Her Telden (2.Ekim.2018)

Her Telden (2.Ekim.2018)

Yayın: 02.10.2018 08:47
Paylaş:
A+ A-

BİZE “KARABÜKSPOR İLE İLGİLİ NEDEN YAZMIYORSUN..” DİYE SİTEM EDEN DOSTLAR VAR “BİR ORTA OYUNU OYNANIYOR NESİNİ YAZALIM..!!”
Bize “KARABÜKSPOR’U BİR SÜREDİR YAZMIYORSUN..” diye sitem eden dostlarımız var,O Dostlarımıza da aynısını söylüyoruz “ BİR ORTA OYUNU OYNANIYOR NESİNİ YAZALIM..” diyoruz.
Önce Sayın MEHMET AYTEKİN’E bir çağrı yapıldı “KARABÜKSPOR’UN ÖNÜNÜ AÇ,YENİ BİR YÖNETİM ANLAYIŞI GELSİN..” denildi,sandık ki “ÇOK ÖNEMLİ GELİŞMELER YAŞANACAK..!!”
Gelinen noktaya bakın Allahaşkına..!!
Sayın SEDAT NAMAL Başkanlığında oluşan/oluşturulan Yönetim Kurulu,önce OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL kararı alıyor,sonra “BU KARAR İPTAL EDİLİYOR..” Başkan Sayın SEDAT NAMAL istifa ettiğini söylüyor,daha sonra da “BİR SÜRE SONRA İSTİFA EDECEĞİM..” falan diyor.
Yapılan açıklamalara bakıyoruz “VARSA YOLBULANLARIN PARASI,YOKSA YOLBULANLARIN PARASI..” Kulübü batıran HİKMET FERİDUN TANKUT adeta gündemde bile yok.
YOLBULAN AİLESİ KARABÜKSPOR’A PARA VERMİŞ,BÜYÜK SUÇ OLMUŞ..!!
Önüne gelen YOLBULAN AİLESİNE saldırıyor,HİKMET FERİDUN TANKUT ismi neredeyse unutuldu,cebinden para verenler,adeta,”TU KAKA..” bu hale düşüren/düşürenler GÜNDEMDE BİLE DEĞİLLER..
Tam bir orta oyunu oynanıyor,nesini yazalım..!!

YOLBULAN AİLESİ,KARABÜKSPOR’A “BİR ÇUVAL PARA VERMİŞ.KASA KOLAYLIĞI SAĞLAMIŞ..” TU KAKA,BATIRANLAR ORTADA YOK,İYİ Mİ…?
YOLBULAN AİLESİ KARABÜKSPOR’A bir çuval para vermiş,şuan itibarı ile 60-65 milyon lira alacakları oldukları KARABÜKSPOR’UN resmi Bilançolarında görülüyor,YOLBULAN AİLESİ TU KAKA..!!
KARABÜKSPOR’U 194 MİLYON BORCA SOKAN HİKMET FERİDUN TANKUT ortalıkta yok,ayrıca gündemde bile değil HİKMET FERİDUN TANKUT ve bu nokta da KARABÜKSPOR’A hayatı boyunca ON PARA VERMEMİŞ olan bazı çevreler YOLBULANLARA karşı savaş açmış durumda..!!
BU NE BİÇİM İŞTİR ANLAYABİLİRSEN/ANLA..
Allah hiçbir Kulübü KARABÜKSPOR’UN DÜŞTÜĞÜ NOKTAYA DÜŞÜRMESİN..!!
Bu Kulüp ÜLKE GÜNDEMİNE böyle gelmemeliydi,GENEL KURUL Toplantısına KULÜP BAŞKANI GELMEZ,ÜYELER O YÖNETİMİ İBRA ETMEZ,sonra KULÜBÜN ÖNÜNÜ AÇ denilen Başkan ve Yönetim Kulübün önünü açarlar,gelen Yönetim GENEL KURUL Kararı alır,sonra ne oldu ise GENEL KURUL iptal edilir..
TAM ANLAMI İLE BİR ORTA OYUNU OYNANIYOR..
Ancak,SEYİRCİLERİ ÇOK ÜST DÜZEY İSİMLER,BUNU KABUL ETMEK GEREK.
Bu kadar GAYRI CİDDİ uygulamalara muhatap olmamalıydı KARABÜKSPOR..
Para verenler TU KAKA,batıranlar gündem de bile değiller KARABÜKSPOR’DA.

