Karabük’te Yaşamak…!

Karabük’te Yaşamak…!

Yayın: 25.06.2016 08:35
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te yaşamak nasıl bir şey….
Böyle bir soruyu nasıl yanıtlardınız.?
En net yanıtınız şu olabilir…
Herkes kendini yaşar.
O nedenle yaşamdan alınan zevk kişiden kişiye değişişebilir.

Karabük’te yaşamı birkaç alanda değerlendirmek gerek.
Sosyal…
Siyasal…
Ekonomik.
Kültürel…
Değerlendirme yaparken sayısal verilere güvenmek gerekir mi?
Yoksa yaşadıklarımız /gördüklerimiz ve tanıdık olduklarımız gerçeğimizdir diyerek mi değerlendirme yapmamız gerekir.
İşte burada karar verirken sorun ortaya çıkıyor.

Karabük sayısal verilere bakıldığında Karadeniz Bölgesinin refah düzeyi en yüksek ve ileri kenti.
O’nu Zonguldak takip ediyor.
Karadeniz’de refah düzeyi en düşük kent olarak Ordu kenti görünüyor.
Karabük’ün refah sıralamasındaki yeri 28
Ordu ilinin ise 62
Bu sayısal refah düzeyi ile gerçek yaşantımız arasında bağ kurmaya çalıştığımızda gerçek nedir sorusu kafaları kurcalamakta…
Bizleri yeni verileri araştırmaya yöneltmektedir.

Karabük düşünce alanında kendini yenilemeyen bir kent.
Yerel gazetelere yansıyan tartışmalar bunun güzel bir kanıtı.
“Al gülüm, ver gülüm.” cinsinden açıklamalar.
Bu açıklamalarda bir monotonluk/tekrarlar var.
Hani ne derler…
“Allah işinizi rast getirsin.”
“Tuttuğunuzu altın yapsın.”
Yaşamın bu minvalde şekillenmesi ve sürekli iktisadi süreci konu alması insanların görüş ufkunu ister istemez etkiliyor..
Aynı zamanda düşünmeye itiyor.
Bugün Karabük’te yaşamı sorguladığımızda karşımıza çıkan en önemli sorunu bu husus oluşturuyor.
Yani şehrin tek bir kaynaktan gelen suyla ihtiyacını karşılamaya çalışması ve tek bir pencereden bakışa odaklanması…
Karabük’te yaşamın bu kadar dar bir mekanda şekillenmesi geleceği kucaklayan bir hal değil kuşkusuz…
Bu anlamda çeşitliliğin olmaması yaşamı dar bir alanda soluklanmaya itiyor.
Karabük’teki renkliliği ortadan kaldırıyor.
Bu çok önemli bir durum.
İnsanların bu kentte mutlu yaşayabilmeleri için çeşitliliğe ve hızlı bir değişime ihtiyacı var.

İyi ama bunu yaşama nasıl aksettirebiliriz.?
Bu şimdilik öyle kolay bir şey olarak görünmüyor.
Toplumun kanaat önderlerinin düşünce çekinikliği ve ortak bir paydada buluşamamaları şimdilik önemli bir sorun oluşturuyor.
Karabük’te değişimin hızına bir bakar mısınız?
Farkındalık oluşturabiliyor mu?
Bakın…
Eski adıyla Hürriyet caddesi resmi adıyla Kemal Güneş caddesi Karabük’ün kalbi…
Oradan Karabük’te hayatı anlatmaya çalışalım.
Sabahın sakin…
Öğleye doğru artan bir yoğunluk
Ve akşam olduktan sonra zifiri bir yalnızlık.
Hürriyet caddesinin bu görüntüsü Karabük’ü anlatan bir realite değil midir?
Yani…
Çözemediğimiz bir şeyleri…!
Durağanlığı…
Nüfus artışını…
İnsanların birbirileriyle ilişkilerini…
Bağırtı ve çığırtıları..
Evet…
Bu görüntünün üzerinde hiç duran yok…!
İşte Karabük’te yaşamının ilginçliği bence burada kendini gösteriyor.
Sonra belirsiz bir yöne doğru yöneliyor.
Şimdi bu kentte yaşama adına şu soruların not olarak karşılığını verin.?
-Sosyal yaşamı nasıl buluyorsunuz?
-Kültürel yaşamdan memnun musunuz?
-Ekonomik canlılık sizi ne kadar hoşnut ediyor.?
-Siyasetçilerin tutumunu nasıl buluyorsunuz.?

Nasıl?…

Bunları bir araya getirip toplama yaptığınızda sonuçta bir hata olduğunu tahmin ediyorsunuz değil mi?
Aslında sonuçta hata yok ama…
Yaşadıklarınız ve gördükleriniz siz de böyle bir hissin oluşmasına yol açıyor…
Öyle değil mi?

Yorumlar

  1. karabük düşmanı

    SAYIN HOCAM KARABÜK ŞEHİR MERKEZİNİN YAŞANABİLİR BİR YER HALİNE GELMESİ, AKŞAM SAATLERİNDE HAYATIN DURMAMASI, CIVIL CIVIL OLMASI İÇİN İNSANLARIN ORADA YAŞAMASI İKAMET ETMESİ GEREKİR. BUNUN İÇİNDE YENİŞEHİR CAMİSİNDEN SOĞUKSU YA KADAR OLAN BÖLGENİN YIKILARAK YENİDEN YAPILMASI GEREKİR.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Emekli ziraat mühendisi kurduğu serada fidan aşılaması yapıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

TOKAT (AA) – Tokat'ın Niksar ilçesinde emekli ziraat mühendisi Kayhan Argun, Türk fındığı fidanlarına aşılama yaparak satıyor.

Kayhan Argun, emekli olduktan sonra kurduğu serada fındık aşılaması yaparak isteyenlere gönderiyor.

Argun, AA muhabirine, geçen yıl Tarım ve Orman Müdürlüğünden emekli olduğunu söyledi.

Fide ve fidan yetiştiriciliği için sera kurduğunu belirten Argun, “Ceviz ve fındık fidanları üretiyorum. Yabani cevizlere Amerikan chandler ve Fransız çeşidini aşılıyoruz. Bir de Türk fındığını, ağaç usulü olan fındığı aşılıyoruz. Geçen yıl yaptık, aşı gayet başarılı. Türkiye'de bunu yapan üç kişiden birisiyiz. İzmir Ödemiş'te, Düzce'de ve Tokat Niksar'da biz varız.” dedi.

Aşılama yapıldıktan sonra verimin güzel olduğunu dile getiren Argun, şunları kaydetti:

“Bahçeleme dediğimiz ışkın alma yok bunda. Bu fındık, direkt ağaç oluyor, üstten dallanıyor. Kök yapısı diğerinden çok farklı. Artık ocak usulü fındıkçılıktan ağaç usulü fındıkçılığa geçiliyor. Makineli tarıma, silkelemeye, budamaya, toplamaya uygun. Talep çok fazla. Aşılama mevsimi Şubat 20'den Nisan 20'sine kadar süren bir zaman. Biz kalem aşısı yapıyoruz. Mevsimlik aşılamamız 5 bin adet.”