KARABÜK’TE YAŞAMAK…!

KARABÜK’TE YAŞAMAK…!

Yayın: 21.11.2020 08:42
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te yaşamak nasıl bir şey….
Böyle bir soruyu nasıl yanıtlardınız.?
En net yanıtınız şu olabilir…
Herkes kendini yaşar.
O nedenle yaşamdan alınan zevk kişiden kişiye değişebilir.

Karabük’te yaşamı birkaç alanda değerlendirmek gerek.
Sosyal…
Siyasal…
Ekonomik.
Kültürel…
Değerlendirme yaparken sayısal verilere güvenmek gerekir mi?
Yoksa yaşadıklarımız /gördüklerimiz ve tanıdık olduklarımız gerçeğimizdir diyerek mi değerlendirme yapmamız gerekir.
İşte burada karar verirken bir müşkülat ortaya çıkıyor.

****
Karabük düşünce alanında kendini yenilemeyen bir kent.
Yerel gazetelere yansıyan tartışmalar bunun güzel bir kanıtı.
“Al gülüm, ver gülüm.” cinsinden beyanatlar.
“Kavga ve gürültüye” neden olacak açıklamalar.
Bu haberlerde tekdüzelik ve tekrarlar var.
Yaşamın bu minvalde şekillenmesi ve sürekli iktisadi süreci konu alması insanların görüş ufkunu ister istemez etkiliyor..
Aynı zamanda düşünmeye itiyor.
Bugün Karabük’te yaşamı sorguladığımızda karşımıza çıkan en önemli sorunu bu husus oluşturuyor.
Yani şehrin tek bir kaynaktan gelen suyla ihtiyacını karşılamaya çalışması ve tek bir pencereden bakışa odaklanması…
Karabük’te yaşamın bu kadar dar bir mekanda şekillenmesi geleceği kucaklayan bir hal değil kuşkusuz…
Bu anlamda çeşitliliğin olmaması yaşamı çevrelenmiş bir alanda soluklanmaya itiyor.
Karabük’teki renkliliği ortadan kaldırıyor.
Bu çok önemli bir durum.
İnsanların bu kentte mutlu yaşayabilmeleri için çeşitliliğe ve hızlı bir değişime ihtiyacı var.
İyi ama bunu yaşama nasıl aksettirebiliriz.?
Bu şimdilik öyle kolay bir şey olarak görünmüyor.
Toplumun kanaat önderlerinin düşünce çekinikliği ve ortak bir paydada buluşamamaları şimdilik önemli bir sorun oluşturuyor.
Karabük’te değişimin hızına bir bakar mısınız?
Farkındalık oluşturabiliyor mu?
Bakın…
Hürriyet caddesi Karabük’ün kalbi…
Orada Karabük’ün nabzı nasıl atıyor.
İzlemeye çalışalım.
Sabahın sakin…
Öğleye doğru artan bir yoğunluk
Ve akşam olduktan sonra zifiri bir yalnızlık.
Hürriyet caddesinin bu görüntüsü Karabük’ü anlatan bir realite değil midir?
Yani…
Çözemediğimiz bir şeyleri…!
Durağanlığı…
Nüfus artışını…
İnsanların birbirileriyle ilişkilerini…
Hürriyet caddesindeki akış bize anlatmıyor mu?…

Evet…
Bu görüntünün üzerinde hiç duran yok…!
İşte Karabük’te yaşamının ilginçliği bence burada kendini gösteriyor.
Sonra belirsiz bir yöne doğru yöneliyor.
Şimdi bu kentte yaşama adına şu soruların not olarak karşılığını verin.?
-Sosyal yaşamı nasıl buluyorsunuz?
-Kültürel yaşamdan memnun musunuz?
-Ekonomik canlılık sizi ne kadar hoşnut ediyor.?
-Siyasetçilerin tutumunu nasıl buluyorsunuz.?

Nasıl?…

Toplamada hata yaptığınızı zannediyorsunuz değil mi?