AK PARTİ YETKİLİLERİ “İŞÇİ ALIMI NOKTASI BAŞTA OLMAK ÜZERE..” KARDEMİR İLE İLGİLİ “O KADAR ÇOK SÖZ EDİYORLAR Kİ..” CHP İSE SESSİZ..
AK Parti Milletvekilleri,İl Başkanı ve diğer ilgilileri Karabük’ün OLMAZSA/OLMASI noktasında ki KARDEMİR ile ilgili o kadar çok söz ediyorlar ki insan hayret ediyor doğrusu.
OLUMLU/OLUMSUZ O KADAR ÇOK SÖZ EDİYORLAR Kİ..!
Örneğin CHP BU ANLAMDA GAYET TUTARLI DAVRANIYOR ve SESSİZLER..
Olayın bu noktasında AK Parti İktidarı “ABD ÜLKESİ TARAFINDAN,ÖZELLİKLE,KÖMÜR FİYATLARINA KONULAN VERGİ ARTIŞINDAN DOLAYI ,ÜLKE ENTEGRE,DEMİR/ÇELİK TESİSLERİNİN,OLUMSUZ ETKİLENDİĞİ GERÇEĞİNDEN HAREKET EDEREK BİR ÖNLEM ALABİLİR Mİ..?” ACABA..
Örneğin KARABÜK/ZONGULDAK/HATAY MİLLETVEKİLLERİ ortak bir çalışma ile ABD’NİN Kömüre koyduğu EK VERGİLERE karşı,HURDAYA ek vergi koymaması ile ENTEGRE TESİSLERİN,İZABE OCAKLARINA karşı mağdur olmasını önlemek üzere bir şeyler yapabilirler mi..?
Orta yerde HAKSIZ BİR REKABET OLDUĞU BİLİNİYOR/SÖYLENİYOR..
KARABÜK MİLLETVEKİLLERİ bu nokta da bir ön alarak ZONGULDAK ve HATAY Milletvekillerini de devreye sokarak BİR ÖNLEM PAKETİ üzerinde çalışma yapabilirler mi acaba..?
“KARDEMİR İŞÇİ ALIMLARI KARABÜK’Ü TATMİN ETMEMİŞTİR..” gibi sözler etmek gerçekten çok kolay,belki bu sözleri edenlerin PARTİ TABANINA DA sözler hoş gelebilir,ancak,ederi/değeri/yaptırımı/etkisi/katkısı nedir bu sözlerin..?
Her neyse artık,KEŞKE şu HAKSIZ REKABETE İLİŞKİN DE konuşsalar..

KARABÜK İL TİCARET MÜDÜRÜ SAYIN FERİDUN KARATAŞ,YENİ GETİRİLEN UYGULAMALARI KARABÜKLÜLERE ANLATIYOR VE YENİ DÜZEN..
Karabük İL TİCARET Müdürü Sayın FERİDUN KARATAŞ,Ülkemizin geçtiği şu badireli günlerde en fazla öne çıkan TİCARET KESİMİ noktasında çok dengeli,Karabük’ü çok iyi bilen bir isim olarak,fevkalade önemli hizmetler veriyor..
ÜLKE GÜNDEMİNE YEPYENİ TİCARİ UYGULAMALAR GETİRİLİYOR..
Sayın FERİDUN KARATAŞ,bir bakıyorsunuz AHİLİK HAFTASI kutlamalarında çok fonksiyoner görevler icra ederken,yeni etiket uygulamaları için bilgilendirme toplantıları düzenliyor,bilgilendirmeler yapıyor..
ÜRETİCİ FİRMALARIN afaki zam yapmamalarını kontrol altında tutuyor/tutturuyor ve günümüzün en can alıcı hizmetleri veren İL TİCARET Müdürlüğü’nü, mesai arkadaşları ile birlikte,verimli hizmetlere sevk ve idare ediyor.
Sayın FERİDUN KARATAŞ Karabük’ü biliyor,tanıyor..
Görevini mükemmel bir çizgiye oturtmuş,öyle götürüyor..

