Her Telden (18.Şubat.2016)

Her Telden (18.Şubat.2016)

Yayın: 18.02.2016 08:35
Paylaş:
A+ A-

AK PARTİ GİRESUN MİLLETVEKİLİ SAYIN ALİ TEMUR VE AK PARTİLİLERİN ZİYARETİ,SAYIN TİMURÇİN SAYLAR..
Dün Gazetemiz Bürosuna AK Partililerin bir ziyareti vardı ve AK Parti Giresun Milletvekili Sayın ALİ TEMUR’DA AK Parti Heyeti ile birlikte geldi.
HOŞ BİR SOHBET OLDU.
Özellikle AK Parti İl Başkanı Sayın TİMURÇİN SAYLAR’IN verdiği bilgileri,Sayın ALİ TEMUR başta,hepimiz can kulağı ile dinledik,zira KARABÜK için KARDEMİR için,DEMİR/ÇELİK Sektörü için can kulağı ile dinlenilmesi gereken bilgiler verdi Sayın SAYLAR.
KALİTELİ ÇELİK ÜZERİNE BİLGİLER VERDİ.
KARDEMİR için,özellikle Ankara’da oluşan hava ve bu havanın dağılması noktasında yaptığı/yapılan,girişimlerle ilgili bilgiler verdi,bu konu için yapılan/yaptığı çalışmaları, “ÇOK KISA,ÖZET HALİNDE..” ancak “ANA HATLARINI VURGULAYARAK..” anlattı.
Hep söyledik,söyleriz.
Sayın TİMURÇİN SAYLAR fevkalade iyi niyetli bir insandır,hayatının hiçbir noktasında dalga/dümen/dedikodu gibi işlere girmez /girmemiştir,hep yapıcı,uzlaştırıcı bir tutumun,tarzın içindedir.
Özellikle KARDEMİR’İN KALİTELİ ÇELİK ÜRETİMİNE büyük önem verdiğini gözlemledik,bu nokta AK Parti Giresun Milletvekili Sayın ALİ TEMUR’UN dikkatini çekti,gelişmelerin neler olabileceği hakkında Sayın SAYLAR’DAN bilgiler aldı.
HOŞ ve VERİMLİ BİR ZİYARET OLDU..
Özellikle Sayın SAYLAR’IN verdiği uzlaşı mesajları,en azından bizim dikkatimizi çekti ve Karabük’ün geleceği açısından rahatladık,gerçek anlamda rahatladık.
ÇOK HOŞ ve VERİMLİ BİR ZİYARET OLDU..
AYAKLARINA,GÖNÜLLERİNE SAĞLIK..

ÖNCE Kİ GÜN,BELEDİYE BAŞKANIMIZ SAYIN RAFET VERGİLİ’Yİ,YENİ BELEDİYE BİNASINDA ZİYARET ETTİK, MÜTHİŞ..
Önce ki gün,çok sevgili Kardeşimiz,dostumuz Sayın ZİYA ÜNSAL ile birlikte,Belediye Başkanımız Sayın RAFET VERGİLİ’Yİ yeni Belediye Binasında ziyaret ettik.
Biliyorsunuz veya Facebook’tan izlemişsinizdir Belediye Başkanı Sayın RAFET VERGİLİ,geçtiğimiz hafta UMRE ZİYARETİNDE bulunmuştu ve UMREYE gitmişti.
Hem UMRE ZİYARETİ için,hem de YENİ BELEDİYE BİNASI için hayırlı olsun dileklerimizi ilettik Sayın RAFET VERGİLİ Başkanımıza ve YENİ BİNA GERÇEKTEN MÜTHİŞ olmuş.
KARABÜK’E YAKIŞAN BİR BELEDİYE BİNASI OLMUŞ.
Geniş,ferah ve pırıl/pırıl bir BELEDİYE SARAYI kazanmış Karabük,BELEDİYE ÇALIŞANLARI yeni,geniş mekanlara kavuşmuşlar ve her çalışan memnun.
Belediye Başkanımızı ziyaret ettikten sonra,Zabıta Müdürümüz Sayın SEDAT KÖSE’NİN yanına uğradık,Safranbolu Şoförler Odası Başkanı ile Servisçiler Odası Başkanı Sayın HÜSEYİN KILIÇ ile bir toplantıları vardı,fazla kalmadık.
GENİŞ,FERAH BİR MEKAN HALİNE GELMİŞ MÜDÜRLÜK.
Karabük Belediyesi’nin yeni binası gerçekten MÜTHİŞ bir yer olmuş.

