Her Telden (1.Eylül.2016)

Her Telden (1.Eylül.2016)

Yayın: 01.09.2016 08:48
Paylaş:
A+ A-

ESKİPAZAR AKKAYA “TERMAL SULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE AKSİLİK..” YÖREMİZ AÇISINDAN BU ANLAMDA TALİHSİZLİKLER…
Yöremizin büyük umut bağladığı AKKAYA HAMAMI Çevresinde ki TRAVERTEN ÖZELLİKLİ TERMAL SULARIN gün yüzüne çıkartılması tesis kurularak değerlendirilmesi için ESKİPAZAR Belediyesi çok ciddi girişimler yaptı.
Ancak ; AKSİLİKLER İŞİN PEŞİNİ BIRAKMIYOR..
Eskipazar Belediye Başkanı Sayın DURSUN BAŞ bu konu ile çok yakından ilgileniyor ve ne var ki AKSİLİKLER OLAYIN PEŞİNİ AKSİLİKLER bırakmıyor..
Burası ihale edildi..
Ancak ; İHALEYİ ALAN FİRMA sanıyoruz belirli sıkıntılar yaşadı/yaşıyor ve o nedenle İHALENİN YENİLENMESİ süratle gündeme gelebilir böyle bir ihtimal heran için mevcuttur.
YÖREMİZ TURİZMİ AÇISINDAN AKKAYA TERMAL SULARI çok ama çok önemli,buralara TESİS YAPILMASI,buralara TURİZM TESİSİ yapılarak hizmete alınması YÖREMİZE ÇOK ÖNEMLİ KATKILAR verecektir.
AKKAYA HAMAMI çevresinde ki TERMAL SULARIN TRAVERTEN özelliği var ve aynı DENİZLİ PAMUKKALE çevresinde ki sular gibi özellik var bu çevrede ki sularda.
Sayın ŞEFİK DİZDAR isminin de geçtiği bir sohbet oldu..
Sayın ŞEFİK DİZDAR bu konu ile ilgilenir mi lafları geçti..

AKKAYA HAMAMI TERMAL SULARININ BİR TESİS İLE TURİZMİN HİZMETİNE ALINMASI VE SAFRANBOLU TURİZMİ İLE ENTEGRASYON..
MTA tarafından,yıllar önce SONDAJ ÇALIŞMALARI tamamlanan,ancak,sürekli yaşanan AKSİLİKLER nedeni ile bir türlü TESİS KURULARAK Turizmin hizmetine alınamayan AKKAYA HAMAMI çevresinde ki termal sular,yerin altında,öylece bekleyip duruyor.
TRAVERTEN ÖZELLİKLİ BU SULAR.
Sürekli aktığı yerleri beyazlatan bir etkisi var ve bu anlamda DENİZLİ Vilayetinin PAMUKKALE civarında ki suların özelliklerini gösteriyor ,böyle bir özelliği var.
Geçtiğimiz günü ESKİPAZAR Belediye Başkan Yardımcısı ile bir dostumuzun işyerinde sohbet ediyorduk,yaşanan aksiliklerden söz etti Başkan Yardımcısı..
İHALEYİ ALAN Firma 15/16 Temmuz sonrasında gelişen olaylara muhatap olmuş ve galiba YENİDEN BİR GİRİŞİMCİ FİRMA ARAYIŞI başlayacak..
Birlikte oturduğumuz Sayın ZİYA ÜNSAL çok önemli bir konu attı ortaya “SİZ Sayın ŞEFİK DİZDAR İLE BU KONUYU HİÇ GÖRÜŞTÜNÜZ MÜ.EĞER GÖRÜŞMEDİYSENİZ MUTLAKA GÖRÜŞÜN.BU KONUDA SİZE ÖNEMLİ BİR YOL HARİTASI ÇİZER..” dedi.
Sayın ŞEFİK DİZDAR kendisi bile Tesis kurabilir buraya..

