Her Telden (24.Aralık.2015)

Her Telden (24.Aralık.2015)

Yayın: 24.12.2015 08:29
Paylaş:
A+ A-

AK PARTİ KARABÜK İL BAŞKANI SAYIN TİMURÇİN SAYLAR VE ÇOK YARARLI,ÇOK VERİMLİ RADİKAL DÜŞÜNCELERİ..
AK Parti Karabük İl Başkanı Sayın TİMURÇİN SAYLAR çok üretken bir fikir yapısına sahiptir ve bu anlamda ilk bakışta çok RADİKAL gelebilecek görüşleri rahatlıkla dile getirir.
RADİKAL VE VERİMLİ,YARARLI GÖRÜŞLERDİR BUNLAR.
Bakın bunlardan birisini ve en önemlisi yazmaya çalışalım.
KARAYOLLARI,KASTAMONU 15.BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 1966 yılında kurulmuş ve bu Bölge Müdürlüğü kurulurken,KASTAMONU-ZONGULDAK-ÇANKIRI İllerine hizmet etmek amacı ile kurulmuş.
Daha sonra BARTIN İl olmuş,KARABÜK İl olmuş.
1966 Yılından bu yana KARAYOLU AĞI BİRKAÇ MİSLİ artmış,yeni kurulan İller ile İL SAYISI artmış ve Sayın TİMURÇİN SAYLAR buradan yola çıkarak çok önemli bir görüşü dile getiriyor.
KARAYOLLARI KASTAMONU 15.BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ bugün ki kadrosu ile İKİYE BÖLÜNSE,örneğin KARAYOLLARI KARABÜK BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ KURULSA hizmet akışı daha artmaz mı,görüşünde.
“BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDE GÖREVLİ BİR TEKNİK ELEMAN,KASTAMONU’DAN ÇIKIP,ZONGULDAK’A BİR İŞİ TETKİK ETMEYE GİTSE,GİDİŞ/GELİŞ NEREDEYBE BİR GÜNÜ ALIR..” diyor..
Bu düşüncelerini anlattığında müthiş etkilendik doğrusu..
Olması halinde hem Ülke,hem Karabük kazanır,hizmet artar..
Sanıyoruz,Sayın SAYLAR bu görüşlerini etkili isimlerle paylaşmıştır.

AK PARTİ İL BAŞKANI SAYIN TİMURÇİN SAYLAR’IN DSİ 23.BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ NOKTASINDA Kİ BİR DÜŞÜNCESİ..
AK Parti Karabük İl Başkanı Sayın TİMURÇİN SAYLAR olaylara çok geniş bir pencereden bakan,radikal görüşler getirebilen bir Siyasetçidir,ve Siyasetin hiçbir noktasını bireysel çıkarları,eşin/dostun çıkarları için yapmaz.
Hep/her zaman TOPLUM MENFAATİ görüşündedir.
Sayın TİMURÇİN SAYLAR örneğin DSİ noktasında çok radikal görüşler dile getiriyor,radikal olduğu kadar gerçekçi,hizmet akışını çok ama çok hızlandıracak görüşler bunlar.
DSİ KASTAMONU BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 1980 yılında kurulmuş ve KASTAMONU/ZONGULDAK İllerine hizmet etmek amaçlanmış ,bu anlamda,daha sonra devreye İl olan BARTIN ve KARABÜK girmiş.
Sayın TİMURÇİN SAYLAR “DSİ 23.BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ’NE,BİR BÖLGE MÜDÜR YARDIMCILIĞI İLAVE EDİLEREK,BU MÜDÜR YARDIMCISI SÜREKLİ KARABÜK’TE GÖREV YAPAR,KARABÜK-BARTIN-ZONGULDAK İŞLERİNİ TAKİP EDER/KOTARIR..” diyor.
Böylece 23 Bölge Müdürlüğü’nün iş yükü azalır,hizmet akışı ve kalitesi artar,bürokratik gel/gitler önlenir,çok ciddi,çok seri bir refleks kazanılmış olur,görüşlerini dile getiriliyor Sayın TİMURÇİN SAYLAR..
Kaldı ki KARABÜK-BARTIN-ZONGULDAK,DSİ ile ilgili yapılabilecek iş hacmi çok ve geniş alanların rehabilite edilmesi gerek,Sayın SAYLAR’IN bu önerisi de çok çarpıcı doğrusu.
ZAMAN İÇİNDE BUNLARIN OLMA İHTİMALİ ÇOK GÜÇLÜ..

MÜLKİYETİ KARABÜK BELEDİYESİ’NE AİT YEŞİL MAHALLEDE Kİ BİNA,YAKINDA,VALİLİĞE TAHSİS EDİLİYOR GİBİ..
Mülkiyeti Karabük Belediyesi’ne ait olan ve yıllardır kullanılamayan YEŞİM MAHALLEDE Kİ bina kısa süre içinde KARABÜK VALİLİĞİ tarafından kullanılacak galiba.
BUNUNLA İLGİLİ RESMİ YAZIŞMALAR BAŞLAMAK ÜZERE.
Öyle Sanıyoruz ki,O BİNAYA VALİLİK ile birlikte KARABÜK İL ÖZEL İDARE Genel Sekreterliği de taşınacak ve BİNANIN BU BİRİM VE BİRİMLERİ ALACAK BÜYÜKLÜKTE olduğuna işaret ediliyor.
KARABÜK VALİLİĞİNİN BUGÜN BULUNDUĞU ALANA sanıyoruz Karabük Belediye Başkanı Sayın RAFET VERGİLİ’NİN düşüncesi olan ÇELİK CAMİ yapılacak veya ÇOK DAHA DEĞİŞİK BİR ÇİZİMLİ CAMİ yapılacak.
Bu noktada fikir jimnastikleri sürüyor..
ÇELİK CAMİ DE OLABİLİR..
ÇOK DAHA DEĞİŞİK ÇİZİMLİ/PROJELİ BİR CAMİ DE olabilir..
Bu nokta da YEŞİL MAHALLEDE bulunan,O BİNANIN ARTIK KULLANILIR hale gelmesi elbet,Milli Servet yıllardır boş duruyordu ve herhangi bir iş için kullanılmamıştı..
DURDUK YERDE MEYDANA GELEN HASARLAR,ONARILACAK..
KARABÜK VALİLİĞİ BU BİNAYA TAŞINACAK..

