Karabük defterdarı Osman Koçaş son ayların en çok konuşulan konuları arasında bulunan naylon fatura konusunda açıklamalarda bulundu.
Özellikle de demir ticareti yapan tüccarların çürükleri ile sağlamlarının birbirinden ayrılması konusunda daha önce de birçok değerlendirmeler yapılmış,bu işin suçluları varsa mutlaka ve mutlaka ortaya çıkarılması gerektiği belirtilmişti.
İşte tüm bu gelişmeler ve mevzuatla ilgili Karabük Defterdarı Osman Koçaş uzun bir değerlendirme yaparak şu açıklamalara yer verdi.
Koçaş, “Mükelleflerimiz alışlarını da, satışlarını da vergi usul kanunda belirlenen prototip oranda ön görülen ve intibah edecek hususları da yine yasalarla belirlemiş olan belgeleri düzenlemek ve almak zorunda. Hatta belge basımından itibaren mali idarenin bilgisi içerisinde olması gerekiyor. Yani bir mükellef kafasına göre vergi usul kanunda belirlenen belgeleri bastıramıyor. Bizim bilgimiz dahilinde belge basılıyor. Olay belge basımından başlıyor. Mükelleflerin belgesini bastırıyoruz, bu da bizim sisteme giriyor. Dolayısıyla hangi mükellefe hangi tür belge, hangi tür seri numaralı belgenin verildiği bizde tespitte. Ve belge düzeni esastır diyor. Mükellef alışlarını da, satışlarını da belgeye dayandırmak zorundalar. Tabi yıl sonunda da, yıl içerisinde bazı dönemlerde yapılan beyannamelerde alış ve satış faturalarını, ellerindeki belgeyi derleyip toparlayarak yine yasaların ön gördüğü dönemlerde ve yasalarca belirlenen beyannameleri de vergi dairesine bildirmek zorundalar. Bu bildirilen beyannameler neticesinde doğacak vergi ve mükellefin beyan etmiş olduğu tutar üzerinde doğacak vergi ile ilgili vergi dairesine yatırması gerekiyor. Tam da bu noktada bizim bazı ihracatçı mükelleflerimiz veyahut KDV iadesi doğurması gereken, iade edilmesi gereken KDV’deki sistem gereği bazı KDV tahsilatlarının iadesi söz konusu. Bu nedir? Şuanda aklımıza gelen ve yoğun bir şekilde Karabük’te karşımıza çıkan inşaat sektöründe görüyorsunuz 150 metrekarenin altındaki daireler, konutlar %1 oranında KDV’ye tabii. 150’nin üzerinde olanlar ise %18 oranında KDV’ye tabii. Bizim mükelleflerimiz, özellikle mükellef yapan müteahhitlerimiz 150 metrekarenin altında konut yapmış ise aradaki %1 ile %18 değerinde olan KDV’yi bizden alması gerekiyor. Yani bu insanlar neden sahte fatura ticaretine giriyor.. Tekrar ediyorum, indirimli orana tabii KDV işlemlerimiz var. İndirime tabii KDV mükellefi veyahut inşaat işiyle uğraşan mükelleflerimiz %1 ile %18 arasındaki KDV’yi bizden alması gerekiyor. Bizim onlara iade etmemiz gerekiyor. Bazı sektörlerde, bazı müteahhitlerimiz bu faturayı şişirmek için, daha çok fazla belki de yersiz olarak KDV iade talebinde bulunmak için sahte fatura kullanmaya kadar gidebiliyor. Amaç aradaki farkı kapatmak, daha çok KDV iadesi alabilmek. Diğer taraftan yine örneğin bizim şuanda yaklaşık 23 tane aktif olarak çalışan haddehanemiz var. Demir ticareti ile uğraşan haddehanelerimiz var. Aktif olarak çalışan mükelleflerimiz. Demir ticareti biliyorsunuz ki çok yoğun bir sermaye gerektiren bir sektör. Tabi çok büyük bir paralar dönüyor. Bazı mükelleflerimiz burada belki de kayıt dışı binlerce mal bulabilir