SAFRANBOLU SANAT ÜNİVERSİTESİ “ O KADAR KOLAY OLACAK BİR MESELE DEĞİL..”,ANCAK,YOLUNDA BULUNAN BİR EKİP VAR..
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Rektörü Prof.Dr.Sayın REFİK POLAT’IN gündeme getirdiği SAFRANBOLU SANAT ÜNİVERSİTESİ için Safranbolu KANAAT ÖNDERLERİ bir Heyet oluşturdular..
ÜNİVERSİTE KURMAK/KURDURMAK İÇİN NABIZ YOKLUYORLAR.
Kendi aralarında toplantılar yapıyorlar,Safranbolu sakinlerine bu olayı benimsetmek için imaj çalışması yapıyorlar,denk geldikleri yerlerde SİYASETÇİLERLE DE konuyu konuşuyorlar/paylaşıyorlar.
SİYASETÇİLER BU GİRİŞİME NE DİYECEKLER Kİ..?
SAFRANBOLU SANAT ÜNİVERSİTESİ o kadar kolay bir iş değil,hatta ÇOK/ÇOK ZOR BİR İŞ demek bile mümkün,Karabük’ün toplam nüfusu (Yani İlçeleri ile birlikte..) 230 bin civarı..
Tekirdağ ÇORLU İlçesi 245 bin..
Kocaeli GEBZE İlçesi 350 bin
Daha MANAVGAT-TARSUS gibi İlçeleri yazmıyoruz..
Yani SAFRANBOLU SANAT ÜNİVERSİTESİ o kadar kolay bir olay değil,ama,bu nokta da, SIKINTIYI YAŞAYACAK OLAN SİYASET KURUMU olacaktır,BU SÖZLERİ DE BİR KENARA YAZIN..
Neyse ; SAFRANBOLU SANAT ÜNİVERSİTESİ gündemde..
HERKES BU OLAYI ÇOK YAKINDAN İZLESİN OLUR MU..?

HEM SAFRANBOLU SANAT ÜNİVERSİTESİ İSTEYECEKSİNİZ,HEM SAYIN TÜRKER İNANOĞLU GİBİ BİR İSMİ CİDDİ BİÇİMDE ÜZECEKSİNİZ..
SAFRANBOLU SANAT ÜNİVERSİTESİ için bir Heyet teşekkül ettirildi,kendi aralarında toplantılar falan yapıyorlar,o Heyet samimi biçimde bu işi gerçekleştirmeye çalışacak elbet..
ÜNİVERSİTE KURMAK ÇOK/ÇOK ZOR BİR İŞ.
Hele/hele İLÇELERİ ile birlikte TOPLAM nüfusu 230-235 bin civarında olan KARABÜK gibi bir İL’İN 50 bin nüfuslu SAFRANBOLU İlçesine ÜNİVERSİTE KURULMASI hemen/hemen imkansız yakın denilse yeridir..
KARABÜK VİLAYETİ İÇİNDE İKİNCİ ÜNİVERSİTE OLACAK BU.
Bir yandan SANAT ÜNİVERSİTESİ talep edeceksiniz,öte yandan,SİNEMA SANATINA büyük katkılar veren ve YÖREMİZ İNSANI Sayın TÜRKER İNANOĞLU gibi bir ismi üzeceksiniz..
Sayın TÜRKER İNANOĞLU’NA,adeta,BUGÜN GİT/YARIN GEL uygulaması yapacaksınız,önce 18 MAYIS tarihinde “FAHRİ DOKTORA..” verelim diyeceksiniz,sonra vermeyeceksiniz,tepkiler üzerine BELGESEL FİLM FESTİVALİ sırasında veririz diyeceksiniz..
BU ANLAYIŞLA MI SANAT ÜNİVERSİTESİ İSTİYORSUNUZ..!!
Yine de ; ÇALIŞMALARA aynı AZİM ve GAYRETLE devam..

İL GENEL MECLİSİ ESKİ BAŞKANI SAYIN HASAN YILDIRIM “ÇALIŞMALAR TÜM HIZI İLE SÜRÜYOR,ANCAK,BELİRLİ SIKINTILAR DA VAR..”
Geçtiğimiz gün AK BANK’IN yanında ki yerimizde oturuyorduk,Karabük İl Genel Meclis eski Başkanı Sayın HASAN YILDIRIM geçiyordu ,sağolsun yanımıza uğradı bir hayli sohbet ettik.
“İL GENEL MECLİSİ ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR..” dedi.
Ancak İl ÖZEL İDARE Genel Sekreterliği’nde belirli sıkıntıların olduğunu anlattı,sanıyoruz,geçen yıllarda yaşanan BOLLUK BU YIL YOK ve parasal anlamda sıkıntılar var.
GEÇMİŞ YILLARDA KAYNAK YAĞIYORDU ADETA.
Allahtan geçmiş yıllarda yaşanan O BOLLUK DÖNEMİNDE ARAÇ/MAKİNE PARKI GÜÇLENDİRİLDİ,yoksa sıkıntı çok daha büyük olurdu,bu anlamda paralar çarçur edilmedi..
Sayın HASAN YILDIRIM ile sohbet ettik,hasret giderdik.