FİZİK TEDAVİ İHTİYACI OLANLARA 6 AY,8 AY SONRAYA GÜN VERİLDİĞİNE GÖRE,KARABÜK’ÜN İHTİYACI ÇOK BÜYÜK
Karabük FİZİK TEDAVİ ihtiyacı olan hastalar 6 ay sonraya,8 ay sonraya gün veriyor ve buradan yola çıktığınızda BU TEDAVİYE İHTİYAÇ DUYAN çok insan var gerçeğine varırsınız..
ÖYLE OLMAZ MI..?
Eğer FİZİK TEDAVİ ihtiyacı duyan 100-200 insan olsa BİR HAFTA,ON GÜN SONRA verilecek bir randevu bu hastaların ihtilacını giderir ve böylesine sıkıntı yaşanmaz..
PEKİ SONUÇ NE OLACAK..?
FİZİK TEDAVİ BİRİMİ YETERLİ DÜZEYE GELECEK Mİ..?
GETİRİLECEK Mİ..?
Bizim merak ettiğimiz,BU İŞİ KİM ÇÖZECEĞİ,Türkiye de BİRİNCİLİK BIRAKMADIKLARINI öne süren SAĞLIK BÜROKRATLARI MI.yoksa SİYASET KURUMU MU..?
Bu işin çözümünü kim sağlayacak..
Bunu dilemeyiz,ancak,sorunun büyüklüğünü anlamaları için BU SORUNU ÇÖZME MAKAMINDA OLANLARIN FİZİK TEDAVİYE ihtiyaç duymalarımı gerekecek nedir..?
O ACI BELKİ,AKILLARI BAŞLARA GETİRİR..!!
Bunu hiç dilemeyiz,ama,sorunu giderecekse şayet..!!

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ,GELECEK DERS YILI DÖNEMİNDE,KARABÜK’E GELECEK VE SIKINTILAR AŞILACAK..
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Öğrencileri,öğrenimlerini KARABÜK DIŞINDA sürdürüyorlar ve ÜNİVERSİTE çok ciddi hazırlıklar yapıyor,BU ÖĞRENCİLER GELECEK YIL Karabük’te eğitim almaya başlayacaklar..
BU GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİŞME.
Geçtiğimiz Günlerde AK Parti İl Başkanı Sayın TİMURÇİN SAYLAR bu konuya ilişkin bilgi verirken “BÖYLECE,ARTIK HEKİMLİK AŞAMASINA GELMİŞ GENÇLER,PRATİSYEN HEKİM AÇIĞINI DA GİDERECEKTİR..” gibi bilgiler verdi.
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ bünyesinde TIP FAKÜLTESİ’NİN çok güçlü bir AKADEMİK KADROSU varmış ve bu kadro Karabük’te öğrenci olmadığı için diğer Fakültelerde ders veriyorlarmış sanıyoruz.
TIP FAKÜLTESİ GELECEK YIL TOPLANACAK.
KARABÜK SAĞLIK ALANINDA SORUNLAR AZALACAK..
Bunun için KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Rektörlüğü çok ciddi bir çalışmanın içindeler ve LABORATUAR olayı başta olmak üzere ALT YAPI süratle tamamlanıyor.
KARABÜK CİDDİ ATILIMLARIN EŞİĞİNDE GÖRÜNÜYOR..

“EĞER SAYIN FADIL DEMİREL DÖNEMİNDE YAPILANLAR OLMASAYDI,KARDEMİR ZARARI KATLANABİLİRDİ..” SÖZLERİ
Dün yine yazdık,Demir Piyasaları ile yakından bağlantılı,KARDEMİR’İ iyi bilen,yakından takip eden bir/iki dostumuzla görüştük,görüşlerini aldık,sektörü ve özellikle KARDEMİR’İ konuştuk.
ENTERESAN GÖRÜŞLER DİLE GETİRDİLER..
“eğer Sayın FADIL DEMİREL ZAMANINDA,MALİYETİ DÜŞÜREN O YATIRIMLAR YAPILMAMIŞ OLSAYDI,BUGÜN Kİ ZARAR KATLANIRDI..” dediler.
Daha sonra da “KOK FABRİKASI’NI,PELETLEMEYİ,ATIK GAZLARIN VE HİDROELEKTRİK SANTRALİ GİBİ MALİYETİ UCUZ HALE GETİREN YATIRIMLAR YAPILMAMIŞ OLSAYDI..” gibi örnekler verdiler.
“EE KARDEŞİM,GENEL MÜDÜR BUNLARI ELBET YAPACAK/YAPTIRACAK..” dedik “ELBET YAPACAK/YAPTIRACAK İŞTE BİZDE BUNA İŞARET EDİYORUZ,Sayın DEMİREL YAPMIŞ/YAPTIRMIŞ,YA YAPTIRMASAYDI ŞİMDİ ZARAR NE OLURDU..” dediler.
Sayın FADIL DEMİREL ayrılalı bir yıl olmuş..
“BAK AHMET BEY,EĞER BU YATIRIMLAR YAPILMAMIŞ OLSAYDI,KARDEMİR’İN ZARARI KATLANIRDI.HENÜZ BORÇ ÖDEMELERİ BAŞLAMADI.BAŞLAYINCA SIKINTI DAHA BÜYÜR..” falan dediler.
Sonra da “BU KRİZ ORTAMINA UYGUN ÖNLEMLER ALINIYOR MU..?” diye sordular ve “ÖRNEĞİN BİZ BİR ÖNLEM ALINDIĞI GÖRÜŞÜNDE DEĞİLİZ.ERDEMİR PERSONEL YAPISINI KURUYORUZ DÜŞÜNCESİ İLE MÜDÜRLÜKLER AÇILIYOR.BU ÖNLEM Mİ..” dediler.
Bir dostumuz “AYRICA,KARDEMİR PERSONEL YAPISI BAŞKA ERDEMİR PERSONEL YAPISI BAŞKA.BU FİAT MARKA ARACA MERCEDES MOTORU TAKMAK FALAN GİBİ OLUR.UYUMLU OLMAZ.KARDEMİR/KARDEMİRDİR ZORLAMAMAK GEREKİR..” dediler.
İddiaları maliyeti ucuzlatan yatırımların devreye girmiş olması..
Buna rağmen BU ZARARIN EDİLMESİ ve önlem alınmayışı..!!

