Her Telden (13.Ekim2016)

Her Telden (13.Ekim2016)

Yayın: 13.10.2016 08:37
Paylaş:
A+ A-

KREDİ YURTLAR KURUMU’NA AİT YÜKSEKÖĞRENİM ÖĞRENCİ YURTLARINDA 9619 YATAK KAPASİTESİ VAR,SAFRANBOLU’DA YOK..
Karabük Merkezinde KREDİ YURTLAR KURUMU’NA ait YÜKSEKÖĞRENİM ÖĞRENCİ Yurtlarında 9619 YATAK KAPASİTESİ var ve bu rakam TÜM ÖĞRENCİNİN yüzde 28 veya 30 kadarına yetiyor.
ÜLKE ORTALAMASI YÜZDE 15/18 CİVARINDA..
Yani Karabük Üniversitesi’nin KARABÜK MERKEZ FAKÜLTE ve YÜKSEKOKULLARINDA okuyan öğrenciler hayli şanslı,buna karşılık başta SAFRANBOLU olmak üzere ESKİPAZAR,YENİCE,EFLANİ İlçelerinde YÜKSEKÖĞRENİM ÖĞRENCİ YURDU yok.
Bu nokta da özellikle SAFRANBOLU özellik arz ediyor..
SAFRANBOLU’DA ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ HAYLİ FAZLA,ancak dönüp baktığınızda KREDİ YURTLAR KURUMU’NA ait YÜKSEKÖĞRENİM ÖĞRENCİ Yurdu yok.
UZUN YILLAR,YAPIMI İÇİN,ARSA ARANDI BULUNAMADI..
Veya UYGUN ARAZİ BULUNAMADI,GÖSTERİLEMEDİ..!!
O ARAYIŞ İÇİNDE çok dedikodulu dönemler yaşandı ve örneğin BİR OKUL İNŞAATINDAN İNŞAAT HARCI PARASI ALINMADIĞI falan söylendi ve bu yönlü iddialar falan dile getirildi..
Safranbolu İlçemizde KYK’YA AİT Yükseköğrenim Öğrenci Yurdu yeni/yeni yapılıyor,aslında çok öncesinden bu işin yapılmış olması gerekirdi,ancak,demek TAŞ KOYAN/AYAK SÜRÜYENLER OLDU..
Şimdi yapılıyor..

ŞEHİRİÇİ TRAFİK SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN GEÇ KALMAMAK GEREK VE TIKANMALAR/SIKIŞMALAR GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR..
ŞEHİRİÇİ TRAFİK noktasında,çözümsüz geçen her saniye Karabük ve Safranbolu için zarar ve işin içinden çıkılması olayını güç hale getiren bir gelişme olarak görülmeli.
BU İŞ GİTTİKÇE KENDİNİ DAHA ÇOK HİSSETTİRİYOR..
KÖKLÜ BİR DÜZENLEME YAPILMASI ŞART..
Bakın KARDEMİR GİRİŞİNDE Kİ KAVŞAK için düzenleme yapılacağı söylenmişti,aradan 6-7 ay kadar geçti ve bu konuda herhangi bir bilgi verilmiyor,bir bilgi sızdırılmıyor.
EN CİDDİ TIKANMA/SIKIŞMA O NOKTADA YAŞANIYOR..
En azından KIZILAY BİNASI önünde park etmeleri yasaklamak PANSUMAN BİR TEDBİR olabilir,ayrıca ZONGULDAK CADDESİ üzerinde yaşananları da görmezden gelmek hata olur..
ALBAY KARAOĞLANOĞLU CADDESİ ÜZERİNDE DE SIKINTILAR VAR.
PTT CADDESİ ÜZERİNDE DE TIKANMALAR OLUYOR..
Yani özetle Karabük’ün ŞEHİRİÇİ TRAFİĞİ gün geçtikçe daha sorunlu hale geliyor,Karabük böyle de SAFRANBOLU daha mı iyi diye sorarsanız,orada da sıkıntılar yaşandığı besbelli.
Aslında BU SORUN TÜM ÜLKEDE YAŞANIYOR..
Ama bizi KARABÜK/SAFRANBOLU ilgilendiriyor elbet..

