Karabük çok şeyi konuşuyor….
Ancak kendisine bir hal çaresi olamıyor.
Demek ki çok konuşmak bir çözüm değil…
Bir de buna dedikodu üretim merkezinin olmayacak şeyleri kendi çıkarları doğrultusunda çözme çabasını ekleyecek olursak işin nerelere vardığını kavramış oluruz.
Hani bizde bir laf vardır…
Bilirsiniz….
Leyleğin ömrü laklakla geçermiş diye….
Kimilerinin ağzı da çuval değil ki büzesin….!
Şimdi gelelim asıl meseleye….
Karabük bugünlerde neyi konuşuyor…
Kent ormanı…
Ne olmuş kent ormana…
Sahipsizlikten mezbele olmuş.
Bunun konuşulacak neyi var.?
Anlayamadım.!
Neden mi?
Sahipsizlik Karabük’ün kaderi değil mi?
Evet.
Esas…
Kent orman güllük gülistanlık olsaydı o zaman şaşıracaktık.
Kim yapmış diye.
Karabük’te bir şeyleri başarmak çok zor.
Dedik ya…
Eşraf yok diye.
O nedenle biz sahipsizliği içselleştirdik.
Her şeyi oluruna bıraktık.
Olursa olur…
Olmazsa olmaz diye.
Devlet yatırımları ile büyüyen…
Bir zamanlar…
67 vilayet arasında kendisine her yönüyle 36.sırada yer bulan bu kente…
Sahip çıkamamak kimlerin sorunu acaba?
bud
adam demişki anlatıyorum anlatıyorum mö diyorlar bir gün kendini mezbahada bulacak ama iş işten geçtikten sonra eli bıçaklı kasaları görünce bunlarda kim diyecek
Anonim
karabukun bu rezil halini gören yabanci misafir ilk önce belediye reisini ayiplar. reis bey karabuke bir civi cakmadi estetik ve dogal bir hizmet olarak. yaptigi hersey estetik yoksunu beton ve celik kontriksiyon bir insan bir baskan bu kadarmi dogaya dusman olur.