Her Telden (16.Kasım.2015)

Her Telden (16.Kasım.2015)

Yayın: 16.12.2015 08:27
Paylaş:
A+ A-

AK PARTİ İL BAŞKANI SAYIN TİMURÇİN SAYLAR “ELEKTRİK ENERJİSİ OLAN,ARAZİSİ UCUZ ORGANİZE SANAYİ…”
AK Parti İl Başkanı Sayın TİMURÇİN SAYLAR ve İl Başkan Yardımcısı Sayın ALİ ERORHAN ile geçtiğimiz günlerde,uzunca bir sohbette bulunduk,bilgiler aldık.
Sayın TİMURÇİN SAYLAR çok önemli yatırımların peşinde koştuklarını söyledi ve “YATIRIMCI DURDUK YERDE GELMEZ.BUNUN İÇİN ALT YAPINIZ HAZIR OLACAK..” değerlendirmeleri yaptı.
Alt yapı noktasında ESKİPAZAR/İsmetpaşa İHTİSAS ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ’Nİ işaret ederek “BURAYI HAYATA GEÇİRMEK YOLUN YARISI TAMAMLAMAK DEMEK..” dedi.
En önemli sorunlardan birisinin ise ELEKTRİK ENERJİSİ olduğuna işaret eden Sayın SAYLAR “ELEKTRİK OLAYINDA ÇOK BÜYÜK MESAFE ALDIK.400 MW ELEKTRİK ENERJİSİ HAZIRSAYILIR..” şeklinde bilgiler verdi.
Daha sonra da,espri yaparak “ELEKTRİK ENERJİSİ ÖYLE BEDAVA GELMİYOR.ELEKTRİK BANA 3 TANE KOÇA MAL OLDU..” gibi şakalar yaptı.
Daha sonra “ELEKTRİK ENERJİSİ VAR OLAN,TAMAMLANMIŞ,METREKARE FİYATI UCUZ OLAN ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ YATIRIMCI ÇEKER..” dedi.
Birçok ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ’NDEN örnekler vererek “BÖLGE İÇİ ARAZİLERİN METREKARESİNİ 300-500 DOLARA SATAN YERLER VAR.BİZ YERİN METREKARE FİYATINI BUNLARIN ÇOK/ÇOK ALTINDA YATIRIMCIYA VERECEĞİZ..” görüşlerini dile getirdi.
“UCUZ ARSA,BOL ELEKTRİK ENERJİSİ,ULAŞIM CAZİBE YARATIR..”
Bunları temin etmeye çalıştıklarını anlattı.

ÜLKEMİZ SİYASETİ OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM YAŞAMAZSA,2019 YILINA KADAR RAHAT,BU SÜRE İÇİNDE SEÇİM YOK..
1 Kasım Erken Genel Seçim sonunda çıkan Siyasi İrade görevinin başında ve Ülkemiz olağanüstü gelişmeler yaşamaz ise Siyaset Kurumu 2019 yılına kadar rahat..
ZİRA ; O ZAMANA KADAR SEÇİM YOK..
Karabük bu rahatlığı GELİŞME noktasında iyi değerlendirecek gibi görünüyor ve AK Parti çevrelerinden buna ilişkin,çok güçlü,işaretler,çok güçlü sinyaller geliyor..
DİLERİZ,BEKLENDİĞİ GİBİ,İYİ DEĞERLENDİRİLİR..
Bu arada BİR BARDAK SU içinde fırtınalar yaratılması gibi niyetler,çok çabuk bastırıldı ve sükunetin sağlanması veya en azından tarafların susması sağlandı..
2019 YILINDA İKİ SEÇİM YAŞANACAK..
YEREL ve GENEL SEÇİMLER YAPILACAK..
Olayın bu noktasında GENEL SEÇİMLER penceresinden baktığınızda,AK Parti bu noktada rahat olacaktır,zira,TOPLUMDA ÇOK BÜYÜK KARŞILIK BULAN İKİ MİLLETVEKİLİ gelecekte de aynen devam ederler gibi bir beklenti normaldir.
Ancak ; YEREL SEÇİMLERE HAZIRLIKLAR OLABİLİR..
BELEDİYE BAŞKANLIĞI için hazırlıklar olabilir..

