Başkan Vergili; “Oto Galerileri Tertipli Çalışmalı”

Başkan Vergili; “Oto Galerileri Tertipli Çalışmalı”

Yayın: 07.01.2016 10:28
Paylaş:
A+ A-

Son günlerde Yeşil mahalle Galeriler bölgesinden gelen şikayetleri değerlendiren belediye başkanı Rafet Vergili, “Oradan çok şikayet alıyoruz.Oto galerileri tertipli çalışması lazım”dedi. Geçtiğimiz yıllarda yayınlanan genelge ile şehir dışına çıkarılması istenen oto galerilerinin Yeşil mahallede bulunan ticarethaneleri ile ilgili, trafiği engelleme ve yaya kaldırımlarını işgal etme konuları ile ilgili şikayetlerin arttığına dikkat çekiliyor.
Konu ile ilgili belediye başkanı Rafet Vergili’de kısa bir değerlendirme yaparak,bilindiği gibi devlet tarafından oto galerilerinin şehir dışına çıkarılması konusu gündeme gelmiş ancak,geçtiğimiz yıllarda alınan bu karar bir şekilde geri bırakılmıştı. Şu anda galerilerimizin çoğunluğu Yeşil mahallede bulunuyor ve son zamanlarda kendileri hakkında çokça şikayet alıyoruz.Oto galerileri maalesef tertipli çalışmıyor.Vatandaşlara saygılı olmaları lazım.Biliyoruz ki Yeşil mahalle ekonomisini galerilerimiz ayakta tutuyor ancak, tertipli çalışmaları gerekiyor.Burada trafiği işgal ediyorlar. Yol kenarları araçlarla dolu.Vatandaşa saygılı davranmıyorlar” dedi.

2 kişi görüş bildirdi

  1. Adnan

    Sn.Belediye başkanımız sabah akşam Cevizkent yolundan evlere ulaşmak mümkün değil.Çift taraf ücretli araç parkı olması ciddi sıkıntılar oluşturmakta.Bir de tam giriş noktası olan ptt köşesinde otobüs durağı ciddi tehlike oluşturuyor.

  2. Şakir

    Eğer yeşil mahalledeki belediye binasına taşınmış olsaydınız;
    1- milyonlarca lirayı çöpe atmamış olurdunuz
    2- şehri hürriyet caddesine sıkıştırmamış olurdunuz.
    3- yeşil mahalleye değer katmış olurdunuz
    4- bu vesileyle ticaretin şekli değişir ve oto galerileri kendiliğinden oradan kaldırmış olurdunuz.
    5- vebal altında kalmazdınız, yaptığınız hatanın altında ezilmezdiniz.
    6- hizmet etmiş olurdunuz.
    7- şehrin içinde yaptığınız belediye binasını iş yeri olarak satar, çok daha büyük katma değer ve gelir elde ederdiniz.
    vesselam.

    Not: Aynı yorum benzer bir konu ile alakalı olarak başka bir internet sitesinde de yayınlanmıştır.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Başkan Elif Köse, Safranbolu’nun Yerel Yönetim Çalıştayını ve Gelecek Projelerini Konuştu

Yayın: 29.03.2024 10:49
Paylaş:
A+ A-

Safranbolu Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belediye Başkan adayı Elif Köse, 27 Mart Çarşamba günü katıldığı Birlik Medya’da Gazeteci İsmail Akca’nın sunduğu “Seçim Özel” programının canlı yayın konuğu oldu ve çalışmalarına değindi.

Sakin Şehir Safranbolu: Yerel Yönetim Çalıştayı ve Gelecek Projeler

Belediye Başkanı Elif Köse ilk olarak Safranbolu’nun “Sakin Şehir” unvanı almasıyla ilgili şunları kaydetti: “Bizim projelerimizin her biri ayağı yere basan bu kentte olması gereken projeler. Katılımlı Yerel Yönetim Çalıştayı yaptık. Çalıştayın en başında odak grup toplantıları yapıldı. 7 farklı masa 7 farklı konu. Bu 7 konu Safranbolu’yu ilgilendiren başlıklardan oluşuyordu. Safranbolu’nun uzun vadede ihtiyaçlarını belirlemek bu kentin hangi yönde gelişeceği ile ilgili bir hedef koymak adına önce bir çalışma yaptık. Dedik ki kentte ki sivil toplum örgütleri, üniversite ve Safranbolu’yu kendine dert edinmiş her kim varsa onlarla 7 farklı konuda çalışma yaptık. Herkes fikirlerini söyledi. Projeler üretildi. Bu odak grup toplantılarının çıktılarıyla da bir çalıştay yapıldı. Safranbolu bir turizm kenti ve çok özellikli, korunan bir kent. Bu kentin sakin şehir ‘Cittaslow’a ihtiyacı vardı. Ona o kadar çok uyan bir kent ki. Çünkü tüm geleneklerini, göreneklerini, gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen tüm yerel kimliğini, kültürel kimliğini gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen bir kent.”

