Sağlık Bilimleri Alanında Proje Yazma Eğitimi Verildi

Sağlık Bilimleri Alanında Proje Yazma Eğitimi Verildi

Yayın: 02.12.2019 20:59
Paylaş:
A+ A-

Karabük Üniversitesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Safranbolu Bilim ve Sanat Akademisi’nde sağlık bilimleri alanına yönelik araştırma projesi hazırlama ve yürütme eğitimi düzenlendi.

Karabük Üniversitesinde (KBÜ) bilimsel araştırma ve girişimcilik konularında farkındalık ve bilinç artırmaya yönelik çalışmalara katkı sağlamak amacıyla düzenlenen “Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Eğitimi” sağlık bilimleri alanında devam etti. KBÜ Rektörlüğü tarafından organize edilen eğitim programı kapsamında fen ve mühendislik alanında verilen ilk eğitimlerin ardından bu kez de sağlık bilimleri alanına yönelik araştırma projesi hazırlama ve yürütme eğitimi düzenlendi.

Prof. Dr. Fuat Sezgin Safranbolu Bilim ve Sanat Akademisi’nde gerçekleştirilen eğitimlere Rektör Prof. Dr. Refik Polat, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar, Tıp ve Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Karakoç, ve Safranbolu Meslek Yüksekokulu Müdürü, proje yürütücüsü Dr. Öğretim Üyesi Yasin Ortakçı katıldı.

İki gün süren eğitim programı kapsamında katılımcıların, çeşitli kurumlarca sağlanan destek programlarına araştırma projesi hazırlamalarına katkı vermek, başvuru süreçlerini tanımalarını sağlamak, proje hazırlama ve uygulama ile girişimcilik konularında, temel bilgi ve becerilerinin geliştirilmesine destek vermek hedeflendi.

Bu doğrultuda katılımcılara, sahip oldukları proje fikirlerinin yazım ve sunum aşamalarında dikkat etmeleri gereken hususlar hakkında teorik ve uygulamalı eğitim verilerek, beceri ve donanımlarının geliştirilmesi, proje destek programlarına yönelik olarak; proje yazmaya ilgilerini artırmak, araştırma becerilerini geliştirmek, yeni çalışma konusu belirleyebilme tekniklerini ve girişimcilik yönünde donanım kazandırmak için eğitim semineri ve etkinlikler gerçekleştirildi.

Dönemin üçüncü proje yazma eğitiminin yöneticiliğini Yozgat Bozok Üniversitesinden Prof. Dr. Mustafa Böyükata yaptı. Eğitmen olarak katılan isimlerse Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bünyamin Şahin, Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesinden Prof. Dr. Azmi Yerlikaya, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden Doç. Dr. Ufuk Koca Çalışkan ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kayseri Şehir Eğitim Araştırma Hastanesinden Doç. Dr. Seyhan Karaçavuş oldu.

Eğitim programın sonunda Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat eğitimi başarıyla tamamlayan akademisyenlere katılım belgelerini, katkılarından dolayı da eğitmenlere teşekkür belgelerini takdim etti. Rektör Polat proje hazırlama ve yürütme eğitiminin önemine vurgu yaparak her akademisyenin bu eğitim programında yer alması gerektiğini ifade etti.

Karabük Üniversitesinde hazırlanacak TÜBİTAK projelerinin sayısını artırmak adına, bütün alanları kaplayan “Akademik Düzeyde Bilimsel Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Eğitimi” ise 28-29 Aralık 2019 tarihlerinde düzenlenecek.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Akran zorbalığında yapılması gerekenlerle ilgili uyarı

Yayın: 29.03.2024 14:40
Paylaş:
A+ A-

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Ayçiçek Dinçer, akran zorbalığı hakkında uyarılarda bulundu.

OMÜ’den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Dinçer, zorbalığın ergen bireylerin sosyalleştiği okul, okul çevresi ve mahallelerde gözlemlendiğini belirtti.

Zorbalığın genellikle güç gösterisi yapmak amacıyla meydana geldiğine işaret eden Dinçer, “Fiziksel zorbalık, bir bireyin diğerine fiziksel şiddet uygulamasını içerir. Sözlü zorbalık ise bir bireyin diğerinin görünümüne, becerilerine, yeteneklerine, ailesine veya kültürüne yönelik alay etme ve aşağılama durumunu ifade eder. Sosyal zorbalık ise daha çok mağdurun sosyal ilişkilerini olumsuz etkilemeye yönelik davranışları barındırır.” ifadelerini kullandı.

Zorbalıktan mağdur olan çocukların güç elde ettiklerinde onların da aynı davranışı sergileyebileceklerinin altını çizen Dinçer, şöyle devam etti:

“Mağduriyet ve zorbalık, birbiriyle ilişkilidir. Psikolojik açıdan incelendiğinde mağdur çocukların iştahsızlık, karın ağrısı, baş ağrısı, okula gitmekte isteksizlik, okul başarısında düşüklük, okulu bırakma isteği, kaygı bozuklukları, intihar düşünceleri ve hatta bazen ölümle sonuçlanan davranışlar yer alabilir. Bu durumlar, çocukların ve gençlerin potansiyeline tam olarak ulaşmalarını engelleyen ciddi sorunlardır. Zorbalarda ise psikolojik durum genellikle olumsuzdur. Dürtü kontrolü ve duygu düzenleme becerileri zayıf olabilir, okul başarısı düşük olabilir, madde bağımlılığı ve suça eğilim gösterebilirler.”

Okul, aile ve çocuğu içine alan planlama yapılmalı

Zorbalığın artık sanal ortama taşındığını aktaran Dinçer, “İnternetin sınırsız ve kontrolsüz yapısı gençlere ‘sonsuzluk’ hissi verirken, istenmeyen davranışlara devam etmektedirler. Çevrim içi ortamlarda mağdurlar hakkında dedikodu yapmak, mağdura ait fotoğrafları izinsiz paylaşmak ve dolaşıma sokmak gibi davranışlar, dijital zorbalığın yaygın örneklerindendir. Diğer zorbalık türlerine karşı ortamdan uzaklaşmak mümkün olabilirken, dijital zorbalıkta saldırılar dijital ortama düştüğü andan itibaren hızla yayılarak kalıcı şekilde depolanır.” açıklamasında bulundu.

Dinçer, akran zorbalığı ve siber zorbalıkla ilgili eğitim verilmesinin önem taşıdığını anlatarak, şunları kaydetti:

“Eğer çocuğunuz zorba ise ilk olarak ona zorbalığın kabul edilemez olduğunu öğretmelisiniz. Bu aşama, katı ve net disiplin kuralları çerçevesinde olabilir ve bazı ayrıcalıkların elinden alınmasıyla uygulanabilir. Bu noktada şiddete başvurmamak ve rol model olmak önemlidir. Yani çocuğunuza şiddetin yanlış olduğunu anlatmalı ve kendi davranışlarınızla da bunu göstermelisiniz. Çocukları yararlı sportif aktivitelere yönlendirmek de sağlıklı bir tercihtir. Bu sayede empati yeteneğini geliştirirler. Zorbalar için ailelerin seyirci kalmamaları ve zorbalığın sonuçlarını anlatmaları gerekir. Mağdur çocuklar desteklenmeli, çünkü sağlam bir sosyal ve bilişsel çevresi olan çocuklar zorbalıktan daha az etkilenir. Ebeveynlerin çocuklarıyla iyi iletişim halinde olmaları da bu süreci pozitif etkileyecektir. Sonuç olarak okul, aile ve çocuğu içine alan bir planlama ile zorbalığın önüne geçmek mümkündür.” (AA)