“ŞU AN İTİBARI İLE 500-600 KİRALIK KONUT VAR VE DAHA DÜNE KADAR IRAKLILARIN YÜZÜNE BAKMAYANLAR BİLE.”
Önce ki akşam EMLAK DANIŞMANLIĞI yapan bir/iki kardeşimizle karşılaştık,bizim KONUT PİYASALARI ile ilgili yazdığımız bir yazı üzerine görüşlerini açıkladılar.
“KONUT SATIŞLARI GERÇEKTEN DİP YAPTI..” dediler.
“NE İKİNCİ EL,NE SIFIR DAİRE SATIŞI OLMUYOR..” dediler.
Bu kardeşlerimizden birisi “SİZ KONUT SATIŞLARINA DEĞİNMİŞSİNİZ,OLAYIN BİRDE KİRALIK KONUT BOYUTU VAR..” dedi ve “ŞU AN İTİBARI İLE KARABÜK’TE 500-600 KİRALIK KONUT VAR..” iddialarında bulundu.
Sonra da “DAHA DÜNE KADAR KARABÜK’TE YAŞAYAN IRAK KÖKENLİLERE KONUT KİRALAMAK İSTEMEYENLER BİLE ,ŞİMDİ IRAK KÖKENLİLERİN YOLUNU GÖZLÜYORLAR..” gibi bilgiler verdi.
Anlattığına göre IRAK KÖKENLİLER kiraladıkları konutların kira bedelini günü/gününe ödüyorlarmış,sorun çıkartmıyorlarmış ve bunlara konut kiralayanlar çok memnunmuş.
OLAYIN BU TARAFI BİR BAŞKA KONU..
Bizim esas konumuz EMLAK PİYASALARI ve KONUT SATIŞLARIN tam anlamı ile dibe vurduğu,burada FAİZLERİN DÜŞMESİ için yaratılan beklenti büyük rol oynuyor bilgileri de geliyor elbet.
ANCAK,FAİZLERİN DÜŞMEDİĞİ DE MEYDANDA..
Özellikle 2016 yılının ilk üç aylık dilimine kadar faizlerin düşmesi beklenmiyormuş ve bu durumda emlak piyasalarını biraz daha sıkabilirmiş bu konuları konuştuk.
KİRA ve KONUT BEDELLERİNDE BİR DÜŞME YAŞANIYORMUŞ..

MUHALEFET PARTİLERİ,GALİBA DİNLENMEYE ÇEKİLDİLER VE SESLERİ/SOLUKLARI ÇIKMIYOR,İÇİŞLERİNE DALDILAR
TBMM’DE Grubu bulunan MUHALEFET PARTİLERİ,adeta,faaliyetlerini durdurdular ve ne sesleri çıkıyor,ne solukları çıkıyor,ne bir görüş veriyorlar,adeta,dükkanları kapattılar.
OYSA SİYASET YAPABİLECEKLERİ ZEMİNLER VAR..
Örneğin EMEKLİLERE UCUZ KONUT olayı..!
BİNLERCE İNSANI İLGİLENDİREN BİR KONU,ancak,Muhalefet Partileri’nin Karabük özelinde hiç mi hiç sesleri solukları çıkmıyor,bu konuda ne düşünüyorlar,onlar olsa ne yaparlar..?
Hiç sesleri çıkmıyor nedense.
Karabük’te MUHALEFET PARTİLERİ sanıyoruz dışa dönük muhalefet görevi yerine getirmeyi bıraktı,içeri de,Partilerin içinde muhalefet görevi yapıyorlar,herkes bir/birinin kuyusunu kazıyor.
ÖYLE BİR GÖRÜNTÜ VAR.
MHP KARABÜK KURULTAY DELEGELERİ NE YAPTILAR..?
CHP KURULTAY DELEGELERİ NE YAPACAKLAR..?
CHP Kurultayında kime oy verecekler acaba..?