İklim Değişikliğiyle Mücadele Eden ve Turizmi Canlandıran Bir Kent

Başkan Köse, kentin geleceğiyle ilgili olumlu gelişmelerin vurgulandığını işaret ederek iklim değişikliği ve doğal afetlerle mücadele konusuna işaret etti: “Esas amaç bu kentin gelecek vizyonunu belirlediğimizde ortaya çıkan kriterlerin de bu ağın kriterlerini çok uygun olması.  Biz şunu istiyoruz. Diyoruz ki iklim değişikliğiyle, kriziyle mücadele eden, afetlere dayanıklı kendi potansiyelini en verimli şekilde kullanan bir kent olsun bu kent. İçinde yaşayan insanlar huzur bulsun. O kentte yaşadıkları için mutlu olsunlar. En önemlisi de bakın kendi potansiyelini kullanan bunu daha üst seviyeye çıkaran ve gelecek nesillere de hazır bir kent olsun. Biz kendimizin elindeki imkanları bu kent için kullanalım. Yetmezse dışarıdan alırız. Yetmez diye bir şey de yok. Biz aslında kendi kendine de yetebilecek nitelikte bir kentiz. Elimizde bu türlü imkanlarımız da var. Bizim önceliğimiz hep bunları kullanmaktan yana. Avrupalı turistin de dikkatini çekmeye başladık. Avrupalı turist de gelmeye başladı. İstatistiki sayılara bakarsanız yabancı turist girişinde yüzde 300-400’e varan artışlar var artık. Bir de konaklama gün sayısı 0.69’dan 1.70’lere çıktı. Bizim hedefimiz 2’ydi zaten. Yapılması gereken, alınması gereken önlemler, eylemler ve projeler vardı. Biz bu bunları hayata geçirdikçe çok daha iyi bir noktaya geliyoruz. Alım gücü yüksek gelen turistle, hem esnafımız mutlu olacak, hem kentimiz rahat edecek.”

 Barış Mahallesi’nde İmar Revizyonu ile Yeni Tapular Dağıtılacak

İmar planında bir gecikme olmadı. Süreç uzundu. İmar planları o kadar kolay biten süreçler değil. Bir de öncesinde geçmişindeki sıkıntıları, göz ardı edilmiş yönetmelikleri, kanunları düşününce biz bunların her birini düzenleyelim, önümüzde artık tertemiz bir plan olsun düşüncesiyle ilerlediğimiz için elbette ki süreç uzadı. Biz göreve geldikten sonra hemen imar planlarını ihaleye veremedik. Pandemi sonrasında ihaleye çıktık. Yani yaklaşık iki yıl sonra ihaleye çıktık. Ve önümüzdeki tablo gerçekten korkunçtu. İmar uygulaması iptal edilmiş bir Barış Mahallesi var. Bir yandan değişmiş imar yönetmelikleri ve kentin değişen ihtiyaçları var. Biz bunları da göz önüne alarak imar revizyonu da yaptık. Değişen imar yönetmelikleri ve ihtiyaçlara yönelik yeniden gözden geçirilmesi gerekiyordu. Dedik ki Barış Mahallesi’nin imar uygulaması yapılırken biz kentin tamamını, 15 Temmuz Mahallesi’nde de iptal edilen imar uygulamaları vardı, bunları da yeniden alalım dedik. Mevcut plan yönetmelikleri yeterli gelmiyor. Biz ele almışken bütününü ele alalım istedik. Bir kere alalım. Tertemiz bir plan çıksın ortaya. Şimdi önümüze bu olayı serdiğimizde çok fazla sıkıntıyla karşılaştık. Bunlardan bir tanesi çevre düzeni planına uyulmadığını gördük. Bir baktık ki tarım alanlarında konut var. Turizm alanlarında konut var. Çevre düzeni planı yok sayılarak imar planları yapılmış. Mevcutta bir yapılanma olmuş. Üst ölçek planı buraya uydurmanız lazım. Bunun için yola çıkınca yeniden tarım görüşleri, karayolları görüşleri, DSİ görüşü, bütün kurumların yeniden görüşleri alınıyor. Çevre Şehircilik Bakanlığı’na planlarınız gidiyor. Yani bunlar bir süreç.  Nihayetinde bizim yaklaşık bir 6 ay önce belediye kısmı tamamlandı. Sonra kadastro aşamasına geliyorsunuz. Yine değişen yönetmelikler kanunlarla onların kafasındaki sorunları çözmeye çalışıyorsunuz. Nihayetinde kadastro ayağı da tamamlandı. Biz bütün planlarımızı imzaladık. Şimdi tapuya gidecek. Tapuda ki işlemlerden sonra herkesin yeni tapuları dağılacak. Barış Mahallesi, 15 Temmuz Mahallesi gibi imar uygulamaları iptal edilen ve yeniden yapılan yerlerin tapularının verilmesini bekliyoruz.”