YENİŞEHİR SİNEMASI,MÜHENDİSLER KULÜBÜ,HAVUZLU BAHÇE BERBAT DURUMDA,MEMURLAR KULÜBÜ ZATEN BİTTİ/GİTTİ…!!
Hani Ülkemizde bir kesimin çokça kullandığı bir söz var “CUMHURİYETİN KAZANIMLARI BİTİYOR..” falan şeklinde,bu sözü Karabük’e uyarlasanız YENİŞEHİR BÖLGESİ için ne demek gerekir..?
DEMİR/ÇELİK’İN KAZANIMLARI BİTİYOR denir mi örneğin.
YENİŞEHİR Sineması,İL Turizm ve Kültür Müdürlüğü’ne verildi ve kimi çevreler “ESAS SORUN MÜDÜRLÜĞE VERİLMESİNDE..” falan gibi göndermeler yapıyorlar..
MÜHENDİSLER KULÜBÜ KAÇ DÖNÜM ALAN ÜZERİNDE..?
HAVUZLU BAHÇE KAÇ DÖNÜM ALAN ÜZERİNDE..?
Ve ne yazık ki buralar BERBAT DURUMDA,ilgisizlik nedeni ile KULLANILAMAYACAK HALE gelmiş bu mekanlar,KARDEMİR buraları çalıştırmaz o ESKİ DÖNEM BİTTİ diye kabul edelim..
PEKİ KİRAYA VERİLEMEZ Mİ..?
KİMSENİN ALTINDAN KALKAMAYACAĞI KİRA BEDELİ İSTENİRSE VERİLEMEZ ELBET,sanki aylık 5-10 bin lira fazla alınırsa KARDEMİR hisse senetleri tavan yapacak,KARDEMİR büyük kazanç sağlayacak gibi düşünülürse kiraya/miraya verilemez elbet.
Bakın BÜYÜK KULÜP kiraya verildi ne kadar güzel hale geldi..
Yazık oluyor doğrusu,çok yazık oluyor..

DAHA ÖNCE DİLE GETİRİLEN BİR PROJE DAHA ÇÖKMEK ÜZERE VE BAYIR MAHALLE AĞIZ/DİŞ MERKEZİ,DİŞ HASTANESİ,DİŞ FAKÜLTESİ
İyi hatırlayın BAYIR MAHALLE DEVLET HASTANESİ’NİN YIKILMASI gündeme geldiğinde SİYASETÇİLER olsun yıkılsın,oraya AĞIZ/DİŞ SAĞLIĞI Merkezi ve DİŞ HASTANESİ,DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ kurulacak şeklinde açıklamalar yapılıyordu.
Şimdi bu açıklamalar GÜME GİTTİ/GİTMEK ÜZERE..
Karabük Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Sayın REFİK POLAT Üniversite Kampus alanı içinde DİŞ HASTANESİ yapılacağından söz ediyor,DİŞ Hastanesi Kampus alanı içinde olunca DİŞ HEKİMLİĞİ Fakültesi de orada olacaktır elbet.
Tabi DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ kurulur ve öğrenci alırsa..!!
BAYIR MAHALLE sakinlerine DEVLET HASTANESİ’NİN yıkılması gündeme gelince DİŞ HASTANESİ ve DİŞ HEKİMLİĞİ Fakültesi sözünü verenler olmuştu,Siyasetin içinde bu sözleri verenler olmuştu..
BİR PROJE DAHA ÇÖKTÜ DEMEKTİR..
Böyle giderse Siyaset Kurumu’nun verdiği sözlere,vaatlere kimsenin güveni kalmayacak,anormal bir güven erozyonu yaşanacak demektir..
SÖZ EDİLEN BİR PROJE DAHA ÇÖKTÜ/ÇÖKÜYOR İŞTE..

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR.SAYIN REFİK POLAT HAKLI ; ÖĞLEBELİ BAHÇELERİNİN BULUNDUĞU ALANDAN YOL..
Karabük Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Sayın REFİK POLAT çok haklı,Üniversite Kampus alanı içine yaptırılan YÜKSEKÖĞRENİM ÖĞRENCİ YURTLARI için ÖĞLEBELİ Mahallesi altından yeni bir yol gerekli.
Aslında YENİ YOL değil,orada var olan yolun İHYASI gerek.
Hatırlayanlar vardır,21 Mayıs 1998 tarihinde Karabük çok BÜYÜK BİR SEL FELAKETİ yaşamıştı ve O zaman TEKNİK EĞİTİM Fakültesi ile KARABÜK bağlantısını sağlayan köprü yıkılmıştı.
SEL SULARI KÖPRÜYÜ DE YIKMIŞTI..
Henüz Karabük Üniversitesi kurulmadığı için,TEKNİK EĞİTİM FAKÜLTESİ ile KARABÜK BAĞLANTISI kesilmişti,acilen ÖĞLEBELİ Mahallesi altından TEKNİK EĞİTİM Fakültesi’ne bir yol açılmıştı.
İŞTE O YOLUN İHYA EDİLMESİ GEREKİYOR..
Rektör Prof.Dr.Sayın REFİK POLAT bu talebinde haklı.
Sanıyoruz bu yol KARABÜK BELEDİYE sınırlarında ve eğer ihya edilecekse bunu BELEDİYE KAYNAKLARINDAN yapmak gerekecek,anılan yol KÖY YOLU STATÜSÜNDE değil olarak biliyoruz.
KARABÜK BELEDİYESİ bu konuyu gündemine alır sanıyoruz.
Durum yakında ortaya çıkar sanıyoruz.