TÜRKİYE ÜNİVERSİTE SPORLARI FEDERASYONU,KARABÜK’TE SPOR ORGANİZASYONU VE KARABÜK’ÜN SESSİZLİĞİ..
Birkaç gündür,TÜRKİYE ÜNİVERSİTE SPORLARI Federasyonu’ndan ve bu Federasyonun SPOR MÜSABAKALARI organize etmesinden söz ediyoruz.
“KARABÜK’E BİR ORGANİZASYON VERİLMELİ..” mesajları veriyoruz,vermeye gayret ediyoruz,ancak,KARABÜK BU NOKTA DA BÜYÜK BİR SESSİZLİK İÇİNDE duruyor.
EN KÜÇÜK BİR TEPKİ YOK..!!
Köşemizi izleyenler bilirler..
KARDEMİR ile ilgili bir şeyler yazsak,OLUMLU/OLUMSUZ birçok yorum gelir,görüş açıklayanlar olur,tamam kabul ederiz İKİ OLAY biri birinden hayli farklı,ancak,ÜNİVERSİTE SPORLARI açısından kimseden bir yorum,bir görüş gelmiyor.
KONU KARDEMİR OLDUĞUNDA BİR DUYARLILIK YAŞANIYOR.
KARABÜK BAŞKA KONULARA AYNI DUYARLILIĞI GÖSTERMİYOR..
Neden acaba..?
Bakın Ülkemizde 200 civarında ÜNİVERSİTE var ve ÜNİVERSİTELER arasında bir SPOR MÜSABAKASI organize edilse,Karabük’e ne kadar ÖĞRENCİ GELİR..?
100-150 üniversite 15-20 kişilik ekiplerle,KARABÜK ÜNİVERSİTESİ’NDE,KARABÜK’TE düzenlenen SPOR MÜSABAKALARI için KENTİMİZE GELSELER,toplam ZİYARETÇİ SAYIMIZ ne kadar olur..?
KİMSENİN İLGİSİ YOK,kimsenin adeta UMURUNDA değil..
Ancak konu KARDEMİR olduğunda öyle çok yorum geliyor ki..!!

“AVRUPA BİRLİĞİ BÜNYESİNDE YAPILAN BİR OYLAMA..” VE KARABÜK MİLLETVEKİLİ SAYIN UYSAL’IN ÜZÜNTÜSÜ..
Biliyorsunuz AK Parti Karabük Milletvekili Prof.Dr.Sayın BURHANETTİN UYSAL,Avrupa Birliği UYUM KOMİSYONU Üyesi ve bunun için sık/sık AB Toplantıları için Brüksel’e gidiyor.
Sayın BURHANETTİN UYSAL geçtiğimiz gün ziyaretimize gelmişti,söz AB çalışmalarından açılınca,BİR ÜZÜNTÜSÜNÜ anlattı ve gerçek anlamda üzülecek bir konu.
ERMENİSTAN ile AZERBEYCAN arasında KARABAĞ ile bağlantılı bir oylama yapılmış ve oylama 4 fark ile ERMENİSTAN lehine çıkmış,Ülkemizden katılan Parlamenterlerden 2 isim ERMENİSTAN lehine oy kullanmış,1 Parlamenter de yanlış oy kullanınca,SONUÇ BU olmuş..
AK Parti Karabük Milletvekili Sayın BURHANETTİN UYSAL,müthiş üzülmüş bu sonuca ve “EĞER TÜRKİYEDEN GİDEN BU 3 VEKİL AZERBEYCAN LEHİNE OY KULLANMA ÇOK ÖNEMLİ BİR SORUN,AZERİ KARDEŞLERİMİZİN LEHİNE ÇÖZÜLECEKTİ..” diyor.
2 OY AZERBEYCAN ALEYHİNE,ERMENİSTAN LEHİNE..
1 OY YANLIŞ KULLANILIP GEÇERSİZ SAYILINCA..
Karar 4 oy farkla ERMENİSTAN LEHİNE çıkmış ve Sayın BURHANETTİN UYSAL bu duruma müthiş üzülmüş,içine sindirememiş,böyle oy kullananlara çok kızgın ve kırgındı.
Sayın BURHANETTİN UYSAL’A bu nokta da kim haksız diyebilir ki..?
Müthiş kızgın ve kırgındı..