25.DÖNEM MHP KARABÜK MİLLETVEKİLİ SAYIN DURMUŞ YALÇIN “ŞU AN İTİBARI İLE ÇALIŞMALARIMIZI EN ALT SEVİYEYE İNDİRDİK..”
25.Dönem MHP Karabük Milletvekili Sayın DURMUŞ YALÇIN Büromuza bir nezaket ziyaretinde bulundu ve uzunca bir süre sohbet ettik kendisi ile.
Bu vesile ile Tarihçi/Yazar/Araştırmacı Kardeşimiz Sayın MEHMET KÜTÜKÇÜ ile de hasret gidermiş olduk,Sayın KÜTÜKÇÜ 4 EYLÜL günü düzenlenecek olan SAFRANBOLU’NUN TEK DENİZ FENERİ HÜSEYİN AVNİ CİNAZOĞLU anma töreni için davetiye bıraktı aynı zamanda.
Rahmetli HÜSEYİN AVNİ CİNOZOĞLU çok büyük bir Şair olarak Türk Edebiyat Tarihine geçmiş bir isimdir ve şiirleri geçmiş yıllarda Okulların Edebiyat Kitaplarına girmişti.
Sayın DURMUŞ YALÇIN’A Siyaseti sorduk,Sayın MERAL AKŞENER ile birlikte çalışıyordu Sayın YALÇIN ve şu an itibarı ile Siyasi çalışmaları en alt seviyeye düşürdüğünü/düşürdüklerini söyledi.
Dikkatinizi çekmek isteriz.
“SİYASETİ BIRAKTIK..” demedi Sayın DURMUŞ YALÇIN en alt seviyeye düşürdük diyerek “GELECEKTE AYNI HIZLA DEVAM EDECEĞİ..” mesajlarını verdi..
Ülkemiz çok çetin bir süreçten geçiyor..
Sayın DURMUŞ YALÇIN ve birlikte hareket ettikleri ekip BİRÇOK DÜZENLEMELERİNİ ertelediler,Siyasi çalışmalarını en alt seviyeye indirerek,geleceğe hazırlık yapıyorlar.
Sayın DURMUŞ YALÇIN’IN anlatımlarından bunları çıkarttık.
Keyifli bir sohbetimiz oldu kendileri ile..

KARABÜK’E HAVAALANI PROJESİ İÇİN SAYIN ŞEFİK DİZDAR BÜTÜN GÜCÜ İLE YÜKLENİYOR VE SAYIN AHMET SOYKÖK’ÜN KATKILARI
Bir ara gündemden düşürülmek istenen KARABÜK’E HAVAALANI Yapılması için SAFRANBOLU TURİZM/KÜLTÜR Vakfı Başkanı Sayın ŞEFİK DİZDAR bütün gücü ile yükleniyor.
Bu nokta da kendisine en büyük destek TSO Karabük Meclis Başkanlarından Sayın AHMET SOYKÖK’TEN geliyor ve Sayın SOYKÖK ile Sayın DİZDAR birçok ziyareti birlikte gerçekleştiriyorlar.
Sayın AHMET SOYKÖK Temsil yeteneği üst düzey bir Cemiyetçidir.
Sayın ŞEFİK DİZDAR ile birlikte HAVAALANI için birçok girişimi birlikte yapıyorlar,birlikte hareket ediyorlar,böyle olunca da insanlar HAVAALANI noktasına umutla bakıyorlar.
HAVAALANI İÇİN UYGUN YER NERESİ OLABİLİR..?
BU NOKTA SON GÜNLERİN CİDDİ GÜNDEM MADDESİ HALİNDE..
Örneğin bu konu hakkında KARABÜK ÜNİVERSİTESİ’NİN üst kısımları gündem de ve burada yapılacak ufak bir düzenleme ile 2-2.5 kilometre uzunluğunda bir PİST ELDE EDİLEBİLECEĞİ biliniyordu.
Örneğin Karabük Belediye Başkanı Sayın RAFET VERGİLİ,bu konu için “EN İDEAL YER EFLANİ İLÇEMİZDİR..” yolunda açıklamalar yapmıştı..
Eflani İlçe Başkanı Sayın İBRAHİM ERTUĞRUL’DA bu fikre destek vermişti..
Sayın ŞEFİK DİZDAR ve SAFRANBOLU TURİZM/KÜLTÜR Vakfı HAVAALANI için yükleniyor,çok önemli çalışmalar yapıyor ve sanıyoruz bu manada Sayın MEHMET CEYLAN ile de bir dizi görüşmeler yapıldı..
HAVAALANI OLAYI KİTLESEL BİR TALEP HALİNDE,HALK İSTİYOR..