“EĞER EN KISA SÜRE İÇİNDE İŞLERİNİ BİTİRMEZLERSE,TEMİNATLARINI YAKIN GİTSİN..” TEHDİDİ VE OLUMLU SONUCU
Karabük’te BİRÇOK Kamu Yatırımı bitmiyor/bitirilmiyor ve eğer işi alan Karabük dışından bir Müteahhit ise YILLARCA BİTİRİLMEYEN işler oluyor.
Son zamanlarda “YARIM İŞLER PATIR/PATIR BİTİRİLMEYE BAŞLANDI..” merak edip duruyorduk,ne oldu da YILAN HİKAYESİNE dönen bu işler süratle bitirilmeye başlandı diye.
Meğer İŞİN İÇİNDE İŞ VARMIŞ.
AK Parti Karabük İl Başkanı ve Yönetimi,bitmeyen/bitirilmeyen işler için,ilgili birimlere “TEMİNATLARINI YAKIN GİTSİN..” şeklinde bir yaklaşımda bulunmuş..
TEMİNATLARIN YAKILACAĞINI GÖRENLER süratle harekete geçip YARIM BIRAKTIKLARI işleri tamamlamaya başlamışlar ve çok önemli sonuçlar alınmış..
Böyle bir zorlama olmasa uzun yıllar daha beklenecekti demek..
TEMİNATLARIN YAKILMA KORKUSU İŞLERİ BİTİRMİŞ..!
SAFRANBOLU VE YENİCE OYLARI,AK PARTİ ÇEVRELERİNİ MEMNUN ETMEMİŞ GÖRÜNÜYOR VE “BÜYÜK HİZMETLER..”
1 KASIM ERKEN GENEL SEÇİMİ sırasında,yüzde 60.5 oy alarak bir rekora imza atan AK Parti de,SAFRANBOLU ve YENİCE oyları pek sevindirmemiş gibi görünüyor.
AK PARTİLİLER bu iki İlçemizden DAHA YÜKSEK ORANDA OY BEKLEDİKLERİNE işaret ediyorlar ve “ZAAFİYET NEREDE BUNU ARAŞTIRACAĞIZ..” gibi bilgiler verenler var.
ÖZELLİKLE SAFRANBOLU “HAYAL KIRIKLIĞI..” yaratmış.
Çok önemli bir Teşkilat mensubu “AK PARTİ’NİN İKTİDARA GELDİĞİNDE YAPTIĞI EN BÜYÜK İCRAATLARDAN BİRİSİ,BÜYÜK SU SIKINTISI ÇEKEN SAFRANBOLU’YU BU DERDİNDEN KURTARMAK OLMUŞTU..” dedi.
“BİZİM DÖNEMİMİZDE SAFRANBOLU ÇOK BÜYÜK HİZMETLER ALDI..” diyerek,SAFRANBOLU’DA alınan yüzde 55 oranında ki oyu az bulduklarına dikkat çekti..
“SAFRANBOLU İNSANI EVİNDE BİR HAFTA AKMAYAN SU İLE ELİNİ/YÜZÜNÜ YIKAYAMIYORDU..” ifadelerini kullanarak,bu hizmet gibi daha ne büyük hizmetler getirdiklerini anlattı.
YENİCE ORMAN KÖYLÜSÜNE VERİLEN AVANTAJLARDAN söz edilerek Yenice İlçesinde alınan yüzde 57.5 oyu az bulduklarına işaret eden AK Partili kaynaklar “BEKLEDİĞİMİZ OYLARI ALAMADIK..” diyorlar.
Özellikle Safranbolu noktasına eğilen AK Partililer “BURADA YAŞANAN SORUNU MUTLAKA ÇÖZMEMİZ GEREK.ÇÖZEMEZSEK ÖNÜMÜZDE Kİ 4 YIL İÇİNDE KAN KAYBEDEBİLİRİZ..” gibi yaklaşımlar getiriyorlar.
Safranbolu’da alınan yüzde 55 oyu çok az görüyorlar..
“DEMEK GETİRİLEN HİZMETLER ANLATILAMAMIŞ..” diyorlar..
Teşkilat ile Belediye ilişkilerini gündem yapıyorlar..!!

ULUSAL HAVA KALİTESİ İZLEME AĞI VE ZAMAN/ZAMAN ÇOK KİRLİ ÇIKAN KARABÜK’ÜN HAVASI İLE NEDENLERİ..
İnternet üzerinde ULUSAL HAVA KALİTESİ İZLEME AĞINA girdiğinizde,Karabük’te hava kirliliğini görebiliyorsunuz,o an için hangi değerler sınırların üzerine çıkmış görebiliyorsunuz.
ZAMAN/ZAMAN KİRLİLİK ANORMAL YÜKSELİYOR.
Ancak günün büyük bölümünde kirlilik oranı az,zaman/zaman ise sınır değerlerin birkaç misli üstüne çıktığını görüyorsunuz,neden böyle çok önemli değişimler oluyor acaba..?
RÜZGAR OLMAYIŞINDAN DENİLİYOR..
Bir de KİRLETİCİ UNSURLARIN o saatlerde havaya bıraktıkları gazlardan olduğuna yönelik bilgiler veriliyor ve özellikle bazı sanayi tesisleri o kirlilik yüksekliği döneminde gaz bırakıyorlarmış.
Karabük’te çok yoğun bir EGZOS GAZI kirlenmesi de var.
KARABÜK CADDE ve SOKAKLARIN 60 bin civarında araç olduğunu düşünürseniz,bu kirlenme unsurunun ciddiyeti hakkında bil bilgi edinme imkanı olur her halde.
BU SİTEYİ HEMEN HERKES İZLEMELİ..!!
Zira yaşanan/yaşanacak kirlilik hepimiz için aynı zararı veriyor..
Şunu ayırıp,buna zarar vermiyor ki,hepimize zarar veriyor..
İzlemekte yarar var.

KARABÜK’TE HUZURLU,RAHAT,SAKİN VE GÜVEN İÇİNDE BİR YAŞAM SÜRÜYORUZ,GÜNEYDOĞU VE EKONOMİSİ..
GÜNEYDOĞU’DA çok büyük,çok ciddi olaylar yaşanıyor,ciddi bir GÖÇ OLAYI başladı ve bunun sosyal yönü olduğu kadar,ekonomik yönü olduğunu unutmamak gerek.
GELİŞMELERİN SOSYAL YÖNÜ YÜREK BURKUYOR..
İNSANLAR EVLERİNİ,YUVALARINI TERK EDİYORLAR..
Birçok yerde günlerce süren SOKAĞA ÇIKMA yasağı var ve orada ki İŞYERİ SAHİPLERİNİ,TİCARET YAPANLARI lütfen bir düşünün ,bu insanları,borçları vardır,alacakları vardır..
NE BORÇ ÖDENEBİLİR,NE ALACAK ALINABİLİR..!!
Karabük bu anlamda huzurlu,rahat,sakin ve güven içinde bir yer..
Bunun kıymetini bilmemiz gerek.
O canım DİYARBAKIR,o güzelim İLÇELERİ bir avuç teröristin yüzünden ne hallere geldi ve daha ne hallere gelecek acaba,doğrusu insanın içi acıyor,insanın içi burkuluyor..
En korkuncu toptancı bir yaklaşımla hareket etmek..
Bir yöre insanına karşı hakarete varan sözler etmek..
Doğrusu Güneydoğu’nun birçok yerinde insanlık dramları yaşanıyor.
İnsanın içini acıtan gelişmeler oluyor..