KARABÜK ESNAF ODALARI BİRLİĞİ NOKTASINDA ÇIKAN “OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL İSTEĞİ..” DURAKLADI VE SAYIN NURETTİN TÜMEN..
Geçtiğimiz Temmuz/Ağustos ayları içinde gündeme gelen KARABÜK ESNAF ODALARI BİRLİĞİ bünyesinde OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL isteği durakladı ve o ateş söndü gibi görünüyor..
Bunun olması da,esas itibarı ile mümkün değildi,zira OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL Talebinden 2-3 ay önce NORMAL GENEL KURULLAR yapıldı ve kadrolar belli oldu,sonra ki 2-3 ay içinde neler gelişti de OLAĞANÜSTÜ TALEBİ yapıldı ki..
Sayın NURETTİN TÜMEN Olayın BAKANLIK TARAFINDAN reddedildiğini anlatıyor ve “ŞAYET OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL YAPILMIŞ OLSAYDI ÇOK DAHA AÇIK FARKLA,SEÇİMLERİ BEN VE ARKADAŞLARIM KAZANIRDI..” diyor..
Bunu çok/çok inanarak ve güvenle söylüyor Sayın NURETTİN TÜMEN..
“O OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL İSTEĞİ,BÜYÜK BİR HATA OLDU..” diyor..
“O İSTEK NEDENİ İLE KARABÜK,KONFEDERASYONDA TEMSİL EDİLEMEDİ..”

AK PARTİ “YEREL SEÇİMLER İÇİN ÇOK CİDDİ BİR HAZIRLIK AŞAMASINDA..” VE “YEREL YÖNETİMLER BÖLGE SORUMLUSU.” SAYIN NAZIM MAVİŞ
MART 2019 YEREL SEÇİMLERİ için AK Parti “ÇOK YOĞUN,ÇOK CİDDİ..” bir hazırlık aşamasında görülüyor,örneğin geçtiğimiz günlerde AK Parti YEREL YÖNETİMLER BÖLGE SORUMLUSU Sayın NAZIM MAVİŞ Karabük’e geldi,nabız yoklamalarında bulundu..
Sayın NAZIM MAVİŞ,AK Parti YEREL YÖNETİMLER GENEL BAŞKAN Yardımcısı Sayın MEHMET ÖZHASEKİ’NİN ekibinde ve Karadeniz illeri Bölge Sorumlusu olarak görev yapıyor.
KARABÜK’TE BİR DİZİ NABIZ YOKLAMALARINDA BULUNDU..
Bilindiği gibi AK Parti ile MHP arasında YEREL SEÇİM İTTİFAKI söz konusu,buna rağmen AK Parti BÜTÜN İL ve İLÇELERDE bu seçimler için hazırlık yapıyor,SEÇİMLERİ KAZANACAKMIŞ gibi hazırlanıyor.
KARABÜK’TE DE ÖYLE.
Aynı zamanda SİNOP Milletvekili de olan Sayın NAZIM MAVİŞ,Karabük’te geniş bir çevre ile görüşmeler yaptı “BU SEÇİMLERİ HANGİ İSİM İLE KAZANABİLİRİZ..” sorusuna cevap aradı.
Sayın TİMURÇİN SAYLAR,Prof.Dr.Sayın BURHANETTİN UYSAL ile Sayın SEDAT NAMAL isimlerinin hayli ağırlık kazandığına ilişkin,ancak,RESMİ HİÇBİR yanı olmayan bilgiler veriliyor..
AK Parti Ülke genelinde de,Karabük özelinde de hayli sıkı tutuyor ve “İTTİFAK OLAYI HENÜZ BELLİ OLMAMASINA KARŞIN..” isimler üzerinde çok ciddi arayışlar başlamış görünüyor..
Belediye Başkan Adaylığından söz edilen,başka isimlerde var elbet,ancak Sayın NAZIM MAVİŞ’E verilen ÜÇ İSİM HAYLİ AĞIRLIKLI çıkmış sanıyoruz,gelen ve resmi olmayan bilgiler o yönde..
AK PARTİ SEÇİMLERE YOĞUN BİÇİMDE HAZIRLANIYOR..

