AK Parti Ramazan Ayını Dolu Dolu Geçiriyor

AK Parti Ramazan Ayını Dolu Dolu Geçiriyor

Yayın: 26.04.2022 16:34
Paylaş:
A+ A-

AK Parti Karabük Teşkilatları, her kademeden teşkilat mensupları ile ramazan ayının güzelliklerini şehrin her noktasında gerçekleştirilen programlar ve ziyaretlerle Karabük halkı ile paylaşıyor.

AK Parti Karabük teşkilatı il merkezinde ve ilçelerinde Ramazan ayında faaliyetlerine bir an olsun ara vermedi. Her gün hazırladıkları sıcak yemeklerle ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırdı. ‘İftara 5 Kala’ etkinlikleri ile iftara yetişemeyen sürücülere iftariyelikler dağıttı. AK Parti Karabük teşkilatı, teravih namazlarının ardından da vatandaşlarla bir araya gelerek, çay içip sohbet etme geleneğini sürdürdü. Öğrenciler ile iftar ve sahur da bir araya geldi. Mahalle ve köylerde iftar programlarına katılan AK Parti Karabük teşkilatı Ramazan ayının bereketine ortak oldu.

AK Parti Karabük İl Başkanı Av. İsmail Altınöz, Karabük’te her kademeden teşkilat mensuplarıyla birlikte Ramazan ayını dolu dolu geçirdiklerini söyledi. Her akşam iftar, teravih ve sahur vakitlerinde gerçekleştirilen ziyaretler ve katılım sağladıkları programlarla şehrin her noktasında, her kesimden halkla iç içe olduklarını belirten Altınöz, şu açıklamalarda bulundu:

“Ramazan ayının manevi iklimini, birlik ve kardeşlik havasını Karabük’ümüzde yaşamaya devam ediyoruz. Ramazan ayını dolu dolu ve hemşerilerimizle il merkezimizde ve ilçelerimizde bir ve beraber geçiriyoruz. MKYK Üyelerimiz; Şanlıurfa Milletvekilimiz Mehmet Kasım Gülpınar, önceki dönem İstanbul Milletvekilimiz Metin Külünk, Aişe Nur Nacar, Sümeyye Bozkurt ve Şaziye Gündüz, Milletvekillerimiz Cumhur Ünal, Niyazi Güneş ve Teşkilatımız ile öğrencilerimiz ve hemşerilerimizle iftar ve sahurda bir araya geldik. STK kuruluşlarımız ile Safranbolu ve Yenice ilçelerimizi ziyaret ettik.

“Muhabbeti kardeşliği ve paylaşmayı Ramazan ayının bereketi ile çoğaltıyoruz”

AK Parti Karabük Teşkilatları olarak her gün gönül sofralarında Ramazan ayının huzur ve bereketini paylaşıyoruz. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızın evlerine sıcak yemek götürüyoruz. Tevazu ve samimiyetle gönüllere dokunmaya devam ediyoruz. Hemşerilerimizin evlerine iftarda konuk oluyoruz. Ramazan’ın bereketiyle il merkezimiz ve ilçelerimizde ‘İftara 5 Kala’ düzenleyerek iftara yetişemeyen vatandaşlarımıza iftariyelik ikramında bulunuyoruz. Teravih namazı sonrası il merkezimizde ve ilçelerimizde çay ve tatlı ikramında bulunduk. Ramazan ayının bereketine neşesine birlikte ortak olduk.

“İftar ve sahur sofraları birlik ve beraberliğimizin en güzel göstergesi”

Milliyetçi Hareket Partisi, STK’lar, Mahalle ve köylerimizde hemşerilerimizle, muhtarlar ve eğitimcilerimizle, ilçe teşkilatlarımızla, üniversiteli gençlerimizle iftar ve sahurda bir araya geldik. Rabbim birliğimizi daim, tuttuğumuz oruçları kabul eylesin. Ramazan ayında esnaflarımızla ve hemşerilerimizle bir araya gelerek hayırlı Ramazanlar dileklerimizi ilettik. Rabbimden tüm esnaflarımıza hayırlı işler, bereketli kazançlar diliyorum. Birliğimiz ve beraberliğimiz daim olsun.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla dezavantajlı mahallelerimizdeki çocuklarımız ve Çocuk Evleri Sitesi’nde kalan çocuklarımızla iftarda bir araya geldik. 23 Nisan mutluluğunu çocuklarımızla yaşadık. Çocuklarımız en değerli hazinelerimiz, yarınlarımız, güvencelerimiz. Tüm çabamız ülkemiz ve onlar için.