AK PARTİ İL BAŞKANI SAYIN TİMURÇİN SAYLAR ; “İSMETPAŞA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ’NDEN YER ALAN FİRMA..”
Dün Giresun Milletvekili Sayın ALİ TEMUR ve İl Başkan Yardımcıları,Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte Gazetemiz Bürosuna bir nezaket ziyaretinde bulunan AK Parti İl Başkanı Sayın TİMURÇİN SAYLAR çok önemli bir bilgi verdi.
İSMETPAŞA Organize Sanayi Bölgesi noktasında yapılan çalışmaların sürdüğünü anlatan Sayın TİMURÇİN SAYLAR,buranın tamamlanıp hizmete girmesinden sonra ÇOK BÜYÜK İLGİ göreceğine işaret etti.
“ÇOK ÖNEMLİ BİR DEMİR/ÇELİK FİRMASI 60 DÖNÜM YER ALDI..” dedi ve Karabük dışından gelen bu Firmanın,inşaat demirinden çok KALİTELİ ÇELİK ürettiğine dikkat çekti.
AK Parti İl Başkanı Sayın TİMURÇİN SAYLAR bu anlamda,önüne çok önemli hedef/hedefler koymuş ve Giresun Milletvekili Sayın ALİ TEMUR’A “Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN ve Sayın BURHANETTİN UYSAL’IN DESTEKLERİNDEN SÖZ ETTİ..”
Sonra da “Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN BAŞKANIM,BU KONULARDA ÖNÜMÜZÜ AÇAN ÇALIŞMALAR YAPIYOR.KARABÜK’Ü ÇOK GÜZEL GÜNLERİN BEKLEDİĞİNE İNANIYORUM..” yolunda ifadeler kullandı.
Bilindiği gibi Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN 1 Kasım Erken Genel Seçimi sırasında “SİYASETEN CUMHURBAŞKANI,BAŞBAKAN ADINA İMZALAR ATTIM.BAKANLIKLARDA BULUNDUM.ARTIK SİYASİ BİR HEDEFİM KALMADI..” demişti..
Ve “BÜTÜN GÜCÜMÜZÜ KARABÜK’E YÖNLENDİREREK,YATIRIMLAR GETİRMEYE,HİZMET GETİRMEYE ÇALIŞACAĞIM..” gibi açıklamalarda bulunmuştu.
Ve ;Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN bu yönde çalışmalar yapıyor.
Sayın SAYLAR bunlara işaret eden bilgiler verdi.

KARDEMİR “KAPSAM DIŞI PERSONELİNE ZAM YAPILMASINA YAPILACAK,ANCAK,GALİBA BİRAZ ZAMAN ALACAK..”
KARDEMİR işçi statüsünde çalışanlarına TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ uyarınca,gerekli zamları verdi,Sözleşme de yer alan miktarda zamlar uygulanmaya başladı.
KAPSAM DIŞI PERSONELE HENÜZ ZAM YAPILMADI..
KARDEMİR bünyesinde KAPSAM DIŞI PERSONEL olarak 500 veya 600 civarında çalışan varmış ve “BU ÇALIŞANLARIN MAAŞLARINA MUTLAKA ZAM YAPILACAK..” gibi bilgiler veriliyor.
TASARRUF BU KADAR İNSANA ZAM VERMEMEKLE OLMAZ gibi görüşler dile getiriliyor,ancak,bu personele zam verilirken bazı ölçüler kullanılabileceğine dikkat çekiliyor.
“PERFORMANS GİBİ..” bazı kriterler uygulanabilirmiş.
Ayrıca FORMEN KADROLARI DA VAR elbet.
Bunları da KAPSAM DIŞI değerlendirmek gerekiyor..
Dün KARDEMİR açısından hayli önemli birkaç yer ile görüşmemiz oldu ve “KARDEMİR ZARAR EDİYOR veya KARDEMİR PARA KAZANAMIYOR DİYEREK KAPSAM DIŞI PERSONELE ZAM VERMEMEK OLUR MU..” gibi yaklaşımlar gösterdiler.
Hazırlıkların sürdüğüne dikkat çektiler..
Ancak,biraz gecikme olabileceğini söylediler..

TCDD ZONGULDAK HATTI,MART AYI İÇİNDE BAŞLAYACAK MI,TESTLERİN SÜRDÜĞÜ VE SON AŞAMAYA GELİNDİĞİ İŞİ
TCDD Irmak-Zonguldak hattı üzerinde,çok önemli harcamalar yapılarak SİNYALİZASYON yenilemesine gidildi,bu çalışmalar SÜRE olarak önem taşımıyor.
Yani KARABÜK-ZONGULDAK,YİNE,3 SAAT SÜRECEK.
Süre noktasında herhangi bir hızlanma,değişme yok,ancak,SEFER SAYISI ARTTIRILACAK ve sinyalizasyon otomatik olduğu için TREN SEFERLERİ sırasında,bir katar gelirken,öteki katar bunun geçmesini beklemeyecek.
SİNYALİZASYON YENİLEMESİ NEDENİ İLE sefer sayıları arttırılacak,günde 3-5 olan SEFER SAYISI 8-10 olarak arttırılacak,bunları örnek olarak veriyoruz elbet.
TREN SEFERLERİ İşyeri sahiplerince umutla bekleniyor..
Özellikle FEVZİ FIRAT Caddesi esnafları tarafından bekleniyor.
YOLCU GELMELERİ/GİTMELERİ hareket getiriyor elbet.
FEVZİ FIRAT Caddesi esnafları “KARABÜK BELEDİYESİ BİZİ TERK ETTİ.HİÇ DEĞİLSE TCDD TREN SEFERLERİ BAŞLARSA BİR PARÇA KIPIRDANMA OLUR..” gibi görüşler dile getiriyorlar.
Bu arada YOLCULUK KALİTESİ ARTTIRILIYOR..
KARABÜK-ZONGULDAK arasına konulacak vagonlar YENİ/BAKIMLI ve PRIL/PIRIL OLACAK,yolcular kaliteli,huzurlu bir seyahat imkanı bulacaklar..
MART AYI İÇİNDE TRENLERİN ÇALIŞMASI BAŞLAYACAKMIŞ..