KARABÜK TİCARET VE SANAYİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAYIN MEHMET MESÇİER VE KARDEMİR’İN YENİ SATIŞ POLİTİKASI..
Karabük TİCARET ve SANAYİ ODASI Yönetim Kurulu Başkanı Sayın MEHMET MESÇİER,tabanda ki DEMİR TÜCCARLARININ DA,Üyesi olan KARDEMİR’İN DE hislerine tercüman olan bir açıklama yapmış.
Biliyorsunuz KARDEMİR yeni bir Satış Sistemi getirdi ve KARDEMİR HİSSE SENEDİ BLOKE EDİLEREK satış yapılmasının önü açıldı ve yaşanan ekonomik gelişmeler sırasında DEMİR TÜCCARININ vadeli mal alabilmesi çeşitlendirilmiş oldu.
Sayın MEHMET MESÇİER bu gelişmeye destek verdi.
“KARDEMİR ÇOK YERİNDE BİR UYGULAMA GETİRDİ..” anlamında konuştu.
Bu arada YAŞANAN EKONOMİK GELİŞMELER nedeni ile ÇOK GENİŞ BİR SANAYİ ÇEVRESİNİN işçi çıkartmayı düşündüğü şu günlerde,KARDEMİR yeni işçi alımı ile BU NOKTA DA ÇOK ÖNEMLİ BİR ADIM ATMIŞ pozisyonda.
YENİ İŞÇİ ALIMI BİLE belirli bir çevre tarafından polemik konusu yapılıyor,kimileri “ALINAN SAYI YETMEDİ DAHA İŞÇİ ALIN..” gibi yaklaşım gösterirken,kimi çevreler “BİZİM PARTİDEN AZ İŞÇİ ALINDI..” anlamında tepkiler gösteriyorlar..
Bu anlamda,CHP SESSİZLİĞİNİ koruyor ve uygulamalara SESSİZ KALARAK bir anlamda,zımni/örtülü destek verdiği gibi bir algı yaratıyor,CHP bu tavrı ile geniş bir destekte alıyor denilirse,yanlış olmaz elbet..
Sayın MEHMET MESÇİER çok ciddi bir görüş getirdi ortaya..

