Okan Küçük Yorumluyor. 28 Ekim 2022

Okan Küçük Yorumluyor. 28 Ekim 2022

Yayın: 27.10.2022 22:04 |Güncelleme: 31.10.2022 22:33
Paylaş:
A+ A-

Kent Meydanı Projesi’nde Son Durum Nedir ?

Karabük Kent Meydanı  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Karabük Belediyesi işbirliğinde yeniden düzenlenecekti. HAZİRAN AYINDA BU DÜZENLEME BAŞLAYACAKTI. EKİM BİTİYOR…

Karabük’ün çehresini değiştirecek harika bir proje aslında. Millet Bahçesinden Cami’ye, spor aktivite alanlarından yürüyüş yollarına çok güzel bir proje olacak bittiğinde. AMA TABİ ÖNCE BAŞLAMASI LAZIM.

Kardemir’de Müze yapacak oranın bir kısmına Defterdarlığın oradan  Kardemir Kavşağına giden yol kapatılacak orası yeşil alana katılacak. Ve tarihi Yenişehir Anıtı ile Kent meydanı kademeli olarak birleştirilecek . Bundan sonra tüm resmi etkinlikler de Yenişehir Anıtında yapılacak.

Kent Meydanı beton yığını görüntüsünden çıkartılarak vatandaşların istediği gibi yeşillikler içinde bir alan olacak. Ama tabi önce başlaması lazım…

Siyasiler Hizmetkar,  Aslolan Türk Milleti !

Dünya da bazı gelişmiş ülkeler de o ülkenin milletvekilleriyle, o ülkenin öğretmenleri, polisleri, doktorları, hakimleri vs arasındaki maaşlar çok az farklı, makas çok çok az.

Dünya da birçok gelişmiş ülkede kürsü dokunulmazlığı dışında milletvekili dokunulmazlığı da yok. Maaşları haricinde ek ödenek, yolluk falan da yok. Hastane – postane- telefon  vs ayrıcalıklı sosyal hakları da yok.

İnternet var, tıklayınca bunların ve daha fazlasının hepsini görebiliyorsunuz. A Partisi, B Partisi değil meselem. Türkiye’de hükümetler, partiler on yıllardır süregelen bu durumu değiştirmeli.

Şimdi diyeceksiniz ki o zaman kim milletvekili olmak ister ? O zaman gerçekten ülkeye hizmet etmek isteyen, idealist, vizyoner hani bizim yerli tabirimizle ‘bir derdi olanlar’, çözümleri olanlar aday olurlar değil mi ?

Makamlar –  mevkiler güç alma, ayrıcalık edinme yerleri değil sonuçta.

Aslolan, ayrıcalıklı olan, üst düzey yaşam koşulları olan, refah içinde olan siyasiler, hükümetler olmamalı… Sonuçta seçen Türk Milleti. Sonuçta  en iyi hizmeti versinler diye seçiyorlar. Aslolan Türk Milleti’nin refahı, yaşam kalitesinin artması, yükselmesi. Yani siyasiler sadece hizmetkar. Biz seçersek varlar, değil mi ?

Kent Meydanı’na Basın Evi

Ak Parti Karabük Milletvekilleri Cumhur Ünal – Niyazi Güneş, Ak Parti İl Başkanı İsmail Altınöz ve beraberindeki heyet BİRLİK MEDYA ziyaretinde basın için müjde niteliğinde bir bilgi paylaşmışlardı benimle.

Daha önce yorum haber de yazmıştım. Niyazi Güneş, oraya bir BASIN EVİ kuralım, demişti. Karabük’te basın mensuplarını tek çatı altında bir araya getirecek bir Basın Evi’ne ihtiyaç var gerçekten…

Milletvekili Güneş, Basın Evi kurulacağı konusunda bir söz vermişti. Tabi Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin de bu konuya sıcak bakacağını düşünüyorum. Kent Meydanı projesini Bakanlık yapacak. Sayın Güneş, Bakanlığın projesinin içine BASIN EVİ de eklettirdi mi acaba ?

Hem 2 Milletvekili hem Ak Parti İl Başkanı hem Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin bu nokta da uyum içinde- birlik içinde Bakanlık projesine Basın Evi’ni koydurtması Karabük Basını için  atılmış gerçek – ciddi ve tarihi bir adım olacaktır.