SAYIN CELAL ÇETİN KIZILAY KARABÜK ŞUBE KONGRESİ’NDEN SERZENİŞLER DİLE GETİRİRKEN HAKLIYDI ELBET..
Geçtiğimiz günlerde KIZILAY KARABÜK KONGRESİ yapıldı ve Divan Başkanı Sayın CELAL ÇETİN Karabüklülerin ilgisizliğinden yakındı,eleştiriler dile getirdi.
AZ BİR KATILIMLA KONGRE YAPILDI.
Özellikle ÜST DÜZEY BÜROKRAT noktasında kimsenin olmayışı,YEREL YÖNETİM bağlamında kimsenin olmayışı Divan Başkanı Sayın CELAL ÇETİN’İN eleştirilerine yol açtı.
KIZILAY KARABÜK Şube Başkanlığı görevine tek aday olarak giren Sayın MEHMET ULUKAYA yeniden seçilirken,Sayın ULUKAYA 39 yıldır aynı görevi yürütüyor.
Bu arada KULAĞIMIZA SİYASİ BAZI FISILTILAR geldi.
Galiba KIZILAY noktasında önemli SİYASİ GELİŞMELER olacak gibi,bunu GENEL MERKEZ bağlamından TAŞRA TEŞKİLATLARINA kadar inebilecek bir proje olarak görüp gösterenler var.
KARABÜK ŞUBE Kongresi ilgi görmedi KIZILAY’DA.
Ancak SAFRANBOLU ŞUBE kongresi hayli kalabalık ve çekişmeliydi..
SAFRANBOLU BÜROKRASİSİ,YEREL YÖNETİMİ Kongreye ilgi gösterdi ve Şube Başkanlığı görevine 93 oy alarak seçilen Sayın İHSAN TOPALOĞLU’NA karşılık eski Başkan SAİM TİRYAKİ ise 83 oy aldı.
İKİ ŞUBE ARASINDA İLGİ GÖRME FARKI ÇOK BÜYÜK..!1

SESSİZ VE DERİNDEN GİDEN BİR ARAŞTIRMA,ÇOK CİDDİ SONUÇLAR VEREBİLİR,İNŞAALLAH CANI YANAN OLMAZ..
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ile bağlantılı bir ARAŞTIRMA sürüyor/sürdürülüyor ve dileriz insanların canı yanmaz,insanlar bundan dolayı zarar görmez.
EMNİYET GÜÇLERİ OLAYIN PEŞİNDE..
ZONGULDAK bağlantılı bir dizi araştırmalar yapılıyor,insanların bilgilerine başvuruluyor,emekliliğe esas olan raporların sahte olup/olmadığı araştırılıyor ve olay şuan itibarı ile dar bir alanda yürütülüyor..
Ancak ;OLAYIN BOYUTLARI BÜYÜYEBİLİR diyenler var.
Özellikle BİR DÖNEM CANI YANAN insanlar var,bu insanların böyle bir araştırma/soruşturma sonucu yeniden canı yanmaz,kurdukları veya kurmaya çalıştıkları düzenleri yeniden bozulmaz.
Bütün yüreğimizle bunu arzu ederiz.
İnşallah kimsenin canı yanmaz,kimse sıkıntı yaşamaz..

4 kişi görüş bildirdi

  1. 2010 Yılının tortusu

    SGK Emniyet kanalıyla biçok malülen emeklinin raporlarını kontrol ettiriyor ifadeler alınıyor telefon dinlemeleri varmış filan deniyor bu işler 2010 yılının tortuları ve sen ne dersen de canı yanan olıcak.Şimdilik görünen böyle 2010 yılında işten atılanlardan malülen emekli olanlar vardı işte o emeklilerin bi bölümü üzerinde araştırma oldugu söyleniyor.Hayırlısı allahtan canı yanan olursa o kötüde galiba bazılarının canı yanıcak gibi

  2. Gönderen

    150 üniversiteden 20’şer kişi gelse;

    150×20 = 3.000 kişi eder. Bunlar Karabük’te geçirecekleri zaman içersinde biner lira para harcasalar 3 milyon lira eder. 3 milyon lira Karabük esnafı için bir şey ifade etmez. Allah bereket versin ama, bu para az ve sürekli değil. Bu organizasyon yılda olsa olsa bir kere olur. Her sene de Karabük’te mi organize edilecek bu müsabakalar?