SAFRANBOLU BELEDİYESİ “SAKEM ÇALIŞMALARI İLE..” ÖZELLİKLE EV HANIMLARINI ÜRETİME YÖNLENDİRİYOR VE ÇOK GÜZEL HİZMETLER..
SAFRANBOLU BELEDİYESİ,çok önemli bir konuyu başarı ile sürdürüyor ve SAKEM ÇALIŞMALARI ile özellikle EV HANIMLARINI üretime yönlendiriyor,ev hanımlarını ÜRETİCİ HALE GETİRİYOR.
Geçmiş yıllarda KARABÜK’TE DE YAPILDI BU ÇALIŞMALAR..
18-20 YIL ÖNCELERİ,Karabük’te İPEK HALI DOKUMACILIĞI üzerine çalışmalar başlatılmıştı,HALI TEZGAHLARI bulunmuş,USTA ÖĞRETİCİLER vasıtası ile İPEK HAL DOKUMACILIĞI üzerinde çalışmalar başlatılmıştı.
DAHA SONRA,BU ÇALIŞMALAR,OLDUĞU YERDE BIRAKILDI..
ESENTEPE Mahallesi’nde,İPEK HALI DOKUMACILIĞI yapılabilecek bir bina bulunmuştu ve 30-40 bayan bu işi öğrenmek üzere hayli aktif biçimde çalışıyorlardı..
KURUMSALLAŞTIRILAMADI,O dönem VALİSİ bir başka yere atandı,O dönem BELEDİYE BAŞKANI seçilemedi falan derken,böylesine hayırlı bir girişim,başlarken bitti/bitirdi.
SAFRANBOLU BELEDİYESİ BU İŞİ MÜKEMMEL GÖTÜRÜYOR..
Geliştirerek götürüyor hem de..

ANTALYA BELEDİYESİ,GÜNLÜK 2200-2300 TON ÇÖPÜNDEN,ÇOK ÖNEMLİ MİKTERDE ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİYOR VE KATI ATIK BERTARAF..
Karabük ne yazık ki 12 yılı aşkın bir zamandır KATI ATIK BERTARAF TESİSİ kurarak çalıştırmayı başaramadı,beceremedi,en son ASİT KÖYÜ sakinlerinin KARAYOLU KAPATMASINDAN sonra İŞ BİRAZ HIZ KAZANIR GİBİ OLDU.
ANTALYA BELEDİYESİ,günlük 2200-2300 ton ÇÖPÜ YAKARAK ELEKTRİK ENERJİSİNE çeviren bir tesis kurmuş,Karabük’te üretilen çöp ise 160 veya 170 ton civarında ve bu miktar ELEKTRİK ÜRETİMİ için yeterli olur mu acaba..?
Hani KATI ATIK BERTARAF TESİSİ yapılacak ve buradan ELEKTRİK ENERJİSİ elde edilecek gibi sözler edilmişti,günlük 160-170 ton çöp ile elektrik üretimi yapılabilir mi acaba..?
Her ne hal ise artık..
ELEKTRİK ÜRETİMİ yapılır mı/yapılmaz mı olayını bir kenara bırakarak,ASİT KÖYÜ insanlarının tepesine dökülen KARABÜK ÇÖPÜNÜN daha çağdaş bir biçimde ve ÇEVRE KİRLİLİĞİ yapmadan,İNSANLARIN SAĞLIĞINI olumsuz etkilemeden imha edilmesi çok önemli elbet.
KATI ATIK BERTARAF TESİSİ için süreç çalışıyor..
12 Yıldan sonra yeni bir süreç çalıştırılıyor galiba.

6 kişi görüş bildirdi

  1. Kemal

    Belediye çöpten elektirik elde etsin parayla Karabüke Raylı sistem kurşun Karabük yüzüncü yıl beşbinevler safranbolu arası daha midene ve rahat taşımacılık şart 80 model dolmuşlar pisikoloji bozuk sönerler yerine modern çevre dostu taşımacılık yapılmalı Raylı sistem seçim vaadi idi acilen gündeme alinmali

  2. Habip

    Yaş 10 idi magrus dolmuşlara biner giderdik.yaş 60 oldu yine magrus dolmuşlara biniyoruz. Motor aynı kasa aynı herşey aynı. Karabukten safranboluya 40 dakkada gidiyoruz elin oğlu 40 dakkada dünyanın çevresinde tur atıyor. Geri ülkeyiz vesselam.

  3. Gönderen

    Karabük’te katı atık tesisi yapılması şart mı?
    Yıllardan beri yılan hikayesine döndü bu olay.

    Katı atık bertaraf tesisi yapılmasının yerine başka alternatifler düşünüldü mü?