Sözle basını sevmek değil,  bu icraatla basını sevdiğini gösterenlere basın da müteşekkir olur…

Kent Meydanı projesi çok güzel bir proje. Er ya da geç başlayacak, er ya da geç bitecek. BİTTİĞİNDE HARİKA BİR ORTAMDA TÜM BASININ BİR ARADA OLABİLECEĞİ BASIN EVİ KURULMASI KONUSUNDA VERİLMİŞ BİR SÖZ VAR.

Bu önemli konuyu bana göre her basın mensubu da takip etmeli…

Karabük’te Kartlar Yeniden Karılmalı !

Karabük siyaseti vizyoner, ufku açık, genç nesiller, genç siyasetçiler yetiştirebildi mi ? Yoksa postu kapan, koltuğa oturan dar bir çevre oluşturup adeta  genç nesile karartma mı yaptı ?

Bu Karabük’te siyaseti bir şekilde ele geçirenler, genç nesile destek mi verdiler, yoksa köstek mi oldular ? Karabük’te on yıllardır neden genç nesil –  gelecek kuşak siyasette söz sahibi olamıyor ? Neden aynı 5-10 kişi her seçim  döneminde Karabüklülerin önüne bir şekilde dayatılıyor ?

O 5-10 kişi olmasa  Karabük yok mu ?  Karabük’te siyaset yok mu ? Varsa yoksa 5-10 kişi mi bu Karabük’ün sahibi ?

Karabük’te  1996’dan beri gazetecilik yapıyorum. Kimler geldi, kimler geçti. Karabük hep varoldu, hep de var olacak…

Çok uzatmayayım. SİYASETÇİLER ÇOK İYİ İNSANLAR OLABİLİR, ŞAHSİYETLERİYLE – KİŞİLİKLERİYLE KİMSENİN DERDİ YOK, AMA SİYASETE YENİ YÜZLER KAZANDIRMA ADINA BAŞARILI OLAMADILAR DEĞİL Mİ ?

Karabük’te değişimin, yeniliğin, genç kuşağın aktif rol almasının mimarı olamadılar değil mi ?

NEDEN ACABA ?

 

 

 

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Başkan Elif Köse, Safranbolu’nun Yerel Yönetim Çalıştayını ve Gelecek Projelerini Konuştu

Yayın: 29.03.2024 10:49
Paylaş:
A+ A-

Safranbolu Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belediye Başkan adayı Elif Köse, 27 Mart Çarşamba günü katıldığı Birlik Medya’da Gazeteci İsmail Akca’nın sunduğu “Seçim Özel” programının canlı yayın konuğu oldu ve çalışmalarına değindi.

Sakin Şehir Safranbolu: Yerel Yönetim Çalıştayı ve Gelecek Projeler

Belediye Başkanı Elif Köse ilk olarak Safranbolu’nun “Sakin Şehir” unvanı almasıyla ilgili şunları kaydetti: “Bizim projelerimizin her biri ayağı yere basan bu kentte olması gereken projeler. Katılımlı Yerel Yönetim Çalıştayı yaptık. Çalıştayın en başında odak grup toplantıları yapıldı. 7 farklı masa 7 farklı konu. Bu 7 konu Safranbolu’yu ilgilendiren başlıklardan oluşuyordu. Safranbolu’nun uzun vadede ihtiyaçlarını belirlemek bu kentin hangi yönde gelişeceği ile ilgili bir hedef koymak adına önce bir çalışma yaptık. Dedik ki kentte ki sivil toplum örgütleri, üniversite ve Safranbolu’yu kendine dert edinmiş her kim varsa onlarla 7 farklı konuda çalışma yaptık. Herkes fikirlerini söyledi. Projeler üretildi. Bu odak grup toplantılarının çıktılarıyla da bir çalıştay yapıldı. Safranbolu bir turizm kenti ve çok özellikli, korunan bir kent. Bu kentin sakin şehir ‘Cittaslow’a ihtiyacı vardı. Ona o kadar çok uyan bir kent ki. Çünkü tüm geleneklerini, göreneklerini, gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen tüm yerel kimliğini, kültürel kimliğini gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen bir kent.”