başka illerden gelen. Bu kayıt dışı malın belgelendirilmesi gerekiyor. Bu durumda da böyle bir sektöre yönelme durumu oluyor. Sahte fatura ticareti yapan sektöre yöneliyor. Bu sahte faturayı almak suretiyle ne yapıyor hesaplarına girdiriyor. Belge düzeni esastır dedim ya, artı bir de bu belgenin mali idare dahilinde basılması gerekiyor. Sahte olan bir belge almış iseniz, kötü niyetliyseniz, sizin giderleriniz yükseltilecektir büyük ihtimalle. Ve belirli dönemlerde vereceğiniz beyannamelerde vergi matrahı çıkmayacak, vergi vermeyeceksiniz kötü niyetliyseniz. Eğer belge vermek durumunda iseniz, bir mal satacaksınız karşıdan para alacaksınız. Tabi mal sattığınız için karşıdaki alıcı kişi sizden fatura isteyecek. Tabi bu malın girişi olmadığı için girişi olsa bile sizin kötü niyetli olmanızdan dolayı, elinizde ne var? Sahte fatura var. Bu durumda siz masum Karabüklü kardeşim olarak masum bir demir tüccarısınız. Siz malı aldınız, parasını verdiniz, fakat faturayı da verdi. Fatura sahte çıktı. Sizin bu faturanın sahte olduğunu otomatik olarak o anda tespit etmeniz mümkün değil. Yani sistem nasıl çalışır? Normalde alışveriş yaptığınız bu mükellefin durumunu öğrenmeniz gerekiyor. Nereden öğreneceksiniz? Vergi dairesinden. Vergi dairesine gelip de deseniz ki “Ben a şahsından mal hizmeti alıyorum, demir alıyorum, bu nasıl bir mükellef?” diye sorduğunuz zaman bu mükellefin vergi durumu hakkında size vergi mahremiyeti kapsamında size bu bilgileri vermeyecektir. O zaman bu mükellef, bu demir tüccarı kardeşim bunun sağlam olup olmadığını nasıl teyit edecek? Biz şunu öneriyoruz. Birinci olarak rutinin dışına çıkılmaması gerekiyor. Yani rutin olarak alışveriş yaptığınız bir sistem veyahut bir karşı taraf, ticari işle uğraşan biri var ise rutinin dışına çıkmamanız gerekiyor. Rutinin dışına çıkmanız durumunda mutlaka ve mutlaka ödemelerin banka mahiyetinde yapılması gerekiyor. Kantar fişlerinin olması gerekiyor, taşıma, nakliye faturalarının olması gerekiyor. Bunlar sizin daha sonraki durumlarda ispat etmenize yarayacaktır. Kar marjı yüksek bir mal size sunuluyor ise bunda şüphe etmek gerekiyor. Yani demirin kilosu bin 500 TL iken size bin liradan vermeye kalkıyorsa birisi fatura da verse bu konuda şüphe duymak gerekiyor. Vergi Usul kanununda iki husus var. Biri düzenleme diğeri kullanma olayı. Düzenleme, bizzat sahte faturanın kendi adınıza mali idarenin bilgisi dışında bastırıp onun ticaretinin yapılmasıdır. Biz buna düzenleyici diyoruz. Sahte faturada düzenleyici, yani o faturayı bizzat bastırıyor, gidiyor kayıt dışı oluyor. Vergi dairesinin anlaşması olmayan bir matbaada bastırıyor, bunu düzenliyor. Bir de kullanma var. Düzenlenmiş bu faturayı bir şekilde ticareti yapan kişilerden almış bir başkası, size yine normal bir fatura gibi gösteriyor Bakınız mal alışverişi gerçek ödeme gerçek kantar fişi, taşıma faturası var nakliye faturası var ama fatura sahte, böyle durumlarda olabiliyor.Biz buna kullanıcı diyoruz bunların vergi mevzuatın da hafifletici sebepleri var fakat katma değer vergisinde sorumluluk esası getirildiği için katma değer vergisi mantığında şu vardır. Sen alış veriş yaparken ödemiş olduğun