KREDİ YURTLAR KURUMU “YEMEK VE KANTİN İŞLETMESİ SEÇİMİNİ BAYRAM TATİLİNE Mİ DENK GETİRMEK İSTİYOR..” NE OLUYOR..?
KREDİ YURTLAR KURUMU,KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Öğrencilerine yönelik olarak YURTLARDA YEMEK ve KANTİN İşletmecilerini belirleyecek.
70 CİVARINDA FİRMA BU İŞLERE TALİP OLDU..
İŞİN UCUNDA PARA OLUNCA,bu işe talip olan Firmalar/kişiler SİYASETÇİ PEŞİNE düşmüş olabilirler,hatta,bir adım öteye giderek,kesin gitmişlerdir demek mümkün.
KREDİ YURTLAR KURUMU HENÜZ AÇIKLAMA YAPMADI.
YEMEK ve KANTİN İŞLETMECİLERİNİ henüz açıklamadı KREDİ YURTLAR KURUMU,öyle sanıyoruz ki Mübarek KURBAN BAYRAMINA denk getirilecek ve GÜRÜLTÜ/PATIRTI böylece engellenmiş olacak.
ÇOK TALİP VAR.
BU İŞİN PEŞİNDE BİRÇOK SİYASETÇİ OLABİLİR..
KURBAN BAYRAMI TATİLİ UZUN ve O UZUN SÜREÇ içinde taşlar tam yerli/yerine oturmasa bile,çıkması muhtemel gürültüler bir parça azalır,bir parça diner.
O NEDENLE İŞLETMECİLER HENÜZ AÇIKLANMADI..
ÖNÜMÜZDE Kİ HAFTA ORTALARINDA FALAN AÇIKLANIR..
Yoksa EĞİTİM BAŞLAYACAK ve İŞLETMECİLERİN bu işler için bir hazırlık dönemine ihtiyaçları olacaktır,eksik/gedik malzemelerini tedarik edeceklerdir falan..
ÖNÜMÜZDE Kİ HAFTA İÇİNDE İŞLETMECİLER BELLİ OLUR HERHALDE..

3 kişi görüş bildirdi

  1. Belli belli

    Sayın Gölbek yemekhane ve kantin işletmecileri belli.Siyaset bu işin içine girmedi tam manasıyla göbeğinde oturuyor.O dediyin dogru bayram tatiline denk getirip tepkileri kırmak isterler,amma senin tabirinle altını çizin bu yıl çok baş ağrıycaktır.Çok amma çok baş ağrıycaktır şimdiden söyleyelim.

  2. gerçekler

    31 agustosta fetö hakkında yorum yapılmış kardemirde genel müdürlük yapıpda fetöcü olmadıgını bilmeyen yoktu fadıl demirelin vede onunla beraber olan ekibin murat orhan bey çokkez yazılarında dile getirmiş bunlar bank asya la çalışıyor bunların nereler hizmet ettigi belli diye ama kardemir vede yöneticileri hakkında hiçbir gelişme yaşanmıyor acaba neden büyük insanlaramı ucu dokunuyor acaba öyle ise yazıklar olsun cmhur başkanına vede bşkbakana haklarımızda haram olsun.atılan işcileri vatan hayini ilan eden bülent arıç esk cumbşknı abdullah gülün özel kalaem müdürü eski adalet bakanı 22yargıtay 3 tane üyesi fetullahcı deniliyor bizlermi yoksa onlarmı vatan hayiniymiş gördüler 300 masum işcinin vebalini ne m.ali şahin nede ozamanın başbakanı tayip erdogan bu işciler geri alınmassa onların bu dünyada çektigi eziyet onlara misli ile geri dönecektir hele yöneticiler kısım müdürleri dahil tüm yöneticiler haklarımız haram olsun.