İklim Değişikliğiyle Mücadele Eden ve Turizmi Canlandıran Bir Kent

Başkan Köse, kentin geleceğiyle ilgili olumlu gelişmelerin vurgulandığını işaret ederek iklim değişikliği ve doğal afetlerle mücadele konusuna işaret etti: “Esas amaç bu kentin gelecek vizyonunu belirlediğimizde ortaya çıkan kriterlerin de bu ağın kriterlerini çok uygun olması.  Biz şunu istiyoruz. Diyoruz ki iklim değişikliğiyle, kriziyle mücadele eden, afetlere dayanıklı kendi potansiyelini en verimli şekilde kullanan bir kent olsun bu kent. İçinde yaşayan insanlar huzur bulsun. O kentte yaşadıkları için mutlu olsunlar. En önemlisi de bakın kendi potansiyelini kullanan bunu daha üst seviyeye çıkaran ve gelecek nesillere de hazır bir kent olsun. Biz kendimizin elindeki imkanları bu kent için kullanalım. Yetmezse dışarıdan alırız. Yetmez diye bir şey de yok. Biz aslında kendi kendine de yetebilecek nitelikte bir kentiz. Elimizde bu türlü imkanlarımız da var. Bizim önceliğimiz hep bunları kullanmaktan yana. Avrupalı turistin de dikkatini çekmeye başladık. Avrupalı turist de gelmeye başladı. İstatistiki sayılara bakarsanız yabancı turist girişinde yüzde 300-400’e varan artışlar var artık. Bir de konaklama gün sayısı 0.69’dan 1.70’lere çıktı. Bizim hedefimiz 2’ydi zaten. Yapılması gereken, alınması gereken önlemler, eylemler ve projeler vardı. Biz bu bunları hayata geçirdikçe çok daha iyi bir noktaya geliyoruz. Alım gücü yüksek gelen turistle, hem esnafımız mutlu olacak, hem kentimiz rahat edecek.”

 Barış Mahallesi’nde İmar Revizyonu ile Yeni Tapular Dağıtılacak

İmar planında bir gecikme olmadı. Süreç uzundu. İmar planları o kadar kolay biten süreçler değil. Bir de öncesinde geçmişindeki sıkıntıları, göz ardı edilmiş yönetmelikleri, kanunları düşününce biz bunların her birini düzenleyelim, önümüzde artık tertemiz bir plan olsun düşüncesiyle ilerlediğimiz için elbette ki süreç uzadı. Biz göreve geldikten sonra hemen imar planlarını ihaleye veremedik. Pandemi sonrasında ihaleye çıktık. Yani yaklaşık iki yıl sonra ihaleye çıktık. Ve önümüzdeki tablo gerçekten korkunçtu. İmar uygulaması iptal edilmiş bir Barış Mahallesi var. Bir yandan değişmiş imar yönetmelikleri ve kentin değişen ihtiyaçları var. Biz bunları da göz önüne alarak imar revizyonu da yaptık. Değişen imar yönetmelikleri ve ihtiyaçlara yönelik yeniden gözden geçirilmesi gerekiyordu. Dedik ki Barış Mahallesi’nin imar uygulaması yapılırken biz kentin tamamını, 15 Temmuz Mahallesi’nde de iptal edilen imar uygulamaları vardı, bunları da yeniden alalım dedik. Mevcut plan yönetmelikleri yeterli gelmiyor. Biz ele almışken bütününü ele alalım istedik. Bir kere alalım. Tertemiz bir plan çıksın ortaya. Şimdi önümüze bu olayı serdiğimizde çok fazla sıkıntıyla karşılaştık. Bunlardan bir tanesi çevre düzeni planına uyulmadığını gördük. Bir baktık ki tarım alanlarında konut var. Turizm alanlarında konut var. Çevre düzeni planı yok sayılarak imar planları yapılmış. Mevcutta bir yapılanma olmuş. Üst ölçek planı buraya uydurmanız lazım. Bunun için yola çıkınca yeniden tarım görüşleri, karayolları görüşleri, DSİ görüşü, bütün kurumların yeniden görüşleri alınıyor. Çevre Şehircilik Bakanlığı’na planlarınız gidiyor. Yani bunlar bir süreç.  Nihayetinde bizim yaklaşık bir 6 ay önce belediye kısmı tamamlandı. Sonra kadastro aşamasına geliyorsunuz. Yine değişen yönetmelikler kanunlarla onların kafasındaki sorunları çözmeye çalışıyorsunuz. Nihayetinde kadastro ayağı da tamamlandı. Biz bütün planlarımızı imzaladık. Şimdi tapuya gidecek. Tapuda ki işlemlerden sonra herkesin yeni tapuları dağılacak. Barış Mahallesi, 15 Temmuz Mahallesi gibi imar uygulamaları iptal edilen ve yeniden yapılan yerlerin tapularının verilmesini bekliyoruz.”