KARABÜK OKULLARINDA “BOŞ SINIF VAR MI,ÖĞRENCİ OLMAYAN DERSLİK VAR MI,VARSA NE OLACAK..?” ACABA..?
Biliyorsunuz KBÜ ŞİRİNEVLER EĞİTİM/ARAŞTIRMA Hastanesi’ne 150-200 yatak ilavesi yapılacak ve bununla ilgili ARAZİ TEMİN edildiği an İHALESİ gerçekleştirilecek.
YER SORUNU HAYLİ BÜYÜK..
Bugün İMAM/HATİP Lisesi’nin bulunduğu alan ile KARDEMİR KARABÜKSPOR İdman Sahasının bulunduğu alan,anılan 150-200 YATAK İLAVESİ İÇİN YAPILACAK BİNA OLARAK DÜŞÜNÜLÜYOR.
İMAM/HATİP Lisesi nereye taşınacak örneğin..?
KARABÜK’TE BOŞ SINIF,BOŞ DERSLİK OLAN OKUL VAR MI..?
Eğer OKULLAR ciddi,yansız ve herhangi bir önyargısız olarak gezilir,dolaşılırsa BOŞ SINIFLARIN,BOŞ DERSLİKLERİN olduğu görülür ve OKULLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ YOLUNA GİDİLİRSE,ihtiyaca kafi gelen bir durum ortaya çıkar..
O ZAMAN EK HASTANE BİNASINA YER AÇILIR..
KARDEMİR KARABÜKSPOR için ise KARABÜK ÜNİVERSİTESİ’NİN üst kısmında 140 dönümlük bir alan bulunduğuna AK Parti İl Başkanı Sayın TİMURÇİN SAYLAR bir süredir işaret ediyordu.
ORASI KARABÜKSPOR için tesis yapılarak değerlendirilir..
KARABÜK HASTANE/YATAK olayında çok rahatlar..
BOŞ SINIF DERSLİK VAR MI,esas nokta orada düğümleniyor..

AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KOMİSYONU ÜYESİ KARABÜK MİLLETVEKİLİ PROF.DR.SAYIN BURHANETTİN UYSAL..
AK Parti Karabük Milletvekili Prof.Dr.Sayın BURHANETTİN UYSAL Milli Eğitim Komisyonu Başkanvekilliği’nin yanı sıra AVRUPA UYUM KOMİSYONU Üyeliği görevini de yapıyor.
YABANCA DİL BİLMESİ BU NOKTA DA AVANTAJ ELBET.
Sayın BURHANETTİN UYSAL şu an itibarı ile Komisyon Toplantılarına katılıyor,TBMM zeminine alışmaya gayret ediyor ve bunları yarı sıra GELEN ZİYARETÇİLERİNİ kabul ediyor.
KARABÜK Sayın UYSAL’DAN BÜYÜK BEKLENTİ İÇİNDE..
Özellikle HAVAALANI noktası mutlaka olumlu sonuçlanmalı..
Bize öyle geliyor ki Sayın BURHANETTİN UYSAL Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyeliği ile Karabük’ün havaalanı noktasında ki gereksinimini çok daha net hissedecektir ve çözüme odaklanacaktır..
Sayın BURHANETTİN UYSAL müthiş üretken,verimli çalışan bir isim ve ilerleyen süreçte yapacağı hizmetleri birlikte göreceğiz,yapacağı hizmetlere birlikte tanık olacağız.
AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KOMİSYONU hayli önemli.
Özellikle AB ile bir ara zayıflayan,ancak,şu an itibarı ile tavan yapan ilişkilerimiz noktasında daha bir önem kazanan Komisyon ve Sayın UYSAL bu Komisyonun Üyesi.
BAŞARILI İŞLERE İMZA ATACAKTIR MUTLAKA..

