Düşünce Okulu Hakkında

Düşünce Okulu Hakkında

Yayın: 06.07.2015 08:30
Paylaş:
A+ A-

Bir kentte değişik düşünceleri üreten unsurlar nelerdir?
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bunun yanıtı bellidir.
Sivil toplum örgütleri(odalar,dernekler) ve siyasi partilerin o kentteki yerel temsilcileri…
Varlığımızı sürdürdüğümüz kentin gelişmesine istiyorsak demokratik olan bu kuruluşların sorurları çözmeye yönelik çaba içinde olmalarını istememiz en doğal hakkımızdır.
Sivil kitle örgütleri ve özelikle de muhalefetteki siyasi parti temsilcilerinin bu anlamda olayın içinde olmaları gerekir.
Olmazsa ne olur?
Halk böyle bir durumlarda, yapılan ve olanlar karşısında sahipsizlik duygusuna kapılır.
Bir kentte , iktidarların topluma verdikleri sözlerin arkasında durmamasına ve işlerin takibinin yapılamamasında muhalefetin görevini yapamamasının çok büyük rolü olduğu unutulmamalıdır.
Bu bir zaaftır.
Halkın aynı vaatlerle defalarca oyalanması ve kandırılması karşısında aynı şeylerin tekrarlanması mağduriyete neden olmaktadır.
Halkın sahipsizliği gelişmenin önünü tıkayan en önemli faktördür.
Bu olumsuzluktan kurtulmak için ne yapmak gerekir?
Sivil toplum kuruluşlarının kentin sorunlarına olan duyarlılıklarını artırmak…
Sorunların çözülmesi için etkin demokratik usul olan muhalefet mekanizmasını kurallarına göre harekete geçirmek.
Yaşadığımız kentte ,sorunlara karşı duyarlı tutum sergilemek, gerçek anlamda “var olmayı” sürekli gündemde tutmak.
Böyle bir tavır;yaşam kalitesini artıracağı gibi kenti dinamik kılacaktır.
Yöneticilere sorumluluk yükleyecektir.
Yerel demokrasi işlevselleştirecek,çoğulculuğu sağlayacaktır.
Şimdi sözün burasında araya girerek size Kayseri’den bir örnek vermek istiyorum.
Duydunuz mu bilmiyorum.
Kayseri’de 2014 yılından beri faaliyet gösteren bir DÜŞÜNCE OKULU var.
Okulun genel koordinatörü Ferhat Akmermer,kuruluş amacını şöyle açıklıyor:
Kamu yararına söylemler geliştirmek.
Yerelden genele gelişecek faaliyetler yapmak.
Entelektüel hayat derinliğinin gelişmesine yardımcı olmak.
Özellikle insan hakları ve adalet konusundaki gelişmeleri takip etmek.
Kayseri Düşünce Okulu,kent ile ilgili araştırmalar yapılmasını destekliyor.
Sivil Toplum Kuruluşlarının daha aktif çalışmalar yapmasını sağlıyor.
Bu alandaki çalışmaları koordine ediyor.
Şimdi bunun kente ne yararı ne olabilir diye aklınıza bir soru gelebilir?
Bu okul faaliyete geçmeden önce yaşam kalitesi açısından Kayseri 81 il içinde 23. Sırada yer alırken 14 sıra birden atlayarak 10.sırada yer almayı başarmış.
Bu ne demek.?
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
Ya da yaşadığı kente sahip çıkmanın tartışması olmaz.
Kayseri Düşünce Okulu’nun bilimsel olarak yaptırdığı YAŞAM KALİTESİNİ belirleme araştırmasında Karabük’e de yer vermiş.
Merak ettim…
Sıralamamıza baktım.
81 il içinde 71.sırada yer aldığımızı gördüm.
Lütfen bu niye böyle olur demeyin.
Büyük laflar konuşmaktan öte yaşadığınız kente biraz olsun sahip çıkın.
Bir de…
Hep kendi geleceğinizi düşünerek siyaset yapmayın…!

Yorumlar

  1. torr

    1. sınıf insanlar 1. sınıf kentleri,
    2. sınıf insanlar 2. sınıf kentleri,
    3. sınıf insanlar 3. sınıf kentleri,
    .
    .
    .
    71. sınıf insanlar 71. sınıf kentleri mi oluşturuyorlar acaba ?

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sahipsiz köpeklerin saldırısıyla yaralanan lise öğrencisi yaşadığı korkuyu unutamıyor

Yayın: 25.04.2024 13:56
Paylaş:
A+ A-

Aksaray’da sahipsiz köpeklerin saldırısı sonucu yaralanan lise öğrencisi ile ailesi, sahipsiz hayvanlar sorununun çözülmesini istiyor.

Şifahane Mahallesi’nde bir kadın kuaföründe stajyer öğrenci olarak çalışan meslek lisesi 10. sınıf öğrencisi 15 yaşındaki Zeynep Yıldız, su almak için gittiği marketten dönerken 5 sahipsiz köpeğin kendisine doğru koştuğunu gördü.

Köpeklerden birinin bacağından ısırması sonucu yaralanan Yıldız, kaldırıldığı Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki 15 günlük tedavisinin ardından taburcu edildi.

Bedensel ve ruhsal olarak derin bir yara açıldı

Anne İlknur Yıldız, AA muhabirine, kızının ambulansta kendisini aramasıyla olaydan haberdar olduğunu söyledi.

Zeynep’in yarasını gördüğünde korkularının arttığını aktaran Yıldız, şöyle konuştu:

“Kızım sadece ilaç aldı ve serumla beslendi. Doktorlar ilk 6 ayın riskli olduğunu belirtti. İç yaranın kapanmasını bekliyorlar. Yara hala iyileşmedi. Kızım sürekli gözetim altında. Hepimiz hayvanları seviyoruz ancak onlar benim yavrumu canından ediyorlardı. Sahipsiz köpeklerin toplanması gerekiyorsa toplansın. Sahipsiz köpekler, yavrumda bedensel ve ruhsal derin bir yara açtı. Olaydan sonra çocuğumu bu şekilde göremeyebilirdim. Biliyoruz ve görüyoruz, sahipsiz köpekler çocukları öldürebiliyor.”

Sahipsiz köpeklerin toplanmasını istiyor

Yarası için iki günde bir hastaneye giden Zeynep Yıldız, köpeklerin kendisine doğru koştuğunu fark edince paniklediğini ve koşmaya başladığını anlattı.

Köpeklerden kaçamadığını ve birinin bacağını ısırması sonucu yaralandığını anlatan Yıldız, “Kendimi kavşaktaki süs bitkilerinin altına zor attım. Az kalsın arabalar bana çarpıyordu. Köpekler de araçlardan korkup kaçtı. Köpeğin ısırmasıyla sinir dokularım kopmuş, bacağım çok acımıştı.” dedi.

Yıldız, bacağının hala ağrıdığını belirterek, “Köpeklerin saldırdığı anı bir türlü unutamıyorum. Bacağımdaki enfeksiyon hala geçmedi, kısıtlı şekilde yürüyebiliyorum. Artık o sokakta tek başına yürüyemem, çok korkuyorum. Sahipsiz köpeklerin toplanmasını istiyoruz. Sahipsiz köpeklerin saldırısı benim başıma geldi ancak başkasının da başına gelsin istemiyorum. Bir an önce çözüm bulunmasını istiyorum.” diye konuştu.