Her Telden (13.Ocak.2016)

Her Telden (13.Ocak.2016)

Yayın: 13.01.2016 08:34
Paylaş:
A+ A-

AK PARTİ MERKEZ İLÇE TEŞKİLATI’NIN ZİYARETİ SIRASINDA,SAYIN MEHMET ALİ ŞAHİN AÇIKLAMA YAPMIŞ..
AK Parti Karabük Merkez İlçe Başkanı Sayın MUHAMMET KAYA ve Yönetim Kurulu Üyeleri,Ankara’da Karabük Milletvekilleri Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN ve Prof.Dr.Sayın BURHANETTİN UYSAL’I ziyaret etmişler.
Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN,bu ziyaret sırasında KARABÜK ve YÖRE AÇISINDAN çok büyük önem taşıyan FİLYOS LİMANI hakkında bilgiler vermiş.
Biz bu haberi başka kaynaklardan edinerek,BİR DEĞERLENDİRME yapmış ve olaya KUŞKULU bir yaklaşım göstermiştik,Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN’İN,AK Parti Merkez İlçe Yönetimine yaptığı açıklamalardan haberimiz yoktu.
FİLYOS LİMANI HAYAL OLMAKTAN ÇIKIYOR ARTIK..
Hem öyle/böyle bir hayal değil,YÜZ YILI AŞKIN BİR GEÇMİŞİ OLAN HAYAL olmaktan çıkıyor FİLYOS LİMANI,böylece Karabük ve Yöre artık AVRUPA İLE KOMŞU olacak.
FİLYOS LİMANI bu Yöreyi,TUNA ve REN NEHİRLERİ DE kullanılarak,BALTIK DENİZİNE açacak,böylesine önemli bir YATIRIM ne yazık ki BİR ASIRDIR yapılamıyordu.
Şimdi ALT YAPI İHALESİ KESİNLİK KAZANDI..
Bu bitirildikten sonra,esas LİMAN TESİSİNİN YAPIMI için,galiba YAP/İŞLET/DEVRET Modeli uygulanacak,bunun için teklifler alınıp İHALESİ YAPILACAK..
KARDEMİR BU İHALEYİ ALMAK İSTİYORDU…
Dileriz alır.

ÇOK KISA SÜRE İÇİNDE,KREDİ YURTLAR KURUMU’NA AİT 3500 YATAK KAPASİTELİ YURTLAR DEVREYE GİRİNCE…!!
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Öğrencileri,ÜLKE GENELİNDE Kİ,tüm Üniversitelerde eğitim gören ÖĞRENCİLERDEN,KYK Yurtları noktasında,hayli şanslılar..
ÜLKE GENELİNDE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN Kredi Yurtlar Kurumu YURTLARINDAN yararlanma imkanları ile KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Öğrencilerinin yararlanma imkanları,çok daha yüksek.
Buna rağmen ÖĞRENCİLER KYK Yurtlarının dışında kalan BARINMA MEKANLARININ fiyat yüksekliğinden yakınarak “FİYATLAR ÇOK YÜKSEK..”serzenişinde bulunuyorlar..
MUTLAKA DOĞRULUK PAYI VARDIR..
Şimdi KISA SÜRE içinde 3500 YATAK KAPASİTELİ yeni Yükseköğrenim Öğrenci Yurtları devreye girecek,bunların İşletmesini de KYK yürütecek.
BU 3500 YATAK KAPASİTELİ YURTLARIN DEVREYE GİRMESİ çok önemli gelişmelere yol açacaktır kuşkusuz ve Öğrencilerin barınma mekanlarında fiyatlar yeniden tanzim edilecektir..!!
Bu TANZİM SIRASINDA KİRALAR GÖZDEN GEÇECEKTİR..
Siyasi İKTİDAR KARABÜK’E bu anlamda büyük hizmet yaptı..
KREDİ YURTLAR KURUMU çok geniş bir kapasiteye sahip oldu.

CHP 35.KURULTAYI ÖNÜMÜZDE Kİ CUMARTESİ GÜNÜ ÇALIŞMALARINA BAŞLIYOR VE PARTİ MECLİSİ NASIL OLACAK..?
CHP Bu hafta sonu 35.KURULTAYINI yapacak ve geçmiş yıllarda CHP KURULTAYLARI Basın/Yayın organlarını çok meşgul ederdi,bu kez öyle bir hava görünmüyor.
PARTİ MECLİSİ BÜYÜK ORANDA DEĞİŞECEK DENİLİYOR.
CHP Karabük İl Başkanı Avukat Sayın ERDOĞAN DİNÇEL’İN Parti Meclisi’ne girmesi ihtimalinden söz eden CHP’LİLER var ve dileriz bu gerçekleşir.
EĞER ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİŞME YAŞANMAZSA.2019 yılına kadar,bir GENEL SEÇİM ihtimali görünmüyor ve anladığımız kadarı ile bu süreci CHP iyi değerlendirmenin yollarını arayacak.
“AKTİF ÖRGÜT YAPISI..” sloganı var CHP içinde.
Eğer bunu gerçekleştirebilirlerse,elbet CHP belirli bir mesafe alır,örneği önümüzde ve CHP İL BAŞKANI bir BASIN TOPLANTISI ile Karabük gündemine ciddi biçimde sarstı.
BU AKTİF YAPI SÜRDÜRÜLÜRSE,CHP önemli mesafe alır..
Elbet bu durum,yalnızca Karabük’ün sorunu değil,ÜLKE GENELİNDE AKTİF OLMAYAN ÖRGÜT YAPILARI,Örgütsel dinamizmin ve enerjinin CHP’LİLERİN BİR/BİRİ İLE MÜCADELE ETMESİNE yol açıyor.
CHP KURULTAYI BU HAFTA SONU YAPILIYOR..

