Okan Küçük Yorumluyor 9 Eylül 2022

Okan Küçük Yorumluyor 9 Eylül 2022

Yayın: 09.09.2022 00:06
Paylaş:
A+ A-

Emekliler Sıkıntılıyız Diyor…

Dünkü yorum haberin bir bölümünde ‘Karabük Siyasetçileri Emeklileri Dikkate Almalı’ başlığıyla  emekli kesiminden gelen bazı yorumları yazmıştım. Malum Karabük’te 55 Bin civarında emekli var.

Emeklilerin bazıları yorumlarında GEÇİM DERDİ içinde olduklarına dikkat çekiyorlar. Emeklilerin yüzde kaçının maaşı asgari ücret seviyesinde, yüzde kaçının maaşı asgari ücretin altında olduğuna dikkat çekiyorlar. Bazı ürünleri artık tane hesabı aldıklarını, söylüyorlar, açlık sınırının altında maaş alan büyük bir emekli kitlesinin olduğunu ifade ediyorlar…

Siyasetçiler bu konu da ne düşünürler acaba ?Karabük,  nüfusun yarısı açısından EMEKLİ KENTİ. Emekliler blok oy kullansa bir partiden 3 vekili bile çıkartacak güçteler çünkü…

Burası Karabük İşte

Dünkü yorum haberim de ‘Belki de Türkiye’de Bir İlk’ti.’  Başlığıyla Karabük Yenişehir Gençlik ve Spor Kulübü Hentbol Takımı’nın  yazdığı başarı öyküsünün sonunda yani bölgesel ligden 1. Lige, 1. Ligden Süper Lig’e çıkma başarısı gösterdikten  hatta Avrupa’ya gidebilecek durumda iken  sahipsizlikten, sponsor bulamadıklarından Süper Lig’den çekilerek 1. Lig de yola devam etme kararı aldıklarını tabi kendi imkanları yeterse o da, devam edeceklerini  yazdım.

Kaç kere yazdım – çizdim o süreçlerde de Koca Karabük’te Bir Tane Babayiğit Çıkmadı İyi Mi ?vaktiyle bir yazı yazmıştım.Hikayeden Karabük  Aşkı’ diye, şöyleydi.

‘Karabük’te maalesef herkes kendi derdinde, kendi çıkar ve menfaatinin peşinde. Kim çıkıp benim tek derdim Karabük falan diyorsa, bilin ki en büyük yalanı o söylüyor bu kente.

Kendi menfaatim, kendi şahsi çıkarım, kendi geleceğim diyemeyecekleri için, Karabük ruhu, Karabüklülük, birlik/beraberlik gibi söylemlerle  büyüklere masallar anlatılıyor bu şehir de…

Hesabına geldiği gibi, işine geldiği gibi yönlendirmeler yaparak, rant olduğu zaman Karabük ve Karabüklü diyenlerin asli derdi- amacı, Karabük ve Karabüklülük kavramlarının arkasına saklanıp, ceplerini daha çok doldurmak. Daha çok kazanmak.

Karabük işte; yiye yiye bitiremedikleri, çıkar-menfaat olunca dillerden düşmeyen, adı kara ile başlayan güzel kentimiz…

Karabük’te değerler bir bir yitirilirken sessizce izleyenler, Karabük’te değerlere saldırılırken gıkı çıkmayanlar, Karabük’te her şeyi bırakın Karabükspor’dan önemli ortak değer mi var , bu değer  göz göre göre, adım adım batırılırken Karabük’ün, Karabükspor’un “K”sini anmayanlar, işlerine gelince, hesaplarına gelince, çıkarları olunca 250 Bin Karabüklüden daha çok Karabüklü oluveriyorlar.

Karabükle yatıp, Karabükle kalkıyorlar. Her şey Karabük için diyorlar. Tek derdimiz Karabük diyorlar…

Siyaseti- ticareti-partisi- sendikası- derneği, hadi kendimizi de katalım basını ve kusura bakmayın tek tek vatandaşına kadar herkese her yere sirayet etmişse bu durum  daha ne beklenebilir ki  ?

Büyüklere hikaye…

Çıkarının peşine düş, anlat anlat dur Karabük, Karabüklü, Karabüklülük, diye…

Her şeyin sahtesi olduğu gibi Karabük’ünde sahteciliğinin, gerçek olmayanın kralını yapıyorlar. Ne diyeyim gerçeğinin olmadığı yerde , sadece hikayesi oluyor. Yersen tabi…” demiştim. Hentbol takımının sahipsizliği o yorum haberi getirdi aklıma.