21 MAYIS 1998 GÜNÜ YAŞANAN “SEL FELAKETİ KARABÜK ÖZELİNDE ÇOK BÜYÜK TAHRİBATA YOL AÇMIŞTI..” HATIRLAYAN VARDIR..
Karabük 21 Mayıs 1998 tarihinde çok büyük bir SEL FELAKETİ GEÇİRMİŞTİ ve düşünün ki KARABÜK VALİSİNİN MAKAM ARACI bile sel suları altında kalmıştı.
ARAÇ VALİLİK ÖNÜNDEN ALINAMADAN SEL SULARI BASMIŞTI..
KARABÜK VALİLİĞİNİN ALT KATLARI SULAR İÇİNDE KALMIŞTI..
Özellikle İNÖNÜ CADDESİ üzerinde bulunan İŞYERLERİ SEL SULARINDAN çok ciddi hasarlar görmüştü,Cuma Pazarı civarı sular altında kalmıştı,hatırlayanlar vardır..
DAHA SONRA DERE ISLAH ÇALIŞMALARI YAPILDI..
TEFER PROJESİ KAPSAMINDA ISLAH ÇALIŞMALARI YAPILDI..
Sel suları önüne gelen MENFEZ/KÖPRÜ gibi yapıları silip/süpürmüştü ve Karabük Üniversitesi’nin temeli olarak kabul edilmesi gereken TEKNİK EĞİTİM FAKÜLTESİ ile KARABÜK BAĞLANTISI bile kesilmişti.
BAĞLANTIYI SAĞLAYAN KÖPRÜ YIKILMIŞTI ZİRA..
Günlerce,haftalarca bağlantı ÖĞLEBELİ ALTINDAN sağlanmıştı..

KARDEMİR KARABÜKSPOR’UN,BUGÜN BULUNDUĞU TESİSLERİ TERK EDEREK, KARABÜK MERKEZ SINIRLARI DIŞINA GİTMESİ..!!
KARDEMİR KARABÜKSPOR’UN şu an itibarı ile kullandığı HİKMET FERİDUN TANKUT ve YAŞAR KAPTAN ÇEBİ Tesislerini HASTANE BÜYÜME ALANI olarak terk edecek.
SAFRANBOLU YAZIKÖY’E TAŞINACAK KARDEMİR KARABÜKSPOR..
Bu gelişme ilerleyen süreçte çok ciddi sosyal olayları tetikleyecektir,bunu şimdiden görmek,bu analizi şimdiden yapmak gerek ve bunu kitlelerle paylaşmakta GELECEK AÇISINDAN yarar var.
KARDEMİR KARABÜKSPOR’UN HİÇBİR KIYMETİ YOK..
KARDEMİR KARABÜKSPOR olarak elbet çok ama çok kıymetli,KULÜBÜN KENDİSİNE AİT GAYRIMENKUL,MENKUL gibi hiçbir KIYMETİ yok,elinde avucunda HİÇBİR DEĞERİ YOK.
Şimdi yine aynı olacak..
SAFRANBOLU YAZIKÖY’DE bulunan 20 dönüm üzerinde ki SENTETİK SAHA asıl olarak İL GENÇLİK/SPOR Müdürlüğü’nün ve burası KARDEMİR KARABÜKSPOR’A tahsis edilecek,belki 49 yıllığına devir edilir.
Eğer HAMZALAR Mevki’nde bulunan 103 DÖNÜM ALAN kullanılmış olsaydı TFF,SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ,SPOR/TOTO gibi Kurum ve Kuruluşların desteği ile FUTBOL AKADEMİSİ ile birlikte KARABÜKSPOR için gerekli TESİSLER YAPILACAKTI.
Ve ;BURALARDA Kİ TESİSLER KARABÜKSPOR’UN MALI OLACAKTI.
Neyse ;KARABÜKSPOR,KARABÜK MERKEZİN dışına taşınacak iyi mi..?

