Günümüzün en önemli sorunlarından birisi hızlı kentleşmedir.
Köylerden kentlere yönelen hızlı göç hareketi bunun nedenidir.
Kentler köylerden gelen bu nüfusu içselleştiremedi.
Kendi bünyesine katmakta zorlandı.
Bu durum;
Kent sosyolojisinde çok ciddi bozulmaları gündeme getirdi.
Bugün çevrenizde nereye bakarsanız bakın…
Bu hızlı göçün çaresizliğini,yıkımını görüyorsunuz.
Kentlerde anlaşılması güç olaylar oluyor.
Ruhsal yapı bir kere çökmüş durumda.
Açlığın,işsizliğin ve yoksulluğun yıldırdığı kitleler kentlerde akıllara durgunluk verici olaylara neden oluyorlar.
Köy ve kent arasında nüfus dengesi bozulmuş durumda.
Kırsal kesimde neredeyse insan kalmadı.
Herkes TV’lerde izlediği ,özlediği ütopik kent yaşamını bulamamanın hüznünü yaşıyor.
Kentlerde yeşil alanların miktarı giderek azalıyor.
Taşlaşma ve betonlaşma kentlerin adeta simgesi olmaya başladı.
Bu durum kentlerde rant kavgaların tetikliyor.
Hızlı kentleşme ile birlikte ortaya çıkan yeni durumda insanlar giderek özgürlüklerini kaybediyorlar.
Kentler ;insanlar düşünülerek yapılandırılmıyor.
Rantsal düşünceler kişilerin yaşamına neredeyse ipotek koymuş durumda.
İnsan ister istemez geçmişi özlüyor.
Kentlerin vahşi kapitalizmin çöplüğü haline getirilmesine isyan ediyor.
Küreselleşmenin ne olduğunu/bedelini insanlar yaşayarak ödüyorlar.
Bu büyük bir dram…!
Eski zamanlarda kentlerin sokaklarında çocuklar neşe içinde oyunlarını oynarlardı.
Her mahallenin kendine göre bir özelliği söz konusu idi.
Çocuklar ile sokaklar özdeşleşmişti.
Caddelerin ve sokakların onlarla bir kimlikleri vardı.
Şimdilerde bunların hepsini rant seli aldı.
Dereye sürükledi…
Oradan da bu güzellikler denizlere karışarak dibe çöktü.
Sonra sitler ortaya çıktı.
Bahçeli evler yok edildi.
Çok katlı apartmanlar sardı etrafı.
Çocuklar daralan sokaklarda arabaların park ettiği mekanlarda oynayamaz oldular.
Mahalle kültürü ve dayanışması böylece tarihe karıştı.
Bu yapılarda meskun insanlar selamlaşmayı bile kendilerine çok gördüler.
Hal ve hatır sorma raflık oldu.
Tozlar üzerini sardı…
Çocuklarda oyun heyecanı kalmadı.
Hepsi dijitalleşti…
Elektronik aletlerin esiri oldular.
Yolda giderlerken insan yüzüne bile bakmıyorlar.
Hızlı kentleşme…
Asıl sorun burada yatıyor.
Ve giderek herkesi üzen/üzmeye devam edecek başka meselelere sebebiyet veriyor.
Tüketim çılgınlığı…
Şiddet…
Hırsızlık…
Darp…
Kadın dövme…
Taciz…
Tecavüz…
Ve daha niceleri…
Kentler yaşam alarmı veriyor.
Haberiniz olsun…!