Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 03.02.2019 21:16
Paylaş:
A+ A-

Belediye-İş Sendikası ile Karabük Belediyesi arasındaki Toplu Sözleşmenin anlaşma ile sonuçlanması nedeniyle imza töreni düzenlendi.

Yenişehir Büyük Kulüpte düzenlenen imza törenine; Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, Belediye-İş Sendikası Karabük Şube Başkanı Hüseyin Doğan, Şube yöneticileri ve işçiler katıldılar.

İmza töreni önce bir konuşma yapan Belediye-İş Sendikası Karabük Şube Başkanı Hüseyin Doğan; “2 yıl süreli olan toplu iş sözleşmesi ile Karabük Belediyesinde çalışan sendika üyesi işçilere ücretleri, sosyal hakları dahil, 1. yıl 1 altı ay yüzde 15, 1, yıl 2. altı ay yüzde 11 toplam yıllık yüzde 26 oranında artırıldı. Toplu sözleşmenin ikinci yılı ise tüketici fiyatları enflasyonuna artı 2 puan refah payı ilave edilerek ücret zam oranı ve arştı olacaktır. Ayrıca bu toplu sözleşme ile olaya bağlı sosyal yardımlarda da ücret zamları oranında artış yapılacaktır” dedi.

Belediye Başkanı Rafet Vergili’ye teşekkür eden Başkan Hüseyin Doğan; “Belediye-İş Sendikası Karabük Şubesi olarak her zaman çalışanlarımızın yanında olan göreve geldiği günden itibaren, günü gününe işçilerimizin, maaşlarını, ikramiyelerini ve emekli olan arkadaşlarımızın kıdem tazminatlarını ödeyen, yine bu toplu iş sözleşmesinin bitirilmesi konusunda olumlu tavrından dolayı, Belediye Başkanımız Rafet Vergili’ye işçilerimiz ve sendikamız adına teşekkürlerimizi sunar, yaklaşan yerel seçimlerde kendisine başarılar dileriz” dedi.

Şube başkanının konuşmasının ardından kürsüye gelen genel başkan Nihat Yurdakul, “Bir ülkede kardeşçe yaşabilmenin yolu ülkenin üretimden ve huzurundan geçer. Bunun için de eğitimli, ve örgütlü bir toplumun olması şartı var bunun başka yolu yok. Eğitimli ve örgütlü toplumlardan çağdaş ülke meydana gelir ve bu çağdaş ülke de kardeşçe, üretime dayalı, çalışmaya dayalı, kardeşliğe dayalı bir sistemle mümkündür” dedi.

Belediye Başkanın kendisine söylediği bir sözü aktaran Genel Başkan Yurdakul; “Sayın Başkan 1960’lı yıllarda babasından bahsetti. Böyle tolantılarda başkanın bunları söylemek pek hoşuna gitmez ama ben hoşuna gitmese de söyleyeceğim. “Babam sigortasız ve sendikasız işçi çalıştırmazdı” dedi. Bu çok önemli. Bugün çok yerde Belediyelerde sendikalı oldu diye işçiyi işten atan Belediye Başkanları var, Belediye yönetimleri var, bunları biz yaşıyoruz. Bu suçu hep işverene yüklemiyorum biraz da sendikacılara yüklüyorum çünkü sendikacı da sendikal ilkelerden, bu mecranın dışına çıktılar hep midelerine bakmaya başladılar. Midemize baktığımız için biz, demokratik haklarımızı kaçırdık, bir ülkede demokratik haklarına sahip olamayanlar, ekonomik haklarına sahip olamazlar. Karabük Belediyesinde toplu sözleşmesini imzalayacağımız arkadaşlarımızın sayısı çok az, Ama bugün Karabük’te şirkette çalışan 600’ün üzerinde arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızın ilk adımı atıldı burada. Bu işyeri, bu Belediye bizim biz buradan ekmek yiyoruz, çocuklarımızı buradan büyütüyoruz, çalıştıran da olacak, çalışanlar da olacak önemli olan birbirimizin hakkına hukukuna saygı göstermek ve hepimizi insan olarak tanımlamak. Birinci hedef sendikalı olmaktı bunu işverenimizle birlikte oturduk, konuştuk ve yerine getirdik. Bundan sonrası da var, bundan sonra yine oturup uygar insanlar gibi bu masada İnşallah önümüzdeki günlerde bu şirketteki arkadaşlarımızın da durumlarını iyileştirmek için Bugünkü toplu sözleşmenin altına atacağımız imza gibi imzasını atacağız. Bugün bunu8 yapamıyoruz bunun nedeni ne bizden ne de Belediye Başkanından kaynaklanıyor yasalardan kaynaklanıyor. Kanun Hükmünde Kararname ile belediye şirketlerinde çalışan taşeronlara 2020’nin 10’nun ayına kadar toplu sözleşme yetkisi verilmiyor. Bizler bu yasağın kaldırılması için uğraşıyoruz. Kalktığı zaman bu toplu sözleşme bu arkadaşlarımıza uygulanacak. İnşallah bu yasak kalkar.bu yasak tüm kadroya geçen taşeron işçilerini kapsıyor.