    Ben bonkör davrandım kişi başı biner lira harcattım. Gelecek olanlar öğrenciler. Onlarda para ne arar? Yüzer lira harcasalar 300 bin lira eder. Ki yüzer lira da harcamazlar. Kalacakları yer öğrenci yurtları. Yemeleri içmeleri de karavanadan beleşe olur. Ya üniversitenin spor organizasyonu fonunlarından yada devletin gençlik spor veya kredi yurtlar fonlarından karşılanır…

    Otobüs firmaları kazanır desek. O da olmaz. Gelen kafileler ya üniversitlerin yada İl özel idarelerinin minibüs veya midibüsleri ile gelirler. Yani Üniversite spor müsabakaları Karabük’e ekonomik olarak pek katkı sağlamaz. Karabük’ün reklamı olur desek; belki basında bir iki küçük haber çıkar. Onu da sayısı oldukça az olan meraklısı okur. Diğer vatandaşların haberi bile olmaz. Karabük’te bir televizyon kanalı üniversiteler arası Sorvırvır düzenlese o zaman iş değişir.! 🙂 Vatandaşlar akşam ekrana kitlenip çekirdek çitleyip Karabük sorvırvırını izler. Memelkette Karabük’ü duymayan kalmaz…

    Öğrencileri, üniveristeyi ekonomik varlıklar olarak görmeyelim. Onların en ucuz yaşamları için ve en iyi şekilde yetişmeleri için önlemler alınmasına bakalım. Çoğu geçim sıkıntısı çeken ailelerin okusun diye borç harç evlerinden uzak şehirlere gönderdikleri çocuklar……

    Yani biz elimizdeki Kardemir’in kıymetini bilelim ona sahip çıkalım. Kardemir’in gelişmesi için, serpilmesi için, yan sanayilerinin ortaya çıkması için çaba sarfedelim…

  3. enerji

    Gönderen rumuzlu arkadaş, tespiti yerinde yapmış. Ben biraz daha kendime göre gerçekçi yaklaşmak isterim.
    Üniversiteler, spor müsabakaları, Turizm vb. hizmete ve eğitime dayalı alanlar, ticari kazanç gibi gözükse de mevcut paranın yer değiştirmesinin ötesine geçemez. Gerçek kalkınma ve ilerleme, üretime dayalı yapılan ticari faaliyetlerdir. Onun içindir ki, Kardemir ve benzeri kuruluşlar ülke ekonomisinin ve bölgemizin vazgeçilmez unsurudur.
    Üretmedikçe tüketen bir toplum olmak, ondan kar beklentisine girmek bir gün duvara toslamamız demektir.
    Tarım ve sanayi ne pahasına olursa olsun vazgeçilmemiz olmalıdır.
    Zaten cari açığın nedeni de bu değil mi?

  4. emekli

    ahmaet abi daha önce bazı insanlar.bazı yazılar yazmışlardı fakat hiç bir cevap yazmadınız.neden acaba .konu ak parti belediyelerinde çalışan işciler hakkında idi karabük eskipazar ovacık ta çalışan belediye işcilerinin tümünde maaş %leri alınırken karabük belediyelerindeki işcilern %lerinde oynama olmadıgı gibi asgari ücretin üstüne % zamları verilerek maaşları ödenmiş fakat akparti belediyelerindeki ak partiye oyvermiş insanların maaşları düşürülüyor bunlar bu işcilere cezamı veriyorlar acaba .bu işciler bundan sonra akp degilde mhp ye mi oyversinler bunumu istiyorlar.bunu araştırıp gündeme getirirsen seviniriz ahmat abi saygılar.

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sanatçı Okan Bayülgen: Buradan İngiltere’ye giden de topraklarımıza gelen de aynı ‘öteki’ kaderi paylaşıyor

Yayın: 29.03.2024 14:54
Paylaş:
A+ A-

Sanatçı Okan Bayülgen, “Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz.” dedi.

Oyuncu, yönetmen, fotoğrafçı ve komedyen Okan Bayülgen’in yazıp, yönetip, oynadığı ve “Yılın Prodüksiyonu”, “Yılın Yönetmeni” ile “Yılın Oyuncusu” dahil 6 ödül sahibi “Richard” oyunu 50. temsilinde sanatseverlerle buluştu.