MHP KURULTAY DELEGELERİ “OLAĞANÜSTÜ KURULTAY TOPLANMASI İÇİN YETERLİ İMZA..” KARABÜK DELEGELERİ..
MHP KURULTAY DELEGELERİ Olağanüstü Kurultayın toplanması için,MHP TÜZÜĞÜNDE gösterilen sayının hayli üzerinde imza toplamışlar,ancak,MHP Genel Merkezi KURULTAYIN TOPLANMAYACAĞINI açık bir dille söylüyor.
MAHKEMEYE GİDİN ÇAĞRISI YAPIYOR..
Bu durumda MHP OLAĞANÜSTÜ KURULTAYI için imza toplayanlar MAHKEME KARARI ile bu yolu zorlayacaklar,eğer Mahkeme açılır ve açılan Mahkemeden KURULTAYIN TOPLANMASI kararı çıkarsa,bir gelişme daha bekleniyor.
BEKLENEN GELİŞME KAYYUM ATANMASI ŞEKLİNDE.
KAYYUM ATANDIĞINDA,Ne Genel Başkan,ne Genel Merkez Yöneticilerinin etkin bir rolü kalmayacak ve bu durum mutlaka Muhalefet ekibinin işine yarayacaktır.
MHP’NİN KARABÜK’TE 4 KURULTAY DELEGESİ VAR.
BU 4 DELEGE OLAĞANÜSTÜ KURULTAY İMZASI VERMEMİŞ..
Kamuoyuna yansıyan bilgiler o yöndü.
Ancak,toplanacak bir OLAĞANÜSTÜ KURULTAY’DA Muhalefetin lehinde OY KULLANABİLECEK isimlerden söz ediliyor ve ancak MUHALEFET KURULTAYI kazanırsa KARABÜK’TE PARTİ İÇİ SIKINTILAR OLUR gibi görüşler dile getiriliyor.
MHP BU ÇALKANTILI DÖNEMİ NASIL ATLATACAK BAKALIM..
Dileriz en sağlıklı biçimde atlatırlar..

“3500 YATAK KAPASİTELİ YÜKSEKÖĞRENİM YURTLARI DEVREYE GİRİNCE 1+1 FİYATLARI,KİRALAR İYİCE DÜŞER..”
Bir aralar YEMEKHANE ve KANTİNLERİ KİME/KİMLERE VERİLECEK şeklinde,büyük bir merak duyulan,YÜKSEKÖĞRENİM Öğrenci Yurtları,KISA SÜRE İÇİNDE AÇILACAK.
YEMEKHANE ve KANTİN İŞLERİ HALLEDELMİŞTİR MUTLAKA..!!
MÜSADEYE MAZHAR KİŞİ ve FİRMALAR BURALARI ALMIŞTIR..!!
Olayın o tarafı bizi pek ilgilendirmiyor.
Esas nokta BU YURTLAR açıldığında KARABÜK’TE YAŞANACAKLARDIR,geçtiğimiz günlerde bir dostumuzun işyerinde otururken,bir kardeşimiz “55 BİN LİRAYA 1+1 DAİRELER SATILDI..” demişti.
Daha sonra da “YENİ YAPILAN YÜKSEKÖĞRENİM ÖĞRENCİ YURTLARININ AÇILMASI İLE 1+1 DAİRELER CAZİBESİNİ ÇOK BÜYÜK ÖLÇÜDE KAYBEDER VE AYRICA KİRALARDA CİDDİ DÜŞMELER OLUR..” gibi görüşler dile getirmişti.
3500 ÖĞRENCİ BU YURTLARA GEÇİŞ YAPACAK..
Bu yaklaşık BİN KONUTUN BOŞALMASI ANLAMI TAŞIMAZ MI..?
KREDİ YURTLAR KURUMU YURTLARI DEVREYE GİRİYOR YAKINDA.

