Her Telden (23.Ocak.2019)

Her Telden (23.Ocak.2019)

Yayın: 22.01.2019 21:58 |Güncelleme: 23.01.2019 07:53
Paylaş:
A+ A-

ÖNEMSEDİĞİMİZ VE “HİZMET SEKTÖRÜNDE ÇOK BAŞARILI HİZMETLER VEREN BİR KARDEŞİMİZ..” BULAK KONYONUNA KEŞKE OTEL YAPILSA..
Çok önemsediğimiz ve özellikle HİZMET SEKTÖRÜNDE çok başarılı,çok güzel hizmetler veren bir Kardeşimiz aradı geçtiğimiz gün ve önemli bir konuya değindi..
“KARABÜK BELEDİYESİ BULAK KANYONU CİVARINDA ÇOK ÖNEMLİ YATIRIM YAPIYOR..” dedi ve Belediye tarafından oraya yapılacak DÜĞÜN SALONU’NA getirdi sözü.
Sonra da “KEŞKE,DÜĞÜN SALONU YERİNE BİRAZ DAHA HARCAMA YAPILARAK,ŞIK/BAKIMLI BİR OTEL YAPILSA..” dedi,böyle bir gelişmenin O CİVARI çok daha fazla ve çok daha olumlu etkileyeceği üzerinde görüşler dile getirdi.
“”İKİ/ÜÇ KATLI VE YATAK SAYI DA FAZLA OLMAYAN BİR OTEL,KARABÜK’ÜN EN BÜYÜK İHTİYACINI KARŞILAR.MANZARASI FEVKALADE VE BÖYLE BİR YATIRIM KARABÜK BELEDİYESİ İÇİN CİDDİ BİR GELİR,O ÇEVRE İÇİNDE CİDDİ BİR HAREKETLENME GETİRİR..” anlamında görüşler dile getirdi..
“KARABÜK BELEDİYESİ SAĞLIK YATIRIMI İLE KARABÜK’ÜN ÇOK BÜYÜK BİR EKSİĞİNE ÇÖZÜM OLUYOR.ÇOK FAZLA KATLI OLMAYAN BAKIMLI/ŞIK BİR OTEL İLE DE,KARABÜK’ÜN BİR BAŞKA EKSİĞİNE ÇÖZÜM GETİRİLMİŞ OLUR/OLABİLİR..” gibi fikirlerini anlattı.
“EĞER UYGUN GÖRÜRSEN BUNLARI YAZ BE ABİ..” dedi.
Doğrusunu isterseniz,UYGUN GÖRÜLMEYECEK HİÇBİR YANI YOK..
Bu görüşlerinin,bu fikirlerinin uygun görülmeyecek hiçbir yanı yok,hele/hele “DÜĞÜN SALONU’NUN ETRAFI KISA SÜRE İÇİNDE ÇEŞİTLİ İNSAN TOPLULUKLARININ MEKANI HALİNE GELİR..” lafına diyebilecek hiçbir şey bulamadık doğrusu.
ÜZERİNDE DÜŞÜNMEKTE YARAR YOK MU SİZCE..?

KARABÜK MERKEZ VE İLÇELERİNDE “İL GENEL MECLİS LİSTELERİNE VE SEÇİMİNE ÇOK DİKKAT EDİN..” VE İL GENEL MECLİS BAŞKANLIĞI,MAAŞI
Karabüklüler iyi izlesinler,KARABÜK MERKEZ ve İLÇELERDE iyi izlesinler İL GENEL MECLİS LİSTELERİ nasıl düzenlenecek,İL GENEL MECLİS Seçimleri nasıl sonuçlanacak..
BUNLARI LÜTFEN HERKES İYİ İZLESİN.
Öncelikle SİYASİ PARTİLER İL GENEL MECLİS LİSTELERİNİ nasıl yapacaklar,yapılan bu listeler SEÇİM SONUCUNDA kaç üye çıkartacak ve Karabük İL GENEL MECLİSİ kaç parçalı çıkacak.
AĞIRLIK AK PARTİ ÜYELERİNDEN Mİ OLUŞACAK.
Yoksa PARÇALI BİR İL GENEL MECLİSİ Mİ oluşacak..
Gelelim İL GENEL MECLİS BAŞKANLIĞI konusuna..
İL GENEL MECLİS BAŞKANLARI,hemen/hemen,ORTA BOY BİR İLÇE BELEDİYE BAŞKANI kadar maaş alıyorlar,günün koşullarına göre HAYLİ İYİ MAAŞ ALDIKLARI söyleniyor..
BÜYÜKTE HAVA VAR İL GENEL MECLİSİ’NİN..
Şimdi iyi izleyin İL GENEL MECLİS LİSTELERİNİ,çok iyi izleyin..