    Karabük’teki çöpten enerji enerji üretimi yapılması için tesis kurulmasının verimli olmadığı söylendi bir ara. Hatta bu konu bir yabancı firma görüş bildirmişti. Karabük’ün yeterli çöpü olsaydı, o firma tesis kuracaktı diye bu köşede haber yapılmıştı hatırladığım kadarıyla….

    Çevredeki vilayetlerde katı atık bertaraf tesisleri var. Bu vilayetlerle görüş alışverişi yapıldı mı?
    Karabük’ün çöpü bu vilayetlere satılsa olmaz mı?…
    İsveç elektrik üretmek için komşuları olan ülkelerden para verip çöp ithal ediyor.
    Karabük niye komşu vilayetlerde kurulu olan hazır tesislere çöpünü gönderemesin?

    Zonguldak’ta çöpten enerji üreten tesis var. Çankırı’da da kurulacaktı. Kastamonu’daki katı atık bertaraf tesisine eleketrik santrali kurulması düşünülüyor deniliyordu. Karabük’ün çöpü bu vilayetlere elektrik üretimi için gönderilse olmaz mı?

    Karabük el gibi küçük bir yer. Tesis yapmak için yer bulmak sorun oluyor. Elektrik üretimi için tesis kurmaya çöpü yetmiyor.
    Bir yolu bulunup çöpü komşu vilayetlere göndermek memleket ekonomisi açısından daha hayırlı olur herhalde….
    Karabük’te katı atık kurmanın bir maliyeti var. İşletmesinin bir maliyet var….

    Zonguldak ve Çankırı’da tren yolu mevcut olduğundan daha ekonomik olabilir….

  4. Gönderen

    Katı atık bertaraf tesisi dedikleri şey koskocaman dev çukur. Çöp buraya gömülüp üstü kapatılıyor. Çöpün tamamen imhası falan sözkonusu değil. Gömülüp imhasının zamana bırakılması sözkonusu. Bir çukur dolunca başka bir çukur açılıyor, o da dolunca başkası.
    Çıkan gazlar bacalar ile alınıp yakılıyor yada çöp çukutundan elektrik üretimi için yeterli gaz alınabilirse yesis yapılıp elektrik üretiliyor.
    Bu arada çöpten sızan sular bir havuza alınıp çukura tekrar basılıp devirdaim yaptırılıyor. Yağışlı zamanlarda sızan su çoğaldığından dolayı, zehirli ve mikroplu çöp sularının çevreye tahliyesi sözkonusu. Bunun için de ayrıca bir su arıtma tesisi gerekiyor….

    Komşu vilayetlere göndermek ile Karabük yer bulma sorunundan kurutulmuş olacak (Aş.çiftlik köylüleri yol kesti. Zobran, Cumayanı ve Bolular mahallesi sakinleri çöp tesisine razı gelecek mi? Yenice taraflarında bir yer bulunmuştu, Yeniceliler ayağa kalkmıştı), çöpü gömmek yerine çöpten tamamı ile kurtulmuş olacak, tesis yatırım ve işletim masrafından kurtulmuş olacak, Karabük’te sadece, ilçelere kurulan istasyonlar gibi bir aktarma istasyonu kurulması gerekir. Bir de nakliye masrafını etüd etmek lazım. Çöp elektrik üretimi için satılabilirse nakliye masrafını veya masrafın bir kısmını karşılayabilir….

  5. Gönderen

    Yorumları gönderirken yorulduğum için son kontrolü yapmadım.
    Yazdıklarımda birçok kez değişiklikler yapmıştım. Değişiklikler yaparken cümle düşüklükleri, eksiklikler, fazlalıklar olmuş. Ayrıca klavye hataları da var…..
    Anlatmak istediklerim genel olarak belli oluyor ama, kusuruma bakılmasın…

  6. Eski Dolmuş, Ray, Safranboluya demeyin gitmeyin adamı yerler kim halledecek Trafik. Komis, Başkanlar Valiler, gazeteciler, halledememiş...

