0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

1

Bu kentte yaşayanların temel sorunlarından birisi nedir?
Şöyle bir düşünün bakalım…
Ben söyleyeyim…
Kenti şekillendirecek ve geleceğini kurtaracak iradeye sahip olmamak.
Yani…
Hep çıkarlarımızı düşünerek hareket etmek.
Gözümüzde her nesnenin meta olarak bir değeri var…
O meta elimizde azalmaya başlayınca yenisini üretme noktasında yeni düşünceler üretemiyoruz…
Üretmiş olduğumuz düşünceleri birbirimizle paylaşamıyoruz…
Daha doğrusu bu konuda bir araya gelemiyoruz…
Bir araya geldiğimizde ben yaptım sen yaptın kavgasıyla işleri sürüncemede bırakıyoruz…
İşleri bir türlü toparlayamıyoruz.
Çıkar cephelerinden birbirimize saldırıyoruz.
İş bitirme noktasında enerjimizi verimli kullanmıyoruz.
Öyle değil mi?
Daha önceki yazılarımda da değindiğim gibi…
Gerçekten Karabük’ün bir fikir platformuna ihtiyacı var…
Var olan STK’ları da bu platform düzleminde sorumluluk almaya davet etmek gerekiyor.
Yani esas mesele şu…
Taşın altına elini sokabilecek kimselere ihtiyaç var.
Neden var?
Değişik düşüncelerin ortaya çıkması ve tartışılması için…
Neden var?
Ortak çıkarlarda toplumsal kaynaşma,dayanışma ve birlikteliğin sağlanması için…
Neden var?
Ortak aklın devreye sokulması için…
Karabük dışarıdan yatırımcı arayan kent durumunda…
Elin adamı kendi memleketi dururken olanakları sınırlı bir yere neden yatırım yapsın…
Siz olsaydınız yapar mıydınız?
O halde Karabük’ün geleceğini tartışırken durumumuzu iyi tahlil etmekte yarar var.
Öncelikle iş yapma meşalesini kendi içimizde alevlendirmeliyiz…
Kendi öz sermayemize ve kendi insanımıza güvenmeliyiz…
Karabük kendine ait sermayeyi yatırıma dönüştürerek ve bu kentin önünü açarak,iş ve istihdam alanları sağlayarak çevresini mutlu kılabilir.
Ortak akla böyle durumlarda çok büyük ihtiyaç var.
He zaman söyleriz.
Bir elin nesi var…
İki elin sesi var.
Karabük’ün bugüne kadar meselelerini çözümleyememesinde bu durumun büyük rolü olmuştur.
Hele hele bazı kişilerin atandığı makamlardan medet umarak iş takibi yapmaya çalışması ve etrafını memnun etme çabası nefret uyandırmıştır.
O nedenle biz kendimize bakalım.
Meşaleyi kendi ateşimizle yakmayı öğrenelim.
Yakmak yetmez…
Bir de onu havaya kaldırarak tutmayı öğrenmek gerek.
Neden mi?
Etraf iyi aydınlansın,gerçekler görülsün diye…!