Karabük , Karabük…

Sadece sahipsizlik mi, herkes birbirinin arkasından konuşuyor, kimse kimseyi beğenmiyor, fikir üretimi sıfır, dedikodu, yalan iftira ise  tam gaz…

Rantlar-çıkarlar-menfaatlar-arsızlıklar- hırsızlıklar  kol geziyor…

Ama çok kibar insanlar yaşıyor bu memlekette, yüz yüze geldin mi, herkes dost- kardeş, herkes  yüze gülüyor, dön git arkanı bak bakalım kaç hançer saplanmış sırtına.

Ama sorsanız herkes her şeyi memleketin çıkarları için yapıyor, herkes Vatan –Millet- Sakarya yani.

Ama herkeste biliyor ki öyle değil kazın ayağı.

Çok da gaza gelmeyeyim ama, Arsızlık- hırsızlık yapanların adam yerinde konulduğu, el üstünde tutulduğu bir memleket olur mu ?

Adında ‘Kara’ var diye bir memleketin bahtı da kara olur mu ?

Özçelik İş Sendikası’nda Bundan  Sonra Neler Olacak ?

Özçelik İş Sendikası seçimlerinden sonra  Türkiye çapında yeniden yapılanma noktasında çalışmalar yapacak ya da yapılması bekleniyor. Hatta bu kapsamda malum ilk olarak Sendika temsilcilerinden 12’si değişti, değiştirildi…

16 Sendika temsilci ve bu  yeni temsilcilerin  beklenen talebi karşılayıp – karşılamadığı şimdiden yeni bir küskünler kitlesi oluşmaya başladığı,   daha önce söz verilipsonradan temsilcilikte yer alamayanların olduğu bunlara hiçbir açıklama yapılmadığı gibi bazı söylemler dolanıyor ortalıklar da. Haliyle benim de kulağıma geliyor, bunları yazmak – konuşmak için çok erken. Performanslarını görmeden  dışarıda yapılan bazı yorumları değerlendirmek için vakit var daha.

Genel merkez nezdindeki bazı gelişmelere yönelik de eleştirel söylemler gelişiyor gördüğüm kadarıyla… Peki  Türkiye genelinin yanı sıra Karabük özelinde bundan sonrası için başka değişiklikler olacak mı ?

Özçelik İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci , okunması zor bir isim bir anlamda. Ne yapacağını önceden kestirmek çok da kolay değil… Bazı gelişmelere bakıldığında bunu açık olarak anlıyorsunuz.  Şaşırtıcı, sürpriz yönleri de olan birisi…

Ama  Karabük özelinde sendikal bazda bazı değişiklikler daha olursa çok da şaşırtıcı olmaz  bazı kesimlerce değil mi ? Seçim bitti, diğer seçime 4 yıl var. Yani, ne olup ne olmayacağı konusunda   olacaksa ne zaman olacağı konusunda, olmayacaksa neden olmadığı konusunda  çok öngörülebilir  bir yapı da değil Değirmenci.

Neyse  dediğim gibi seçim bitti, diğer seçime 4 yıl falan var nasıl olsa değil mi ? Seçim anlamında zorlu viraj,  sıkıntılı – sancılı dönemleri de olsa geri de kaldı artık değil mi ? Değirmenci, ‘SÖZÜNÜN ERİ’  biri olarak vaatlerini  bir bir yerine getirmek üzere faaliyetlerine başladı, değil mi ?

O zaman  önümüzdeki süreçte seçim öncesinde vaat ettiği sözleri otel ayarında misafirhanesinden tutun sendikayı 50 Binlere  100 Binlere çıkartabilmek için  atacağı adımları,  ve Karabük’te sendikal anlamda bundan sonrası için atacağı adımları görüp, izleyip  sonra süreci bir daha değerlendirmek gerekir değil mi ?

Yazarın önceki yazıları için, BURAYI TIKLAYINIZ

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Ekmeğini 39 yıldır değirmen taşı yaparak kazanıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 12:12
Paylaş:
A+ A-

GİRESUN (AA) – GÜLTEKİN YETGİN – Giresun'da işlediği taşlarla değirmenlerin uzun yıllar çalışmasını sağlayan Bayram Karaman, çeşmelere de su akarı yapıyor.