SİYASİ PARTİLERİN İÇİNİ KARIŞTIRACAK,EN BÜYÜK ETKEN,İL GENEL MECLİS ÜYE LİSTELERİ OLACAK VE MECLİS ÜYELERİNİN ALDIĞI PARALAR..
SİYASİ PARTİLER dikkat etsinler,SİYASİ PARTİLERİN içini en fazla karıştıracak olan İL GENEL MECLİS LİSTELERİNİN DÜZENLENMESİ OLACAK ve bu işin PARASAL BİR YÖNÜ DE VAR ne yazık ki.
İL GENEL MECLİS ÜYELERİ BELİRLİ PARALAR ALIRLARMIŞ..
Yani tamamen MECCANE YAPILAN BİR GÖREV DEĞİLMİŞ..
Hele/hele İL GENEL MECLİS BAŞKANLARI,orta boy bir kasaba Belediye Başkanı kadar maaş alırlarmış iyi mi,bu nedenle İL GENEL MECLİS Üyeliği hayli gözde.
Daha düne kadar İL GENEL MECLİSİ’NE yazacak isim bulamayan SİYASİ PARTİLER bu defa hayli aday bolluğu yaşamışlar veya yaşıyorlarmış bu yönlü bilgi akışı hayli fazlalaştı.
Biz de saf/saf İL GENEL MECLİS ÜYELERİ üretici bir fikir sahibi olmalı,EK GELİR KAYNAKLARI araştırmalı falan gibi değerlendirmeler yapıyorduk ve meğer “BU İŞE GİRERSEM,AYLIK ÜÇ/BEŞ GELİRİM OLUR..” düşüncesi içinde olan insanlar bile varmış.
İL GENEL MECLİS LİSTELERİNE İYİ DİKKAT EDİN..
SİYASİ PARTİLERİN İÇİNİ,BU İŞ, ÇOK KARIŞTIRACAK..

CHP-İYİ PARTİ ARASINDA “ SEÇİM İŞBİRLİĞİ YAPILMASI İÇİN..” SON ÇABALAR,SON TEMASLAR “SONUÇ VERECEK Mİ ..?” BEKLENTİLERE DEVAM
CHP ile İYİ Parti arasında “İTTİFAK veya SEÇİM İŞBİRLİĞİ YAPILACAK MI..?” bu nokta da,büyük bir kesim,”SON DAKİKA SÜRPRİZİ..” bekliyor gibi bir hava esiyor/estiriliyor..
Çok önemli bir Siyasetçi “BU İŞ OLACAK GİBİ GÖRÜNÜYOR..” dedi.
Gerek CHP kanadından,gerekse İYİ Parti kanadından “KARABÜK GENELİNDE SEÇİM İŞBİRLİĞİ veya İTTİFAK YAPILMASI..” için “ÇOK ÖNEMLİ KANALLARIN İŞLEDİĞİNE..” işaret ediliyor..
Hatta “SEÇİM İŞBİRLİĞİ YAPILMAZSA..” her iki Siyasi Parti içinde,31 MART Tarihinin “ÇOK BÜYÜK BİR HÜSRAN OLACAĞI..” üzerinde Parti Genel Merkezlerine bilgiler verildiğine de dikkat çekiliyor..
Bu konulara ilişkin bilgiler veren,çok önemli bir Siyasetçi,” ÇOK SÜRPRİZ İSİMLERLE,BİR SEÇİM İŞBİRLİĞİNE GİDİLEBİLİR.BU YÖNLÜ BİR DİZİ GELİŞME OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİM..” şeklinde bilgiler veriyor.
Yapılacak SEÇİM İŞBİRLİĞİ konusunun da “SAFRANBOLU-YENİCE-OVACIK CHP,KARABÜK MERKEZ CHP ŞEKLİNDE OLACAK GİBİ BİR BASKI OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİM.GENEL MERKEZLERE BU YÖNLÜ BASKI OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİM..” görüşleri dile getiriliyor..
CHP-İYİ Parti Seçim İşbirliği’nin Karabük Merkez de 20 bin oyu olduğundan söz edilerek “İYİ PARTİ Sayın DURMUŞ YALÇIN’A ENDEKSLENMİŞTİ O İŞ OLMADI.SEÇİM İŞBİRLİĞİ DURAĞANLIĞI O YÜZDEN DE AKSADI..” gibi bilgiler de veriliyor.
CHP-İYİ PARTİ SEÇİM İŞBİRLİĞİ İÇİN SON ÇALIŞMALAR YAPILIYORMUŞ.