    Eski Dolmuş, Ray, Safranboluya demeyin gitmeyin adamı yerler kim halledecek Trafik. Komis, Başkanlar Valiler, gazeteciler, halledememiş…
    Safranbolu ya dolmuş ile 45 dakk eski çarşıya 25 dak dolmuş tıka pasa insanlar birlerine değiyor koku hastalık her şey var mecbur çünkü alternatif dolmuşa bineceksin yada araç satın alacaksın diyor. Safranbolu belediye otobüs saatleri her zaman yok çünkü düzensiz
    eskiliğiğini güvenliği falan bırakın kimse yıllarca çözemiyor belediye otobüs saatlerini bile, belediye taşımacılığını dolmuş durakları şirketi işletmesine rağmen 🙂
    Halkın (Çoğunluğun) canı, parası, sağlığı, zamanı refahı için işletmecinin (azınlığın) Ekmek parasıylaaa oynamayın looooo 🙂 🙂

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Slow Food hareketi iyi, temiz ve adil gıda için 38 yıldır mücadele veriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Doğal kaynakları korumayı ve temiz gıda üretimini desteklemeyi hedefleyen küresel Slow Food (Yavaş Gıda) hareketinin başkanı Edward Mukiibi iklim krizi ve israfın, gıda konusunda en fazla karşılaştıkları iki büyük sorun olduğunu söyledi.

Dünyanın en büyük gıda hareketlerinden biri olarak kabul edilen Slow Food, “iyi, temiz ve adil gıda” sloganıyla dünya üzerinde 160 ülkede faaliyetler ve farkındalık kampanyaları düzenliyor.

Hareketin çalışmaları hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mukiibi, Slow Food'un 1986'da İtalya'da doğduğunu ve 38 yıldır devam eden serüvenlerinde dünyanın her köşesinden çok sayıda insana ulaştıklarını kaydetti.

Su başta olmak üzere doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması hedefini faaliyetlerinin merkezine aldıklarını belirten Mukiibi, daha iyi bir dünya için çalıştıklarını ve bunu da çevreye ve insana zararı olmayan gıdaların üretimini teşvik ederek, aynı zamanda sorumlu tüketim ve sorumlu üretim bilincini aşılamaya çalışarak gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Slow Food ağı içerisinde çiftçilerden şeflere, öğrencilerden aktivistlere, devletlerden uluslararası organizasyonlara kadar gıda konusunda harekete geçmek isteyen milyonlarca kişiyle çok sayıda kurum ve kuruluşun yer aldığını bildiren Mukiibi, “Sadece maddi olarak destekleyen 100 binden fazla üyemiz var. Ama bu herkesin maddi olarak katkıda bulunmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Aslında paranın satın alabileceğinden çok daha fazlasını yapan topluluklar var. Buna biyoçeşitliliği koruyan yerel toplulukları örnek gösterebiliriz.” dedi.

Edward Mukiibi, hareketin sadece gıda ürünlerini değil gıdanın getirdiği kültürü de korumaya çalıştığını, bu nedenle gıdanın nasıl tüketildiği, hangi tekniklerle pişirildiği ya da nasıl korunduğu üzerine de çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

– Nuh'un Gemisi Projesi

Yok olma tehlikesi altında bulunan bitkisel ve hayvansal ürünleri çevrim içi katalogda bir araya getirdikleri “Nuh'un Gemisi” projesine değinen Mukiibi, “Bu katalogda yalnızca bilimsel veriler bulunmuyor. Kültürel, organoleptik, geleneksel bilgilerle ürünlerin hazırlanması sırasında kullanılan teknikler ve bölgeyle olan bağları da yer alıyor.” diye konuştu.