KARDEMİR KARABÜKSPOR,İLERLEYEN BİR SÜREÇTE “KARABÜKSPOR HALİNİ ALIR MI..?” KARDEMİR KULÜP İLE BAĞINI GEVŞETİR Mİ..?
KARABÜKSPOR kurulduğu 1969 yılından bu yana DEMİR/ÇELİK FABRİKALARI ile bağlantılı biçimde hayatını idame ettirdi,DEMİR/ÇELİK Genel Müdürlüğü zamanında da,Müessese Müdürlüğü zamanında da,KARDEMİR Kurulduktan sonra da HEP ÖYLE YAŞADI KARABÜKSPOR.
ŞİMDİ İLGİNÇ BİR SÜRECE GİRİLİYOR,İYİ İZLEYİN..
KARDEMİR KARABÜKSPOR bugün kullandığı tesislerin,HASTANE BÜYÜME ALANI olarak kullanılması nedeni ile,TERK EDİLMESİ ile ilk kez DEMİR/ÇELİK BAĞLANTILI mekanlardan çıkmış olacak.
Bunun bir dizi sosyal gelişimlerin tetikleyicisi olma ihtimali,en azından bize göre,hayli kuvvetli ve ilerleyen sürçe KARDEMİR Yönetimi veya Genel Müdürlüğü “DEMİR SATIŞLARINDAN ALINAN KARABÜKSPOR PAYINA İTİRAZ VAR,BUNU KALDIRMAK ZORUNDAYIZ..” der mi..?
BÖYLE BİR GELİŞME OLUR MU..?
Bunu konuştuğumuz birçok insan,fanatik davranarak “DERSE/DER KARDEŞİM.YILLIK BURADAN 4-5 MİLYON LİRA PARA GELİYOR.BU 5 GALİBİYET KARŞILIĞI BİLE DEĞİL..” diyor ama,kazın ayağı pek öyle değil..
Neyse ;KARABÜKSPOR,YAZIKÖY İLE BİR SÜRECE GİRİYOR..
Bunu lütfen dikkatle izleyin olur mu..?

KARABÜK DEVLET HASTANESİ YAPILIRSA,ŞİRİNEVLER TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM/ARAŞTIRMA HASTANESİ GERÇEK İŞLEVİNE DÖNER..
Bilindiği gibi,KARABÜK’TE Birinci Kademe Sağlık Kuruluşları AİLE HEKİMLERİ,İkinci Kademe Sağlık Tesisi yok Karabük’te,ŞİRİNEVLER TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM/ARAŞTIRMA Hastanesi ile Üçüncü Kademe Sağlık Kuruluşu.
AFİLASYON SİSTEMİ ile ŞİRİNEVLER Hastanesi aynı zamanda İKİNCİ KADEME SAĞLIK Kuruluşu olarak görev yapıyor ve orada işler ARAP SAÇINA dönüyor..
Basit bir apandisit ameliyatı da ŞİRİNEVLER TIP Fakültesi Hastanesi’nde,ÇOK CİDDİ KALP,KANSER Hastalıklarına da ŞİRİNEVLER Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi görüyor,ameliyat oluyor..
Birde YOĞUN BAKIM KULLANIMI VAR ve çoğu insan evinde bakamadığı YAŞLILARI YOĞUN BAKIMA yatırarak,ameliyat sonrasında yatması gerekenlerin hakkını/hukukunu dolaylı biçimde de olsa yemiş/çiğnemiş oluyorlar..
KARABÜK’E DEVLET HASTANESİ ŞART,KESİNLİKLE ŞART..!!