Önümüzde 30 Mart var, yani bir siyaset var, bu yanlış anlaşılır basın çekiyor, siyasiler işine geldiği gibi yorumluyor konuşmalarımızı. Biz Belediye-İş Sendikası olarak Siyaset yapmıyoruz, Siyasetçi değiliz sendika özgür ve bağımsız olur, sendika legal veya illagal hiçbir yapının yanında olmaz sendikanın güç alacağı yer temsil ettiği insanlardır biz bu anlayışa sahibiz bizim tek derdimiz var o da şudur önce siyasetten başlayayım siyaset bir program dahilinde ülkeyi yönetmeye talip olmanın adıdır bunu da siyasi partiler yapıyor. Bir program hazırlıyorlar halkın karşısına geçip bana oy verin, bunu hayata geçireceğiz diyor siyaset bu, bu konuda bizim ne bir programımız var ne de ülkeyi yönetmeye talibiz kimse sapla samanı birbirine karıştırmasın bu net biz kim bize yakınsa, kim bizim alın terimize, kim bizim hakkımıza hukukumuza saygı gösteriyorsa biz de ona saygı gösteriyoruz, biz onu alkışlıyoruz biz onu omuzluyoruz, biz ona oy veriyoruz, bunun partisi rengi, bölgesi, ırkı, meshebi yok bizim anlayışımız bu. Biz politika yapıyoruz politika başka bir şey, politika belirlenen bir hedefe kırmadan,i dökmeden ulaşabilme sanatı. Siyaset başka, politika başka. Peki bizim hedefimiz olmayacak mı? ben siyaset yapmıyorum, politika yapıyorum. Herkesin bire hedefi olacak da çalışanların bir hedefi olmayacak mı? bizi böyle itham eden işlerine gelmediğinde bizi yerin dibine sokmaya çalışan anlayışa buradan seslenmek istiyorum bizim hedefimiz var, biz insanız bizim hedefimiz şu biz çalışmak, üretmek, temsil ettiğimiz ailemizi namerde muhtaç etmemek. Bunu yapmayalım mı? kendimize böyle bir hedef koymayalım mı? biz bunun için yaşamıyor muyuz, bunun için çırpınmıyor muyuz? Biz ailemizi insanca yaşatmak için çırpınmıyor muyuz? Gecemizi gündüzümüze katmıyor muyuz? Bu bizim vaz geçilmez hedefimizdir. Siyaset yapanlar bize ne kadar yakınsa biz onlara o kadar yakınız. Bize ne kadar uzaklarsa da biz o kadar uzağız. Bunun adı sanı ne olursa olsun, bizi hiç ilgilendirmiyor. Tabi ki Karabük’te de noksanlarımız var, Türkiye’deki Belediyeleri de biliyorum, çalışma hayatını da biliyorum biz de insanız bizim çocuklarımız da insan bizim çocuklarımızı insan yerinme koyan anlaşışı destekliyoruz. İşte Karabük Belediye Başkanımız. Sizden ricam 31 Mart’ta bu düzenimizi bozdurmayın, 31 Mart’ta sayın Başkanı destekleyelim hep birlikte. Huzurumuzu bozdurmayalım ve önümüzdeki günlerde daha iyilerini bu salonlarda hep birlikte yaparız yarın buradaki düzen bozulursa sıkıntı çekecek olan biziz. Sayın başkan gider işine gücüne bakar, sıkıntıyı yine biz çekeriz. Bunu bilerek söylüyorum, kimseye yarenlik yapmak için söylemiyorum. Burada bir huzurumuz vari belli bir çalışma sistemimiz var bunu daha da güzelleştirmek hepimizin elinde, buna imkan tanıyacak, her şeyi masa başında çözebilecek bir anlayışla çalışmak istiyoruz eğer bu elimizden giderse sıkıntıyı biz çekeriz”şeklinde ifadelere yer verdi.