DERYA PİDE/KEBAP SALONU’NUN KLASİĞİ HALİNE GELEN “EFLANİ BANDIRMASI VE PAÇA ÇORBASI MÜDAVİMLERİ..”
Karabük’te ağız tadı ile YEMEK YENEBİLECEK ender Lokantaların başında gelen DERYA PİDE/KEBAP Salon,artık klasik hale getirdiği ve tüketicilerin büyük beğenisini kazanan EFLANİ BANDIRMASI ile PAÇA ÇORBASI üretimine başladı.
BU ÜRÜNLERİN “ÖZEL MÜŞTERİLERİ..” VAR.
DERYA PİDE/KEBAP Salonunda yenilen her yemek gibi,gerek EFLANİ BANDIRMASI,gerekse PAÇA ÇORBASI noktasında tüketicilerin gönlü rahat..
ZİRA ;HİJYEN KURALLARINA DÖRT/DÖRTLÜK UYULUYOR.
DERYA PİDE/KEBAP Salonu Sahibi Sayın RASİM ERTAŞ ve Oğlu Sayın FATİH ERTAŞ,başta hijyen Kuralları olmak üzere ürünlerin tamamına özel ve büyük bir ilgi göstererek SUNUMA HAZIRLATIYORLAR..
Mutfakta ZAFER USTA zaten bu işlerin piri,ustası,üstadı..
SALİH Usta,ŞABAN Usta, Niyazi usta, diğerleri işlerinin titizliği uygulayan elemanlar.
DERYA Pide/Kebap Salonu,bu sektörde Karabük’ün gururu adeta.
EFLANİ BANDIRMASI ve PAÇA ÇORBASININ özel müşterileri var..
Öyle bir KARABÜK KLASİĞİ HALİNE GELDİ bu ürünler..

19 kişi görüş bildirdi

  1. tonyukuk

    Ahmet Bey günaydın, yine paça çorbası ile fadıl demirel odaklı haberlerle güne başladık ki her ikisinin de haber değeri çoğumuz için aynı.Şu an fadıl demireli aklama,uğur yılmaz yönetimini karalama operasyonu başladı. İster istemez siz de buna alet oluyorsunuz. Baktılar fadıl demirel eleştiri oklarının hedefinde, okların yönünü uğur yılmaza çevirme operasyonu başladı. Uğur beyin en büyük yanlışı, eski genel müdürün eteğinde gelenleri hala görevde tutması.Bir diğer yanlışı da reorganizasyon çalışmalarında kantarın topuzunu kaçırması ve homurtuların aşırı yükselmeye başladığı bir ortamda yeni müdürlükler açma acelesi ve zaman zaman ayak üstü yaptığı talihsiz açıklamalar. Yoksa uğur yılmaz,fadıl demireli yanında çırak edecek kapasite ve donanıma sahip bir insandır.şanssızlığı demirelden bir enkaz devralmasıdır ki bu kolay kolay düzelecek bir enkaz değildir.o yüzden daha adamın 1 yılı dolmadan bu kadar yüklenmek çok da doğru değil. Şu an kardemirde bir karışıklık,korku,belirsizlik hakim.İnsanlar 2000-2002 yıllarına dönüş korkusu yaşıyorlar.Bu hale gelinmesinin tek sebebi bir önceki genel müdür ve eteğinde getirdiği erdemirin şutladıkları,ilave olarak da bunlara çanak tutan ve yalakalık yarışına giren kardemir üst düzey yönetici kadroları.Lafı kim üzerine alırsa alsın, bunları herkes biliyor,tanıyor ve tiksiniyor. Ha Uğur Yılmaz yeni müdürlükler konusunda eleştiri almakta, eleştiriler de haklı. Ancak; hiç olmazsa birileri gibi aşçısı,garsonu,şoförü,yeğeni,eşi-dostu,kolkanat gerdiği batak müteahhitleri le gelmedi.Dedikodu,ispiyon,yalan,iftira kültürünü kardemire bulaştırmadı.O yüzden bırakın bu aklama operasyonlarını, onu aklayacak deterjan daha icat edilmedi.

  2. kardemirli

    Sn tonyukuk kardeşim. Uğur Bey ile ilgili görüşlerinize hiç katılmıyorum. Uğur Beyin içinde bulunduğu durumu yansıtan bir ayetle görüşümü ifade etmeye çalışayım . Anlayana.
    “Ey iman edenler! Haklarında şahitlik ettikleriniz zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır. ” Nisa- 135

  3. Kul Ahmet

    ”tonyukuk” sizi dikkatle, ilgiyle izliyorum. Müsadenizle size bir şey sormak istiyorum. Araya serpiştirilmiş bir kaç isim dışında o çok donanımlı !! dediğiniz uğur yılmaz adamlarını nereden getiriyor ? Ya da şöyle sorayım o artık diye ifade ettiğiniz adamlara niye dokunmuyor bu kadar donanımlıysa, işi biliyorsa ? O artık dediklerinize bırakın dokunmayı övgüler de düzüyor olabilir mi ?
    Sağlıcakla kalın

  4. Enkaz edebiyatı

    Kardemirde eyer enkaz edebiyatı başlamışsa durum iyi deyildir.Tonyukuk arkadaş bunu söylüyor güya Fadıl Bey enkaz bırakmış,öyle oldunu düşünelim Uğur bey ile ekibi bu enkazı kaldırmak bu enkazı düzeltmek için ne yaptı ne yapıyor Allaşkına.Bol maaşlı çok sayıda müdürlük açmaklamı düzeltecek enkazı.Allaşkına saçmalamayın yani Fadıl Bey Erdemir Genel Müdüryekn Uğur bey filan orda sıradan başmühendismişdir.hANİ Bİ LAF VARDIR ASLANI KEDİYE BOĞDURMAYIN DİYE ÖYLE YAPMAYALIM LÜTFEN

  5. yiğit

    ahmet abi nasılsın inşallah iyisindir sizden ricam 350 davaları ne durumda ne olur ne zaman biter bilgilerinizi bekler saygılar sunarız iş akti fesihler adına teşekkür ederim

  6. tonyukuk

    Kardemirli kardeşim; kutsal kitabımızdan çok güzel bir alıntı yapmışsın ve Uğur Beyin durumunu yansıttığını ifade etmişsin. Ancak emin ol Uğur Bey’le alakasını anlamış değilim.Ben de sana başka birilerinin içinde bulunduğu durumu yine kutsal kitabımızdan bir alıntıyla yanıtlayayım;
    “Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helalleşsin! Çünkü ahirette altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir”.
    Durum ortada, bu hale 10 ayda Uğur Yılmaz getirmedi herhalde.
    Birde ayetler,hadisler,kul ahmetler falan bu platformu “diyanet saatine” çevirmeyelim isterseniz,teknik tartışalım.