Safranbolu’da Fabrikası Kurulacak

6 günde 20 bine yakın pide ve ekmek satışı yapmışız. Seçimden sonra da biz ekmek fabrikamızı yapana kadar bu süreç aynı şekilde devam edecek. Halk ekmek satışı sadece seçime özel bir durum değil. Ekonomi düzelip insanlar halk ekmek derdine düşmeyen kadar Safranbolu’da halk ekmek olacak. Belediye bu satışlardan karda etmiyor zarar da etmiyor. Fabrikamız yapıldığı zaman her mahallede mutlaka halk ekmek olacak.”

Yenilenebilir Enerjiyle Donatılmış Yeni Pazar Alanı Projesi Planlanıyor

Bizim kentimizin en büyük pazar alanına ne yapacağız? Pazar yerindeki üst örtüyü Barış Mahallesi’ndeki yeni pazar alanımıza taşıyacağız. Bütününü komple kapatacak, katlı otoparkı olan, orada satış yapmak için gelen köylünün manavın araçlarını da içine alan, pazara alışverişe gelen sakinlerin rahatlıkla arabalarını koyabilecek yerleri olsun diye, orada bu karmaşa olmasın diye. Bunu yapmaya o alan kot anlamında da çok müsaittir. Dışarıda sokakta kalan kıyafet satıcılarını, zücaciyeyi de içine alan, manavı ve köylüyü bir katına alan bir pazar yeri planladık. Bunun üst örtüsü de komple güneş enerjisi. Biz şimdi güneş enerjisi yapacak belediyeye ait bir alan bulamıyoruz. Böyle büyük bir alanda bir işlev varsa bir proje yapıyorsanız bunun üstünü en makul, en mantıklı şekilde güneş enerjisi için kullanabilirsiniz. Çok iyi de bir enerji elde edilir oradan. Hem o bölgenin enerjisini karşılar hem belediyenin de gelir elde etmesini sağlar. Biz bütün yapacağımız tüm yapılarda yenilenebilir enerjiyi kullanmayı kendimize bir düstur edindik.”

Otopark Sorununun Çözümü: Topyekun Bir Anlayış Meselesi

“Otopark her kentte mutlaka artık günümüz koşullarında kapalı olmak durumunda. Buna bağlı olarak açık ya da kapalı depolama alanlarınızın da olması gerekir. Bu şekilde olmadığında yol kenarlarında bir sıra iki sıra park edilmeye sebep oluyor. Fakat ben şuna da inanmıyorum. Bir otoparkın varlığı caddenin üzerindeki parklaşmaların önüne geçer mi? Bizim insanımız o kadar rahatına alışkın ki siz otoparkı burnunun dibine de yapsanız gidip arabasını oraya park etmek yerine işini kolayca halledebileceği yere en yakın alana park etmek istiyor. Şimdi burada Emniyet Müdürlüğü ile birlikte çalışma yapmak lazım. Otoparkınız olduğunda park edilmeyecek alanların belirlenip oralara park edildiği zaman cezanın yazılması lazım. Yoksa siz bunu rahat bırakırsınız hiç kimse o kapalı otoparka gireyim park edeyim diye uğraşmaz. O yüzden sadece otopark yapmak değildir çözüm değil bana göre. Bence araç kullanımını minimuma indirmektir. Toplu taşımayı kullanmaktır. Yaya olarak bir yerden bir yerlere gitmeyi öğrenmektir. Her yere araçla gitmeyi bırakmaktır. Bu kentin trafik problemini çözmek bir bakış açısı, bir mantık. Siz eğer bu mantığı değiştirmezseniz istediğiniz kadar otopark yapın, istediğiniz kadar yol genişletin günün bir yine eskiye dönersiniz. Yine o karmaşa o kentte başlar. O yüzden bu topyekun bir anlayış meselesi. Otoparkı yaptınız, yol kenarlarını parka yasak hale getirdiniz ve bunun arkasında durdunuz. Ve o kentte yaşayan insanlar, bisiklet kullanır, motosiklet kullanır, yaya olarak ulaşım sağlar, ya da toplu taşıma kullanır. İşte bunların hepsini bir yaşam tarzı haline getirmek lazım. Tek başına otopark yaptım. Yeterli değil bence. Bu bir seçim vaadiydi. Neden yapılamadığını defalarca anlattım. İhaleye çıkmış olmama rağmen her şey hazır şu anda. 3 kez ihaleye çıkıldı. İhaleye giren olmadı. İhaleye giren olsun bugün başlarım.” (Esra Oğuzkağan Özkan)