Törende son konuşmayı yapan Karabük belediye başkanı Rafet Vergili ise yaptığı değerlendirmede,”Ben çalışma şartının zorluklarını bilen bir kişiyim. Hayatımın 10 yılı işçilikle, ustalıkla geçti. Bu 10 yıllık çalışma hayatımda hiçbir iş arkadaşımla problem yaşadığımı hatırlamıyorum. İşçilerimizin en önemli haklarından biri sendikalarıdır. Sendikalar işçilerimizin toplu olarak haklarını korur, bunu da bir uyum içinde yapar. Şu anda belediye gelirlerimizin yüzde 55’lik bir kısmı sadece çalışanlarımıza ayrılmakta. Belediye gelirlerimiz ne ölçüde artarsa, çalışanlarımıza ayıracağımız oran da o ölçüde artar. Çalışanlarımızı ne zor şartlar altında çalıştığını bildiğimden dolayı, prensip gereği verdiğim talimat şuydu; personelimizin maaşları bir gün dahi geç yatırılmayacak. Şükürler olsun 10 yıldan buyana maaşlar bir gün dahi geç yatırılmamıştır. Bu durum taşeron işçilerimiz içinde geçerli olmuştur. Sizlerle birlikte 10 yıl içinde Karabük’te yapmadığımız iş kalmadı. Ben sizlerin çalışmalarından, göstermiş olduğunuz özveriden son derece memnunum. Ben bu personellerimiz içinde hiçbir zaman siyaset yapmadım, siyasi ayrım yapmadım. Herkes özgür iradesiyle istediği yere oy verebilir. Bugünkü imzalanan sözleşme ile belediye işçilerimiz çok daha iyi imkanlara kavuşacak. Ama, şunu da söylemeliyim. Bu taşeron işçilerinin kadroya geçme durumlarının gündeme geldiğinde yapılan bir toplantıda şu öneride bunmuştum; Biz tekrar bir şirket kurmayalım, direk kadroya alalım. Burada devletin bazı zaafları oluyor. Burada bir norm kadro ayarlaması yapılsaydı, herkesi belediye personeli yapabilirlerdi. Burada devletteki bazı bürokratların yanlış çalışmaları oldu. Benim arzum hepinizin belediye personeli olmasıydı. Bizim başarılı olmamızda sizlerin emeği tartışılmaz. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Biz sizler için fazla bir şey yapamadık. Önümüze belirli standartlarda ihale formu geliyordu. Buna göre ihaleler yapılarak ücretler ödeniyordu. Ama biz sendikayla uyumumuzu hiç kaybetmedik. Sendikal hakların maksimum derecede verilebilmesi için elimizden geleni yaptık.

Biz belediye işçisini biraz fazla ihmal ettik düşüncesiyle biraz daha düşünmeye başladık. Neler yapabiliriz dedik. Öncelikle şunu belirteyim belediye işçimizle ilgili sendikamızla çok aktif çalışmamız gerekiyor. Size buradan şu sözleri verebilirim. Biz Karabük’te kentsel dönüşümlerden ucuz konutlarla ilgili herkesi faydalandırmaya çalışıyorsak, sendikamızı yapacağı bir liste ile TOKİ’den belediyemiz adına 300 – 500 konut talep edip siz belediye işçilerimizi konut sahibi yapabiliriz. Bu üstünde ciddi çalışılması gereken bir konu. Ben bu işin sonuna kadar takipçisi olacağım.

