İki Karabük Hakkında…

İki Karabük Hakkında…

Yayın: 16.01.2018 21:07
Paylaş:
A+ A-

Eski ve yeni Karabük nitelemeleri bizler için çok anlamlıdır.
Bir şeylerin artık eskisi gibi olmadığını hatırlatır.
Gelişmelere tarihsel açıdan bakma olanağı sağlar.
Öyle değil mi?…
İsterseniz bu düşünce çerçevesinde Karabük’e bir bakalım.
Neler değişmiş…
Var olan durum ne ölçüde değişime uğramış.
Kent ne derece olup/bitenlerden etkilenmiş….
İnsanların iyiye,güzele olan ilgilerinde herhangi bir değişim söz konusu değil.
Estetik anlayış plansızlıktan/krizden etkilenmiş görünüyor ama yine de ona olan ilgi devam ediyor.
Bunlar ,mutluluk verici göstergeler.
Ama,kentin eskiye yönelik devinimini yakalama açısından yeterli olabilecek performansı göstermesi olanaklı görünmüyor.
Geçmiş zamanda Cumhuriyet kenti Karabük,her türlü güzelliği sosyal,ekonomik ve kültürel açıdan görmüş ve yaşamıştır.
Kuruluş sürecini kısa zamanda tamamlamış,yükselme sürecini çok ihtişamlı bir biçimde geçirmiştir…
Karabük sosyetesinin bir dönem İstanbul,Ankara,İzmir,Bursa ve Adana sosyetesinden hiçbir farkı yoktu.
İnsanlar ,bu kentlerin insanlarıyla birlikte aynı anda sosyo-kültürel aktivitelerden yararlanması bir vaka idi.
Karabük,kent kıpırdanmaları açısından birçok sosyologun ilgisini üzerine çekmiş bir kenttir.
Ağır sanayi ve köylü kültürün sentezinden oluşan bu melez oluşum birçok sosyologu Karabük’te araştırmaya yapmaya itmek zorunda bırakmıştır….
Neden?
Yeni biçimlenmeye başlayan Cumhuriyet toplumunu daha iyi yakından tanımak için…
Cumhuriyet’e özgü işçi sınıfının ortaya çıktığı tek kent,gerçekten Karabük’tür.
Bu işçilik kavramının geçmiş zamanlarda,ideolojik bağlamda tartışmaya konu olan sosyalizmle hiçbir ilişkisinin olmaması da çok ilginç bir gelişme olmakla birlikte kendi özgünlüğünü de bu açıdan ortaya koymaktan geri kalmamıştır.
Karabük’ün hızlı kalkınması ve gelişmesi,onun Safranbolu’yla birleşmesi projesi çerçevesi içinde 1948’li yıllarda ,ünlü yazar İsmail Habib Sevük’ün önerisiyle “Sumerkent” projesine dahi konu olmasına yol açmıştır.
O Sümer-kent;bugünkü Beşbinevler’dir….
Dünyanın en büyük toplu konut sitesidir.
Karabük’ün gelişmesi ve kalkınması birçok kent tarafından örnek alınacak ve gıpta ile bakılacak bir düzeye ulaşmıştır.
İşte Karabük bir zamanlar kendi içinde geliştirdiği dinamiklerle gıpta ile bakılan ve anılan bir kenttir…
Türkiye’nin her yerinden gelen insanların “iş” ve “aş uğruna” yumak olduğu bu kentte nüfus,sanayileşmenin zorunlu kıldığı ölçüde önemli artış gösterirken,Türk insanın köylülükten kurtulma süreci de böylece başlamıştır.
Daha doğrusu tarihsel açıdan Karabük,”Cumhuriyete özgü kültür üretme sürecine” girmiştir. Karabük tecrübesi,sanayileşme noktasında Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türk insanının başarma azminin somut bir göstergesidir.
Karabük dışında sanayileşme sürecine giren Anadolu kentlerinde ve İstanbul’da azınlıkların imparatorluk döneminden getirdikleri bir deneyim söz konusudur.
Bu kentlerde sanayileşmenin bir alt yapıya sahip oldukları bir gerçektir…
Ancak Karabük,sınıfsal açıdan köylülüğü daha ağır basan ancak yönetici ,teknik kadro açısından da Cumhuriyet kültürünü temsil eden aydın bir kadronun liderliğinde kalkınma ve sanayileşme davamıza başını koymuş insanların birlikte hareketliliğinin bir ifadesidir.
Bu gerçeği unutmamak gerekir…
Şimdilerde kente dinamizm kazandıran en büyük güç üniversite gençliğidir.
Fabrika yapan fabrika söylemi artık kentte heyecan yaratmamaktadır.
Sanayi sektöründen hizmet sektörüne büyük bir geçiş yaşanmaktadır.
Bu konuda en büyük sıkıntı tecrübesizliktir.
Durumun hizmet sektöründe bazı iş kollarında müşteri hizmetleri açısından şikayete konu olma nedeni budur.
Velhasılı kelam…
Kent sosyo-kültürel açıdan büyük bir değişim süreci içine girmiş bulunmaktadır.
Mekan sıkıntısı ve trafik keşmekeşliği kentte yaşayanlara çile çektirmektedir.
Hürriyet caddesi hala popülerliğini korurken…
Gecenin zifiri karanlığı sessizlikle birlikte kentin geleceğine ipotek koymaktadır.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tokat’taki Sebastapolis Antik Kenti depremlerde zarar görmedi

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.04.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

TOKAT (AA) – Tokat'ın Sulusaray ilçesinde bulunan Sebastapolis Antik Kenti, depremlerde zarar görmedi.

İlçede yaşanan 4,7 ve 5,6 şiddetindeki depremlerin ardından Sebastapolis Antik Kenti, Anadolu Ajansı tarafından dron ile görüntülendi.

Antik kentin depremlerde zarar görmediği belirlendi.

Tokat kent merkezine 69 kilometre uzaklıktaki Sulusaray ilçesinin altında yer alan antik kentin ortaya çıkarılması için Tokat Müze Müdürlüğünce 1986'da sondaj kazılarıyla başlayan çalışmalar, sonraki yıllarda kurtarma kazısı şeklinde devam etti. 1991'de ara verilen çalışmalara 2013 yılında tekrar başlandı. Antik kentteki kazı çalışmaları, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Temür'ün danışmanlığında sürüyor.

– Sebastapolis Antik Kenti

Antik kentin bazı kaynaklarda M.Ö 1. yüzyılda kurulduğu ifade ediliyor.

Roma İmparatoru Trajan zamanında M.S 98-117 yıllarında Pontus Galatius ve Polemoniacus eyaletlerinden ayrılarak Kapadokya eyaletine dahil edilen antik kentin 2 bin yıl önce Karadeniz'in en büyük 5 şehrinden biri olduğu belirtiliyor.

Döneminde çok az şehrin sahip olduğu, zenginliğin göstergesi olarak para basma yetkisi bulunan Sebastapolis'in büyük savaşlar, yıkımlar, afetler ile geçiş yollarının değişmesi sonucu eski önemini kaybettiği, zamanla da unutulduğu kaydediliyor.