  3. malazgirt

    gerçekler rumuzuyla yazan kardeşim, şu an yapılan Fetö operasyonu toplumun gazını almak için yapılıyor.Asıl suçlular,Fetöyü palazlandıranlar,devlette-özel sektörde makam sahibi olanlara dokunulamıyor. Cumhurbaşkanı bile bu konuda rahatsız. İç işleri bakanının görevden alınması bile bu konuyla alakalı.Birileri korunuyor,kollanıyor.Senin de dediğin gibi “büyük çelikçi” nidalarıyla eteğinde ereğlinin istenmeyen,işbilmeyen,kovulan adamlarıyla birlikte gelen fadıl da kim tarafından getirildi bir araştırıver. Kimler tarafından korundu,kollandı,yaptığı yanlışlara ses çıkarılmadı bir araştır. Çünkü bu adama dokunulursa ucu ters yerlerden ses verir. kardemirden fetöcü olduğu için kaç kişi çıkarıldı darbe girişiminden beri: “0”.Bu adamın eteğinde gelen ereğlinin artıkları bugün kardemirin başköşelerinde hala.Cumhurbaşkanı ucu nereye giderse gitsin demişti ama şu an pek bu sözün gerekleri yerine getirilmiyor.kardemirde tepeden tırnağa bir temizlik şart.Ucu kime giderse gitsin,Beylik laflarla, yalandan bayrak sallamalarla olmuyor bu iş.

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Slow Food hareketi iyi, temiz ve adil gıda için 38 yıldır mücadele veriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Doğal kaynakları korumayı ve temiz gıda üretimini desteklemeyi hedefleyen küresel Slow Food (Yavaş Gıda) hareketinin başkanı Edward Mukiibi iklim krizi ve israfın, gıda konusunda en fazla karşılaştıkları iki büyük sorun olduğunu söyledi.

Dünyanın en büyük gıda hareketlerinden biri olarak kabul edilen Slow Food, “iyi, temiz ve adil gıda” sloganıyla dünya üzerinde 160 ülkede faaliyetler ve farkındalık kampanyaları düzenliyor.

Hareketin çalışmaları hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mukiibi, Slow Food'un 1986'da İtalya'da doğduğunu ve 38 yıldır devam eden serüvenlerinde dünyanın her köşesinden çok sayıda insana ulaştıklarını kaydetti.

Su başta olmak üzere doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması hedefini faaliyetlerinin merkezine aldıklarını belirten Mukiibi, daha iyi bir dünya için çalıştıklarını ve bunu da çevreye ve insana zararı olmayan gıdaların üretimini teşvik ederek, aynı zamanda sorumlu tüketim ve sorumlu üretim bilincini aşılamaya çalışarak gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Slow Food ağı içerisinde çiftçilerden şeflere, öğrencilerden aktivistlere, devletlerden uluslararası organizasyonlara kadar gıda konusunda harekete geçmek isteyen milyonlarca kişiyle çok sayıda kurum ve kuruluşun yer aldığını bildiren Mukiibi, “Sadece maddi olarak destekleyen 100 binden fazla üyemiz var. Ama bu herkesin maddi olarak katkıda bulunmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Aslında paranın satın alabileceğinden çok daha fazlasını yapan topluluklar var. Buna biyoçeşitliliği koruyan yerel toplulukları örnek gösterebiliriz.” dedi.

Edward Mukiibi, hareketin sadece gıda ürünlerini değil gıdanın getirdiği kültürü de korumaya çalıştığını, bu nedenle gıdanın nasıl tüketildiği, hangi tekniklerle pişirildiği ya da nasıl korunduğu üzerine de çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

– Nuh'un Gemisi Projesi

Yok olma tehlikesi altında bulunan bitkisel ve hayvansal ürünleri çevrim içi katalogda bir araya getirdikleri “Nuh'un Gemisi” projesine değinen Mukiibi, “Bu katalogda yalnızca bilimsel veriler bulunmuyor. Kültürel, organoleptik, geleneksel bilgilerle ürünlerin hazırlanması sırasında kullanılan teknikler ve bölgeyle olan bağları da yer alıyor.” diye konuştu.