Diğer bir olay, 2020-2021 arası bir sağlık merkezi yapacağız. Yapacağımız bu sağlık merkezinden belediye işçilerimiz tamamen ücretsiz faydalanacak.

Diğer önemli bir konu, şu andaki mevcut Eğitimi Geliştirme Derneğimizin yüzde 30 payı belediye işçilerimizin 4 yıllık üniversite öğrencileri için burs olarak ayrılacak. Bu uygulama ben belediye başkanı olayım, olmayayım devam edecek. Çünkü biz sizlerle birlikte gönül birliği yaptık”dedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tokat Valisi Hatipoğlu Sulusaray depreminin ardından yapılan çalışmaları anlattı:

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.04.2024 08:12
Paylaş:
A+ A-

TOKAT (AA) – Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Sulusaray ilçesinde yaşanan depremlerin ardından vatandaşlara bin civarında çadır dağıtıldığını bildirdi.

Hatipoğlu, gazetecilere, Sulusaray ilçesinde dün 4,7 ve 5,6 büyüklüğünde depremler yaşandığını hatırlattı.

Depremin ardından Sulusaray ilçesinde incelemede bulunduklarını belirten Hatipoğlu, depremlerin hemen sonrasında hızlıca durum alıp İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın talimatı doğrultusunda gerekli çalışmaları planladıklarını, ilk andan itibaren AFAD ekiplerinin bölgeye intikal ettiğini anlattı.

Bölgenin yapısı doğrultusunda daha çok kerpiç evlerde hasar bulunduğuna işaret eden Hatipoğlu, “İçişleri Bakanımızın da gönderdiği destek unsurlarıyla 740 görevlimiz burada bulunmakta. Vatandaşlarımızdan isteyenlere misafirhanelerimizi hazırlamıştık. Genel olarak vatandaşlarımız bölgelerinde kalmak istedi. Bu doğrultuda bin civarında çadırı dağıtmış durumdayız vatandaşlarımıza. İçme suyunun riskli olabileceğini düşünerek bölgeye içme suyu sağladık. Yaklaşık 5 bin kumanyayı bölgeye getirdik, ihtiyaç doğrultusunda dağıtıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Hatipoğlu, depremin ilk anından itibaren ülke genelinden destek mesajı geldiğini vurgulayarak, “Özel bir teşekkürü de beni arayan Adıyaman Gölbaşılı hemşehrilerime ediyorum. Bilindiği üzere Tokat halkı, koordinatör valilik yaptığım dönemde Gölbaşı ile büyük bir gönül bağı kurmuştu. Gölbaşı'nın kadirşinas halkı bize, 'Gerekirse misafir etmek isteriz.' diye masajlarla dönüş yaptı. Depremin dayanışma unsurlarını ortaya koyuyoruz.” diye konuştu.

Devletin tüm kurumlarıyla sahada olduğuna dikkati çeken Hatipoğlu, şunları kaydetti:

“740 kamu görevlisi, şu an itibarıyla 3 ilçemizde görev yapmakta. Sahadaki tüm çalışmalarımızı bugün akşam bitirmiş olacağız. Kısmi olarak yıkılmış minarelerimiz var, gün içinde tamamını yıkacağız. Vatandaş için tehdit oluşturma söz konusu. Bölgede depremden etkilenen yaklaşık 3 bin 200 kişi bulunuyor. Bu kişilerin tamamına ulaşmış olduk, taleplerini aldık. Gece saat 2 sularında çadır taleplerinin büyük kısmını karşıladık. Jandarmamız, çevik kuvvetimiz, komandomuz vasıtasıyla çadırların montajını gece boyunca devam ettirdik. Bugün de eksik kalan kısımları tamamlayacağız.”

Vali Hatipoğlu, okullarda sürekli deprem tatbikatları yaptıklarını dile getirerek, “Tokat ilimiz en hassas deprem bölgelerinden biri. Hem vatandaşlarımızı hem de kurumlarımızı teyakkuzda tutuyoruz. Buradaki sorunları tamamlamadan işlerimizi bitirmiş olmayacağız. O yüzden buradayız.” açıklamasında bulundu.