Karabük’ün zenginlik haritası kavramı ile ilk önce vurgulamak istediğimiz ne?
İsterseniz önce bu durumu açıklaya çalışalım.
Bu kente hayata veren coğrafyada cazibe merkezi olarak nitelenebilecek,ilgi çekici,insanlar tarafından seyrine ve anlatımına doyumu olmayan tarihsel , doğasal ve kültürel özelliğe sahip her şey..
Daha doğrusu bu düşünceyi ve kavramı besleyen her kaynak,entelektüel envanteri oluşturan unsurlar olarak tanımlanmaktadır.
İnsan unsuru da bu kavramın olmazsa olmazlarındandır..
Çünkü bütün haritalar insanlara yol gösterir,hedefe ulaşmalarını kolaylaştırır,daha doğrusu bizlerin mutluluğu içindir…
Orman bu zenginlik haritasının olmazsa olmazıdır.
O’nun bu zenginliğinden günümüz için gerekli bir biçimde istifade etmek en doğal talebimizdir.
Ancak edebiliyor muyuz?
Tarihi eserler,mağaralar,kral mezarları,tapınaklar,hamamlar,tiyatro binaları,kütüphaneler ve şatolar,bunları dünya insanlığının görgü ve bilgisine sunabiliyor muyuz?
Geçmişe ait birikimi geleceğe taşıma konusunda bir kaygı taşıyor muyuz?
Böyle bir bilince sahip miyiz?…
Karabük’ün zenginlik haritası o kadar büyük hazinelerle dolu ki,üretici bir düşünce yapısına sahip olmadığımız için varlıklarımız heba olup gidiyor,adeta tükeniyor…
Hem de göz göre göre…!
Bu gerçekten ülkemizin geleceği açısından çok üzüntü verici bir durum…
Karabük’ün zenginlik haritasının kültürel ve doğasal anlamda Türkiye’ye katkısı acaba ne zaman gerçekleşecek?…
Böyle bir katkının olabilmesi için önce Karabük’ün kendini keşfetmesi,keşfettiği bu güzelliklerinin tanıtımını yapması , tanımını ve tanıtımını yaptığı bu güzellikleri etraftakilerle paylaşımını çok iyi bir biçimde gerçekleştirmesi gerekiyor.
Karabük’ün zenginlik haritasının kaynakları nelerdir?
Karabük’ü oluşturan kendisi ile birlikte 6 ilçenin keşfedilmemiş,gün yüzüne çıkarılsa bile çevre ile paylaşımı yapılmamış güzellikleridir.
Tek sektörlü,devletçi bir yaklaşımla kalkınma çabalarının tarihe karıştığı günümüzde içinde yaşadığımız dünyayı ve değişimleri kavramadan,anlamadan ayakta durmanın olanaksız olduğunu görmekteyiz.
Bu anlamada günümüzde akılcı politikalar üretmek gerekmektedir…
Zenginlik haritamız o kadar keşfedilmemiş ve tanımlanmamış bakir güzelliklerle dolu ki,bu güzelliklerle inanın çok sayıda kitap yazılabilir,nobele aday olabilecek romanlara konu olunabilir…
Zenginliklerimizin derinliklerinde bu birikimi gerçekten çok iyi tespit edip görmek gerekir…
Bu harita ;sihirli bir el,yatırımcı bir zihniyet,reklamcı bir yaklaşım bekliyor.
Ondan sonrası kolay…
Bizim hizmet sektörüne vereceğimiz değer ölçüsünde önümüzü görmemiz netlik kazanacaktır.
Bundan hiç kimsenin kuşku duymaması gerekir.
Bu arada konuya ilişken kayda değer tek haber ilimize ait tabiat ve kültür varlıklarının envanteri çıkarılıp kitaba taşınma gayreti içine girilmesi olmuştur.
Aslında geç kalınmış bir kültürel toparlanma girişimidir.
Safranbolu’yu bir tarafa bırakacak olsak bile Hadrianauopolis ZEUGMASI dahi tek başına büyük bir zenginlik kaynağıdır.
Bir de buna Eskipazar , Köyceğiz Köyü’ndeki VII.Kleopatra yazıtlarını eklediğinizde muhteşem bir iş yapmış olursunuz.
Daha Sipahiler Köyündeki demir küresine (Ocağına) gelmedik bile…
Öyle değil mi?
Neymiş…
Turizm Haftasıymış….
Sevsinler…
Bunları değerlendiremedikten sonra …
Ne haftası olursa olsun.
Öyle durduk yerde kendi kendine…
Gelin güvey olmaya gerek var mı?