  7. Kul Ahmet

    ”tonyukuk” sorularıma cevap alamadım ama önemli değil cevapları sende biliyorsun.Sıkıntımız elma ile armudu ayıramamak. Karabük’te ya iyisin ya da kötü. Hala 5 yıl önce bir pastanede kömür cevher görüşmesi yapılıp bugün onun için Kardemir’in zarar ettiğine inananlar var ! Kimse soru sormayıp sadece iddia sahibinin söylediğine inanmak istenilince de durum bu oluyor.
    Bu yıl (daha önce hiç olmadığı kadar) limanlarda tren gibi dizilmiş, boşalmayı bekleyen gemiler için ekstra ne bedel ödedi Kardemir ? Niye planlanmadı bu gemilerin seferleri ? Bu sıkışıklık nedeniyle yöneldiği !! karayolu taşımacılığı için ne bedel ödedi Kardemir ? Bu kadar ithal hammaddenin lojistik alt yapısının olmadığını sokaktaki çocuk bilirken niye bu alım politikasında ısrar edilmiştir ? Tüm aracı kurumlar Kardemir’in operasyonel giderlerinin arttığını söylüyorlar. Detayı nedir bu operasyonel giderlerin ? Rekor zarar içerisinde nasıl bir ihtiyaç hasıl olmuştur da giderler artmıştır ? Bu artış dövizdeki artış ile uyumlu mudur ? Şirketler kriz zamanlarında büzüşüp kendilerini korumaya alırken Kardemir’de niye tasarruf tedbirleri alınıp uygulamaya konmamıştır ? Üstüne üstlük rekor sayıda müdürlük açıp lale devri havası estirilmiştir ?
    Dikkat edin ne Fadıl demirel ne de Çin’den bahsettim. Sadece yeni dönemin icraatlarına ilişkin sorular sordum.
    Sağlıcakla kalın

  8. kdrli

    Tonyukuk kardeşimiz yine ozman kılavuz sevdası ile aslı astarı olmayan yazılarına devam etmiş en komiği de Fadıl bey in Uğur beyin yanında çırak olabileceği noktası. bu sektörden uzak olan kişiler yorumlar yapıyor. Kaldı ki Uğur Bey’in elinden Fadıl Bey’in tutuğunu ve ERDEMİR’de Çelikhanede senelerce Fadıl beyin altında çalıştığı ve Ugur beyin Erdemirde Müdür yardımcılığı ve müdürlüğünü fadıl beyin atadığını bilmeyen yoktur. Sn. Gölbekin aktarmış olduğu açıklamalar. doğru. Fadıl beyin öngörüsü ile enerji maliyetlerini azaltması ve bir çok yatırımı bitirerek kardemiri ileriye hazırlamaya çalıştığı sektör tarafından çok iyi bilinmektedir.
    Burada yanlı yorumlar yaparak hedef göstermeye çalışanların yorumlayabileceği konular zaten değildir. Şu anda farbika 3 milyon üretimi yapabilecek kapasitede. anlamak mükün değil maliyeti düşürmek için üretimi mi kısmak yoksa ayni birim insan ile daha çok üretim yaparak maliyeti düşürmek mi mantıklı. Yönetimden yönetimi fark var işte yöneticinin görevi mevcut duruma göre değil geleceğe göre hazırlanmak ve yönetmektir. Bu kadar müdürlük açılmadan önce ki 5 sene boyunca bu fabrika 3 milyon tona kapasitesine çıktı ve üretim rekorları kırıp tarihinde görülmemiş karlar ettiğini unutmayalım.

  9. oflu

    KARDEMİR BORSADA NE OLACAK KAĞIT 1 SENEDİR %50 KAYBETMİŞTİR HERKES BİR KAFADAN SES ÇIKIYOR BU ŞİRKETİN DİBİ DURAĞI YOKMU YA HEPMİ KÖTÜ HABER KARDEMİR İÇİN HİÇMİ İYİ HABER YOK GELECEK YATIRIMLARIN AÇILMASI AKPARTİ HÜKÜMETİ HERYERE HIZLITREN YAPACAM DİYOR RAY SATIMI HİÇMİ YOK DEVLET BÜYÜĞÜMÜZ ARTIKDEVREYE GİRMELİ FİLYOS LİMANI CANLANMALI KARDEMİRİN YATIRIMLARIN ÖNÜ AÇILMALI VE UCUZ EMTİA ANLASMALARI NEZAMAN DEVREYE GİRECEK BU ARADA EMTİAADA DİP YAPTI EREGLİ HİÇ AĞLAMIYOR ADAMLAR 2 AY SONRAYI SATIYORUZ DİYOR VE KAR MARJI DÜSTÜ DİYOR SADECE