DÜN “REMİNGTON RUMUZU İLE..” YORUM YOLLAYAN BİR OKURUMUZ VE KARDEMİR ÇALIŞANLAR VAKFI SENETLERİ
Dün REMİNGTON rumuzu ile sık/sık yorum gönderen ve çok içerikli değerlendirmeler yapan bir okurumuz KARDEMİR ÇALIŞANLAR Vakfı ile ilgili bir yorum göndermiş.
İLGİ İLE OKUDUK YORUMUNU..
REMİNGTON rumuzu ile yazan okurumuz KARDEMİR ÇALIŞANLAR Vakfı’nın elinde bulunan KARDEMİR HİSSE SENETLERİNİ, KARDEMİR Yönetim Kurulu’nun almak istediğini öne sürmüş.
BİZ BU KONUDA BİR BİLGİ ALAMADIK.
Ancak,şurası kesin,KARDEMİR ÇALIŞANLAR Vakfı,KARDEMİR HİSSE SENETLERİNİN bugün yaşanan fiyatlarla satmaz,satarsa buna Vakıf Üyeleri anormal tepki gösterir.
OLAYIN SENDİKAL AYAĞI ANORMAL TEPKİ GÖSTERİR..
O nedenle böyle bir olay hayli sıkıntılı..
KARDEMİR ÇALIŞANLAR Vakfı adına Sayın AHMET NUR geçmişte hazırlanan VAKIF SENEDİNDEN/SÖZLEŞMESİ’NDEN yakınıp, bunu aşamadıklarından söz ediyor.
VAKIF SENEDİ BİRKİŞİN ÖMÜR BOYU BAŞKANLIĞINA GÖRE HAZIRLANMIŞ görüşünü dile getiriyor ve “BUNU AŞABİLMEK ÇOK AMA ÇOK ZOR..” diyor.
KARDEMİR ÇALIŞANLAR VAKFI,ŞU GÜNLERDE GÜNDEM DE.
Elinde KARDEMİR HİSSE SENETLERİ bulunan KARDEMİR ÇALIŞANLAR VAKFI,o senetlerle KARDEMİR Genel Kurullarından hep bir güç olarak yerini alabilir..
ÇOK BÜYÜK BİR HİSSE SENEDİ VAR VAKFIN ELİNDE..

MÜLKİYETİ KARDEMİR’İN OLAN “VATAN HASTANESİ’NE KARABÜK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ..” TALİP GALİBA..
Biliyorsunuz,yıllar/yılı Karabük’e sağlık alanında hizmet veren VATAN HASTANESİ ekonomik sıkıntılar nedeni ile KAPATILDI ve bu anlamda ÇALIŞANLAR çok büyük darbe yedi.
VATAN HASTANESİ GÜZEL HİZMETLER VERİYORDU.
YILLARDIR KAPALI DURUYOR.
Bizim bildiğimiz KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Rektörlüğü,KARDEMİR Yönetimi’ne “BU BİNAYI BİZE VEREBİLİR MİSİNİZ..” gibi bir yaklaşım gösterdi.
Ancak,bu nokta da sıkıntı oldukça büyük.
VATAN HASTANESİ şu an itibarı ile YEDİ EMİN DEPOSU gibi adeta ve içinde ki TIBBİ MALZEME/MAKİNE/VELHASIL her şeyin üzerinde İCRA VAR.
BURAYI BOŞALTMAK MÜMKÜN DEĞİL.
KARDEMİR’İN kiracısı konumunda olan HASTANELER GRUBU ile KİRA BEDELİ başta olmak üzere birçok HUKUKİ SORUNU VAR ve bu sorunların aşılması da,oldukça zor.
Keşke KARABÜK ÜNİVERSİTESİ’NİN talebi doğrultusunda VATAN HASTANESİ’NİN olduğu binalar TIP FAKÜLTESİ emrine verilse ve TIP FAKÜLTESİ burada önemli bölümler açsa.
Ancak ;HUKUKİ AÇIDAN BUNUN ÇOK ZOR OLDUĞU BELLİ..
Ayrıca,içinde ki TIBBİ MALZAMELERDE durduk yerde çürümeye terk edilmiş gibi.

KARABÜK’TE ÇEVRE KİRLİLİĞİ VAR MI,ÖZELLİKLE VE ÖZELLİKLE, “HAVA KİRLİLİĞİ VAR MI..?” SORUSUNUN CEVABI…
Karabük’te ÇEVRE KİRLİLİĞİ,özellikle ve özellikle,HAVA KİRLİLİĞİ VAR MI sorusunu birkaç kez gündeme getirdik,Resmi Birimler bu konuda iyimser bir görüş veriyorlar.
HALKIN GÖRÜŞÜ ÇOK FARKLI.
SADE VATANDAŞ “KARABÜK’TE ÇEVRE KİRLİLİĞİ DE VAR HAVA KİRLİLİĞİ DE VAR..” gibi bir düşünce içinde,bunu her platform da dile getiriyor zaten vatandaşlar.
KARDEMİR SİNTER TESİSİ,YENİ/YENİ FİLTRE TAKTIRMA KARARI ALMIŞ ve sanıyoruz takılacak filtrelerin siparişleri verildi diye duyumlar geliyor..
KARABÜK’TE 55 BİN ARAÇ VAR..
Bunların çıkardığı gazların yarattığı kirliliği dikkate almak gerekmez mi,bunun yarattığı kirlilik hesaba katılmalı,KARDEMİR/MARZİNC hesaba katılmalı elbet değil mi..?
Bakın KATI ATIK BERTARAF TESİSİNİ YAPTIRAMADI KARABÜK.
Bunun yerine SAFRANBOLU BELEDİYESİ kendi imkanları ve bu imkanları takviye edecek ek kaynaklarla KATI ATIK BERTARAF TESİSİ yaptırma kararı aldı,yakında uygulama aşamasına getirecek.
BRAVO SAFRANBOLU BELEDİYESİ’NE..
Yılların sorununu çözmek üzere ciddi bir adım attı.
Velhasıl KARABÜK’TE KİRLİLİK VAR MI-YOK MU..?