YENİCE “SAKLI CENNETİN YOLU ŞEKER KANYONU..” PROJESİ VE KAYMAKAM SAYIN OĞUZ CEM MURAT’IN ÇABALARI
Yenice Kaymakamı Sayın OĞUZ CEM MURAT dün BAKKA ile gerçekleştirdikleri “SAKLI CENNETİN YOLU ŞEKER KANYONU..” projesini tanıttı.
ŞEKER KANYONU ULUSAL ve ULUSLAR ARASI TURİZME tanıtılacak ve Yörenin doğal/kültürel mirası korunurken,turizm sektörü canlandırılacak..
MÜKEMMEL BİR PROJE DÜZENLENİP/UYGULANACAK.
Eğer bu proje SAFRANBOLU Turizmi ile paydaş hale getirilebilirse,YÖRE TURİZMİ emin olun çok ciddi atılımlar yapacaktır ve bunun gerek ekonomik,gerekse sosyal getirisi çok/çok büyük olacaktır.
Yenice Kaymakamı Sayın OĞUZ CEM MURAT gayretli,çalışkan ve üretken bir Yönetici,bu tür projeler ile YENİCE İlçemizin turizm değerlerini tavan yaptırmaya aday görünüyor.
Ancak,Yöre sakinlerinin TURİZM BİRİKİMİ elde etmesi biraz süreç alabilir,alacaktır da,SAFRANBOLU Turizminin canlandığı yılları hatırlarız,turizme ÖCÜ GİBİ BAKAN belirli bir kesimin olduğunu inkar etmek bile mümkün değildi.
SÜREÇ İÇİNDE SAFRANBOLU TURİZMİ İÇSELLEŞTİRDİ.
TURİZM BİRİKİMİNİ ELDE ETTİ ve GELİŞMELER öyle başladı.
Yenice bu eksiğini çok çabuk kapatacaktır,göreceksiniz.

7 kişi görüş bildirdi

  1. Adnan

    Türkiye’mizde siyaset de memuriyet gibi.Memuriyette devlete kapağı atabilirsen verimli olsanda olmasan da gayretli çalışsan da çalışmasan da diğer mesai arkadaşların gibi aynı ücrete tabi olursun.İyi çalışana iyi ücret verilmez kötü çalışana da az verilmez.
    Siyasette de meclise veya teşkilatlara kapağı atabilirsen başarılı olup olmaman önemli değil.Nasıl olsa oradaki sıfatların devam eder.Başarısızlıktan sonra diğer insanların önünü açmaz koltuğa yapışır kalırsın.Yerelde ve genelde muhalefetin hali içler acısı.Bir tanesi rusyanın sesi radyosuna döndürdü kendini.Diğerini de seçim sürecinde anlayan varsa beri gelsin.Haziran seçimlerinde yerelde iddia sahibi olmaya namzet muhalefet 1 vekil çıkarmıştı.2 vekil iddiaları olmuştu.İnsanlar acaba diyordu.Hatta iktidar partisini bile endişe kaplamaya başlamıştı.Ama her nedense seçilen vekilin ömrü kısa sürdü.Doktor aday karabük te muhalefeti tedavi etmeye yetmedi.Silindi.Sana şimdilik belediyeyi verdim orada çalış demiş oldu.Henüz ülke yönetmeye muktedir görmedi.Karabük muhalefeti sever ama akıllı muhalefet etmeyi de önemser.Demek ki daha çok çalışmak lazım gelir.Hadi bakalım başarısız teşkilatlar görev sizde.Vazifeyi devretmeye hazır mıyız.Onur ve erdem bunu yapabilmekte.

  2. Yazıköylü

    Karabük ve Safranbolu’da muhalefet partileri 2019’a kadar okulları tatil ettiler. Seçime bir ay kala ortalığa çıkarlar. Seçime bir ay kala çıktıkları için de doğru adayla çıkmazlar. Partiye emek vermiş, bedel ödemişleri b.ir kenara itip toplumda karşılığı olmayan adaylar bulurlar ve yine derslerini alırlar. CHP 7 Haziran seçimlerinde aynen bunu yapmıştır.