Ramazan ayında hayırseverlerimizin destekleri ile ihtiyaç sahibi ailelerimize ulaşarak kumanya yardımında bulunduk. Hayırseverlerimize katkı ve desteklerinden dolayı teşekkür ederim.

Sadece seçim döneminde değil tüm dönemlerde AK Parti Teşkilatlarının sahada ve aktif olduğuna vurgu yapan Başkan Altınöz şunları kaydetti: “Paylaşmanın ve yardımlaşmanın en üst seviyeye çıktığı Ramazan ayında tüm kademe başkanlarımız ve yönetimleri ile saha çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ülkemizin mevcut durumunu istişare ediyor, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını iletiyoruz.

“Tevazu ve samimiyetle gönüllere dokunmaya devam ediyoruz”

Teşkilatlarımızın en önemli güç kaynaklarından olan halkla iç içe, aziz milletimizle birlikte yönetim ve hizmet anlayışımızı Ramazan ayının huzur ve bereketiyle harmanlıyoruz. Her kesimden halkımızla buluşmalarımızda Karabük’ümüzün her noktasında talep ve görüşleri alıyor, çözüme ulaştırmak adına çalışmalarımızı yürütüyoruz. Partimizin kuruluşundan bu yana her zaman olduğu gibi bu yılda çalınmadık kapı, sıkılmadık el bırakmadan halkımızla iç içe olarak, ramazanın güzelliklerini paylaşıyoruz.

Ramazan ayı boyunca gece gündüz çalışan İl ve İlçe teşkilatlarıma, Kadın ve Gençlik Kolları teşkilatlarıma, mahalle ve köy Başkanlarıma teşekkür ediyorum.”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Slow Food hareketi iyi, temiz ve adil gıda için 38 yıldır mücadele veriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Doğal kaynakları korumayı ve temiz gıda üretimini desteklemeyi hedefleyen küresel Slow Food (Yavaş Gıda) hareketinin başkanı Edward Mukiibi iklim krizi ve israfın, gıda konusunda en fazla karşılaştıkları iki büyük sorun olduğunu söyledi.

Dünyanın en büyük gıda hareketlerinden biri olarak kabul edilen Slow Food, “iyi, temiz ve adil gıda” sloganıyla dünya üzerinde 160 ülkede faaliyetler ve farkındalık kampanyaları düzenliyor.

Hareketin çalışmaları hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mukiibi, Slow Food'un 1986'da İtalya'da doğduğunu ve 38 yıldır devam eden serüvenlerinde dünyanın her köşesinden çok sayıda insana ulaştıklarını kaydetti.

Su başta olmak üzere doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması hedefini faaliyetlerinin merkezine aldıklarını belirten Mukiibi, daha iyi bir dünya için çalıştıklarını ve bunu da çevreye ve insana zararı olmayan gıdaların üretimini teşvik ederek, aynı zamanda sorumlu tüketim ve sorumlu üretim bilincini aşılamaya çalışarak gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Slow Food ağı içerisinde çiftçilerden şeflere, öğrencilerden aktivistlere, devletlerden uluslararası organizasyonlara kadar gıda konusunda harekete geçmek isteyen milyonlarca kişiyle çok sayıda kurum ve kuruluşun yer aldığını bildiren Mukiibi, “Sadece maddi olarak destekleyen 100 binden fazla üyemiz var. Ama bu herkesin maddi olarak katkıda bulunmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Aslında paranın satın alabileceğinden çok daha fazlasını yapan topluluklar var. Buna biyoçeşitliliği koruyan yerel toplulukları örnek gösterebiliriz.” dedi.

Edward Mukiibi, hareketin sadece gıda ürünlerini değil gıdanın getirdiği kültürü de korumaya çalıştığını, bu nedenle gıdanın nasıl tüketildiği, hangi tekniklerle pişirildiği ya da nasıl korunduğu üzerine de çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

– Nuh'un Gemisi Projesi

Yok olma tehlikesi altında bulunan bitkisel ve hayvansal ürünleri çevrim içi katalogda bir araya getirdikleri “Nuh'un Gemisi” projesine değinen Mukiibi, “Bu katalogda yalnızca bilimsel veriler bulunmuyor. Kültürel, organoleptik, geleneksel bilgilerle ürünlerin hazırlanması sırasında kullanılan teknikler ve bölgeyle olan bağları da yer alıyor.” diye konuştu.