Safranbolu’da Fabrikası Kurulacak

6 günde 20 bine yakın pide ve ekmek satışı yapmışız. Seçimden sonra da biz ekmek fabrikamızı yapana kadar bu süreç aynı şekilde devam edecek. Halk ekmek satışı sadece seçime özel bir durum değil. Ekonomi düzelip insanlar halk ekmek derdine düşmeyen kadar Safranbolu’da halk ekmek olacak. Belediye bu satışlardan karda etmiyor zarar da etmiyor. Fabrikamız yapıldığı zaman her mahallede mutlaka halk ekmek olacak.”

Yenilenebilir Enerjiyle Donatılmış Yeni Pazar Alanı Projesi Planlanıyor

Bizim kentimizin en büyük pazar alanına ne yapacağız? Pazar yerindeki üst örtüyü Barış Mahallesi’ndeki yeni pazar alanımıza taşıyacağız. Bütününü komple kapatacak, katlı otoparkı olan, orada satış yapmak için gelen köylünün manavın araçlarını da içine alan, pazara alışverişe gelen sakinlerin rahatlıkla arabalarını koyabilecek yerleri olsun diye, orada bu karmaşa olmasın diye. Bunu yapmaya o alan kot anlamında da çok müsaittir. Dışarıda sokakta kalan kıyafet satıcılarını, zücaciyeyi de içine alan, manavı ve köylüyü bir katına alan bir pazar yeri planladık. Bunun üst örtüsü de komple güneş enerjisi. Biz şimdi güneş enerjisi yapacak belediyeye ait bir alan bulamıyoruz. Böyle büyük bir alanda bir işlev varsa bir proje yapıyorsanız bunun üstünü en makul, en mantıklı şekilde güneş enerjisi için kullanabilirsiniz. Çok iyi de bir enerji elde edilir oradan. Hem o bölgenin enerjisini karşılar hem belediyenin de gelir elde etmesini sağlar. Biz bütün yapacağımız tüm yapılarda yenilenebilir enerjiyi kullanmayı kendimize bir düstur edindik.”

Otopark Sorununun Çözümü: Topyekun Bir Anlayış Meselesi

“Otopark her kentte mutlaka artık günümüz koşullarında kapalı olmak durumunda. Buna bağlı olarak açık ya da kapalı depolama alanlarınızın da olması gerekir. Bu şekilde olmadığında yol kenarlarında bir sıra iki sıra park edilmeye sebep oluyor. Fakat ben şuna da inanmıyorum. Bir otoparkın varlığı caddenin üzerindeki parklaşmaların önüne geçer mi? Bizim insanımız o kadar rahatına alışkın ki siz otoparkı burnunun dibine de yapsanız gidip arabasını oraya park etmek yerine işini kolayca halledebileceği yere en yakın alana park etmek istiyor. Şimdi burada Emniyet Müdürlüğü ile birlikte çalışma yapmak lazım. Otoparkınız olduğunda park edilmeyecek alanların belirlenip oralara park edildiği zaman cezanın yazılması lazım. Yoksa siz bunu rahat bırakırsınız hiç kimse o kapalı otoparka gireyim park edeyim diye uğraşmaz. O yüzden sadece otopark yapmak değildir çözüm değil bana göre. Bence araç kullanımını minimuma indirmektir. Toplu taşımayı kullanmaktır. Yaya olarak bir yerden bir yerlere gitmeyi öğrenmektir. Her yere araçla gitmeyi bırakmaktır. Bu kentin trafik problemini çözmek bir bakış açısı, bir mantık. Siz eğer bu mantığı değiştirmezseniz istediğiniz kadar otopark yapın, istediğiniz kadar yol genişletin günün bir yine eskiye dönersiniz. Yine o karmaşa o kentte başlar. O yüzden bu topyekun bir anlayış meselesi. Otoparkı yaptınız, yol kenarlarını parka yasak hale getirdiniz ve bunun arkasında durdunuz. Ve o kentte yaşayan insanlar, bisiklet kullanır, motosiklet kullanır, yaya olarak ulaşım sağlar, ya da toplu taşıma kullanır. İşte bunların hepsini bir yaşam tarzı haline getirmek lazım. Tek başına otopark yaptım. Yeterli değil bence. Bu bir seçim vaadiydi. Neden yapılamadığını defalarca anlattım. İhaleye çıkmış olmama rağmen her şey hazır şu anda. 3 kez ihaleye çıkıldı. İhaleye giren olmadı. İhaleye giren olsun bugün başlarım.” (Esra Oğuzkağan Özkan)