  10. Gönderen

    Fadıl bey şirketi devraldığında zarar ediyormuş. Şirketi 2009 son çeyreğinde devralmış. O devraldıktan sonra şirket toparlanmış ve son çeyreği çok daha az bir zararla kapatmış. Ondan sonra şirketi devrettiği 2015 yılı başına kadar Kardemir hep kar etmiş. Son senesinde de rekor rdilmiş. Bu arada Kardemir yüklü yatırımları tamamlamış ve yeni yeni yatırımlara başlamış.
    Şirket bilançolarına baktığımızda Görevde bulunduğu süre içersinde şirketin özkaynaklarının hem tl bazında hem de dolar bazında büyüdüğü görülüyor…

    Şirket bilançosuna göre ortada bir enkaz ypk. 2015 yılı zararı kurdaki yükselişten kaynaklanıyor. Çin’in dampingli mal satışı ile piyasayı düşürmesine rağmen Kardemir esas faaliyetlerinden kar ediyor. Bu arada ücretler iyileştirldi ve yeni girenlerin kademe sorunu halledildi. Bunlar da 2015 yılında satış maliyetlerine yansıdı. Sncak Kardemir hammadde fiyatlarındaki düşüşleri değerlendiremedi. Bu şimdiki yönetimin eksikliği. Hammadde giderleri düşürülmüş olsaydı Kardemir avantaj yakalayacaktı. Bu durum şimdiki yönetimin hanesine olumsuz puan olarak yazılır muhakkak. Bu durumun sorgulanması lazım…

    Kardemir’in zarar etmesinde önemli bir etken de amortisman giderlerinin yükselmesi. Yeni tesisler devreye alınınca bu gider yüksek oluyor hali ile. Ama bu gider askında zarar değil, şirketin kadasından para çıkmıyor bu gider için…

    Fadıl beyin dönemine başarısız geçmiş demek yanlış. Ama onun döneminde sendikal olaylar ve işini kaybedenler oldu. O olaylar ayrı konu Keşke olmadaydı…
    Fadıl bey şirketi öok borçlandırdı denilebilir. Ama kasada peşin para yoksa nasıl yatırım yapılacaktı? Yatırımların gerekli olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu. Mesala 3. haddehane şu snda faaliyete sokulmuş olsaydı Kardemir Çin olayından fazla darbe almayacaktı. Bu yatırımlar ile Kardemir pazarını çeşitlendiriyor ve kar marjını yükseltiyor. Bu yatırımlar olmadaydı olmaz mıydı? Olurdu tabi. Kardemir ilanihaye inşaat çeliği çekerdi. Yüksek karlar eden Erdemir’e de imrenilerek bakılırdı. İnşaat sektörü durgunlaşınca da karın ağrıları başlardı…

  11. kardemirli

    sn tonyukuk sizin anlamamanız normal. Ama Uğur Bey okursa çok iyi anlar. O nelerin üzerini örttüğünü, nelere sesini çıkarmadığını ve bunların nelere sebep olduğunu çok iyi bilir. Yanlışı yapmak kadar yetkiniz olduğu halde yanlışa gözlerini kapatmak arasında bir fark yoktur.

  12. sekiz

    Tonyukuk bey doğru yazmış, özellikle Fadıl Demirel ve eteğinde getirdikleri hakkındaki yazdıkları çok doğru. Hele Fadıl ve eteğinde getirdiklerine yalakalık edenler hakkında söyledikleri dahada doğrudur. Tuhaf olan ise pek birşeyin değişmemiş olmasıdır. Fadıl gitti ama halen daha eteğinde getirdiklerinin ve onların yalakalarının borusu ötüyor. Çoğuda emekli. enteresanki enteresan. Fadıl Demirel zamanında baş köşede olanlar halen daha öyle, itilip kakılanlarda halen daha öyle. Demekki gerçekten büyük adammış bu Fadıl şimdi doğruya doğru… Kendi gitti ama etkisi halen daha sürüyor.

  13. osmanlı

    kardeşim bilip bilmeden konuşmayın, diyorsunuzki yeni yönetim ne yaptı durmadan müdür falan atadılar terfi ettirdiler diyonuz, siz bilmezmisinizki bu bizim tarihimizdede böyledir… her padişah tahta yeni çıktığında cülus bahşişi dağıtır. eee bu memleketin geleneği böyle. ama şurası da var tabi,, bu diğerleri için bir nevi cezadır. eee felek kimine kavun yedirir kimine kelek.

  14. tonyukuk

    Bu kadar seviyorsunuz fadıl demireli de niye peşinden gitmediniz, Mehmet Yanmaz kadar karakterli olamadınız.Hatta bir çoğunuz o buradayken önünde eğilirken, gittiği günün ertesi arkasından atıp tutmaya,yatırımların gereksizliğinden,eksik,yanlış devreye alınmasından bahseder oldu. Ne ilkeli adamlarsınız siz helal olsun.
    Kul Ahmet; o sorduğun soruları bana değil, gider genel kurulda sorarsın.Dikkat edersen benim eleştirilerim de aynı yönde.
    Krdli rumuzlu dostum. Filyos limanı bitmeden kardemir için 3 milyon tonlar hayal. Bu işler lojistik müdürlüğü kurmakla olmuyor.Aynı işi eski den nakliyat müdürlüğü de yapardı.O yüzden mi kul ahmetin dediği gibi gemiler sıra sıra bekliyor demoraja giriyor,karayolu tercih edilip maliyetler artıyor.
    Ayrıca; osman kılavuz bu şirkette görev almış ve görev süresi boyunca kardemirin 1 kuruşunun kavgasını vermiş, sizlerin o dönemleri yaşamadığınız için muhakeme edemeyeceği batmış bir şirketi 2 yılda düzlüğe çıkarmış,görev süresinin geri kalan 5 yılında da karlılıkla yönetmiş ve kendisinden sonra gelene de (batırması için) huzurlu,rahat bir şirket teslim eden,herkesin takdir ettiği bir genel müdür.Niye bu kadar zorunuza gidiyor.Sizler fadıl demirelin önünde parende atarken, bizlerin de birlikte çalıştığımız bir insanı övmemiz size neden dokunuyor. kardemire çivi çakan,iz bırakan herkesten Allah razı olsun, yolu açık olsun.
    Hadi sizlerin mesai saatiniz başladı, öğlen tatiliniz bitti. Kiminiz haddenize gidin verimleri yükseltmeye gayret edin, kiminiz karös-marös işleriyle uğraşın. Bilgisayar başında mesai harcamayın.aldığınız paranın hakkını verin. hadi koçlar kardemiri sizler düzlüğe çıkaracaksınız !!!!