Proje kapsamında bugüne kadar dünyanın her yerinden 5 bin 300 ürünü korumaya çalıştıklarını dile getiren Mukiibi, şöyle devam etti:

“Bu projede büyük tufan yaşandığında türleri yok olmaktan kurtaran Nuh’un Gemisi'nden esinlendik. Aslında bugün de yine o büyük tufan genetik, kültürel ve geleneksel erozyonla burada. Günümüzde yerel ve geleneksel gıdalar gen aktarımı, gen korsanlığı gibi çeşitli problemle karşı karşıya. Slow Food hareketi ise gıda kültürümüzü korumaya çalışıyor.”

Proje dahilindeki türleri kendi coğrafyalarında korumaya çalıştıklarının altını çizen Mukiibi, iklim değişikliği sonucu artık beslemesi ekonomik olarak tercih edilmeyen, bu nedenle de popülasyonları giderek azalan hayvanları çeşitli teşvikler ve projelerle yeniden tercih edilebilir hale getirdiklerini, bitkiler konusunda ise özelikle yerel gruplar arasında tohum bankaları oluşturduklarını ve tohumların kullanılması için çeşitli ağlar geliştirdiklerini anlattı.

“Afrika’nın Bahçeleri” adlı bir diğer projelerinde, kıtada giderek yaygınlaşan endüstriyel gıda üretimine karşı bir alternatif oluşturmaya çalıştıklarından bahseden Mukiibi, şunları söyledi:

“Afrika’nın geleneksel gıda üretim yöntemlerini korumak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için yerel toplulukları agroekolojik yöntemler çerçevesinde tarım yapmaya teşvik ediyor, konu üzerine eğitim programları düzenliyor, gruplar arasında koordinasyon kurarak bilgi aktarımı sağlıyoruz. Proje 2010 yılında Uganda, Kenya ve Tanzanya'daki birkaç bahçeyle başladı. Bugün Afrika kıtasının çeşitli yerlerinde 5 binin üzerinde bahçe oluşturulmuş durumda. Sosyal medyada her gün yeni bir katılımcının daha kendi bahçesini açtığını görüyoruz.”

– “Üretimde iklim değişikliği, tüketimde israf en büyük sorunlar”

Tüm projelerinde üretim süreçlerinde karşılaştıkları en büyük problemin iklim değişikliği olduğunu ifade eden Mukiibi, özelikle sıcak hava dalgaları, ani yağışlar sonucu yaşanan sel felaketleri gibi aşırı hava olaylarının gıda üretimini zorlaştırdığını vurguladı.

Mukiibi, “Tüm bu yaşananlar gıdaya erişimimizi, gıda güvenliğimizi ve bizim açımızdan yağmuru merkeze almış tarım sistemimizi etkileyecek. İklim kriziyle mücadelede geniş kapsamlı iklim değişikliği adaptasyon çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tüketim noktasında karşılaştıkları en büyük problemin ise gıda israfı olduğu bilgisini paylaşan Mukiibi, “Küresel gıda üretiminin neredeyse yarısı tabağımıza ulaşamadan israf ediliyor. Bununla birlikte enerji, kaynak, çiftçilerin o ürünleri üretirken harcadıkları zaman da israf edilmiş olunuyor yani gıda israfı tabağımızın çok ötesinde. Çünkü bir ürün yetiştirirken çok fazla su kullanıyorsunuz, topraktan çok fazla besin maddesi alıyorsunuz. Bunların hepsi israf ediliyor. Gıdaya yapabileceğiniz en büyük saygısızlık onu israf etmek. Ayrıca gıda israfı, doğaya da bir saygısızlık.” değerlendirmesini yaptı.

Özelikle gençlerin önlerine gelen tabağın hikayesini bilmediğine ve daha çok israf ettiğine dikkati çeken Mukiibi, Slow Food olarak bu farkındalığın kazandırılması için her yıl Nisan ayını “gıda israfı ile mücadele ayı” olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.