3 kişi görüş bildirdi

  1. KARABUK

    SAYIN ÜSTAD KARABÜK TE YAŞANILAMIYOR. SADECE İNSANLAR NEFES ALIP VERİYORLAR NASIL NEFES ALMAKSA BU KİRLİ VE DUMANLI HAVADA BUNUN SONUCUNDA ŞÜKÜR EDİYORLAR. ASLINDA KARABÜK TE YAŞAYANLAR ÖLMÜŞ TE HABERLERİ YOK.

  2. Gerçekci

    Kısaca Karabük’den bi halt olmaz…

  3. Gurbetçi

    Hür Kalyoncu bey, zaman zaman yazılarınızı takip eder,sizi severim. Entellektüel bir kişisiniz. BRTV kanalında Aytekin Kuş Safranbolu dan, Jastamonudan da bazı kişiler harika programlar yapıyorlar. Siz,de BRTV de haftada bir Karabük ile ilgili programlar yapsanız güzel olur. Biz gurbetçiler de,seni zevkle seyrederiz. Selamlar, sevgiler, hürmetler üstad.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çime alternatif bitkiler su verimliliğini artırırken yaban hayatına fayda sağlıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, çok fazla su tüketen çimlerin biyolojik çöl olarak adlandırıldığını, bunun yerine kullanılacak alternatif bitkilerin yaban hayatı için de faydalı olacağını söyledi.

Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda 31 Ocak 2023'te başlatılan “Su Verimliliği Seferberliği” kapsamında “Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033)” genelge ile yürürlüğe girdi.

Bakanlığa bağlı Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün, bu genelgeye dayanarak hazırladığı “Kurakçıl Peyzaj Uygulamaları Rehber Dokümanı” da bakanlığın internet sitesinde yayımlandı.

Kurakçıl peyzaj düzenleme kavramının her boyutuyla ele alındığı rehberde Türkiye’nin, küresel iklim değişikliği etkilerinin yoğun olarak hissedildiği Akdeniz iklim kuşağında yer aldığı ve bu nedenle peyzaj uygulamalarında en üst seviye su verimliliğinin elde edilmesi gerektiği kaydedildi.

Peyzaj uygulamalarında sulama suyunun verimli kullanılabilmesi için su tüketimi yüksek olan geniş çim yüzeyler yerine bölgenin iklim koşullarına uyumlu, su isteği az olan, kuraklığa dayanıklı doğal bitkilerin tercih edilmesi gerektiğinin altı çizilen rehberde 1 metrekarelik çim alanın günde yaklaşık 7-10 litre su tükettiği, bu alanı yaklaşık 20 gün sulamak için kullanılacak suyun, bir kayısı ağacının 1 yıllık su tüketimine denk geldiği bilgisi paylaşıldı.

Çalışmada peyzaj uygulamalarında kullanılan çim alanların tamamının kurakçıl peyzaja dönüştürülmesi ile yüzde 80'e varan su verimliliği sağlanabileceği belirtildi.

– Alternatif bitkiler

Rehberde, ihtiyaç duyulan su miktarının ve peyzaj tasarımında seçilen çim türünün, alanın özelliklerine uyup uymadığının önceden araştırılması gerektiği vurgulanırken çim yerine kullanılabilecek alternatifler de sunuldu.

Bunlardan biri olan kamışsı yumak adlı çim türü, en kuru şartlarda bile yeşil yapraklarını ve dokusunu korurken, az miktarda gübreye ihtiyaç duyuyor ve bu özelikleri dolayısıyla çim karışımlarında sıkça tercih ediliyor.

Yoğun çim tabakası oluşturabilen bir diğer alternatif çayır salkım otu, sık biçme ve yoğun kullanıma dayanıklılığıyla ön plana çıkarken, spor sahalarında, park ve bahçelerde kullanılabiliyor.