EĞER DÜNYA “DEDİKODU-DÜN/DÜNDÜR,OLİMPİYATLARI YAPSA..” TÜM ALTIN MADALYALARI KARABÜKLÜLER ALIR
Eğer DÜNYA “DEDİKODU-DÜN/DÜNDÜR,DÜN ÖYLEYDİ/BUGÜN BÖYLE…” şeklinde bir olimpiyat düzenlese,KARABÜKLÜLER BÜTÜN ALTIN MADALYALARI kazanır vallahi.
AKIL ALACAK GİBİ DEĞİL DOĞRUSU..
Rahmetli SÜLEYMAN DEMİREL’İN bir sözünü her zaman takdir etmişizdir “BARIŞMASINI BİLMEYEN DARILMASIN..” derdi Rahmetli,evet darılmak/barışmak insan fıtratında vardık.
AMA BU KADARI BİRAZ,HATTA BİRAZDAN FAZLA,OLUYOR.
Dün bakıyorsunuz BİR KİŞİ hakkında ağza alınmayacak dedikoduları üreten/üretenler,dün bakıyorsunuz dün BİR KİŞİ hakkında en ağır küfürleri edenler,bir bakıyorsunuz KANKİ OLMUŞLAR can ciğer kuzu sarması hallerindeler.
PEKİ O SÖZLER NE OLACAK..?
“O SÖZLER OLUR O KADAR MESAFESİNİN MİSLİ/MİSLİ FAZLASIYDI..” peki ne değişti sonradan,vallahi bizim bunlara pek aklımız ermiyor ve o nedenle kimsenin ikili ilişkilerine hiç mi hiç bulaşmıyoruz..
Tavsiyemiz sizde öyle yapın..
Çünkü ilişkiler öyle darmadağın ki,bir anda siz açığa düşersiniz..!!

4 kişi görüş bildirdi

  1. YÜZDE YÜZ DOĞRU

    AHMET ABİ KARABÜKTE İLİŞKİLER AYNEN YAZDIĞIN GİBİ.YAZDIKLRININ AZI VAR ÇOĞU YOK.YAHU BU NE KAHPE İLİŞKİLER HALİDİR.BUNLARIN HİÇMİ KEMİĞİ YOK.HİÇMİ NAMUS KEMİKLERİ YOK.DÜN ANA AVRAT KIZ KIZAN BUGÜN KARDEŞİM BENİM MUHABBETİ BU NE İŞTİR YAHU İNSANLAKI BU KADARMI KISALDI

  2. Anonim

    Karabük’e gelirken bölge trafiğin yanından geçtinmi berbat bir hava genzini yakıyor, buna herkes şahit, ama Ulusal Hava Kalitesi İzleme ağına bakarsak ne zaman baksak Karabük’ün havası hasas Kardemir’in havası iyi ölçülerde, ben ve benim gibi düşünen çok sayıda insan Çevre Bakanlığının Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağına İnanmıyor, En önemli şey sağlık, bu konuda birbirimizi kandırmayalım.

