İlaçsız göz anjiyografisi ile teşhis ve tedavide devrim

İlaçsız göz anjiyografisi ile teşhis ve tedavide devrim

Yayın: 22.06.2017 00:24
Paylaş:
A+ A-

Uzmanlar, böbrek sorunu olan şeker hastalarının veya ilaç alerjisi olan kişilerde damardan ilaç vermeden göz anjiyografisi yapılabildiğini söyledi.

Halk arasında ‘göz anjiyosu’ olarak da bilinen flöreseyn fundus anjiyografisi, özellikle göz sorunları olan şeker hastalarında ve sarı nokta hastalıklarında, çok sık başvurulan bir tanı yöntemi olduğunu belirten uzmanlar, bugüne kadar damardan özel bir ilaç vermeden göz anjiyografisi çekmenin mümkün olmadığını ifade etti. Özel Esentepe Hastanesi Göz Hastalıkları Prof. Dr. Berkant Kaderli, “Birçok hastada böbrek sorunu, hamilelik veya alerji gibi ilaç yan etkileri nedeniyle, göz anjiyografisi çekmek mümkün olmuyordu. Çekilen hastaların bir kısmında ise yoğun bulantı, kusma veya ilacın damar dışına kaçması sebebiyle, ağrı ya da önceden bilinmeyen alerjik reaksiyonlar meydana gelmekteydi. Oysa ilaçsız göz anjiyografisi yöntemi ile bütün bu riskleri ortadan kaldırmak mümkün oldu” dedi.

Görme azlığı veya körlüğe yol açan birçok göz hastalığında, göz anjiyografisi çekmeden tanı ve tedavinin mümkün olmadığını belirten Kaderli, “İlaçsız göz anjiyografisinde, damardan ilaç verilmesine gerek yoktur. Bu yeni teknolojide, ışık dalgaları ile damar içinde akan kan hücreleri kaybedilmektedir. Böylece sinir tabakasını besleyen damarlarda kan akımı olup olmadığı, sinir tabakasının beslenip beslenemediği ve daha birçok ayrıntı, kesin bir şekilde görülebilmektedir. Ayrıca sarı nokta hastalığı gibi sinir tabakasının altında, zararlı damar gelişimi ve damarın cinsi çok erken safhada tespit edilebilmektedir. Böylece, erken ve kişiye uygun tedavi ile çok daha iyi sonuçlar alınabilmektedir. İlaçsız göz anjiyografisinin diğer avantajı ise ilaçlı anjiyografi ile görülemeyen sinir tabakasının altındaki derin dokuların da görülebilmesidir. Bu yeni teknoloji, hastaları riske maruz bırakmadan, erken tanı ve tedavi kolaylığı sağlamaktadır” ifadelerini kullandı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bayburt Üniversitesinin 2022-2023 Sürdürülebilirlik Raporu yayımlandı

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 12:00
Paylaş:
A+ A-

BAYBURT (AA) – Bayburt Üniversitesinin 2022-2023 yılı çalışmalarını ve uyarlanmış hedeflerini içeren 2022-2023 Sürdürülebilirlik Raporu, Teknoloji Transfer Ofisi Uygulama ve Araştırma Merkezince hazırlanarak yayımlandı.

Bayburt Üniversitesinden yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin, Türkiye Yüzyılı vizyonuna adapte ettiği ve 12. Stratejik Kalkınma Planı'nda önemli yer ayırdığı Sürdürülebilir Kalkınma Amacının (SKA), Bayburt Üniversitesinin de kurumsal dönüşüm kapasitesinin merkezinde yer aldığı belirtildi.

Tüm kurumsal sürdürülebilirlik dönüşümünün yanı sıra TÜBİTAK 2209 öğrenci projelerinde de konuya ilişkin araştırmalar yürüten Bayburt Üniversitesinin, özellikle sosyal sorumluluk paradigmasının dönüşümüne yönelik somut adımlar atarak saha aksiyonlarını tasarlamaya başladığı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Raporda SKA'nın 17 başlığının her biri için yapılan etkinlikler ve saha aksiyonları anlatılarak '#HerkeseAnlat' misyonunu temel alan farkındalık ve eğitim çalışmalarına da geniş yer ayrıldı. Geniş raporda aynı zamanda Bayburt Üniversitesinin sürdürülebilirlik yaklaşımına ve politikalarına da yer verildi. 2024 yılında odaklanılan Sıfır Atık Projesi ve GreenMetric verilerinin artan ivmeyle gelişmesi gibi birçok eylemsel katkıyla birlikte sürdürülebilirlik altyapısının daha da güçlenmesi bekleniyor.”

Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, sürdürülebilirlik yaklaşımının Bayburt Üniversitesinin en önemli kalkınma ve kurumsal katkı vizyonu başlıklarından biri olduğuna dikkati çekti.

Tüm kurumsal, bölgesel, milli ve evrensel kalkınma hamlelerinin temelinde geleceğe miras bırakılacak sürdürülebilirlik bilincini esas aldıklarını aktaran Türkmen, şu ifadeleri kullandı:

“Çünkü bizler için tarih, geçmişe olduğu kadar geleceğe de bağlı bir temellendirme ve köken bilincidir. Bugünü geleceğe kök kılmak için, günün ihtiyaçlarını, gelecekteki nesillerin ihtiyaçlarını karşılama kapasitelerinden ödün vermeden karşılamayı amaçlıyor ve tüketilmiş kaynaklar yerine yeni kaynaklar miras bırakmayı hedefliyoruz. Üniversitemizin sürdürülebilirlik faaliyetlerini anlatmak için Teknoloji Transfer Ofisinizin özverili emekleriyle hazırladığımız bu geniş raporun, önümüzdeki yıl daha geniş ve zengin aksiyonlarla gelişmesi için çok çalışacağız ve insanlık tarihinin örselenmiş taraflarını hep birlikte onararak evlatlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakacağız. Bu dünyanın en önemli kurtarıcı ve sürdürülebilir güçlerinden biri ise ülkemiz olacaktır.”