Oyuna, tiyatroya ve gelecek projelerine ilişkin  açıklamada bulunan sanatçı, Richard eserindeki asıl meselenin ötekileşme olduğunu belirterek, “Richard’ın da bir öteki olması bizi çok ilgilendirdi. Yani kraliyet ailesine doğmuş ama kral olamayacak bir öteki. Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz. Biz de çalışmak, eğitim ya da yerleşmek için başka ülkelere, örneğin Kıta Avrupası’nda Berlin’e, Paris’e, Londra’ya gidiyoruz. Biz de orada öteki muamelesi görüyoruz. İnsan kendi doğduğu ailede, kardeşleri arasında ya da anne babaya karşı bile ötekileşebiliyor. Dolayısıyla bu çok önemli. Bunun işlendiği bir oyun. Bu açıdan Shakespeare’e dayanarak, biraz ona dil çıkartarak, biraz da Shakespeare’i överek yazılmış bir oyun.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, eserin yüzde 20’sinin orijinalin adaptasyonu olduğunun altını çizerek, yüzde 80’ini ise yeniden yazıldığının altını çizdi.

William Shakespeare’in kaleme aldığı ilk eserlerin VI. Henry oyunu ile Kral III. Richard’ın hayatını anlattığı oyun olduğunu dile getiren sanatçı, “O tarihte ya Tudorlara yaranmak için ya Tudorların ısmarlaması sonucu, Shakespeare bunu yapıyor yani III. Richard’ı kötü gösteriyor. Arada yüzyıl var ve o yüzyılda Yorkların yani son savaşta ölen Kral Richard’ın gölgesi kalkmamış devlet üzerinden, Tudorlar üzerinden. Bunu kötüleme çabası var. 16. yüzyıl anlayışıyla yani ‘Tanrı kötü insanları -güya- sakat bırakır ki siz ondaki fenalığı göresiniz diye’ anlayışıyla, adama sakatlıklar ilave edilmiş. İşte kambur, çolak, topal, çirkin yapılmış.” açıklamasını yaptı.

Okan Bayülgen, Shakespeare’in eserinde Richard’ı korkunçlaştırdığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:

“Öyle bir adam değil. Çok yakın tarihte, 2012’de kemiklerin bulunması ve 2015’te Richard’a ait olduğunun tescillenmesiyle ortaya çıktı ki bu adamda biraz skolyoz var. O skolyoz da dışarıdan pek belli olmuyor. Yani kambur falan da değil. Eğri büğrü de değil. Yakışıklı bir adam. Savaşta kahramanca ölen son kral. Ama ne olmuş bugüne kadar? Bizim bu pek demokrat kıta Avrupası, İngilizler her şeyi demokrasi adına ve siyaseten doğruculuk yaparak herkesi temize çekmiş, düzeltmiş. Richard’ı bırakmışlar. Richard günden güne daha da korkunç hale getirilerek oynanıyor. Bu oyun bir soru soruyor. Diyor ki siz hala neden korkuyorsunuz? Yani 500 yıldır her gelen oyuncu, kimliği ne olursa olsun demokrat, ilerici, gerici, sağcı, solcu fark etmiyor; aynı hilkat garibesi Richard’ı oynuyor. Bir yandan bu açıdan Shakespeare’e dil çıkartıyor.”

“Söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü”

Eserde, “sanatçı nerede durmalıdır?” sorusunun işlenmediğinin altını çizen başarılı sanatçı, “Aleladelik, üst insan olmak, Nietzsche’den, Baudrillard’dan, Alain Badiou’dan, Kierkegaard’dan Freud’a kadar, aslında sanatçının kim olduğu, ne yapması gerektiğiyle ilgili çok mesaj var oyunda. Ama iktidar yazarı olmak, olmamak gibi bir derdimiz yok. Tarih boyunca böyle olmuştur; her iktidara yakın duran yazarlar vardır. Uzak, muhalif olan yazarlar vardır. Bu oyunun özellikle meselesi bu değil.” diye konuştu.

Oyunun 50 temsilde geçirdiği değişikliklere de işaret eden sanatçı, şunları kaydetti:

“İlk oynadığımızda berbattık. Oyun da henüz toparlanmamıştı. Hızla festivale yetiştirilmişti. Hatta ilk 2-3 oyunu seyredenlere de ‘Davetiye vereyim, gelin bu halini görün.’ diyorum. Fakat seyircimizden büyük bir teveccüh gördük. Açık hava tiyatrosunda 4 bin kişiye, Atatürk Kültür Merkezi ya da diğer binli sayıları geçen seyirci kapasiteli yerlerde full oynadık, hakikaten. Ardından, sanatı üretenin ve seyircinin bir araya gelmesiyle birkaç saat süren söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü. Bugün ‘Herkes için Shakespeare’ diyerek aslında Shakespeare’in sahibi olduğunu düşünen İngiltere ve Kıta Avrupa’sına da 1tatlı bir iltifat yapıyoruz üst yazıyla. Sinemada alt yazı, tiyatroda da üst yazı vardır. İngilizce üst yazıyla oynanıyor bugün oyun. Bu da önemli bir gelişme. Bu oyun bizim özel hatta ödenekli tiyatrolarımıza iki alışkanlık bırakacak. Bir; ki çoktan başladı, oyun sonrası söyleşileri. İki; İstanbul’umuzda, Türkiye’mizde yaşayan, yerleşik ya da kısa süreliğine burada olan yabancılar için İngilizce üst yazıyla oynanması. Bu iki gelişme de aslında bizim hem seyirciyle ilişkimiz hem de tiyatromuzun yeri açısından ya da seyirciyi önemsememiz açısından güzel göstergeler.”

Okan Bayülgen, tiyatro yapmanın hiçbir zorluğu olmadığına dikkati çekerek, “Tiyatro yapmak, tiyatrocu olmak, tiyatronun, bu atmosferin içinde olmak müthiş bir şey. Bu kadar uğraşıp didinip zar zor konservatuara girip, ayakta kalıp tiyatro yapanlar bir de üzerine şikayet ederse artık fazla geliyor bana. Şikayet etmeye hakkımız yok. Bunu biz istedik. Annemiz, babamız bize mani olmaya çalıştı, ‘Yapma çocuğum.’ dedi, önümüze dikildi, yalvardı, ‘Evlatlıktan reddederiz.’ dedi. Şimdiki aileler değil, bizim zamanımızdaki ailelerden söz ediyorum. Yine de ısrar ettik, yaptık. Neden şikayet ediyoruz o zaman?” değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde tiyatronun, yaptığı birçok işin önüne geçtiğini vurgulayan sanatçı,”Şu anda ‘Richard Otel’de’ diye bir oyunumuz var. Yine Richard’da oynadığım bir arkadaşım, hem ortak yazar hem yardımcı yönetmen Nihal Usanmaz’la orada da çalışıyoruz. Aynı anda o oyunu çıkardık, Richard’da oynuyoruz ve Ankara’da, Devlet Tiyatrosunda ‘Dracula’nın provaları başladı. O da mayıs ortasında sahnelenecek. Araya bir küçük oyun daha sıkıştıracağız. Böylece gelecek sezona 4-5 oyunu aynı anda oynayarak gireceğiz.” dedi.

“Shakespeare aslında bütün dünyaya ait”

Sanatçı, oyunları yurt dışında da sahnelemeyi çok istediklerine işaret ederek, “Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de oyun koyabilirsiniz, yeter ki oyununuz onlar için yeni ve farklı bir şey ifade ediyor olsun.” ifadelerine yer verdi.

Uluslararası tiyatro festivallerine gitmek konusunda ise Bayülgen şunları söyledi:

“Aslında Richard için çok devreye girenler oldu. Fakat bizim, sinemadaki gibi bazı filmlerimizin, yönetmenlerimizin alışageldik şekilde Cannes’da, Berlin’de, farklı festivallerde ödül alması gibi bir lobimiz yok tiyatroda. Bazı oyunlar zar zor gidiyor, geliyor ama bunu da başlatmak lazım. İngilizlere de bir şey söylemek için Shakespeare’i tercihimiz biraz da bu yönde kıymetliydi. Shakespeare ile ilgili bir şey söylediğiniz zaman artık bu sadece İngiltere’ye değil, bütün dünyaya ilginç geliyor. Çünkü artık İngiltere’ye ait bir yazar değil Shakespeare. İngilizler sahip çıkıyor tabii, adam İngiliz ama artık o, tiyatro kütüphanesinin en önemli yazarı olarak aslında bütün dünyaya ait. Dolayısıyla Türkiye’den birisi çıkıyor, diyor ki ‘Ya kardeşim, pek demokratsın ya, senin yapamadığını bak ben yaptım ve sana, senin biraz da kafanı açabilecek, yeni fikirler verecek bir şey söylüyorum. Gelip orada oynayayım mı? Diyecek ki oyna ama sinema filmi nasıl gidiyor? WeTransfer’le, yüksek bir dosya olarak gidiyor. Bir küçük flash diskle gidiyor. Gitmesi bugünkü teknolojiyle rahat. Tiyatro kamyonlarla, insanlarla gidiyor. Biz bugün Anadolu’da bir yere gittiğimizde birkaç kamyon ve 51 kişi gidiyoruz yani kolay değil. Onun için bu kadar adamı götürüp orada oynatmak hiç kolay değil. Tarihte yapılmış. Bunu yapan müthiş tiyatrocu abilerimiz oldu.”