Proje kapsamında bugüne kadar dünyanın her yerinden 5 bin 300 ürünü korumaya çalıştıklarını dile getiren Mukiibi, şöyle devam etti:

“Bu projede büyük tufan yaşandığında türleri yok olmaktan kurtaran Nuh’un Gemisi'nden esinlendik. Aslında bugün de yine o büyük tufan genetik, kültürel ve geleneksel erozyonla burada. Günümüzde yerel ve geleneksel gıdalar gen aktarımı, gen korsanlığı gibi çeşitli problemle karşı karşıya. Slow Food hareketi ise gıda kültürümüzü korumaya çalışıyor.”

Proje dahilindeki türleri kendi coğrafyalarında korumaya çalıştıklarının altını çizen Mukiibi, iklim değişikliği sonucu artık beslemesi ekonomik olarak tercih edilmeyen, bu nedenle de popülasyonları giderek azalan hayvanları çeşitli teşvikler ve projelerle yeniden tercih edilebilir hale getirdiklerini, bitkiler konusunda ise özelikle yerel gruplar arasında tohum bankaları oluşturduklarını ve tohumların kullanılması için çeşitli ağlar geliştirdiklerini anlattı.

“Afrika’nın Bahçeleri” adlı bir diğer projelerinde, kıtada giderek yaygınlaşan endüstriyel gıda üretimine karşı bir alternatif oluşturmaya çalıştıklarından bahseden Mukiibi, şunları söyledi:

“Afrika’nın geleneksel gıda üretim yöntemlerini korumak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için yerel toplulukları agroekolojik yöntemler çerçevesinde tarım yapmaya teşvik ediyor, konu üzerine eğitim programları düzenliyor, gruplar arasında koordinasyon kurarak bilgi aktarımı sağlıyoruz. Proje 2010 yılında Uganda, Kenya ve Tanzanya'daki birkaç bahçeyle başladı. Bugün Afrika kıtasının çeşitli yerlerinde 5 binin üzerinde bahçe oluşturulmuş durumda. Sosyal medyada her gün yeni bir katılımcının daha kendi bahçesini açtığını görüyoruz.”

– “Üretimde iklim değişikliği, tüketimde israf en büyük sorunlar”

Tüm projelerinde üretim süreçlerinde karşılaştıkları en büyük problemin iklim değişikliği olduğunu ifade eden Mukiibi, özelikle sıcak hava dalgaları, ani yağışlar sonucu yaşanan sel felaketleri gibi aşırı hava olaylarının gıda üretimini zorlaştırdığını vurguladı.

Mukiibi, “Tüm bu yaşananlar gıdaya erişimimizi, gıda güvenliğimizi ve bizim açımızdan yağmuru merkeze almış tarım sistemimizi etkileyecek. İklim kriziyle mücadelede geniş kapsamlı iklim değişikliği adaptasyon çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tüketim noktasında karşılaştıkları en büyük problemin ise gıda israfı olduğu bilgisini paylaşan Mukiibi, “Küresel gıda üretiminin neredeyse yarısı tabağımıza ulaşamadan israf ediliyor. Bununla birlikte enerji, kaynak, çiftçilerin o ürünleri üretirken harcadıkları zaman da israf edilmiş olunuyor yani gıda israfı tabağımızın çok ötesinde. Çünkü bir ürün yetiştirirken çok fazla su kullanıyorsunuz, topraktan çok fazla besin maddesi alıyorsunuz. Bunların hepsi israf ediliyor. Gıdaya yapabileceğiniz en büyük saygısızlık onu israf etmek. Ayrıca gıda israfı, doğaya da bir saygısızlık.” değerlendirmesini yaptı.

Özelikle gençlerin önlerine gelen tabağın hikayesini bilmediğine ve daha çok israf ettiğine dikkati çeken Mukiibi, Slow Food olarak bu farkındalığın kazandırılması için her yıl Nisan ayını “gıda israfı ile mücadele ayı” olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.