SAFRANBOLU’DA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMİ “CHP İLE AK PARTİ ARASINDA GEÇER VE CHP ADAYI MİMAR ELİF KÖSE’NİN ŞANSI BÜYÜK..”
Dün Safranbolu Siyasetini çok iyi analiz eden,çok iyi bilgiler alan bir Kardeşimizle uzun/uzun sohbet ettik “AK PARTİ SAFRANBOLU’DA, ÇOK AMA ÇOK, HIRPALANDI.O YÜZDEN BÜYÜK BİR KÜSKÜNLER ORDUSU VAR..” dedi.
Daha sonra da “SAFRANBOLU’DA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMİ CHP ADAYI MİMAR Sayın ELİF KÖSE ile AK PARTİ ADAYI Sayın ALİ KAYA ARASINDA GEÇER.BANA GÖRE Sayın ELİF KÖSE BİRKAÇ ADAM ÖNDE..” ifadelerini kullandı..
O Kardeş daha sonra da “HANİ DERLER YA,ÇIKARKEN YOLDA GÖRDÜKLERİNİ UNUTMA,İNERKEN DE O İNSANLAR SANA LAZIM OLABİLİR DİYE..” dedi.
Ve bu sözlerine ilave etti “AK PARTİ İÇİNDE ÇIKARKEN,YÜKSELİRKEN GÖRDÜKLERİNİ UNUTUVERENLER ŞİMDİ,UNUTTUKLARINDAN OY İSTEYECEKLER.KIRIP DÖKTÜKLERİNDEN,İTELEYİP/KAKALADIKLARINDAN OY İSTEYECEKLER.BU OLUR MU..?” diye sordu.
“BİLİYORSUN,DAHA ÖNCE HEP AK PARTİ YÖNÜNDE/YANINDA OY KULLANDIM.BU DEFA ELİF HANIMA OY VERECEĞİM..” gibi ifadelerde kullandı.
Safranbolu’da ELİF KÖSE gerçeği gün geçtikçe netleşiyor,güç kazanıyor..

EFLANİ MESLEK YÜKSEKOKULU BÜNYESİNDE “KENEVİR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ..” KURULABİLİR Mİ VE EFLANİ BU ANLAMDA HAREKETLİ..
Cumhurbaşkanı Sayın RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN gündeme getirdiği KENEVİR EKİMİ/ÜRETİMİ özellikle Karabük Yöresinde hayli etkili bir konu haline geldi ve özellikle EFLANİ İLÇESİ bu anlamda hayli seri refleks gösteriyor.
EFLANİ İLÇESİNDE KENEVİR EKİMİ YAPMAK İSTEYEN ÇOK.
Bu anlamda EFLANİ Belediye Başkanı Sayın İBRAHİM ERTUĞRUL,Tarim Kredi Kooperatif Başkanı Sayın MEHMET KARADENİZ,AK Parti İlçe Başkanı ERSİN CEBECİ,İl Genel Meclis Üyeleri Sayın AHMET KOÇ,Sayın MESUT AYDIN’IN DA konu ile çok yakın ilgili oldukları haber veriliyor.
Geçtiğimiz gün MÜSİAD Genel Kurul Toplantısında konuşan Genel Merkez yetkilisi Sayın SONER MALKOÇ,son günlerin gündem maddesi halini alan KENEVİR EKİMİ konusunda konuştu.
KENEVİR noktasında SAMSUN/KASTAMONU/AMASYA İLLERİ TOHUM MERKEZİ halinde dedi ve biz olayın tam bu noktasında “BU GİBİ İŞLERİN İÇİNDE NEDEN KARABÜK YOK DİYE DÜŞÜNDÜK..” iyi mi..
Bir Okurumuz bize yorum yollamış ve “EFLANİ MESLEK YÜKSEKOKULU BÜNYESİNDE KENEVİR ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULABİLİR..” diyor ve bu yönde çalışma/çaba gösterilmesini istiyor..
EFLANİ İLÇESİ,BÖYLE BİR GELİŞİME/GİRİŞİME HAZIR GÖRÜNÜYOR..