“Yurt dışına oyunla gittiğinizde işin kolayına kaçamazsınız”

Okan Bayülgen, uluslararası gösterimlerde iki kişilik oyunlarla ve dekoru oradan tedarik ederek gidilebildiğini aktararak, “Ama bizim oyun için orada bir inşaat yapmalısınız. Bu kolay bir şey değil. Bir yandan da tiyatronun şöyle bir tarafı da var; hep böyle kolaya kaçamazsınız. Yani ‘Yurt dışına gidecek bir oyun var’. Eee? ‘Bir hırkayla gidelim.’ Hayır o değil. Bu tiyatro. Nasıl sinemanın böyle bir cazibesi, şaşası var. Tiyatroda da bazı oyunlarda seyirciye oyunculuk, müzik performansları, dans gösterdiğiniz kadar, dekor, kostüm ve ışık konusundaki kreasyonunuzu da göstermeniz lazım. Tiyatro çünkü bunların bir bütünü. Çok farklı sanatların bir arada oluştuğu büyük bir sanat diyoruz.” diye konuştu.

Richard oyununun yurt dışına gittiğinde en az 600 kişilik bir salonda oynaması gerektiğinin altını çizen sanatçı, “Dracula’yı Devlet Tiyatrosunda sahneleyeceğiz. Mesela Dracula’nın şahsı daha fazla yurt dışı festivalleri açısından çünkü devlet, Kültür Bakanlığımız, ‘Biz buna uluslararası, dünya markası fantastik kişilik olarak da bakalım. Bunu şu festivalde ya da tiyatroda oynayalım.’ derse oynanır. Bu da aynı şeyi yapabilir.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, bütün tiyatro oyunlarının “Kral Çıplak” dediğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Bütün derdimiz seyirciyle böyle bir alışveriş içinde olmak. Bütün oyunlar bir şey söyler. Hangi oyunlar bir şey söylemez? Oyuncusu, yönetmeni ya da yazarı başka dertler içindeyse bir şey söylemeyebilir. Örneğin gelir der ki ben sana bir hikaye anlatacağım. Niye anlatacaksın bu hikayeyi? İşte ben bunu yazıyor muyum, yazabiliyor muyum diye baktım. Ya da oyuncusuna dersin ki ‘Senin derdin ne?’ Oyun bir şey söyler, bir ufuk açar, bir yere dokunur. Katarsis denilen şey gerçekleşir. Bir ahlaki yıkanma ortaya çıkar. Herhangi bir şey. Oyuncu diyorsa ki, ‘Benim derdim kendimi el aleme göstermek. Bakın ne güzel oynuyorum. Gördünüz mü beni? Bir daha alkışlayın bakalım.’ falan. Bunlardan bir şey olmaz. Sanatçının hep bastıramadığı, dert edindiği, paylaşmak istediği bir şey vardır. Resim mi heykel mi tiyatro mu müzik mi, her neyse. Bir yardım çığlığı gibi. Çünkü sanatçı da acayip bir tip. O da bir iletişim kurmak istiyor. Onun da bir derdi olmuş mesela çocukken. İşte anlatırsa çocukken neler olduğunu, çocukken dertli olan başka birileri de onu anlar. Beraber bir şey olur. Ama sürekli aynı şeyi de söyleyemez, yeni bir şey söylemesi lazım. Şimdi ideali mi tarif ediyorum? Hayır. Sanat şurasından bastırdığımız, buradan sıkıştırdığımız, ‘böyle yapılmalıdır’ diye kural koyduğumuz bir şey değildir. Zaten ne zaman bu kuralları koyarsanız birileri çıkıp o kuralları bozmaya çalışır. Ondan sonra da devrim yaptık derler. ‘Bravo’ deriz biz de. Biz devrimcileri severiz zaten.”

Oyunun ikinci sezonu tamamladığını kaydeden sanatçı, üçüncü sezonda da izleyiciyle buluşacağını sözlerine ekledi.

Eser, 5 Nisan’da Maximum Uniq Hall’de, 14 Nisan’da Atatürk Kültür Merkezi’nde, 16-17 Nisan’da Ankara’da, 3 Mayıs’ta Konya’da, 4 Mayıs’ta Antalya’da, 5 Mayıs’ta Denizli’de, 7 Mayıs’ta ise İzmir’de sahnelenecek.

Kabare Dada ve Net Sanat tarafından sahnelenen eserde Bayülgen’in yanı sıra Şenay Gürler, Ebru Unurtan, Nihal Usanmaz, Kevork Türker, Oral Özer ve Volkan Ateş Gündüz rol alıyor. (AA)