13 kişi görüş bildirdi

  1. Demir tüccarı

    KARDEMİR satılan maldan kestiği Karabükspor bağışlarını hemen kaldırmalı.Bunun muhasebeleştirilmesinde çok büyük sıkıntı çekiyoruz ve bu sıkıntı yıllardır var.Kardemir Yönetimi bu kesintileri acilen kaldırmalı tüccarlarada yazık oluyor.Selamlar

  2. Bağış

    Adı üstünde bağış. Ama ali kıran baş kesen gibi yöneticilik yaparsan bağış da zorunlu hale geliyor böyle. Nerde görülmüş zorunlu bağış . Ama oluyor işte. Hadi Karabüklü tüccardan alınmasını bir nebze anlarım da Karabüklü olmayandan da alıyorlar. Adama ne kardeşim Karabükspordan . Mecbur mu bağış yapmaya? Belki Karşıyakalı belki Adanasporlu . Niye zorla bağış yaptırıyorsunuz da adamın ahını alıyosunuz. Yıllardır oturmuş bir düzen bu. Hatta fiyatlamada bile tüccarlar ve Kardemir satış yetkilileri bu durumu da dikkate alarak fiyatlama yaparlar. Kaldırılması konusuna gelince ben kendi adıma mümkün görmüyorum. Tüccarın eli mahkum ne yapacak. Rekabet kurumuna şikayet etse bu bağış serbest rekabeti engelleyici unsurdur dese mal almakta sıkıntı çekebilir. Ama hakkaniyetli bir uygulama mı? Tabi ki hayır.

  3. radar

    Ahmet bey sizde mi anlamıyorsunuz veya anlamak istemiyorsunuz. Yenişehir bölgesi bilinçli olarak köhneleştiriliyor SİTTEN ÇIKARACAKLAR SİTTEN. UYANIN ARTIK EY KARABÜK İLERİ GELENLERİ. YENİŞEHİR BÖLGESİNDEKİ O GÜZELLİK ELDEN ÇIKARSA HEPİNİZ SORUMLUSUNUZ.

  4. Duyum mu-Tahmin mi

    Sayın Gölbek Karabükspora Kardemir ürünlerinden kesilen paraların kaldırılması yolunda bir duyumunuzmu var,yoksa bu bir tahminmi,bu iş gerçekten çok sıkıntı veriyor demir tüccarları bundan dolayı büyük sıkıntı çekiyorlar.Tamam biz Karabük tüccarı bağış adı altında alınan bu paraları sinemize çekiyoruz,zorla yahutta yolla çekiyoruz ama Karabük dışındaki müşterilerimiz bize anormal tepki veriyorlar.Aslında öyle bir yere neşter vurdunuzki bu konu öyle “5 GALİBİYET PARASI DEMEKLE GEÇİŞTİRİLECEK BİR KONU..” deyil.Bu bağışların süratle ve hemen kaldırılması lazım.Bunun için Ticaret Odasının yahutta bizim mal sattığımız müşterilerin ticaret odalarının müdahale etmesi lazım.Gerekirse mahkeme açmaları lazım.Bu gönüllü bir bağış deyil zorlama Rekabut Kurumu bile devreye girebilir bu mevzuda

  5. SİT BÖLGESİ İÇİN

    YENİŞEHİRİN SİT BÖLGESİ OLMASI İÇİN AHMET GÖLBEKİN TANER CANYURTUN,RAHMETLİ OSMAN NURİ BALIN ÇOK EMEKLERİ GEÇTİNİ EN YAKINDAN BİLEN BİRİSİYİM.İYİKİ BUNU YAPMIŞLAR RAHMETLİ OSMAN NURİ BAL AHMET GÖLBEK TANER CANYURT VE DEMİR ÇELİK LİSESİ ESKİ MÜDÜRÜ KOREL HAKSUN BU SİT İŞİNİ HALLETMİŞLERDİ.SELAMLAR.İYİKİDE ETMİŞLER

  6. FETÖ SAVAR

    Sayın Gölbek Safranbolu da Fetö koleşine nasıl kıyaklar geçildiğini bahçesinin bir kuruş dahi para alınmadan nasıl ve neyle yapıldığını dersaneler kapandıktan sonra boşta kalan Ağbi ve Abla denilen şahızların devletin hanki kurumunda istihtam edildiğini kısaca 17 ve 25 aralık tan sonra kimlerin kimlerle kolkola gezip 15 temmuz a kadar kol kanat gerdiğini kimlerin 15 temmuz dan sonra meydanlarda selfi yarışına girdiğini 7 den 70 tüm halk biliyor ne yazıkki daha devletimiz bilemedi veya biliyor neyi beklediğini anlayamadı HAK ŞERLERİ HAYR EYLER NEYLERSE GÜZEL EYLER