  3. Karabük

    AK Parti’nin Safranbolu’dan çok yüksek oy alamama nedeni, bence tam da yazdığınız noktada yatıyor. Vatandaşın yaşamsal hakkı olan su temin edilmesi sizin görevinizdir. Asli görevlerinizi insanlara lütufta bulunmuş gibi göstermek , biz olmazsak bakın yine başınıza bunlar gelebilir diye aba altından sopa göstermek yaklaşımları Safranbolu gibi naif bir şehre zul gelir. Safranbolulunun oyunu asli görevlerinizi yerine getirerek kazanamazsınız. Onlar zaten sizin göreviniz. Onların oyunu insana saygı , sevgi , medeniyet , sosyal hayat, sosyal barış gibi yaşamsal hakların bir tık üstündeki olanakları sağlayarak kazanabilirisiniz Sayın Ak Parti yetkilileri. Bence bir de bu noktadan bakın. 2015 yılında hala daha size su temin ettik diye oy beklemek çağdışılıktır.

  4. Yeniceli

    Ak Partinin genel başarısınına oranla Safranbolu ve Yenicenin oylarının makul olduğu görülmekte. Safranbolu’ya ait özel nedenler olabileceği gibi Ak Partinin oy tabanı orta ve orta altı gelir grupların yaşadığı bölgelerde daha yüksek.Diğer bölgelerde daha düşük. Kayabaşı Mah. ile Yenişehir’de bu tabloyu görebiliriz.Safranbolu gelir grubu olarak orta ve orta üstüdür.Dolayısıyla buradaki puan benzeri bölgelerle uyum göstermektedir.
    AMA Yenicede durum biraz farklı.Buradaki problem Belediye başkanının daha aday adaylığı döneminde rektör hocaya rezerv koymasından kaynaklı bir olumsuzluğun teşkilatın yenice kanadına olumsuz bir etki bırakması ve Yenice teşkilatının çalışmalarını buna göre şekillendirmesinden heyecan eksikliğinden kaynaklanmış olabileceğidir.

  5. KARABUKLU

    rdemir Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, şirketin işleyişine ilişkin bilgiler paylaştı

    Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır şirketle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
    Pandır, şirketin varolan temettü politikasının devam edeceğini belirtti.

    Pandır şunları söyledi:

    Demir cevheri fiyatlarının bu seviyelerde kalacağı tahmin ediliyor. Dünyada Çin’e karşı korumacılık yapmayan ülke yok. Kapasite kullanım oranımız yüzde 90’ın üzerinde.
    Türkiye’de çelik tüketimi yüzde 12-13 arttı, ham çelik üretimi yüzde 3-4 geriledi. Türkiye’nin ham çelik ithalat oranı yüzde 40 arttı. İkinci seçim belirsizliği nedeniyle orta ve küçük ölçekli müşterilerin siparişleri düşmüştü.
    Ancak seçim bittikten sonra sipariş alımı ve sevkiyat normalleşti. Satma konusunda bir sorunumuz yok, sorun fiyatlar ve marjlar. Karlılığımız düşmesine rağmen halen makul seviyelerde. Yüzde 15-18 arası bir FAVÖK marjına oturduk. 1.2 milyar dolar nakdimiz var, borcumuz sıfıra indi. Sektörün güçlenmesi için gümrük vergisi bir miktar artırılabilir.
    Üretimimiz yüzde 4-5 civarında arttı. ahmet abi buda kardemir yöneticileeri Ali beyden bir ÖNERİ DUNYA ŞİRKETİ BÖYLE CEO LARLA OLUR İŞTE

  6. ENERJİSİZ SA'ya...

    Sayın Ahmet Abiciğim…
    İlgileneceğinizi bilerek ve umut ederek yazıyorum. Şimdiye kadar her yazıma yakından ilgi gösterdiniz. Bunun için ayrıca teşekkür ediyorum.
    Konu: Elektrik kesintileri.
    Burada biraz sitemkar yazacağım. Karabük’te kaç tane televizyon var, kaç tane gazete var ama elektrik kesintilerinden hiçbiri bir haber yapmadı. Sizler bizim gözümüz kulağımızsınız. Nazımız Sizlere Geçiyor. Lütfen Anlayışla Karşılayın.
    İkinci sitemim ise İlimizin yöneticilerine. (birşey yazmama gerek yok sanırım.)
    ve ENERJİ SA’ya
    Şöyle ki.
    Karabük’ün hiçbir yerinde bir çalışma yokken, güpegündüz elektrikler kesiliyor, resmi kurumlarda işler duruyor, özel sektörde bir bocalama, hastanelerde. her yerde, her yerde elektrikler kesiliyor. düşünün hasta film çektiriyor, ameliyata girecek, ya da muayene olacak elektrik kesiliyor. Sistem gitti biraz bekleyin deniliyor. bizzat yaşadığım bir olay. ENERJİSİZ SA insanları bu kadar neden hafife alıyor ki.
    Akşamları sokak lambaları yanmıyor, gece 12’den sonra elektrik gidiyor, Karabük’ün %90 ı doğalgaz kullanıyor, gece evin içi buz kesiyor.
    Düşünün ki. bakım çalışmaları var ve bu yüzden elektrikleri kesiyoruz diyecek olsalar, Be İnsafsızlar. Yaz Mevsiminde Sonbahar Mevsiminde Neredeydiniz. VE bu duruma hiç kimsenin sesi de çıkmıyor.
    Yoksa ENERJİSA ‘nın voltaj açığı var da onu mu kapatmaya çalışıyorlar. Yılbaşından önce.
    Sizlerin aracılığıyla ENERJİSİZSA dan Çok Acele Bir Cevap Bekliyoruz.