Bermuda çimi, sıcak ve nemli ya da sıcak ve yarı kurak bölgeler için önerilen bir tür olarak, koyun yumağı türü de kuraklığa ve hastalıklara dayanıklılığıyla alternatifler arasında yer aldı.

Uygun alanlarda çim yerine kullanılabilecek diğer bitkiler arasında ise damkoruğu, acı damkoruğu, Japonya ipeği, kara yosun, fare kulağı, ak üçgül, Japon süpürgesi, Cezayir menekşesi, yıldız halısı ve lavanta gösterildi.

– “Ege ve Akdeniz'de çimler ortalamanın üzerinde su tüketiyor”

Prof. Dr. Doğanay Tolunay peyzaj malzemesi olarak kullanılan çimin neden olduğu su tüketimiyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Çimin estetik kaygılar sebebiyle çok fazla tercih edildiğini öte yandan bu bitkinin kullanımının su tüketimi başta olmak üzere birçok problemi de beraberinde getirdiğini kaydeden Tolunay, “Mayıs sonu haziran başı itibarıyla, eylül, ekim aylarına kadar neredeyse her gün çimlerin sulanması gerekiyor.” dedi.

Tolunay, Ege ve Akdeniz bölgelerinde sulamanın daha erken aylarda başlaması gerektiğini, bu bölgelerde 1 metrekare çimin günlük su tüketiminin, ortalamanın üzerinde, 15 litreye kadar çıkabildiğini aktardı.

İklim koşulları nedeniyle nemli kuzey ülkelerinde çimlerin su ihtiyaçlarının bu yoğunlukta olmadığı bilgisini paylaşan Tolunay, “Türkiye’nin büyük bir çoğunluğunda özelikle yaz ayları kurak olduğu için çim kullanımının, su tüketimini artıran bir faktör olduğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Su tüketimin yanı sıra çimlerin sürekli biçilmesi ve gübrelenmesi gerektiğini, bunun da ciddi bir maliyeti olduğunu bildiren Tolunay, çim yerine her bölgenin kendi iklim koşullarına uygun alternatif bitkilere yönelmesi tavsiyesinde bulundu.

– “Ada çayı, kekik gibi bitkiler peyzaj olarak kullanılabilir”

Türkiye’nin bitki türü çeşitliliği açısından zengin bir ülke olduğunu dile getiren Tolunay şunları söyledi:

“Çimin yerini alabilecek alternatifler genellikle çok yıllık bitkilerdir. Otsu ya da odunsu olabilir. Bölgeden bölgeye değişiklik gösterirler. Herkesin bildiği ayrık otu bunlara örnek olabilir. Bu ot çok hızlı yayılabilir, su görmediğinde sararsa da azıcık bir suyla hemen kendini toparlayabilir. Örneğin Ege ve Akdeniz’de damkoruğu kullanılabilir. Bunlar yapraklarında suyu biriktirir ve Türkiye’de de doğal olarak mevcutturlar. Suyu depoladıkları için uzun süre susuzluğa dayanabilirler. Bunun dışında çeşitli uygun çalılar olabilir. Ladenler olabilir, yabani güller olabilir. Yine Ege, Akdeniz’de ada çayı, kekik gibi bitkiler de peyzaj olarak kullanılabilir.”

Çim yerine İç Anadolu'da sıklıkla görülen bodur alıç ağaçlarının da kullanılabileceğinden bahseden Tolunay, “Bunların aynı zamanda meyveleri vardır ve bu meyveler de kuşlar, arılar için, yaban hayatı açısından iyidir. Çimler çiçek açmaz, çimlerin olduğu yerlerde kelebekleri, arıları, böcekleri pek fazla göremeyiz. O yüzden bilimsel olarak da biyolojik çöl olarak adlandırılırlar.” diye konuştu.

Tolunay, sadece bitki türlerini değiştirmekle değil, yağmur suyu hasadı, malçlama gibi uygulamalarla da su verimliliğinin en üst düzeye çıkarabileceği değerlendirmesini paylaştı.