  3. REMİNGTON

    SAYIN GÖLBEK ÇALIŞANLAR VAKFINDA BULUNAN ÜYE SAYISI 1600 CİVARINDA BUNUN İÇİNDE EMEKLİ OLMUŞ HALA ÜYE SIFATI TAŞIYAN KİŞİLERDE MEVCUT YANİ ÇALIŞANLARIN TAMAMINI KAPSAMAYAN BİR YAPI OLUŞTURULDU İSTİFA MAKENİZMAZI KULLANILARAK ONUN İÇİN FAZLA TEPKİ ALMAZ BU FİYATLARDAN EL DEGİŞTİRMESİ ÖYLE DE TEPKİ VERECEK ÇALIŞAN KALMADI MALİSEF. BİRAZ DA İŞVEREN KÖŞE SIKIŞTIRMACA OYNUYOR DA DENİLEBİLİR. BU YAPILAN TOPLANTIDA SADECE VAKIF KONUŞULMADI VAKIF SADECE MADDELERDEN BİRİYDİ KRİZİN BOYUTU GİTTİKCE DERİNLEŞİYOR ŞİRKET İÇERİNDE YATIRIMLAR DURMA NOKTASINDA ÜRETİM BOYUTU İYİ AMA FİYAT MARJI ÇOK DÜŞÜK VE HALA FİYATLARIN AŞAGI YÖNLÜ HAREKETİ KONUŞULUYOR.2002 YILI GİBİ BİR TABLO VAR ÖNÜMÜZDE AY SONU VEYA ŞUBAT ORTASI GİBİ BİR GENİŞ ÇAPLI AÇIKLAMA GELEBİLİR İŞVEREN KANADINDAN FAKAT İŞVEREN HALA O BONKÖR PERSONEL REJİMİNE DEVAM EDİYOR 2015 YILI SONUNDA EMEKLİ OLMUŞ SÖZLEŞMELİ FORMEN LERLE YOLLARIN AYRILACAGI KONUŞULUYORDU AMA MALİSEF 3 5 KİŞİYLE SINIRLI KALDI BU YAPTIRIM YİNE YENİ SÖZLEŞMELER İMZALANDI BU PERSONELLERLE ÇALIŞMA BARIŞI DİYE BİR ALGI KALMADI.2016 YILI YİNE ÇELİK İŞÇİSİNİN UMUTLARININ RAFA KALKDIGI BİR YIL OLACAK GİBİ GÖRÜNÜYOR PROFESYONEL KADRONUN YENİ YIL MESAJI DA GENEL BAŞKANIN YENİ YIL MESAJI DA DOGRU OKUNABİLİR SATIR ARALARINDA Kİ MESAJ ALINABİLİRSE NE DEMEK İSTEDİGİ ANLATABİLİRİM HERHALDE. PROFESYONEL YÖNETİM VAKIFDA BULUNAN HİSSE SENETLERİNİ YENİ BİR KREDİ KULLANIMI NOKTASINDA DA DEGERLENDİRİP BU DAR BOGAZDAN ŞİRKETİ ÇIKARTABİLİRSE BELKİ BU KONU VAKIF İÇİNDE DEGERLENDİRİLEBİLİR VE OLUMLUDA KARŞILANILABİLİR HEPİMİZ AYNI GEMİDE YOL ALIYORUZ NETİCEDE YİNE FEDAKARLIK YAPILABİLİR AMA BİZİM ÇALIŞANLAR OLARAK YAPABİLECEGİMİZ BU KADAR SADECE. VAKIF ESKİ GENEL BAŞKAN DÖNEMİNDE VAKFIN FALİYETİNİ SINIRLAYICINA TÜZÜK TADİLATI İÇİN MESAİ SİNİ HARCASAYDI BU TADİLAT DA MÜTEVELLİ HEYETTE BULUNAN YAKLAŞIK 30 KİŞİYLE OLABİLİYORDU Kİ YAPMADILAR MALİSEF BAŞKA İŞLERİN PEŞİNDEYDİLER O DÖNEM BAŞARDILARDA ÜYE AİDATLARIYLA İŞVERENİN KATKISIYLA VE HİSSE SENETLERİYLE BU VAKIF ŞİRKETİN KUMPARASI OLABİLİRDİ BU KRİZ DÖNEMLERİNDE. BU DURUM ERDEMİR DE GERÇEKLEŞDİ ERDEMİR VAKFI 2001-2002 YILLARINDA ERDEMİR ŞİRKETİNE SENET KARŞİLIGI CİDDİ BİR NAKİT DESTEGİ VERMİŞDİ VE KRİZİ OLDUKCA RAHAT BİR ŞEKİLDE ATLATMŞLARDI BU DURUM BURDA GERÇEKLEŞİBİRDİ TAHVİL İHRACI İÇİN UGRAŞMAZ KRİZİ İÇ DİNAMİKLERLE ÇÖZEBİRDİK Kİ BU TARİHİ FIRSATI EL ELE VERİP KAÇIRDILAR MALİSEF SAYGILARIMLA…

  4. oflu78

    Ahmet abi bir internet sitesi Karabüklü baş harfi B İLE BAŞLAYAN SAYIN MUTULLAH YOLBULAN İLE HABER YAPIMIŞ VE FİLYOS LİMANI İLE İLGİLİ BİZDE HEYCANLANDIK AMA….MAHKEMELER DEVAM EDİYOR DİYOR.ABİ MEHMET ALİ ŞAHİN ULASTIRMA BAKANI BİTTİ DEMİŞLERİ BİR MUALLAK YOKMU BU DURMDA .BİRDE KARDEMİR 2016 YILINDA UCUZ EMTİA KULLANMAYA BAŞLADIMIKİ? SAYGILAR ABİ KARDEMİR DÜZELMESİ DİLEĞİYLE ZARARIMIZ YILLIK ÇOK BÜYÜK.1,07
    Son 13 Oca – 16:14
    0,02 / 1,90%
    Günlük Değişim
    9.772.817 TL
    İşlem Hacmi
    -44,85%

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sanatçı Okan Bayülgen: Buradan İngiltere’ye giden de topraklarımıza gelen de aynı ‘öteki’ kaderi paylaşıyor

Yayın: 29.03.2024 14:54
Paylaş:
A+ A-

Sanatçı Okan Bayülgen, “Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz.” dedi.

