Orman Yangını Kontrol Altına Alındı

Orman Yangını Kontrol Altına Alındı

Yayın: 20.08.2015 10:57
Paylaş:
A+ A-

Safranbolu ilçesine bağlı Çavuşlar köyü Kızıldere ağzı mevkiinde özel su trafo hattında yüksek gerilim hattının kopması sonucu önce ki gün çıkan orman yangını, kontrol altına alınarak soğutma çalışmaları sürüyor.

Safranbolu’ya bağlı Çavuşlar köyünde bulunan ormanlık alanda önceki gün saat 15.00 sıralarında çıkan ve rüzgarın da etkisiyle hızla büyüyen yangın, sabaha karşı kontrol altına alınarak soğutma çalışmaları sürüyor. Başta Karabük ve ilçeleri olmak üzere, Zonguldak, Bartın, Kastamonu, Çankırı, Bolu, Adapazarı, Düzce ve Ankara’dan gelen 35 arazöz ve su tankerleri ile soğutma çalışmalarının devam ettiği bölgede geriye yanmış kızılçam ağaçları kaldı. Çok sayıda greyder, dozer ve kepçelerin yardımıyla yanan ormanlık alanın etrafı yangın şerit yolları ile çevrilirken ilk belirlemelere göre yaklaşık 30 ile 40 hektarlık kızılçam alanın zarar gördüğü belirtildi.

Karabük’ün Safranbolu ilçesine bağlı Çavuşlar köyü Kızıldere ağzı mevkiinde özel su trafo hattında yüksek gerilim hattının kopması sonucu çıkan orman yangını 9 saat sonra kısmen kontrol altına alındı.
Safranbolu’ya bağlı Çavuşlar köyünde bulunan ormanlık alanda saat 15.00 sıralarından yangın çıktı. Bölgeden geçen yüksek gerilim hattının kopması sonucu çıktığı belirtilen yangın, rüzgarın da etkisiyle hızla büyüyerek çevredeki yerleşim alanları için de tehdit oluşturdu. Yaklaşık 9 saattir etkisini sürdüren ve greyderle yangın şerit yollarının açılmasıyla etrafı çevrilen yangın kısmen kontrol altına alındı.
Başta Karabük ve ilçeleri olmak üzere, Zonguldak, Bartın, Kastamonu, Bolu, Adapazarı, Düzce ve Ankara’dan 35 aranzöz ve su tankerleri ile yangına müdahale etti.

EKİPLER BÜYÜK MÜCADELE VERİYOR

Yangının çıktığı Çavuşlar köyünde incelemelerde bulunan Karabük Vali Yardımcısı Abdullah Acar, gazetecilere yaptığı açıklamada, ekiplerin yangını söndürmek için zamana karşı büyük bir mücadele verdiğini söyledi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Akran zorbalığında yapılması gerekenlerle ilgili uyarı

Yayın: 29.03.2024 14:40
Paylaş:
A+ A-

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Ayçiçek Dinçer, akran zorbalığı hakkında uyarılarda bulundu.

OMÜ’den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Dinçer, zorbalığın ergen bireylerin sosyalleştiği okul, okul çevresi ve mahallelerde gözlemlendiğini belirtti.

Zorbalığın genellikle güç gösterisi yapmak amacıyla meydana geldiğine işaret eden Dinçer, “Fiziksel zorbalık, bir bireyin diğerine fiziksel şiddet uygulamasını içerir. Sözlü zorbalık ise bir bireyin diğerinin görünümüne, becerilerine, yeteneklerine, ailesine veya kültürüne yönelik alay etme ve aşağılama durumunu ifade eder. Sosyal zorbalık ise daha çok mağdurun sosyal ilişkilerini olumsuz etkilemeye yönelik davranışları barındırır.” ifadelerini kullandı.

Zorbalıktan mağdur olan çocukların güç elde ettiklerinde onların da aynı davranışı sergileyebileceklerinin altını çizen Dinçer, şöyle devam etti:

“Mağduriyet ve zorbalık, birbiriyle ilişkilidir. Psikolojik açıdan incelendiğinde mağdur çocukların iştahsızlık, karın ağrısı, baş ağrısı, okula gitmekte isteksizlik, okul başarısında düşüklük, okulu bırakma isteği, kaygı bozuklukları, intihar düşünceleri ve hatta bazen ölümle sonuçlanan davranışlar yer alabilir. Bu durumlar, çocukların ve gençlerin potansiyeline tam olarak ulaşmalarını engelleyen ciddi sorunlardır. Zorbalarda ise psikolojik durum genellikle olumsuzdur. Dürtü kontrolü ve duygu düzenleme becerileri zayıf olabilir, okul başarısı düşük olabilir, madde bağımlılığı ve suça eğilim gösterebilirler.”

Okul, aile ve çocuğu içine alan planlama yapılmalı

Zorbalığın artık sanal ortama taşındığını aktaran Dinçer, “İnternetin sınırsız ve kontrolsüz yapısı gençlere ‘sonsuzluk’ hissi verirken, istenmeyen davranışlara devam etmektedirler. Çevrim içi ortamlarda mağdurlar hakkında dedikodu yapmak, mağdura ait fotoğrafları izinsiz paylaşmak ve dolaşıma sokmak gibi davranışlar, dijital zorbalığın yaygın örneklerindendir. Diğer zorbalık türlerine karşı ortamdan uzaklaşmak mümkün olabilirken, dijital zorbalıkta saldırılar dijital ortama düştüğü andan itibaren hızla yayılarak kalıcı şekilde depolanır.” açıklamasında bulundu.

Dinçer, akran zorbalığı ve siber zorbalıkla ilgili eğitim verilmesinin önem taşıdığını anlatarak, şunları kaydetti:

“Eğer çocuğunuz zorba ise ilk olarak ona zorbalığın kabul edilemez olduğunu öğretmelisiniz. Bu aşama, katı ve net disiplin kuralları çerçevesinde olabilir ve bazı ayrıcalıkların elinden alınmasıyla uygulanabilir. Bu noktada şiddete başvurmamak ve rol model olmak önemlidir. Yani çocuğunuza şiddetin yanlış olduğunu anlatmalı ve kendi davranışlarınızla da bunu göstermelisiniz. Çocukları yararlı sportif aktivitelere yönlendirmek de sağlıklı bir tercihtir. Bu sayede empati yeteneğini geliştirirler. Zorbalar için ailelerin seyirci kalmamaları ve zorbalığın sonuçlarını anlatmaları gerekir. Mağdur çocuklar desteklenmeli, çünkü sağlam bir sosyal ve bilişsel çevresi olan çocuklar zorbalıktan daha az etkilenir. Ebeveynlerin çocuklarıyla iyi iletişim halinde olmaları da bu süreci pozitif etkileyecektir. Sonuç olarak okul, aile ve çocuğu içine alan bir planlama ile zorbalığın önüne geçmek mümkündür.” (AA)