  7. puslu kentli

    iyi günler.Valiliğimizin ve belediyemizin yenişehir mah. hakkında bi yaptırımı olması lazım diye düşünüyorum.burası böyle harabe olarak karabüküme hiç yakışmıyor kardemire hiç yakışmıyor. düzenlenmesi ya da kiralanması için baskı yapılmalı.sonuçta devlet ve bizim değerlerimiz.böyle değerleri özel yer diyerek çöplük alanına dönüştüremeyiz. hep övünmezmiydik ki; sosyal tesisleri ile düzenli ve bakımlı mahalle olarak zamanında hep konuşulurdu basında.sahip çıkamadık ki ne yazık millet böyle yerleri bulamıyo ağlıyo biz se kardemirin diye özel diye bi şey yapamıyoruz.
    Ama valilik ve belediye bu işe el atarsa ilgili kanunlar gereği buraları halka açılabilir yeniden karabüküme kazandırılabilir diye düşünüyorum.biraz fikir cimnastiği yapsak kamu yararına bi adımlar atılabilir.

  8. HERŞEY MEYDANDA

    AK PARTİ ESKİ İLÇE BAŞKANI AHMET GÜNEŞ İLÇE BAŞKANLINDAN ALINIRKEN NELER SÖYLEDİ NE İTHAMLARDA BULUNDU BUNLARI KAPALI KAPILAR ARKASINDA SÖYLEMEDİ HERKESİN DUYACAĞI BİLECEYİ ŞEKİLDE SÖYLEDİ.NOLDU SONUÇ SONRA CHP İLÇE BAŞKANI İL BAŞKANIYLA BİRLİKTE SAVCILIGA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDULAR NOLDU SONUÇ.SAFRANBOLUDA HERŞEY HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE YAZIK MÜTAHİT İŞÇİSİNE YAZIK O MEMURLARA

  9. Tespit tamamen doğru

    SİT BÖLGESİ İÇİN rumuzuyla yazan arkadaşın tespitine tamamen katılıyorum.PROF.DR.METİN SÖZEN ile ÇEKÜL Vakfı Yenişehiri SİT ALANI ilan ettirmişti.SİT alanı için Taner Canyurt Ahmet Gölbek Rahmetli Osman Nuri Bal Prof.Dr.METİN SÖZENLE D.Çelik Lisesi eski ve unutulmaz Müdürü KOREL HAKSUNLA birlikte bu işe razı etmişlerdi.Allah emeği geçenlerden razı,o canım Yenişehiri böylesine pislik içine düşürenlerden davacı olsun dilerim.

  10. devlet hastanesi gerekli

    devlet hastanesine ihtiyaç yok diyenler halt etmiş.en basit hastalık bile eğitim araştırmada bakılıyor.dolayısı ile eğitim araştırma gerçek işini yapamıyor.devlet hastanelerinin yapacağı işi tek hastane üzerinde kalmış.ek bina yapımından bahsediliyor.bu karabüke yatak kazandırmaktan başka bir işe yaramayacak.yine tek yönetim,tek hastane,tek eğitim araştırma hastanesi olacak.tabii amaç genel sekreterin dediği gibi hocaları kaçırmamak mı.kaç tane profesör tam zamanlı karabükte çalışıyor sormak lazım.amaç insana hizmetse o hocalarda fedakarlık yapsın,amaç cebe hizmetse tek hastaneye devam.

  11. yenişehir

    Yenişehir bölgesinin bu durumu tamamen yönetimin tasarrufu diye düşünüyorum. Bu yönetim 12-13 yıldır ufak tefek değişikliklerle de olsa görevde. Bu süre zarfında 3-4 tane genel müdür geldi gitti ve bunların yaşam tarzları,siyasi görüşleri farklı. Dolayısıyla bu genel müdürlerden herhangi biri bu sosyal tesislerin yeniden işler hale gelmesi için yönetime fikir sunmuştur diye düşünüyorum.Ancak;nihai karar yönetimde olduğundan hiçbir dönem bu konu gündeme gelmedi. Gözünü para hırsı bürümüş insanların da bu tür sosyal konulara layıkıyla eğilmesi çok da beklenmemeli. Acaba hangisinin yenişehirden geçerken; memurlar kulübünün,mühendisler kulübünün,havuzlu bahçenin,sinemanın eski halini hatırlayıp şimdiki halini görüp içi acıyor.Hangisinin umurunda.Peki; yorumcu arkadaşlardan birinin söylediği gibi karabük belediyesinin bir yaptırım gücü yok mu?Şehrin virane görüntüsünden onlarda mı memnun acaba. demekki herkes memnun bu çöplüğün içinde yaşamaktan.İşim gereği Türkiyenin hertarafını gezdim. Bir adım öteye gidemeyen,kabuğunu kıramayan bir tek karabük var. Ucuz adamların,basiretsiz yöneticilerin,attı mı mangalda kül bırakmayanların,içinden bir genel müdür hatta genel müdür yardımcısı bile çıkaramayan (var olanı dikkate almıyorum),dışarlarda tutunamamış,atılmış,kovulmuş adamları ithal eden dünya şirketi diye geçinen bir işletmeye bel bağlamış,bir adım ötesi için hayal gücü bile yeterli olmayan şahsiyetlerle ancak bu kadar. Sizin neyinize mühendisler kulübü,sizin neyinize memurlar kulübü,sizin neyinize bir zamanlar Türkiyenin en iyi 2. sineması,sizin neyinize havuzlu bahçe v.s.Boşverin böyle kalsın;hiç olmazsa anılarımızda eski güzellikleriyle yaşasın.Siz gidin hürriyet caddesinde bir tur atıp evinizin yolunu tutun.