Oyuncu, yönetmen, fotoğrafçı ve komedyen Okan Bayülgen’in yazıp, yönetip, oynadığı ve “Yılın Prodüksiyonu”, “Yılın Yönetmeni” ile “Yılın Oyuncusu” dahil 6 ödül sahibi “Richard” oyunu 50. temsilinde sanatseverlerle buluştu.

Oyuna, tiyatroya ve gelecek projelerine ilişkin  açıklamada bulunan sanatçı, Richard eserindeki asıl meselenin ötekileşme olduğunu belirterek, “Richard’ın da bir öteki olması bizi çok ilgilendirdi. Yani kraliyet ailesine doğmuş ama kral olamayacak bir öteki. Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz. Biz de çalışmak, eğitim ya da yerleşmek için başka ülkelere, örneğin Kıta Avrupası’nda Berlin’e, Paris’e, Londra’ya gidiyoruz. Biz de orada öteki muamelesi görüyoruz. İnsan kendi doğduğu ailede, kardeşleri arasında ya da anne babaya karşı bile ötekileşebiliyor. Dolayısıyla bu çok önemli. Bunun işlendiği bir oyun. Bu açıdan Shakespeare’e dayanarak, biraz ona dil çıkartarak, biraz da Shakespeare’i överek yazılmış bir oyun.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, eserin yüzde 20’sinin orijinalin adaptasyonu olduğunun altını çizerek, yüzde 80’ini ise yeniden yazıldığının altını çizdi.

William Shakespeare’in kaleme aldığı ilk eserlerin VI. Henry oyunu ile Kral III. Richard’ın hayatını anlattığı oyun olduğunu dile getiren sanatçı, “O tarihte ya Tudorlara yaranmak için ya Tudorların ısmarlaması sonucu, Shakespeare bunu yapıyor yani III. Richard’ı kötü gösteriyor. Arada yüzyıl var ve o yüzyılda Yorkların yani son savaşta ölen Kral Richard’ın gölgesi kalkmamış devlet üzerinden, Tudorlar üzerinden. Bunu kötüleme çabası var. 16. yüzyıl anlayışıyla yani ‘Tanrı kötü insanları -güya- sakat bırakır ki siz ondaki fenalığı göresiniz diye’ anlayışıyla, adama sakatlıklar ilave edilmiş. İşte kambur, çolak, topal, çirkin yapılmış.” açıklamasını yaptı.

Okan Bayülgen, Shakespeare’in eserinde Richard’ı korkunçlaştırdığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:

“Öyle bir adam değil. Çok yakın tarihte, 2012’de kemiklerin bulunması ve 2015’te Richard’a ait olduğunun tescillenmesiyle ortaya çıktı ki bu adamda biraz skolyoz var. O skolyoz da dışarıdan pek belli olmuyor. Yani kambur falan da değil. Eğri büğrü de değil. Yakışıklı bir adam. Savaşta kahramanca ölen son kral. Ama ne olmuş bugüne kadar? Bizim bu pek demokrat kıta Avrupası, İngilizler her şeyi demokrasi adına ve siyaseten doğruculuk yaparak herkesi temize çekmiş, düzeltmiş. Richard’ı bırakmışlar. Richard günden güne daha da korkunç hale getirilerek oynanıyor. Bu oyun bir soru soruyor. Diyor ki siz hala neden korkuyorsunuz? Yani 500 yıldır her gelen oyuncu, kimliği ne olursa olsun demokrat, ilerici, gerici, sağcı, solcu fark etmiyor; aynı hilkat garibesi Richard’ı oynuyor. Bir yandan bu açıdan Shakespeare’e dil çıkartıyor.”

“Söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü”

Eserde, “sanatçı nerede durmalıdır?” sorusunun işlenmediğinin altını çizen başarılı sanatçı, “Aleladelik, üst insan olmak, Nietzsche’den, Baudrillard’dan, Alain Badiou’dan, Kierkegaard’dan Freud’a kadar, aslında sanatçının kim olduğu, ne yapması gerektiğiyle ilgili çok mesaj var oyunda. Ama iktidar yazarı olmak, olmamak gibi bir derdimiz yok. Tarih boyunca böyle olmuştur; her iktidara yakın duran yazarlar vardır. Uzak, muhalif olan yazarlar vardır. Bu oyunun özellikle meselesi bu değil.” diye konuştu.

