DERS ALMAK MI…?

DERS ALMAK MI…?

Yayın: 10.09.2015 08:43
Paylaş:
A+ A-

Karabük 1950 yılından beri plansız,düzensiz bir gelişme çizgisi üzerinde gidiyor.
Plansızlık her alanda etkisini hissettiriyor.
Karabük’te bundan nasibini alıyor.
Karabük’ün hedefleri bu ortamda sapmaya uğruyor.
Devletçi genden güç alan kaynaklarını yitirmeye başlıyor.
Yerinde saymaya başlıyor.
Aynı cadde…
Aynı sokak…
Aynı tartışmalar.
Bir adım ileri…
İki adım geri…
Karabük bir anda imajını yitiren kent görüntüsüne giriveriyor.
Şimdi bu gelişmeler karşısında…
Acaba ne yapmamız gerekir?
Bir bilen/görüş açıklayan yok.
Şunu yapalım/bunu yapmayalım.
Sorunlar yumaklaşmaya devam ediyor.
Çözüm noktasında bilinen klasik yöntemlerin ve söylemlerin dışında bir farklılık yok.
Kentin sahipsizliği baş ağrıtıyor.
Birisi/birileri çıkıp da ,önümüzü görme adına geleceğe yönelik bir açıklama yapmıyor/yapamıyor.

Karabük nerede.?
Doğal olarak bu soruyu kendimize sormak zorundayız.?
Karabük kendine yakışan duruşları sergileyebiliyor mu?
Bunları olumlu cevaplayabilmek mümkün mü?
Hani Karabük’e lojistik üs kuruyorduk.
Nerede?
Katıatık bertaraf tesisini kurduğumuz gibi kağıt üzerinde bir gün inşallah o işi de hallederiz.
Öyle değil mi?
Hani Bulak(mencilis) mağaramız vardı?
Dünya mağara literatürüne girmiş,ilginç görüntüleri ile bir cazibe merkezi olan bu doğa harikası yeri turizmin hizmetine açıyorduk.?
Gezmek/görmek için gelenler sayesinde turist rekoru kırıyorduk…
Doğru…
İş bilirliğimizden dolayı rekorsuzluğun rekorunu kırdık…
Bunlar sadece akılda kalanlar
Ya kalmayanlar
Sel kapanlarından barajlara kadar bir yığın atıl kalmış projeler.
Laf ötesine konu olmaktan öte gidemeyen Karabük gerçekleri…!
Karabük gerçekten pusulasını kaybetmiş bir gemi misali ,dalgalı denizde yol almaya devam ediyor.
Bu dalgalar ne ölçüde gemiyi hırpalar bilinmez.
Ama gerçek şu ki; her geçen süre, Karabük’ün zamanını çalmaktadır.
Buna dur deyebilecek güce ,Karabük’ün gereksinimi vardır.
Bir şeyler istiyoruz.
Kentte birdenbire bir heyecan oluşuyor.
Ne oluyorsa oluyor.
Yine Karabük başladığı yere geri dönüveriyor.
Karabük…
Tarihin tekerrür ettiği kent…
Şöyle bir düşünün bakalım…
Tarih neden tekerrür eder…
Merhum İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy…
Tarih ders alınsaydı,tekerrür eder miydi diye soruyor…
Ders almak mı?
Kimin haddine…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Dünya Tiyatro Günü, Şehir Tiyatroları’nda ücretsiz oyunlarla kutlandı

Yayın: 29.03.2024 12:49
Paylaş:
A+ A-

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü şehir tiyatroları sahnelerinde ücretsiz düzenlenen oyunlarla kutladı.

Her yıl Dünya Tiyatro Günü için yayınlanan uluslararası bildiriyi bu yıl Norveçli yazar Jon Fosse, ulusal bildiriyi ise yönetmen ve oyuncu Tamer Levent kaleme aldı.

Ulusal ve uluslararası bildiri, sahnelenen oyunlardan önce sanatçılar tarafından okundu.

Tiyatronun iletişimdeki önemine, yaşamın gelişmesine sağladığı katkıya ve hayata ayna tutması gerektiğine vurgu yapılan ulusal bildiride, “Tiyatro, düşünmediklerimizi hatırlatıp, bizleri yüzleştirir, ezberlenmiş bilgilerimizle din, dil ve ırk ile bütünleştiremediğimiz, nedenlerini sorgulamadığımız konuları, insan olma ortaklığında, ders vermeden sorgular. Yaşamda var olan ve çözülmez görülen sorunları irdelemek ve çözüm üretmek süreçleri yaratır.” ifadeleri yer aldı.

Nobel ödüllü yazar Fosse’nin kaleme aldığı “Sanat barıştır” temalı uluslararası bildiride ise “Savaş hepimizin içinde derinlerde yatan şeye, özgün olana karşı verilen bir mücadeledir. Bu aynı zamanda sanata karşı, tüm sanatların derinliklerinde yatan şeye karşı bir savaştır. Aslında çok basit, savaş ve barış birbirine ne kadar zıtsa, savaş ve sanat da o kadar zıttır. Sanat barıştır.” ifadeleri kullanıldı. (AA)