YENİCE 31 MART 2019 YEREL SEÇİM SONUCUNA,EN FAZLA,BELEDİYE BAŞKANLIĞI NOKTASINDAN BAKIYOR VE ÇEKİŞME ÇOK/ÇOK BÜYÜK..
Yenice İlçesi 31 MART YEREL SEÇİM sonuçlarına en fazla BELEDİYE BAŞKANLIĞI noktasından bakıyor ve BELEDİYE BAŞKANLIĞI noktasına odaklanmış durumda..
BELEDİYE BAŞKANLIĞI İÇİN BÜYÜK BİR YARIŞ YAŞANIYOR..
Yenice tarihinde böylesi büyük bir yarış yaşanmadı diyenler oldukça fazla.
AK Parti oy oranı itibarı ile YENİCE MERKEZ ve KÖYLERİNDE hayli önde,ancak,Sayın ZEKİ ÇAYLI’NIN AK Parti oylarından büyükçe bir bölümü kendi saflarına çekeceğine kesin gözü ile bakılıyor..
Sayın COŞKUN GÜVEN,AK Parti Adayı olarak girdiği bu seçimden başarılı çıkacak çalışmalara imza atıyor elbet,ancak,Sayın ZEKİ ÇAYLI çok büyük bir faktör olarak gösteriliyor..
CHP Belediye Başkan Adayı Sayın SABRİ CEBECİK kucaklayıcı,ayrıştırmayan,birleştiren bir Siyaset uygulayarak YENİCE Seçmenine yaklaşım gösteriyor..
YENİCE İlçesi’nde SİYASET KAZANI FOKUR/FOKUR kaynıyor..

ÜLKEMİZ,ÖNEMLİ BİR DEMİR/ÇELİK İHRACATÇISI KONUMUNDA VE KARDEMİR-ÇAĞ/ÇELİK-MESÇİER VE PEHLİVAN BAYLAN FİRMALARI..
Ülkemiz Dünya üzerinde,önemli bir DEMİR/ÇELİK İhracatçısı konumunda ve bu anlamda KARDEMİR,ÇAĞ-ÇELİK-MESÇİER Firmaları kendi sektörlerinde REKOR İHRACAT YAPAN Firmalar arasında.
Ayrıca Sayın PEHLİVAN BAYLAN Firması da önemli bir DEMİR/ÇELİK İHRACATÇISI konumunda ve Karabük bu anlamda DEMİR/ÇELİK İhracatı noktasında Ülkenin hatırı sayılır bir Kenti.
BU ARADA EXİMBANK ŞUBESİ KURULACAKTI NE OLDU ACABA..
Ayrıca MESÇİER Grubunun BARTIN İlinde de çok önemli yatırımları ve oradan yaptığı ihracatın da dikkate alınması durumunda KARDEMİR ile ÇAĞ-ÇELİK Karabük özelinin rekortmenleri olarak görülmeli elbet.
PEHLİVAN BAYLAN Firması da Karabük’ün özeli görülmeli tabi.
DEMİR/ÇELİK İHRACATINDA KARABÜK ÖNEMLİ BİR MERKEZ.