  12. DEVLET HASTANELERİ GEREKLİDİR

    gidin bakın ankaraya istanbula devlet hastanesi değil ,devlet hastaneleri var..tuzlada var pendikte var kartalda birkaç tane var maltepede var kadıköyde var ümraniyede var…üstüne zibil gibi özel hastane.ankarada yenimahalle sincan etimesgut keçiören her semte bir devlet hastanesi yapmışlar , koca koca hem de.karabükte 1 tane bile devlet hst yok.kimse orada hacettep ibni sina gazi tıp fak var neden sincana devlet hastanesi var demiyor.etimesgutta neden var demiyor..bizde de şehir merkezine 5 binevler -100.yıl hattına ve kayabaşı civarına 3 hastane yapılsa halk sağlığı açısından iyi olur.emeklilerimiz var karabükte yaşlı çok.hizmet halkın ayağıangitmiş olur.

  13. doğrucu

    Gölbek..Eski hastane tarafında iş yerimiz,evimiz köyümüz var,kampüse yapılırsa bizim emlakların değeri düşer diye ikide bir hastaneyi diline dolaman hoş değil.

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Slow Food hareketi iyi, temiz ve adil gıda için 38 yıldır mücadele veriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Doğal kaynakları korumayı ve temiz gıda üretimini desteklemeyi hedefleyen küresel Slow Food (Yavaş Gıda) hareketinin başkanı Edward Mukiibi iklim krizi ve israfın, gıda konusunda en fazla karşılaştıkları iki büyük sorun olduğunu söyledi.

Dünyanın en büyük gıda hareketlerinden biri olarak kabul edilen Slow Food, “iyi, temiz ve adil gıda” sloganıyla dünya üzerinde 160 ülkede faaliyetler ve farkındalık kampanyaları düzenliyor.

Hareketin çalışmaları hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mukiibi, Slow Food'un 1986'da İtalya'da doğduğunu ve 38 yıldır devam eden serüvenlerinde dünyanın her köşesinden çok sayıda insana ulaştıklarını kaydetti.

Su başta olmak üzere doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması hedefini faaliyetlerinin merkezine aldıklarını belirten Mukiibi, daha iyi bir dünya için çalıştıklarını ve bunu da çevreye ve insana zararı olmayan gıdaların üretimini teşvik ederek, aynı zamanda sorumlu tüketim ve sorumlu üretim bilincini aşılamaya çalışarak gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Slow Food ağı içerisinde çiftçilerden şeflere, öğrencilerden aktivistlere, devletlerden uluslararası organizasyonlara kadar gıda konusunda harekete geçmek isteyen milyonlarca kişiyle çok sayıda kurum ve kuruluşun yer aldığını bildiren Mukiibi, “Sadece maddi olarak destekleyen 100 binden fazla üyemiz var. Ama bu herkesin maddi olarak katkıda bulunmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Aslında paranın satın alabileceğinden çok daha fazlasını yapan topluluklar var. Buna biyoçeşitliliği koruyan yerel toplulukları örnek gösterebiliriz.” dedi.

