Nasıl Bir Karabük Mü?

Nasıl Bir Karabük Mü?

Yayın: 08.01.2018 22:16
Paylaş:
A+ A-

Karabük Kent Konseyi Sayın Özcan Büyükgenç’in başkanlık yaptığı dönemde çok anlamlı bir etkinlik düzenlemişti.
Gençlere, “2023’te Nasıl Bir Karabük’te Yaşamak İsterseniz” diye düşünceleri sorulmuştu.
Ne kadar anlamlı ve güzel bir soru değil mi?
Çünkü…
Karabük’ün kıymetini biz bilemedik.
Bari onlar bilsinler…
Yaşadıkları yeri önemsesinler.
Bizler bir kent kurduğumuzu zannettik.
Bu duygularla sevindik.
Duygularımızı tüm Türkiye ile paylaştık.
Yazdığımız kitaba adını koyduk…
“ Cumhuriyet Kenti Karabük” dedik.
Ama….!
Bu başlık ile Karabük’teki çarpık yapılaşma arasında bir bağlantı kuramadık.
Cumhuriyet modernleşmeyi konu alırken acaba bu anormal durumda neyin nesidir diye kendimize sormaktan edemedik.
Bakın…
Bugün Karabük inşaat şehir halinde…
Birçok yapı geri dönüşümü bekliyor.
Adeta çöplük gibi.
Estetik diye bir şey yok.
Betonlaşmış hiçbir mimari kaygı taşımayan yapılar topluluğu kenti çevreliyor.
Ve kentin geleceğini tehdit ediyor.
İyi ama kent bu hale nasıl geldi.?
Bunun…
Cevabını verebilecek olan var mı?
Yok.
Bakın şimdilerde DDY’dan alınmış olan arazinin ne olacağı hususu bugün için kafa karıştırıyor.
Meşhur “Arıcak vadisi.”
Eskinin buğday tarlası
Orada kaplıca denilen Karabük’e özgü buğday üretimi çok meşhurdu.
Sanayileşme süreci ile birlikte unutuldu.
Arazi DDY’na tahsis edildi.
O gündür bugündür şehrin ortasında kentsel mekan bütünlüğünü engelleyen ucube olarak dikkat çekmektedir.
Şimdilerde Belediye’ye devredilmiş olan bu arazi Karabük’ün en önemli mevzi taşı olarak önemini korumaktadır.
Ama aynı zamanda iştah kabartmaktadır.!
Birçok yatırımcının ilgi alanındadır.
Bunun yanında bir de Karabük gerçeği vardır.!
Karabük’e bina mı yapmak gerekir yoksa yeşil alan mı?
Her bina bir ısınma kaynağıdır.
Betonlardan çevreye yansıyan ısı ,hava kirliliği ile birleşince yaşamı tehdit etmektedir.
Bilindiği gibi atmosferdeki sera gazı etkisi iklim krizlerine neden olmaktadır.
İlkbahar’da yağan dolu ve yağmur nedeniyle alt geçitlerde oluşan yapay dehlizler bunun en güzel örnekleridir.
Evet…
Son demde…
Karabük’e bakış açısını değiştiremedik.
İnşa ettiğimizi sandığımız kenti içinden çıkılmaz hale getirdik.
Bugün…
Geçmişte yaptığımız hataların günahını çekiyoruz.
Ah/vah çekmemizin nedeni bundan.
Acaba gençler bizim hakkımızda ne düşünürler.?
Yapılanları affetmeleri mümkün müdür?
Bu bakımdan…
Gelecek kentsel açıdan hiç manidar görünmüyor…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Emekli ziraat mühendisi kurduğu serada fidan aşılaması yapıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

TOKAT (AA) – Tokat'ın Niksar ilçesinde emekli ziraat mühendisi Kayhan Argun, Türk fındığı fidanlarına aşılama yaparak satıyor.

Kayhan Argun, emekli olduktan sonra kurduğu serada fındık aşılaması yaparak isteyenlere gönderiyor.

Argun, AA muhabirine, geçen yıl Tarım ve Orman Müdürlüğünden emekli olduğunu söyledi.

Fide ve fidan yetiştiriciliği için sera kurduğunu belirten Argun, “Ceviz ve fındık fidanları üretiyorum. Yabani cevizlere Amerikan chandler ve Fransız çeşidini aşılıyoruz. Bir de Türk fındığını, ağaç usulü olan fındığı aşılıyoruz. Geçen yıl yaptık, aşı gayet başarılı. Türkiye'de bunu yapan üç kişiden birisiyiz. İzmir Ödemiş'te, Düzce'de ve Tokat Niksar'da biz varız.” dedi.

Aşılama yapıldıktan sonra verimin güzel olduğunu dile getiren Argun, şunları kaydetti:

“Bahçeleme dediğimiz ışkın alma yok bunda. Bu fındık, direkt ağaç oluyor, üstten dallanıyor. Kök yapısı diğerinden çok farklı. Artık ocak usulü fındıkçılıktan ağaç usulü fındıkçılığa geçiliyor. Makineli tarıma, silkelemeye, budamaya, toplamaya uygun. Talep çok fazla. Aşılama mevsimi Şubat 20'den Nisan 20'sine kadar süren bir zaman. Biz kalem aşısı yapıyoruz. Mevsimlik aşılamamız 5 bin adet.”