NEVRUZLA GELEN ŞİFA – SAÇRATKU

NEVRUZLA GELEN ŞİFA – SAÇRATKU

Yayın: 20.03.2023 12:49
Paylaş:
A+ A-

İlk Bahar geldi. Biliyoruz ki; ilk bahar 21 Mart’ta başlıyor ve bu başlangıç bayram yapılarak kutlanıyor. Nevruz kutlamaları, Türklerin çok eski bir geleneği. Sanırım bu gelenek Şaman olduğumuz dönemlere kadar uzanıyor.

İlk baharın gelişi, diğer milletlerce de kutlanmış. Yeni bir başlangıç olarak kabul görmüş. Hal böyleyken, yılbaşının bu gün olması mantıklı olurdu.Yeni yılın ilk günü, doğanın canlanmasının ilk gününü temsil etseydi keşke. Olsaydı, olabilseydi, Yaradanın kurallarını dikkate alarak hareket etmiş olacaktık…Mevcut durumumuzdaysa, insanoğlu yılbaşı gününü, siyasi çekişmelerle, siyasi üstünlüklere göre belirlemiş bulunuyor. Bu da, Allah’a karşı bir tür nankörlük olmalı !

İlerleyen günlerde yemyeşil otlar toprağı kaplayacak. Sonrada, çeşit çeşit kır çiçekleri.
Bugünki konumu, bunlardan bir tanesine ayırdım. Püf püf çiçeğine. Yani karahindibaya. Türkler bu bitkiyi Katagan ve Saçratku diye isimlendirmiş. Bana Saçratku uygun geldi. Kendisinin saçaklı gibi bir görünümü olduğundan, saç, saçaklı kelimelerini anımsatarak saçratkuyla bağdaşıyor zihin.

Şifalı bitkiler içinde özel bir yeri var onun . Elbette tüm şifalı bitkilerde olduğu gibi doktorlara danışarak kullanılmalı. Aynı Safa gibi papatyagiller familyasından.Eski zamanlarda, kapı önlerini temizlemek için, çalıdan yapılmış süpürgeler olurdu. Morfolojik olarak da , fonksiyonel olarak ta, bu çalı süpürgelerine benzetiyorum bitkiyi.

Kitabi bilgi olarak, en önemli şifası karaciğer üzerine. Tıpkı enginar gibi. Enginarı,yüksek karaciğer enzimlerini düşürebilmek için uzun süre, bir iki yıl gibi, kullandım. Sonunda, makul bir düzeye indi diyebilirim. Karahindiba, en önemli detoks yapan bitkilerden. Bu nedenle de karaciğere iyi geliyor, safra salgısını artırarak sindirimi de hızlandırıyor.

Karahindibayı karaciğer için kullanırken, mideye çok iyi geldiğini keşfettim. Bu benim kendi deneyimim. Midemde ağrı olduğunda, yahutta hazımsızlık, hemen bir su bardağı saçratku çayı hazırlıyorum. Demleme şeklinde küçük bir cezvede yapabilirsiniz. Küçük bir tutam kuru saçratkuyu, kaynayan suya koyup, ateşi kapatarak beş dakika demleyelim. Kullanırken, bir iki yudum içip, beş on dakika bekleyelim, sonra bir iki yudum daha içelim. Bu içiş yöntemiyle bir su bardağını bitirelim. Göreceksiniz ki, ağrı şıp diye bitecek. Önce, mideden büyük bir gaz çıkışı oluyor ve rahatlama başlıyor. Hazımsızlığa da iyi geliyor. Midenin boşalmasını kolaylaştırıyor. Mide hastalarının işine çok yarıyor. Kendimde denediğim için rahat yazıyorum. Yıllardır onsuz hiç bir yere gitmiyorum.

İkinci etkisi tansiyon üzerine. Tansiyonu düşürücü etkisi var.Bu etki; belki yüksek potasyum içeriğindendir, belki de diüretik etkisinden. Diüretik olması, aynı zamanda, böbrekleri çalıştırdığını gösteriyor. Böbrekleri de boşaltıyor, temizliyor. Uğradığı her yeri temizliyor. Dediğim gibi o bir süpürge !

Eski zamanlarda, gözde oluşan trohomda da kullanılmış fakat, ben vücudun tüm temizlik işlerinde, kullanılabileceğine inanıyorum. Damarları, karaciğeri, böbreği, mideyi, kanı temizliyor.Kanada;nın Windsor kentinde biliminsanları, karahindiba çayı ile kronik miyelomonositik kan kanseri hastasını iyileştirmeyi başarmışlar. Buradaki çay benim kendi kendime yaptığım çay değil etbette. Laboratuavar ortamında, Extrak şekline getirilmiş çay.