KDV’nin de yerli gidip gitmediğinden sorumlusun.Sen bir alışveriş yapıyorsun karşı tarafa KDV ödüyorsun. Bu KDV’ nin ilgili vergi dairesine yatırıp yatırmadığından da sorumlusun veya da KDV tahsil ettin karşı taraf senin bu KDV’yi tahsil etmiş olduğunun KDV’ yi süresinde zamanında ilgili veya yatırmadığından sorumlu tutuyor.Biz buna sorumluluk esası diyoruz. Katma değer vergisi sorumluluk getirmiştir. Ondan dolayı da çoğu incelemelerde her ne kadar faturanız her ne kadar mal ve hizmet alımı gerçek para yatırılmış bankadan havale edilmiş kantar fişiniz var taşıma faturanız var yinede bazen mükelleflerimiz sahte fatura kullanmaktan dolayı yine zor durumla karşılaşabiliyorlar ama bu aşamada bizim mükelleflerimizin o inceleme aşamasını çok iyi kendilerini savunması özellikle bu dediğim unsuların ispat vesikası olarak bulunması gerekiyor. Şimdi vergisi özellikle burada kaçakçılık fiili diye geçiyor öncelik olarak bunlar zaten cumhuriyet bas savcılığı sayesinde yargılama kurumları var ağır ceza mahkemesinde yargılanmak üzere biz onları yolluyoruz. İkincisi bakınız normal incelemeler de bir mükellefin vergi kanunları içerisinde yapılan incelemelerde bir takım hakları vardır. Uzlaşma vardır İndirimdir pişmanlıktır . İşte sahte fatura ticareti ile sahte fatura işi ile uğraşan veya da sahta fatura kullanmak veya vermek fiili ile suçlanan bir mükellefimiz bu haklardan yararlanamıyorlar uzlaşma hakları yoktur işte uzlaşma müessesi çok önemli bir müessese artı vergisel cihazı üç kat şeklinde bakın bu normal mükellefe bir kat vergisel cezası var iken örneğin bizzat düzenleyen düzenleme fiili ile uğraşan mükelleflerimize üç kat vergisel cezası ile karşı karşıya ama biz bunu düzenleme değil de kullanım şeklinde almış olduğumuz zaman 1 kat vergisel cezası ile kurtulabiliyor. Diğer yandan da işte usulsüzlük cezası özel usulsüzlük cezası gelecektir. Esas olan ağır ceza mahkemesinde bunların yargılanarak hapis cezasına varan bir sonuç ile karşılaşabiliyor. Bizim Karabük ilimiz de müfettişlerimiz var ve vergi incelemeleri yapıyorlar.Artı bizim Karabük ün en büyük özelliği Demir sektörünün demir ticaretinin ağırlıklı olması. Demir ticareti üzerine yoğunlaşıyor. Ben Kahramanmaraş’tan geldim Kahramanmaraş ta da tekstil vardır. Kahramanmaraş’ın en büyük mükellefi tekstil. Tekstil sektörleri incelemeleri vardır . Karabük ün doğası gereği yapılan iş gereği oluyor incelemeler. Dolayısıyla vergi müfettişlerimiz incelemeleri yapıyorlar ama tabi burada biz çoğu hususları vergi mahremiyeti kapsamında veremiyoruz Türkiye’nin her ilinde olduğu gibi sahte fatura kullanma bakın düzenleme demiyorum kullanma olayı bizim Karabük ilimizde de vardır. Diğer illerde olduğu gibi ama bunu spesifik olarak vergi muhalefeti kapsamın da şu mükellefi şöyle oldu şeklinde paylaşabiliyor ama ben esas şunu vurgulamak istiyorum.Rutin olanın dışına çıkmamaları bizim Karabük’te ki kardeşlerimizin ticaret erbabının dışına çıkmamaları ve alışverişi mutlaka belgeye dayandırmaları, özellikle ödemelerin fatura, taşıma faturası, kantar fişi yani ben bunları aldım fiilen aldım ödedim diye bize ispatlaması gerekiyor” şeklinde ifadelere yer verdi.