  15. Gönderen

    Sayın yazar 10 gün kadar önce müteahhitlerin inşaatlarına su, elektrik, gaz vs. çekmek için açtığı çukurları öylece bıraktıklarını gündeme getirmiştim. O çukurlar sayesinde arabaların haşatının çıktığını belirtmiştim.
    Ve faturanın vatandaş tarafından belediye yönetimine kesildiğini söylemiştim. Aradan birkaçgün geçmeden bahsettiğim çukurlar yamalanmış. Sanırım belediye yönetimi köşenizi takip ediyor. 🙂
    İlginç olansa Safranbolu’ya gittiğimde orada da yama yapıldığını gördüm. Herhalde Safranbolu belediyesi de takip ediyor…
    Aslında o yamayı belediyenin değil yolu kazan müteahhitin yapması lazım. Belki belediye izin verirken asfalt bedeli alıyordur ama yşne de müteahhit işi biter bitmez beton ile kapatması lazım o çukuru. Belediye gelinceye kadar arabaların canına okunuyor. Belediye hangibirine yetişsin? Kazan müteahhit birkaç torba çimento parasına kıyıp, yada kamyonet ile belediyeden rodmşx alıp o çukuru işi biter bitmez doldurup tesviye etsin. Ah almaktan kurtulsun…

    Belediye yönetimine teşekkür ederim. Ama işçilikte biraz özen gösterirlerse fena olmaz. O iş için o kadar mesai harcıyorlar 15 dakika daha uğraşıp da yamayı orijinal yol ile aynı seviyede yapsalar ne olur? Yamalardan geçerken de takur tukur sesler geliyor. Yama yapanlar tesviye ile uğraşmıyorlar. Tesviye işlemi çok zor birşey değil ki. Az bir gayret ile vatandaşın memnuniyet katsayısı artar. Yapılan iş daha bir mihnete geçer…

  16. 307ler

    nolduda dün yaptıgımız yorumları paylaşmadınız.işinize gelmedi dogrular. sizin medya anlayışınız bu işte yandaş medyasınız bende size yemek ısmarlayayım istedigimi yazayım yazdıklarımız küfür aşalama terbiyesizlik içermiyor ozaman neden yayınlanmıyor .

  17. haklılar

    ahmet abi bizler işten atılmadan önce osman kılavuz giderde fadıl demirel gelirse bu fabrikanı bitişi olur diyorduk ama kimse bize dogru söylüyorsunuz demediler şimdi ne oldu fadıl demirel fabrikayı bitirdi diyorlar fadıl demireli devlet hastanesini önünde işten atılanlar bitirecekti ama müsade etmediler orda daha iyi bisopa yeseydi nasıl kaçıp gidiyordu bakın .birde bu ferudun sanki karabükte adam kalmamış gibi allahın adıyamanlısını burda adam ediyorsunuz belkide oralarda adam yerine bile konulmuyor konulsa burda işi olmaz çünkü onuda aslında çarşı merkezinde bi kaşımak lazım inşallah birgün raslarda ona ben bi kese atarım sırtını yumuşatıverim allah büyüktür.

  18. KARABÜK 78 .307

    Ergün bey M.Ali Şahin’in basın danışmanı olalı hiç Kardemir haberi yapmadı, yanılıyormuyum acaba, bundan sonra yaparmı acaba, bir ara en iyi Kardemir haberlerini yapan ergün beydi, ondanda bu haberlerinin devamını bekliyoruz inşallah.

  19. Hastane

    Allah aşkına bir Karabük’lü olarak yalvarıyorum. Şu ek hastane olayından vazgeçin. Şehrimize yakışır bir devlet hastanesini başka ve geniş bir alana yapın.

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Slow Food hareketi iyi, temiz ve adil gıda için 38 yıldır mücadele veriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Doğal kaynakları korumayı ve temiz gıda üretimini desteklemeyi hedefleyen küresel Slow Food (Yavaş Gıda) hareketinin başkanı Edward Mukiibi iklim krizi ve israfın, gıda konusunda en fazla karşılaştıkları iki büyük sorun olduğunu söyledi.

Dünyanın en büyük gıda hareketlerinden biri olarak kabul edilen Slow Food, “iyi, temiz ve adil gıda” sloganıyla dünya üzerinde 160 ülkede faaliyetler ve farkındalık kampanyaları düzenliyor.

Hareketin çalışmaları hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mukiibi, Slow Food'un 1986'da İtalya'da doğduğunu ve 38 yıldır devam eden serüvenlerinde dünyanın her köşesinden çok sayıda insana ulaştıklarını kaydetti.