Yine hatırlatmak istiyorum ki, doktorunuzla görüşmeden hiçbir bitkiyi kullanmayınız. Çünki kullandığınız ilaçlarla etkileşime girebilir ve zarar görebilirsiniz. İlaç kullanmasanız dahi mutlaka doktor görüşü alınmalı. Tedavi onların işi ve mesleği.

Onu tanıtabilmek amacıyla buraya fotoğrafını koymakla birlikte, bu bitkiye çok benzeyen bir çok çeşitinin olduğunu belirtmek isterim. Gerçek karahindibayı sapından tanıyabiliyoruz. Onun sapının içi delik, tam bir boru görünümünde, ayrıca sap kısmı sütlü. İncir gibi. Doğada yaygın olarak her yerde bulunuyor. Parklarda, bahçelerde, kaldırım taşlarının diplerinde, yol kenarlarında. Araç güzergahı üstünde olanlar toplanmamalı. Egzoz ile kirlenip toksinleniyorlar. Arsız bir bitki o. Her yerden fışkırması Allahın bize lütfu. Hastalıklarımıza, derdimize derman. Hani derdi veren Allah dermanı da verir derler ya, DOĞRU. Baharın başlangıcı hayın başlaması demek. Hayın başlaması; hastalıklara şifa olacak vesileler demek. O vesilelerin önemlilerinden birisi, işte bizim çiçek. Önemlilerden birisi olması nedeniyle, tabiatta bu kadar yaygın bulunuyor. Çokça olmalı ki herkese yetsin.

Kuruyunca paraşüte benzediği için, ona paraşüt çiçeği de denir… Küçük, iki üç yaşındaki çocuklar, bayılır ona. Püf püf yaparlar ve yapmaktan hiç bıkmazlar. Çocuklar üfledikçe ve rüzgar üfürdükçe, tohumlar etrafa saçılır. Allah onun tohumlarını, etrafa çok kolay dağılacak şekilde yaratmış ki, bol bulunsun. Belkide bu yüzden adı saçratku. Öyle olsa gerek! Sıçrat, emir kelimesinin, eski zamanlardaki kullanımı, saçratmış demek ki. Ne eğlenceli bir dil Türkçe. Sonsuz zevkli. Bende bundan böyle,onun için, saçratkuyu kullanacağım. Çünki doğal yapısına ve özelliklerine en uyumlu isim SAÇRATKU.

Sevgilerimle,
Bu da geçer ya Hu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Emekli ziraat mühendisi kurduğu serada fidan aşılaması yapıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

TOKAT (AA) – Tokat'ın Niksar ilçesinde emekli ziraat mühendisi Kayhan Argun, Türk fındığı fidanlarına aşılama yaparak satıyor.

Kayhan Argun, emekli olduktan sonra kurduğu serada fındık aşılaması yaparak isteyenlere gönderiyor.

Argun, AA muhabirine, geçen yıl Tarım ve Orman Müdürlüğünden emekli olduğunu söyledi.

Fide ve fidan yetiştiriciliği için sera kurduğunu belirten Argun, “Ceviz ve fındık fidanları üretiyorum. Yabani cevizlere Amerikan chandler ve Fransız çeşidini aşılıyoruz. Bir de Türk fındığını, ağaç usulü olan fındığı aşılıyoruz. Geçen yıl yaptık, aşı gayet başarılı. Türkiye'de bunu yapan üç kişiden birisiyiz. İzmir Ödemiş'te, Düzce'de ve Tokat Niksar'da biz varız.” dedi.

Aşılama yapıldıktan sonra verimin güzel olduğunu dile getiren Argun, şunları kaydetti:

“Bahçeleme dediğimiz ışkın alma yok bunda. Bu fındık, direkt ağaç oluyor, üstten dallanıyor. Kök yapısı diğerinden çok farklı. Artık ocak usulü fındıkçılıktan ağaç usulü fındıkçılığa geçiliyor. Makineli tarıma, silkelemeye, budamaya, toplamaya uygun. Talep çok fazla. Aşılama mevsimi Şubat 20'den Nisan 20'sine kadar süren bir zaman. Biz kalem aşısı yapıyoruz. Mevsimlik aşılamamız 5 bin adet.”