Ne Estetiği.?.

Ne Estetiği.?.

Yayın: 17.03.2015 09:49
Paylaş:
A+ A-

Betonlaşma her tarafımızı fena halde sardı.
Mimari yönden estetik kaygıdan uzak yapılar çoğaldıkça çoğaldı.
Bu açıdan bakıldığında…
Her nedense geleceği düşünmek Karabük için lüks olmuş.
Aynı zamanda ortak aklı kullanmama konusundaki ısrarcılık bizi bugünlere taşımış.
Toplumsal bellek yok olduğundan geçmişten kaynaklanan bir zorlamadan bahsetmek de olanaksız.
Tarih dediğiniz şeyin bu memlekette çöp kutusundaki atıklar kadar bile değeri yok.!
Cumhuriyet modernleşmesinin en önemli örneklerinden biri olan Karabük ,belleğini yitirmiş…
Keyfiyet almış başını gitmiş.
İnşaat kapitalizmi kenti ele geçirmiş.
Yeşillik,fidanlık falan dinlemiyor.
Şirinevler’deki yapılaşma bunun en açık kanıtı.
Olmuş,bitmiş durumlar ve gelişmeler karşısında kimlik kaybına uğramış bir kent var karşımızda.!
………………………
Çıkarlar endişe taşımadan geleceği belirlemeye devam ediyor.
Çarpık kapitalist anlayış acımasızca hepimize ders veriyor.
Şimdi bu nokta da hepimizin içini bir endişe kaplıyor.
Allah aşkına…
Bu kentte yaşayan insanları ne ilgilendiriyor.?
Geçim derdi.
Başka…
Yanıt vermek gerçekten güçleşiyor.
Kentin genelinde kendini sele kaptırmış gibi bir manzara var sanki…
Sonuç…
Ne yapacağını bilememe…
Kendi gerçeklerinden uzaklaşma…
Evet…
Birdenbire nereden nereye geldik.
Öyle değil mi?
Şimdi böyle bir ortamda Karabük Belediyesi’nin Kent Estetiği Komisyonu kurma girişimi ne anlama gelir.?
Düşünmek gerek.
Hemen söyleyelim.
Karabük’te bolca ceza veren bir komisyon olarak tarihe geçer.
Başka bir işlevi olur mu?
Olmaz…
Olursa da pek fayda vermez.
İnandırıcı olmaz.
Estetik kavramından bihaber olan bu kentte…
O’nu değersiz kılanlar ve hiçleştirenler belli iken.
Kentin içinin beton yığını haline gelmesi bir vaka…
Bu durumdan geri dönüş mümkün değil.
Kent Estetiği Komisyonu ne yapacak.
Sadece eski binalara yasal uyarı yapacak.
Kendinize çeki düzen verin diyecek.
Bu uyarıya uymayanlara da bol miktarda ceza kesecek.
Peki kentin estetiğinde bir değişme olacak mı?
Hayır…
O zaman da insan kendi kendine şu soruyu soruyor.
Kent Estetiği Komisyonu niçin kuruldu?
Yanıtı kendi içinde…
Ne diyelim.?
Hayırlı işler beyler…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Altınbaş Üniversitesi öğretim üyeleri sosyal sorumlulukla ilgili söyleşi gerçekleştirdi

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Altınbaş Üniversitesi, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile gerçekleştirdiği söyleşide sosyal sorumluluk konusunu masaya yatırdı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesinin düzenlediği söyleşide, evsiz bireylere yardım elini uzatan Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüleri ve öğretim üyeleri bir araya geldi.

Açıklamada söyleşideki konuşmasına yer verilen Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Ayşegül Bayraktaroğlu Güner, İşletme Fakültesi öğrencilerinin, Sosyal Sorumluluk ve Kariyer Planlama dersi kapsamında, gruplar halinde, derneğin günlük rutin faaliyetinde, yemeklerin paketlenmesi, taşınması ve dağıtılması sürecinde gönüllü olduklarını belirtti.​​​​​​​

Öğrencilerin, sistematik bir faaliyet dahilinde, dezavantajlı gruplarla iletişim kurarak sosyal fayda yaratılması ve gönüllülük ruhu hakkında deneyim kazandıklarını anlatan Güner, “Bu deneyimin, öğrencilere yaşam boyu benimseyecekleri ve uygulayacakları değer ve prensipleri kazandırdığına eminim. Umarım tüm öğrencilerimiz, yeni gönüllü faaliyetler başlatma için inisiyatif alacak, katılımcı olacak ve çevresine de bu etkiyi aktaracaktır.” ifadelerini kullandı.

Altınbaş Üniversitesi ​​​​​​​​​Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü​​ Öğretim Üyesi Dr. Deniz Akgül, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile ortak gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk projesinde, öğrencileriyle birlikte 12'şer kişilik 3 grup halinde 3 akşam yemek dağıtımında aktif rol aldıklarına değindi.

Akgül, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Coşkulu katılımları, gönüllü olarak topluma hizmet etmenin ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Her bir öğrenci, küçük bir katkının bile insanların hayatlarında fark yaratabileceğini deneyimledi. Ders kapsamında yapılan bu etkinlik, empati ve yardımlaşma duygularını da güçlendirdi. Öğrencilerimiz, birlikte çalışmanın ve bir amaç uğruna bir araya gelmenin getirdiği güçlü bağları hissetti. Bu deneyimin, onların gelecekte daha büyük toplumsal sorumluluklar almalarına ilham vermesini umuyorum.”

Çorbada Tuzun Olsun Derneği Başkanı Evren Tüfekçi de dernek olarak Taksim'de Gezi Parkı civarında yaşamlarını geçiren, ufak kazançlar elde ederek hayatta kalmaya çalışan evsiz bireylere destek olmaya çalıştıklarının altını çizdi.

– “6 bin 430 gönüllümüz var”

Gönüllülüğün sürdürülebilir olmasına dikkati çeken Tüfekçi, “Perşembe günleri tek kişiydim yanıma bir kişi arıyordum. Ama 7 yılda gönüllü ağımız arttı, 6 bin 430 gönüllümüz var. Sizin gibi üniversitelerin, akademisyen ve öğrencilerin desteği bizim için önemli. Gönüllülerimizin yüzde 85-90'ı üniversite öğrencilerinden oluşuyor. İnsanın böyle erken bir döneminde bu farkındalığa varması bireysel gelişimleri ve gelecek hayatları için önemli. Kariyerlerin açısından da önemli. Bu sürecin liselilere kadar inmesi gerekiyor.”açıklamasında bulundu.

Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüsü olarak çalışan Altınbaş Üniversitesi öğrencisi Qasim Ali ise dernekle yaptığı faaliyetlerin empati kurmasına yardımcı olduğunu aktararak, “Beni derinden etkileyen şey ise bu modern dünyada tüm ayrıcalıklar ve kolaylıklara rağmen, insanların hala temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmeleriydi. Bu yüzden bu sosyal sorumluluk bilinci dersini ve Çorbada Tuzun Olsun deneyimini çok değerli buluyorum.” yorumunu yaptı.