza ivedi olarak çözüm üretilmesi için haykıran 130 bin meslek mensubunun çığlıklarına duyarsız kalınmamalıdır. Artık mevcut işlerimizi yapamaz hale geldik, bıçak kemiğe dayandı!

İnsani şartlarda yaşamak biz mali müşavirlerin de anayasal hakkıdır.

BİR İNFİAL HALİ MEVCUT

Hazine ve Maliye Bakanlığından her ay beyan sürelerinin uzatılmasını değil, günümüzde yapay zekâ teknolojisinin kullanıldığı bir çağda, elektronik uygulamalar aracılığıyla toplanan verilerin etkin bir şekilde sınıflandırılmasını ve yasal olarak veri talep eden kurumlarla, örneğin TUİK, Merkez Bankası ve Kamu İhale Kurumu gibi tüm kamu kurumlarıyla paylaşılmasını talep ediyoruz.

Aynı verilere dayalı olarak yapılan tekrarlı beyan ve bildirim yüklerinin hafifletilmesini istiyoruz.

Ayrıca, vergi beyan dönem ve sürelerinin, resmî tatil günleri dikkate alınarak düzenlenmesini talep ediyoruz.

Şu an meslek camiasında bir infial hali mevcuttur.

Meslektaşlarımız gece gündüz demeden rutin işlerinin yanında ay sonuna kadar kurumlar vergisi beyannamelerini yetiştirmek için uğraşmaktadırlar.

NEREDEYSE CİNNET GEÇİRECEĞİZ

Bayram tatili nedeniyle çalışmaların sekteye uğraması, mükelleflerden bilgi ve belgenin toplanamaması sebebiyle kurumlar vergi beyannamelerinin süresinde sağlıklı bir şekilde hazırlanabilmesi mümkün değildir.

Kurumlar vergisi beyannameleri bile süresinde hazırlanıp beyan edilemeyecek durumda iken bir de bundan 17 gün sonra geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi işlemlerinin yapılmasının ve beyanname ekine bilançonun eklenmesinin istenmesi, biz mali müşavirlerin adeta cinnet geçirmesine sebebiyet vermektedir.

2024 yılı geçiş dönemi olması ve ikincil mevzuatın oldukça geç yayımlanması ve aşırı yoğunluk nedeniyle 2024 yılında geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltme işlemlerinin yapılmaması için dayanakları ile birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı ve gelir idaresi başkanlığına yaptığımız müracaatımızın hayata geçirilmesini talep ediyoruz.

2023 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin ve elektronik defter beratlarının yüklenmelerinin Nisan ayındaki resmî tatil sürelerinin uzun olması nedeniyle zamanında yapılması mümkün değildir.

ZAMAN YETMİYOR, SÜRE UZATILMALIDIR

Bu nedenle kurumlar vergisi beyannameleri ile e-defter beratlarının yükleme sürelerinin ve geçici vergi beyan süresinin uzatılması talebimizin yerine getirilmesi gerekir.

Ayrıca deprem bölgesinde devam eden mücbir sebep halinin bölgede yaşanan olağanüstü koşullar dikkate alınarak yıl sonuna kadar uzatılması ve bölgedeki mükellefler için enflasyon düzeltmesinin vergi etkisi olmaksızın uygulanması talebimizin yerine getirilmesi gerekmektedir.

Bizler, devletimiz için her türlü fedakarlığı yapan tıpkı pandemi döneminde olduğu gibi ekonominin çarklarının dönmesi için sağlımızı tehlikeye atarak üzerimize düşen görevleri yüksek sorumluluk bilinci ile yerine getiren bir meslek grubuyuz.

Devlet bizim devletimizdir. Tabi ki kriz dönemlerinde herkesin elini taşın altına koyması ve var gücü ile çalışması gereklidir. Ancak, hiçbir kamu gücünün de bir meslek grubuna bu kadar yüklenmeye, insanların psikolojilerini bozmaya hakkı yoktur.

SESİMİZE KULAK VERİN

Buradan idarecilerimize sesleniyorum. sesimizi duyun, çığlığımıza kulak verin.

Bizlerde insanız, ve herkesin olduğu gibi bizimde dinlenmeye, ailesiyle vakit geçirmeye, sosyal yaşama katılmaya hakkı var.

Gelir idaresinin bir türlü randımanlı çalışmayan sistemleriyle mi uğraşalım, sıkıştırılmış takvim içinde insan üstü bir çaba ile yetiştirmeye çalıştığımız beyanname ve bildirimleri göndermekle mi uğraşalım.

Artık bu iş yapılamaz noktadadır, biz meslek mensuplarının ,stajyerlerimizin, çalışma arkadaşlarımızın sabrı, takati , yaşama sevinci tükenmiştir.

130 bin Mali Müşavirin işlerini daha sağlıklı bir şekilde yapabilmesi için haklı ve insani taleplerimizin ivedilikle hayata geçirilmesini bekliyoruz.”