Edward Mukiibi, hareketin sadece gıda ürünlerini değil gıdanın getirdiği kültürü de korumaya çalıştığını, bu nedenle gıdanın nasıl tüketildiği, hangi tekniklerle pişirildiği ya da nasıl korunduğu üzerine de çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

– Nuh'un Gemisi Projesi

Yok olma tehlikesi altında bulunan bitkisel ve hayvansal ürünleri çevrim içi katalogda bir araya getirdikleri “Nuh'un Gemisi” projesine değinen Mukiibi, “Bu katalogda yalnızca bilimsel veriler bulunmuyor. Kültürel, organoleptik, geleneksel bilgilerle ürünlerin hazırlanması sırasında kullanılan teknikler ve bölgeyle olan bağları da yer alıyor.” diye konuştu.

Proje kapsamında bugüne kadar dünyanın her yerinden 5 bin 300 ürünü korumaya çalıştıklarını dile getiren Mukiibi, şöyle devam etti:

“Bu projede büyük tufan yaşandığında türleri yok olmaktan kurtaran Nuh’un Gemisi'nden esinlendik. Aslında bugün de yine o büyük tufan genetik, kültürel ve geleneksel erozyonla burada. Günümüzde yerel ve geleneksel gıdalar gen aktarımı, gen korsanlığı gibi çeşitli problemle karşı karşıya. Slow Food hareketi ise gıda kültürümüzü korumaya çalışıyor.”

Proje dahilindeki türleri kendi coğrafyalarında korumaya çalıştıklarının altını çizen Mukiibi, iklim değişikliği sonucu artık beslemesi ekonomik olarak tercih edilmeyen, bu nedenle de popülasyonları giderek azalan hayvanları çeşitli teşvikler ve projelerle yeniden tercih edilebilir hale getirdiklerini, bitkiler konusunda ise özelikle yerel gruplar arasında tohum bankaları oluşturduklarını ve tohumların kullanılması için çeşitli ağlar geliştirdiklerini anlattı.

“Afrika’nın Bahçeleri” adlı bir diğer projelerinde, kıtada giderek yaygınlaşan endüstriyel gıda üretimine karşı bir alternatif oluşturmaya çalıştıklarından bahseden Mukiibi, şunları söyledi:

“Afrika’nın geleneksel gıda üretim yöntemlerini korumak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için yerel toplulukları agroekolojik yöntemler çerçevesinde tarım yapmaya teşvik ediyor, konu üzerine eğitim programları düzenliyor, gruplar arasında koordinasyon kurarak bilgi aktarımı sağlıyoruz. Proje 2010 yılında Uganda, Kenya ve Tanzanya'daki birkaç bahçeyle başladı. Bugün Afrika kıtasının çeşitli yerlerinde 5 binin üzerinde bahçe oluşturulmuş durumda. Sosyal medyada her gün yeni bir katılımcının daha kendi bahçesini açtığını görüyoruz.”

– “Üretimde iklim değişikliği, tüketimde israf en büyük sorunlar”

Tüm projelerinde üretim süreçlerinde karşılaştıkları en büyük problemin iklim değişikliği olduğunu ifade eden Mukiibi, özelikle sıcak hava dalgaları, ani yağışlar sonucu yaşanan sel felaketleri gibi aşırı hava olaylarının gıda üretimini zorlaştırdığını vurguladı.

Mukiibi, “Tüm bu yaşananlar gıdaya erişimimizi, gıda güvenliğimizi ve bizim açımızdan yağmuru merkeze almış tarım sistemimizi etkileyecek. İklim kriziyle mücadelede geniş kapsamlı iklim değişikliği adaptasyon çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tüketim noktasında karşılaştıkları en büyük problemin ise gıda israfı olduğu bilgisini paylaşan Mukiibi, “Küresel gıda üretiminin neredeyse yarısı tabağımıza ulaşamadan israf ediliyor. Bununla birlikte enerji, kaynak, çiftçilerin o ürünleri üretirken harcadıkları zaman da israf edilmiş olunuyor yani gıda israfı tabağımızın çok ötesinde. Çünkü bir ürün yetiştirirken çok fazla su kullanıyorsunuz, topraktan çok fazla besin maddesi alıyorsunuz. Bunların hepsi israf ediliyor. Gıdaya yapabileceğiniz en büyük saygısızlık onu israf etmek. Ayrıca gıda israfı, doğaya da bir saygısızlık.” değerlendirmesini yaptı.

Özelikle gençlerin önlerine gelen tabağın hikayesini bilmediğine ve daha çok israf ettiğine dikkati çeken Mukiibi, Slow Food olarak bu farkındalığın kazandırılması için her yıl Nisan ayını “gıda israfı ile mücadele ayı” olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.