Oyunun 50 temsilde geçirdiği değişikliklere de işaret eden sanatçı, şunları kaydetti:

“İlk oynadığımızda berbattık. Oyun da henüz toparlanmamıştı. Hızla festivale yetiştirilmişti. Hatta ilk 2-3 oyunu seyredenlere de ‘Davetiye vereyim, gelin bu halini görün.’ diyorum. Fakat seyircimizden büyük bir teveccüh gördük. Açık hava tiyatrosunda 4 bin kişiye, Atatürk Kültür Merkezi ya da diğer binli sayıları geçen seyirci kapasiteli yerlerde full oynadık, hakikaten. Ardından, sanatı üretenin ve seyircinin bir araya gelmesiyle birkaç saat süren söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü. Bugün ‘Herkes için Shakespeare’ diyerek aslında Shakespeare’in sahibi olduğunu düşünen İngiltere ve Kıta Avrupa’sına da 1tatlı bir iltifat yapıyoruz üst yazıyla. Sinemada alt yazı, tiyatroda da üst yazı vardır. İngilizce üst yazıyla oynanıyor bugün oyun. Bu da önemli bir gelişme. Bu oyun bizim özel hatta ödenekli tiyatrolarımıza iki alışkanlık bırakacak. Bir; ki çoktan başladı, oyun sonrası söyleşileri. İki; İstanbul’umuzda, Türkiye’mizde yaşayan, yerleşik ya da kısa süreliğine burada olan yabancılar için İngilizce üst yazıyla oynanması. Bu iki gelişme de aslında bizim hem seyirciyle ilişkimiz hem de tiyatromuzun yeri açısından ya da seyirciyi önemsememiz açısından güzel göstergeler.”

Okan Bayülgen, tiyatro yapmanın hiçbir zorluğu olmadığına dikkati çekerek, “Tiyatro yapmak, tiyatrocu olmak, tiyatronun, bu atmosferin içinde olmak müthiş bir şey. Bu kadar uğraşıp didinip zar zor konservatuara girip, ayakta kalıp tiyatro yapanlar bir de üzerine şikayet ederse artık fazla geliyor bana. Şikayet etmeye hakkımız yok. Bunu biz istedik. Annemiz, babamız bize mani olmaya çalıştı, ‘Yapma çocuğum.’ dedi, önümüze dikildi, yalvardı, ‘Evlatlıktan reddederiz.’ dedi. Şimdiki aileler değil, bizim zamanımızdaki ailelerden söz ediyorum. Yine de ısrar ettik, yaptık. Neden şikayet ediyoruz o zaman?” değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde tiyatronun, yaptığı birçok işin önüne geçtiğini vurgulayan sanatçı,”Şu anda ‘Richard Otel’de’ diye bir oyunumuz var. Yine Richard’da oynadığım bir arkadaşım, hem ortak yazar hem yardımcı yönetmen Nihal Usanmaz’la orada da çalışıyoruz. Aynı anda o oyunu çıkardık, Richard’da oynuyoruz ve Ankara’da, Devlet Tiyatrosunda ‘Dracula’nın provaları başladı. O da mayıs ortasında sahnelenecek. Araya bir küçük oyun daha sıkıştıracağız. Böylece gelecek sezona 4-5 oyunu aynı anda oynayarak gireceğiz.” dedi.

“Shakespeare aslında bütün dünyaya ait”

Sanatçı, oyunları yurt dışında da sahnelemeyi çok istediklerine işaret ederek, “Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de oyun koyabilirsiniz, yeter ki oyununuz onlar için yeni ve farklı bir şey ifade ediyor olsun.” ifadelerine yer verdi.

Uluslararası tiyatro festivallerine gitmek konusunda ise Bayülgen şunları söyledi:

“Aslında Richard için çok devreye girenler oldu. Fakat bizim, sinemadaki gibi bazı filmlerimizin, yönetmenlerimizin alışageldik şekilde Cannes’da, Berlin’de, farklı festivallerde ödül alması gibi bir lobimiz yok tiyatroda. Bazı oyunlar zar zor gidiyor, geliyor ama bunu da başlatmak lazım. İngilizlere de bir şey söylemek için Shakespeare’i tercihimiz biraz da bu yönde kıymetliydi. Shakespeare ile ilgili bir şey söylediğiniz zaman artık bu sadece İngiltere’ye değil, bütün dünyaya ilginç geliyor. Çünkü artık İngiltere’ye ait bir yazar değil Shakespeare. İngilizler sahip çıkıyor tabii, adam İngiliz ama artık o, tiyatro kütüphanesinin en önemli yazarı olarak aslında bütün dünyaya ait. Dolayısıyla Türkiye’den birisi çıkıyor, diyor ki ‘Ya kardeşim, pek demokratsın ya, senin yapamadığını bak ben yaptım ve sana, senin biraz da kafanı açabilecek, yeni fikirler verecek bir şey söylüyorum. Gelip orada oynayayım mı? Diyecek ki oyna ama sinema filmi nasıl gidiyor? WeTransfer’le, yüksek bir dosya olarak gidiyor. Bir küçük flash diskle gidiyor. Gitmesi bugünkü teknolojiyle rahat. Tiyatro kamyonlarla, insanlarla gidiyor. Biz bugün Anadolu’da bir yere gittiğimizde birkaç kamyon ve 51 kişi gidiyoruz yani kolay değil. Onun için bu kadar adamı götürüp orada oynatmak hiç kolay değil. Tarihte yapılmış. Bunu yapan müthiş tiyatrocu abilerimiz oldu.”