  7. sancak

    Ahmet abi bizim 350 davalarından bir bilgin varmı? ne oldu o iş, bilgi ediniverirsen seviniriz.

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sanatçı Okan Bayülgen: Buradan İngiltere’ye giden de topraklarımıza gelen de aynı ‘öteki’ kaderi paylaşıyor

Yayın: 29.03.2024 14:54
Paylaş:
A+ A-

Sanatçı Okan Bayülgen, “Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz.” dedi.

Oyuncu, yönetmen, fotoğrafçı ve komedyen Okan Bayülgen’in yazıp, yönetip, oynadığı ve “Yılın Prodüksiyonu”, “Yılın Yönetmeni” ile “Yılın Oyuncusu” dahil 6 ödül sahibi “Richard” oyunu 50. temsilinde sanatseverlerle buluştu.

Oyuna, tiyatroya ve gelecek projelerine ilişkin  açıklamada bulunan sanatçı, Richard eserindeki asıl meselenin ötekileşme olduğunu belirterek, “Richard’ın da bir öteki olması bizi çok ilgilendirdi. Yani kraliyet ailesine doğmuş ama kral olamayacak bir öteki. Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz. Biz de çalışmak, eğitim ya da yerleşmek için başka ülkelere, örneğin Kıta Avrupası’nda Berlin’e, Paris’e, Londra’ya gidiyoruz. Biz de orada öteki muamelesi görüyoruz. İnsan kendi doğduğu ailede, kardeşleri arasında ya da anne babaya karşı bile ötekileşebiliyor. Dolayısıyla bu çok önemli. Bunun işlendiği bir oyun. Bu açıdan Shakespeare’e dayanarak, biraz ona dil çıkartarak, biraz da Shakespeare’i överek yazılmış bir oyun.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, eserin yüzde 20’sinin orijinalin adaptasyonu olduğunun altını çizerek, yüzde 80’ini ise yeniden yazıldığının altını çizdi.

William Shakespeare’in kaleme aldığı ilk eserlerin VI. Henry oyunu ile Kral III. Richard’ın hayatını anlattığı oyun olduğunu dile getiren sanatçı, “O tarihte ya Tudorlara yaranmak için ya Tudorların ısmarlaması sonucu, Shakespeare bunu yapıyor yani III. Richard’ı kötü gösteriyor. Arada yüzyıl var ve o yüzyılda Yorkların yani son savaşta ölen Kral Richard’ın gölgesi kalkmamış devlet üzerinden, Tudorlar üzerinden. Bunu kötüleme çabası var. 16. yüzyıl anlayışıyla yani ‘Tanrı kötü insanları -güya- sakat bırakır ki siz ondaki fenalığı göresiniz diye’ anlayışıyla, adama sakatlıklar ilave edilmiş. İşte kambur, çolak, topal, çirkin yapılmış.” açıklamasını yaptı.

Okan Bayülgen, Shakespeare’in eserinde Richard’ı korkunçlaştırdığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:

“Öyle bir adam değil. Çok yakın tarihte, 2012’de kemiklerin bulunması ve 2015’te Richard’a ait olduğunun tescillenmesiyle ortaya çıktı ki bu adamda biraz skolyoz var. O skolyoz da dışarıdan pek belli olmuyor. Yani kambur falan da değil. Eğri büğrü de değil. Yakışıklı bir adam. Savaşta kahramanca ölen son kral. Ama ne olmuş bugüne kadar? Bizim bu pek demokrat kıta Avrupası, İngilizler her şeyi demokrasi adına ve siyaseten doğruculuk yaparak herkesi temize çekmiş, düzeltmiş. Richard’ı bırakmışlar. Richard günden güne daha da korkunç hale getirilerek oynanıyor. Bu oyun bir soru soruyor. Diyor ki siz hala neden korkuyorsunuz? Yani 500 yıldır her gelen oyuncu, kimliği ne olursa olsun demokrat, ilerici, gerici, sağcı, solcu fark etmiyor; aynı hilkat garibesi Richard’ı oynuyor. Bir yandan bu açıdan Shakespeare’e dil çıkartıyor.”

“Söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü”

Eserde, “sanatçı nerede durmalıdır?” sorusunun işlenmediğinin altını çizen başarılı sanatçı, “Aleladelik, üst insan olmak, Nietzsche’den, Baudrillard’dan, Alain Badiou’dan, Kierkegaard’dan Freud’a kadar, aslında sanatçının kim olduğu, ne yapması gerektiğiyle ilgili çok mesaj var oyunda. Ama iktidar yazarı olmak, olmamak gibi bir derdimiz yok. Tarih boyunca böyle olmuştur; her iktidara yakın duran yazarlar vardır. Uzak, muhalif olan yazarlar vardır. Bu oyunun özellikle meselesi bu değil.” diye konuştu.