Proje kapsamında bugüne kadar dünyanın her yerinden 5 bin 300 ürünü korumaya çalıştıklarını dile getiren Mukiibi, şöyle devam etti:

“Bu projede büyük tufan yaşandığında türleri yok olmaktan kurtaran Nuh’un Gemisi'nden esinlendik. Aslında bugün de yine o büyük tufan genetik, kültürel ve geleneksel erozyonla burada. Günümüzde yerel ve geleneksel gıdalar gen aktarımı, gen korsanlığı gibi çeşitli problemle karşı karşıya. Slow Food hareketi ise gıda kültürümüzü korumaya çalışıyor.”

Proje dahilindeki türleri kendi coğrafyalarında korumaya çalıştıklarının altını çizen Mukiibi, iklim değişikliği sonucu artık beslemesi ekonomik olarak tercih edilmeyen, bu nedenle de popülasyonları giderek azalan hayvanları çeşitli teşvikler ve projelerle yeniden tercih edilebilir hale getirdiklerini, bitkiler konusunda ise özelikle yerel gruplar arasında tohum bankaları oluşturduklarını ve tohumların kullanılması için çeşitli ağlar geliştirdiklerini anlattı.

“Afrika’nın Bahçeleri” adlı bir diğer projelerinde, kıtada giderek yaygınlaşan endüstriyel gıda üretimine karşı bir alternatif oluşturmaya çalıştıklarından bahseden Mukiibi, şunları söyledi:

“Afrika’nın geleneksel gıda üretim yöntemlerini korumak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için yerel toplulukları agroekolojik yöntemler çerçevesinde tarım yapmaya teşvik ediyor, konu üzerine eğitim programları düzenliyor, gruplar arasında koordinasyon kurarak bilgi aktarımı sağlıyoruz. Proje 2010 yılında Uganda, Kenya ve Tanzanya'daki birkaç bahçeyle başladı. Bugün Afrika kıtasının çeşitli yerlerinde 5 binin üzerinde bahçe oluşturulmuş durumda. Sosyal medyada her gün yeni bir katılımcının daha kendi bahçesini açtığını görüyoruz.”

– “Üretimde iklim değişikliği, tüketimde israf en büyük sorunlar”

Tüm projelerinde üretim süreçlerinde karşılaştıkları en büyük problemin iklim değişikliği olduğunu ifade eden Mukiibi, özelikle sıcak hava dalgaları, ani yağışlar sonucu yaşanan sel felaketleri gibi aşırı hava olaylarının gıda üretimini zorlaştırdığını vurguladı.

Mukiibi, “Tüm bu yaşananlar gıdaya erişimimizi, gıda güvenliğimizi ve bizim açımızdan yağmuru merkeze almış tarım sistemimizi etkileyecek. İklim kriziyle mücadelede geniş kapsamlı iklim değişikliği adaptasyon çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tüketim noktasında karşılaştıkları en büyük problemin ise gıda israfı olduğu bilgisini paylaşan Mukiibi, “Küresel gıda üretiminin neredeyse yarısı tabağımıza ulaşamadan israf ediliyor. Bununla birlikte enerji, kaynak, çiftçilerin o ürünleri üretirken harcadıkları zaman da israf edilmiş olunuyor yani gıda israfı tabağımızın çok ötesinde. Çünkü bir ürün yetiştirirken çok fazla su kullanıyorsunuz, topraktan çok fazla besin maddesi alıyorsunuz. Bunların hepsi israf ediliyor. Gıdaya yapabileceğiniz en büyük saygısızlık onu israf etmek. Ayrıca gıda israfı, doğaya da bir saygısızlık.” değerlendirmesini yaptı.

Özelikle gençlerin önlerine gelen tabağın hikayesini bilmediğine ve daha çok israf ettiğine dikkati çeken Mukiibi, Slow Food olarak bu farkındalığın kazandırılması için her yıl Nisan ayını “gıda israfı ile mücadele ayı” olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.