“Yurt dışına oyunla gittiğinizde işin kolayına kaçamazsınız”

Okan Bayülgen, uluslararası gösterimlerde iki kişilik oyunlarla ve dekoru oradan tedarik ederek gidilebildiğini aktararak, “Ama bizim oyun için orada bir inşaat yapmalısınız. Bu kolay bir şey değil. Bir yandan da tiyatronun şöyle bir tarafı da var; hep böyle kolaya kaçamazsınız. Yani ‘Yurt dışına gidecek bir oyun var’. Eee? ‘Bir hırkayla gidelim.’ Hayır o değil. Bu tiyatro. Nasıl sinemanın böyle bir cazibesi, şaşası var. Tiyatroda da bazı oyunlarda seyirciye oyunculuk, müzik performansları, dans gösterdiğiniz kadar, dekor, kostüm ve ışık konusundaki kreasyonunuzu da göstermeniz lazım. Tiyatro çünkü bunların bir bütünü. Çok farklı sanatların bir arada oluştuğu büyük bir sanat diyoruz.” diye konuştu.

Richard oyununun yurt dışına gittiğinde en az 600 kişilik bir salonda oynaması gerektiğinin altını çizen sanatçı, “Dracula’yı Devlet Tiyatrosunda sahneleyeceğiz. Mesela Dracula’nın şahsı daha fazla yurt dışı festivalleri açısından çünkü devlet, Kültür Bakanlığımız, ‘Biz buna uluslararası, dünya markası fantastik kişilik olarak da bakalım. Bunu şu festivalde ya da tiyatroda oynayalım.’ derse oynanır. Bu da aynı şeyi yapabilir.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, bütün tiyatro oyunlarının “Kral Çıplak” dediğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Bütün derdimiz seyirciyle böyle bir alışveriş içinde olmak. Bütün oyunlar bir şey söyler. Hangi oyunlar bir şey söylemez? Oyuncusu, yönetmeni ya da yazarı başka dertler içindeyse bir şey söylemeyebilir. Örneğin gelir der ki ben sana bir hikaye anlatacağım. Niye anlatacaksın bu hikayeyi? İşte ben bunu yazıyor muyum, yazabiliyor muyum diye baktım. Ya da oyuncusuna dersin ki ‘Senin derdin ne?’ Oyun bir şey söyler, bir ufuk açar, bir yere dokunur. Katarsis denilen şey gerçekleşir. Bir ahlaki yıkanma ortaya çıkar. Herhangi bir şey. Oyuncu diyorsa ki, ‘Benim derdim kendimi el aleme göstermek. Bakın ne güzel oynuyorum. Gördünüz mü beni? Bir daha alkışlayın bakalım.’ falan. Bunlardan bir şey olmaz. Sanatçının hep bastıramadığı, dert edindiği, paylaşmak istediği bir şey vardır. Resim mi heykel mi tiyatro mu müzik mi, her neyse. Bir yardım çığlığı gibi. Çünkü sanatçı da acayip bir tip. O da bir iletişim kurmak istiyor. Onun da bir derdi olmuş mesela çocukken. İşte anlatırsa çocukken neler olduğunu, çocukken dertli olan başka birileri de onu anlar. Beraber bir şey olur. Ama sürekli aynı şeyi de söyleyemez, yeni bir şey söylemesi lazım. Şimdi ideali mi tarif ediyorum? Hayır. Sanat şurasından bastırdığımız, buradan sıkıştırdığımız, ‘böyle yapılmalıdır’ diye kural koyduğumuz bir şey değildir. Zaten ne zaman bu kuralları koyarsanız birileri çıkıp o kuralları bozmaya çalışır. Ondan sonra da devrim yaptık derler. ‘Bravo’ deriz biz de. Biz devrimcileri severiz zaten.”

Oyunun ikinci sezonu tamamladığını kaydeden sanatçı, üçüncü sezonda da izleyiciyle buluşacağını sözlerine ekledi.

Eser, 5 Nisan’da Maximum Uniq Hall’de, 14 Nisan’da Atatürk Kültür Merkezi’nde, 16-17 Nisan’da Ankara’da, 3 Mayıs’ta Konya’da, 4 Mayıs’ta Antalya’da, 5 Mayıs’ta Denizli’de, 7 Mayıs’ta ise İzmir’de sahnelenecek.

Kabare Dada ve Net Sanat tarafından sahnelenen eserde Bayülgen’in yanı sıra Şenay Gürler, Ebru Unurtan, Nihal Usanmaz, Kevork Türker, Oral Özer ve Volkan Ateş Gündüz rol alıyor. (AA)