Oyunun 50 temsilde geçirdiği değişikliklere de işaret eden sanatçı, şunları kaydetti:

“İlk oynadığımızda berbattık. Oyun da henüz toparlanmamıştı. Hızla festivale yetiştirilmişti. Hatta ilk 2-3 oyunu seyredenlere de ‘Davetiye vereyim, gelin bu halini görün.’ diyorum. Fakat seyircimizden büyük bir teveccüh gördük. Açık hava tiyatrosunda 4 bin kişiye, Atatürk Kültür Merkezi ya da diğer binli sayıları geçen seyirci kapasiteli yerlerde full oynadık, hakikaten. Ardından, sanatı üretenin ve seyircinin bir araya gelmesiyle birkaç saat süren söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü. Bugün ‘Herkes için Shakespeare’ diyerek aslında Shakespeare’in sahibi olduğunu düşünen İngiltere ve Kıta Avrupa’sına da 1tatlı bir iltifat yapıyoruz üst yazıyla. Sinemada alt yazı, tiyatroda da üst yazı vardır. İngilizce üst yazıyla oynanıyor bugün oyun. Bu da önemli bir gelişme. Bu oyun bizim özel hatta ödenekli tiyatrolarımıza iki alışkanlık bırakacak. Bir; ki çoktan başladı, oyun sonrası söyleşileri. İki; İstanbul’umuzda, Türkiye’mizde yaşayan, yerleşik ya da kısa süreliğine burada olan yabancılar için İngilizce üst yazıyla oynanması. Bu iki gelişme de aslında bizim hem seyirciyle ilişkimiz hem de tiyatromuzun yeri açısından ya da seyirciyi önemsememiz açısından güzel göstergeler.”

Okan Bayülgen, tiyatro yapmanın hiçbir zorluğu olmadığına dikkati çekerek, “Tiyatro yapmak, tiyatrocu olmak, tiyatronun, bu atmosferin içinde olmak müthiş bir şey. Bu kadar uğraşıp didinip zar zor konservatuara girip, ayakta kalıp tiyatro yapanlar bir de üzerine şikayet ederse artık fazla geliyor bana. Şikayet etmeye hakkımız yok. Bunu biz istedik. Annemiz, babamız bize mani olmaya çalıştı, ‘Yapma çocuğum.’ dedi, önümüze dikildi, yalvardı, ‘Evlatlıktan reddederiz.’ dedi. Şimdiki aileler değil, bizim zamanımızdaki ailelerden söz ediyorum. Yine de ısrar ettik, yaptık. Neden şikayet ediyoruz o zaman?” değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde tiyatronun, yaptığı birçok işin önüne geçtiğini vurgulayan sanatçı,”Şu anda ‘Richard Otel’de’ diye bir oyunumuz var. Yine Richard’da oynadığım bir arkadaşım, hem ortak yazar hem yardımcı yönetmen Nihal Usanmaz’la orada da çalışıyoruz. Aynı anda o oyunu çıkardık, Richard’da oynuyoruz ve Ankara’da, Devlet Tiyatrosunda ‘Dracula’nın provaları başladı. O da mayıs ortasında sahnelenecek. Araya bir küçük oyun daha sıkıştıracağız. Böylece gelecek sezona 4-5 oyunu aynı anda oynayarak gireceğiz.” dedi.

“Shakespeare aslında bütün dünyaya ait”

Sanatçı, oyunları yurt dışında da sahnelemeyi çok istediklerine işaret ederek, “Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de oyun koyabilirsiniz, yeter ki oyununuz onlar için yeni ve farklı bir şey ifade ediyor olsun.” ifadelerine yer verdi.

Uluslararası tiyatro festivallerine gitmek konusunda ise Bayülgen şunları söyledi:

“Aslında Richard için çok devreye girenler oldu. Fakat bizim, sinemadaki gibi bazı filmlerimizin, yönetmenlerimizin alışageldik şekilde Cannes’da, Berlin’de, farklı festivallerde ödül alması gibi bir lobimiz yok tiyatroda. Bazı oyunlar zar zor gidiyor, geliyor ama bunu da başlatmak lazım. İngilizlere de bir şey söylemek için Shakespeare’i tercihimiz biraz da bu yönde kıymetliydi. Shakespeare ile ilgili bir şey söylediğiniz zaman artık bu sadece İngiltere’ye değil, bütün dünyaya ilginç geliyor. Çünkü artık İngiltere’ye ait bir yazar değil Shakespeare. İngilizler sahip çıkıyor tabii, adam İngiliz ama artık o, tiyatro kütüphanesinin en önemli yazarı olarak aslında bütün dünyaya ait. Dolayısıyla Türkiye’den birisi çıkıyor, diyor ki ‘Ya kardeşim, pek demokratsın ya, senin yapamadığını bak ben yaptım ve sana, senin biraz da kafanı açabilecek, yeni fikirler verecek bir şey söylüyorum. Gelip orada oynayayım mı? Diyecek ki oyna ama sinema filmi nasıl gidiyor? WeTransfer’le, yüksek bir dosya olarak gidiyor. Bir küçük flash diskle gidiyor. Gitmesi bugünkü teknolojiyle rahat. Tiyatro kamyonlarla, insanlarla gidiyor. Biz bugün Anadolu’da bir yere gittiğimizde birkaç kamyon ve 51 kişi gidiyoruz yani kolay değil. Onun için bu kadar adamı götürüp orada oynatmak hiç kolay değil. Tarihte yapılmış. Bunu yapan müthiş tiyatrocu abilerimiz oldu.”