Espiye ilçesinin Soğukpınar beldesinde yaşayan 59 yaşındaki Karaman, 20 yaşından itibaren değirmen tamiratında çalışmaya başladı. Karaman, zaman içerisinde kendini geliştirerek değirmen taşlarının üretimini de gerçekleştirdi.

Evinin önünde, taşların mısır tanelerini öğütmesi için gerekli ölçüleri hesaplayarak şekil veren Karaman, bölgede aranan değirmen taşı ustalarından biri oldu.

Karaman, 25 yıl önce de talep üzerine bir çeşmeye taştan su akarı yaptı. Su akarının beğenilmesi üzerine Karaman, yayla ve köylerdeki çeşmeler için de taş işlemeyi sürdürüyor.

Taşları işlediği aletlerin çabuk yıpranması üzerine evinin alt katında demirci ocağı kuran Karaman, aletleri de kendisi imal ediyor.

Bayram Karaman, AA muhabirine, çocukluğunda yaşlı bir ustanın, “Usta değirmende beklemez, değirmene gelen bekler” diyerek değirmen taşını söküp tamire başlamasıyla bu işe merak sardığını söyledi.

Zaman zaman değirmen tamiratı yapan babasının da kendisine katkısı olduğunu belirten Karaman, çocukluğunda oyuncak değirmenler yaptığını anlattı.

Karaman, beldede kendisinden başka usta kalmadığını ifade ederek, “Bir ustamız vardı o da yaşlandı, hasta oldu. İlçemizde, beldemizde meraklısını, 'Ben bu işi yaparım' diyen bir kişi de bulamıyorum. Bizden sonra ne olacak, teknoloji mi girecek işin içine bilmiyorum ama bu el emeği ile yapılıyor, el değmeden olmuyor.” dedi.

– “Bir mısır tanesi üç kademeden geçiyor”

Değirmen için uygun taşın önemini vurgulayan Karaman, şöyle devam etti:

“Değirmen her taştan da olmuyor. Eskiden taş çıktığı yerde işleniyordu ama şu anda araçlara koyup getiriyoruz, evin kapısında yapıp değirmen neredeyse yerine yerleştiriyoruz. Taşın altının da üstünün de aynı olması lazım, biri ayrı bölgeden, diğeri ayrı bölgeden olamaz. Taşın biri yumuşak, biri sert olamaz, aynı kayadan olacak. Bunun nedeni de mısırı öğütürken araya taş karışıyor.”

Bayram Karaman, evinin önünde taşların kesilmesi, oyulması, dışının tesviyesi gibi işlemleri gerçekleştirdiğini belirterek, “Asıl ustalık değirmende başlıyor. Orada taşı döndüreceksin, neresi temas ediyor, neresi etmiyor, mısırı neresi alıyor, neresi almıyor yani ince ustalık orada.” ifadelerini kullandı.

Mısır tanesinin değirmen taşının içine düştüğünde ilk olarak ikiye bölündüğünü dile getiren Karaman, “Buna halk arasında 'yarma' deriz, ikinci kademe de 'kırma' yani yarmanın incesi, üçüncü kademe de 'un' yani taşın çıkış bölgesi. Bir mısır tanesi üç kademeden geçiyor.” diye konuştu.

Karaman, dağ ve köy yollarındaki sular için taştan su akarı da yaptığını ifade ederek, “Yani suyun çıktığı yerden boru kullanmadan içilmesi için doğal taştan çeşme yapıyorum. Talep görüyor, çeşmenin başına gittiklerinde plastik boru yerine taş olması insanları mutlu ediyor.” dedi.

Taşı işlediği aletlerin uç kısımlarının yıprandığına işaret eden Karaman, şunları kaydetti:

“Taş yıpratınca alet iş göremez hale geliyor, 5 dakika çalışırsın elindeki malzemeyi tekrar tesviyeden geçirirsin, tekrar başlarsın. Eskiden deredeki değirmenlerin yanına seyyar körük kurarlardı, orada çalıştıkları aletleri döverlerdi, ağzını yaparlardı. Şu anda olduğumuz yerde yapıyoruz, değirmen yanında şarjlı aletlerle de yapılabiliyor.”