HAYRA ALAMET OLMAMAK

HAYRA ALAMET OLMAMAK

Yayın: 23.02.2021 07:47
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te yeni bir heyecan yeni bir ivme yaratacak gelişmelere ihtiyaç var mı?
Hem de nasıl…!
Kentsel gelişimi sosyolojik açıdan taban ve türdeşlik oluşturamamış olan Karabük’te gerçekten her alanda dinamizm yaratacak atılımlara gereksinim duyulmakta…
Bu kentin yeni gelişmelere ihtiyacı var.

Karabük,kendi tarihinin hiçbir döneminde tanık olmadığı kadar böyle bir güce gereksinim duymaktadır.
İnsanlarımızın beklentilerinin karşılanması noktasında yapılacak çalışmalar bu kentte yaşayanları hoşnut kılacaktır.

Karabük potansiyel gücünü aktif hale getirmiş/getirecek unsurların her zaman arkasında olmuştur.
Olmaya da devam edecektir.
Karabük’ün potansiyel gücü ,cesaretle harekete geçirilmiş olsa,işini bilen kadro ve ona destek vereceklerle başarılamayacak işin olamayacağını görenlerdeniz.
Öteden beri Karabük siyasetten umduğunu bulmamış bir kenttir.
Geçmiş zamanlarda…
Kamu yatırımlarının sürüncemede kalması,uzadıkça uzaması bunun en güçlü kanıtıdır.
Biz her zaman yeni bir güne başlarken kendimize şu soruyu soruyoruz:
”Dün ile bugün arasında bir fark var mı?…
İnsanlar yaşadıkları kenti ne kadar seviyorlar?
Yaşam kalitesi ne durumdadır.?
Daha iyiye ve güzele nasıl ulaşılabilir?
Kenti daha yaşanılır kılmak için neler yapılabilir.?
Başka bir anlatımla yaşamı;kurallar silsilesinden kurtarıp daha beğenilir bir hale getirmek için doğru hamleler neler olabilir.?

Tüm bu güzel düşüncelere karşın istenilen bir türlü elde edilemiyor.
Bir türlü ileri de sosyal sorunlara yol açabilecek gelişmelerin önüne geçilemiyor .
İl olduk.
Kardemir AŞ olduk.
Üniversite kenti olduk ama…
Yaşam kalitesi eğrimizde istediğimiz noktada değiliz.
Demek ki öyle birdenbire kent olunmuyor.
Evet….
Öyle geçmişi eskilere dayanan illerle kendimizi karşılaştıracak durumda değiliz ama bizim de kendimize özgü bazı özelliklerimiz var…!
Her şeyden önce övünülecek yanlarımız var.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk ağır sanayi kenti olmak gibi.
O’nun oluşturduğu bir birikim var.
Bu birikimi yadsımak, tarihi geçmişi reddetmek olur.
Başarmayı ve örnek olmayı bilen bir gelenekten geliyoruz.
Ancak,biz bundan gerektiği kadar yararlanamıyoruz.
Değerlendiremediğimiz bu birikim ve kaynaklar diğer kentlere akıyor ve o kentlerde kurtarıcı bir rol üstleniyor.
Bizim tarihsel birikimi kentimizin yararına kullanmamız düşündürücüdür.
Bir de…
Hafıza yitimi içersindeyiz.
Sanki geçmişle bağımızı koparmış gibiyiz.
Karabük’ün bayramı denecek 3 Nisanları bile layıkıyla kutlayamıyoruz.
Geçmiş ve geleceğe havlu atmış gibi bir tutum içindeyiz.
Sizce bu hayra alamet bir davranış mıdır?

2 kişi görüş bildirdi

  1. Doğrucu Davut

    Şehir nüfusunun yüzde 30’u yardımlarla geçiniyor yüzde 25’i de emekli,sende tutmuş heyecandan bahsediyon hocam. Zor.

  2. Hür Kalyoncu

    Sayın Davut Bey umudunuzu ve heyacanınızı yitirmeyin.Eğer Milli Mücadeleyi gerçekleştirenler başta Büyük Önder Mustafa Kemal ve silah arkadaşları bu millette inanmayıp,heyacan ve umutlarını yitirselerdi bugün bu topraklarda esaret altında yaşayacaktık.Sizin belirttiğiniz bu sosyo ekonomik dengesizlik ülkemin her şehri için geçerli.Karabük’te siyasetin merkezinde kavga ve rant yarışı var.Bu duruma son verelim herşey eskisinden daha güzel olur merak etmeyin,Adam kendi şivesiyle bakın ne diyor bakın .”Pek yakında DÜZELÜ BE…” Selamlar…

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Emekli ziraat mühendisi kurduğu serada fidan aşılaması yapıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

TOKAT (AA) – Tokat'ın Niksar ilçesinde emekli ziraat mühendisi Kayhan Argun, Türk fındığı fidanlarına aşılama yaparak satıyor.

Kayhan Argun, emekli olduktan sonra kurduğu serada fındık aşılaması yaparak isteyenlere gönderiyor.

Argun, AA muhabirine, geçen yıl Tarım ve Orman Müdürlüğünden emekli olduğunu söyledi.

Fide ve fidan yetiştiriciliği için sera kurduğunu belirten Argun, “Ceviz ve fındık fidanları üretiyorum. Yabani cevizlere Amerikan chandler ve Fransız çeşidini aşılıyoruz. Bir de Türk fındığını, ağaç usulü olan fındığı aşılıyoruz. Geçen yıl yaptık, aşı gayet başarılı. Türkiye'de bunu yapan üç kişiden birisiyiz. İzmir Ödemiş'te, Düzce'de ve Tokat Niksar'da biz varız.” dedi.

Aşılama yapıldıktan sonra verimin güzel olduğunu dile getiren Argun, şunları kaydetti:

“Bahçeleme dediğimiz ışkın alma yok bunda. Bu fındık, direkt ağaç oluyor, üstten dallanıyor. Kök yapısı diğerinden çok farklı. Artık ocak usulü fındıkçılıktan ağaç usulü fındıkçılığa geçiliyor. Makineli tarıma, silkelemeye, budamaya, toplamaya uygun. Talep çok fazla. Aşılama mevsimi Şubat 20'den Nisan 20'sine kadar süren bir zaman. Biz kalem aşısı yapıyoruz. Mevsimlik aşılamamız 5 bin adet.”