“Yurt dışına oyunla gittiğinizde işin kolayına kaçamazsınız”

Okan Bayülgen, uluslararası gösterimlerde iki kişilik oyunlarla ve dekoru oradan tedarik ederek gidilebildiğini aktararak, “Ama bizim oyun için orada bir inşaat yapmalısınız. Bu kolay bir şey değil. Bir yandan da tiyatronun şöyle bir tarafı da var; hep böyle kolaya kaçamazsınız. Yani ‘Yurt dışına gidecek bir oyun var’. Eee? ‘Bir hırkayla gidelim.’ Hayır o değil. Bu tiyatro. Nasıl sinemanın böyle bir cazibesi, şaşası var. Tiyatroda da bazı oyunlarda seyirciye oyunculuk, müzik performansları, dans gösterdiğiniz kadar, dekor, kostüm ve ışık konusundaki kreasyonunuzu da göstermeniz lazım. Tiyatro çünkü bunların bir bütünü. Çok farklı sanatların bir arada oluştuğu büyük bir sanat diyoruz.” diye konuştu.

Richard oyununun yurt dışına gittiğinde en az 600 kişilik bir salonda oynaması gerektiğinin altını çizen sanatçı, “Dracula’yı Devlet Tiyatrosunda sahneleyeceğiz. Mesela Dracula’nın şahsı daha fazla yurt dışı festivalleri açısından çünkü devlet, Kültür Bakanlığımız, ‘Biz buna uluslararası, dünya markası fantastik kişilik olarak da bakalım. Bunu şu festivalde ya da tiyatroda oynayalım.’ derse oynanır. Bu da aynı şeyi yapabilir.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, bütün tiyatro oyunlarının “Kral Çıplak” dediğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Bütün derdimiz seyirciyle böyle bir alışveriş içinde olmak. Bütün oyunlar bir şey söyler. Hangi oyunlar bir şey söylemez? Oyuncusu, yönetmeni ya da yazarı başka dertler içindeyse bir şey söylemeyebilir. Örneğin gelir der ki ben sana bir hikaye anlatacağım. Niye anlatacaksın bu hikayeyi? İşte ben bunu yazıyor muyum, yazabiliyor muyum diye baktım. Ya da oyuncusuna dersin ki ‘Senin derdin ne?’ Oyun bir şey söyler, bir ufuk açar, bir yere dokunur. Katarsis denilen şey gerçekleşir. Bir ahlaki yıkanma ortaya çıkar. Herhangi bir şey. Oyuncu diyorsa ki, ‘Benim derdim kendimi el aleme göstermek. Bakın ne güzel oynuyorum. Gördünüz mü beni? Bir daha alkışlayın bakalım.’ falan. Bunlardan bir şey olmaz. Sanatçının hep bastıramadığı, dert edindiği, paylaşmak istediği bir şey vardır. Resim mi heykel mi tiyatro mu müzik mi, her neyse. Bir yardım çığlığı gibi. Çünkü sanatçı da acayip bir tip. O da bir iletişim kurmak istiyor. Onun da bir derdi olmuş mesela çocukken. İşte anlatırsa çocukken neler olduğunu, çocukken dertli olan başka birileri de onu anlar. Beraber bir şey olur. Ama sürekli aynı şeyi de söyleyemez, yeni bir şey söylemesi lazım. Şimdi ideali mi tarif ediyorum? Hayır. Sanat şurasından bastırdığımız, buradan sıkıştırdığımız, ‘böyle yapılmalıdır’ diye kural koyduğumuz bir şey değildir. Zaten ne zaman bu kuralları koyarsanız birileri çıkıp o kuralları bozmaya çalışır. Ondan sonra da devrim yaptık derler. ‘Bravo’ deriz biz de. Biz devrimcileri severiz zaten.”

Oyunun ikinci sezonu tamamladığını kaydeden sanatçı, üçüncü sezonda da izleyiciyle buluşacağını sözlerine ekledi.

Eser, 5 Nisan’da Maximum Uniq Hall’de, 14 Nisan’da Atatürk Kültür Merkezi’nde, 16-17 Nisan’da Ankara’da, 3 Mayıs’ta Konya’da, 4 Mayıs’ta Antalya’da, 5 Mayıs’ta Denizli’de, 7 Mayıs’ta ise İzmir’de sahnelenecek.

Kabare Dada ve Net Sanat tarafından sahnelenen eserde Bayülgen’in yanı sıra Şenay Gürler, Ebru Unurtan, Nihal Usanmaz, Kevork Türker, Oral Özer ve Volkan Ateş Gündüz rol alıyor. (AA)