Su başta olmak üzere doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması hedefini faaliyetlerinin merkezine aldıklarını belirten Mukiibi, daha iyi bir dünya için çalıştıklarını ve bunu da çevreye ve insana zararı olmayan gıdaların üretimini teşvik ederek, aynı zamanda sorumlu tüketim ve sorumlu üretim bilincini aşılamaya çalışarak gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Slow Food ağı içerisinde çiftçilerden şeflere, öğrencilerden aktivistlere, devletlerden uluslararası organizasyonlara kadar gıda konusunda harekete geçmek isteyen milyonlarca kişiyle çok sayıda kurum ve kuruluşun yer aldığını bildiren Mukiibi, “Sadece maddi olarak destekleyen 100 binden fazla üyemiz var. Ama bu herkesin maddi olarak katkıda bulunmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Aslında paranın satın alabileceğinden çok daha fazlasını yapan topluluklar var. Buna biyoçeşitliliği koruyan yerel toplulukları örnek gösterebiliriz.” dedi.

Edward Mukiibi, hareketin sadece gıda ürünlerini değil gıdanın getirdiği kültürü de korumaya çalıştığını, bu nedenle gıdanın nasıl tüketildiği, hangi tekniklerle pişirildiği ya da nasıl korunduğu üzerine de çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

– Nuh'un Gemisi Projesi

Yok olma tehlikesi altında bulunan bitkisel ve hayvansal ürünleri çevrim içi katalogda bir araya getirdikleri “Nuh'un Gemisi” projesine değinen Mukiibi, “Bu katalogda yalnızca bilimsel veriler bulunmuyor. Kültürel, organoleptik, geleneksel bilgilerle ürünlerin hazırlanması sırasında kullanılan teknikler ve bölgeyle olan bağları da yer alıyor.” diye konuştu.

Proje kapsamında bugüne kadar dünyanın her yerinden 5 bin 300 ürünü korumaya çalıştıklarını dile getiren Mukiibi, şöyle devam etti:

“Bu projede büyük tufan yaşandığında türleri yok olmaktan kurtaran Nuh’un Gemisi'nden esinlendik. Aslında bugün de yine o büyük tufan genetik, kültürel ve geleneksel erozyonla burada. Günümüzde yerel ve geleneksel gıdalar gen aktarımı, gen korsanlığı gibi çeşitli problemle karşı karşıya. Slow Food hareketi ise gıda kültürümüzü korumaya çalışıyor.”

Proje dahilindeki türleri kendi coğrafyalarında korumaya çalıştıklarının altını çizen Mukiibi, iklim değişikliği sonucu artık beslemesi ekonomik olarak tercih edilmeyen, bu nedenle de popülasyonları giderek azalan hayvanları çeşitli teşvikler ve projelerle yeniden tercih edilebilir hale getirdiklerini, bitkiler konusunda ise özelikle yerel gruplar arasında tohum bankaları oluşturduklarını ve tohumların kullanılması için çeşitli ağlar geliştirdiklerini anlattı.

“Afrika’nın Bahçeleri” adlı bir diğer projelerinde, kıtada giderek yaygınlaşan endüstriyel gıda üretimine karşı bir alternatif oluşturmaya çalıştıklarından bahseden Mukiibi, şunları söyledi:

“Afrika’nın geleneksel gıda üretim yöntemlerini korumak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için yerel toplulukları agroekolojik yöntemler çerçevesinde tarım yapmaya teşvik ediyor, konu üzerine eğitim programları düzenliyor, gruplar arasında koordinasyon kurarak bilgi aktarımı sağlıyoruz. Proje 2010 yılında Uganda, Kenya ve Tanzanya'daki birkaç bahçeyle başladı. Bugün Afrika kıtasının çeşitli yerlerinde 5 binin üzerinde bahçe oluşturulmuş durumda. Sosyal medyada her gün yeni bir katılımcının daha kendi bahçesini açtığını görüyoruz.”

– “Üretimde iklim değişikliği, tüketimde israf en büyük sorunlar”

Tüm projelerinde üretim süreçlerinde karşılaştıkları en büyük problemin iklim değişikliği olduğunu ifade eden Mukiibi, özelikle sıcak hava dalgaları, ani yağışlar sonucu yaşanan sel felaketleri gibi aşırı hava olaylarının gıda üretimini zorlaştırdığını vurguladı.

Mukiibi, “Tüm bu yaşananlar gıdaya erişimimizi, gıda güvenliğimizi ve bizim açımızdan yağmuru merkeze almış tarım sistemimizi etkileyecek. İklim kriziyle mücadelede geniş kapsamlı iklim değişikliği adaptasyon çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tüketim noktasında karşılaştıkları en büyük problemin ise gıda israfı olduğu bilgisini paylaşan Mukiibi, “Küresel gıda üretiminin neredeyse yarısı tabağımıza ulaşamadan israf ediliyor. Bununla birlikte enerji, kaynak, çiftçilerin o ürünleri üretirken harcadıkları zaman da israf edilmiş olunuyor yani gıda israfı tabağımızın çok ötesinde. Çünkü bir ürün yetiştirirken çok fazla su kullanıyorsunuz, topraktan çok fazla besin maddesi alıyorsunuz. Bunların hepsi israf ediliyor. Gıdaya yapabileceğiniz en büyük saygısızlık onu israf etmek. Ayrıca gıda israfı, doğaya da bir saygısızlık.” değerlendirmesini yaptı.

Özelikle gençlerin önlerine gelen tabağın hikayesini bilmediğine ve daha çok israf ettiğine dikkati çeken Mukiibi, Slow Food olarak bu farkındalığın kazandırılması için her yıl Nisan ayını “gıda israfı ile mücadele ayı” olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.