12 kişi görüş bildirdi

  1. Gönderen

    Biraz önce bit kanalda kenevir konudu işkendi. Hakşkaten müthiş bir bitkiymiş. Hemen başladı seneye gelsin milyonlar diye bir olay yok. Ama konu hakkında ciddi çalışmalar carmış Türkiye’de.
    Şu anda ekilen 150 dönüm arazi varmış. Bitmek üzereyken ucundan yakalandı bu kenevir işi diyor konuşmacılar.
    Tohum sıkıntısı varmış şu anda. Tohum kartellerinin lobi çalışmaları ile patentli tohum dışındakiler yok edilmek isteniyor deniliyor. Avrupa’da da lobiler baskı yapıyorlarmış…

    Şu anda çok yüksrk talep geliyor ama tohum yok deniliyor. Birkaç sene tohum çoğsltılacak deniliyor…
    Radyoyyon geçirmiyormuş. Çelikten çok daha sağlam levha üretilirbiliuor. İzolasyon tuğlası yapılabiliyor. Otomobil kaportası yapılabiliyormuş. Bitıyakıt, dönüşümlü plastik yapılabiliyormuş. Radyasyon geçirmeyen x-ray cşhazı üretmiş bir Türk firması. Dünyada ilk kez böyle bir alet yapılmış. Cihaz ile havaalanlarında bavullar da dezenfekte edilebiliyormuş. Bulaşıcı hastalıklar için müthiş deniliyor ve alete çok talep geliyormuş.
    Arılar kenevir bitkisi yaprakları kenarında kanatlarını çırparak sağlıklarına kavuşuyorlarmış. Kovan kenarlarına ekilmesi ile hem verim artıyormuş hem de arı ölümleri önlenebiliyormuş. Say say bitmiyor…
    İlaç hammadde konusu ise apayrı bir derya…

    Bir ham öneride bulunayım. Bu bitki çevremizdeki illerde ve yakınlarımızda sayılabilecek illerde serbest bırakıldı…
    Karabük bu işin sanayi konusuna asılsa hiç fena olmaz.
    Karabük’ün elinde sıfır km. bir organize sanayi bölgesi var. İsmetpaşa Organize bölgesi “Kenevir İhtisas Organize Sanayi” bölgesine dönüştürülse nasıl olur?
    Kenevirden yapılmayan birşey yok neredeyse. Kenevirden üretilen malzemelerin Savunma sanayisinde de kullanılması mümkünmüş.
    Kenevirden elde edilen biyokütle ithal kömürlerden daha fazla kalori içeriyormuş. Enerji santrallerinde kullanılmadı mümkünmüş.
    Hammadde şu anda kısıtlı olacak gibi ama 2-3 sene sonra tohum çoğalınca, ekilen yer çoğalınca sıkıntı aşılır. Zaten araştırmasıydı, etüdüydü, fizibilitesiydi, fabrikanın kurulmasıydı derken o süre aşılır…
    İhtisas sanayi bölgesi teşvik falan da olursa kenevir sanayisi yatırımcıların ilgisini çekebilir. Çoğu vilayet 19 vilayet içinde yer almak için can atıyor. Heyecan uyandırdı bu konu….
    Yunanistan bile 30 bin dönüm ekmiş. Bulgaristan 60 bin dönüm. Koskoca Türkiye’de 150 dönüm…
    Erdemir için pek iyi değil ama yerli otomobilin kaportasına levha üretecek bir fabrika niye İsmetpaşa’ya kurulmasın? Kaportadan başka parçaları da kenevirden üretmek mümkünmüş…

  2. Önemli degil

    sayin golbek eximbank zonguldak iline kaydi bunu bir kenara yazin. ilerleyen gunlerde gorursunuz.

  3. Ben takip ediyorum

    Ahmet abi,sen hiç merak etme ben İL GENEL MECLİS Aday Adayı olarak,bilhassa AK Parti içerisindeki listeyi adım adım takip ediyorum.Önce Aday adayı olmayanlardan Belediye Başkan adayı çıktı eyer aday adayı olmamışlardanda İl genel meclis listesi yaparlarsa bakın neler olacak hani ne derler alırsın arabadan soganı diye şimdi soğanda çok pahalı alırlar arabadan havayı .Sen kafanı yorma ben işi adım adım takip ediyorum

  4. Önemli degil

    her seye oldugu gibi kenevirede bir ihtisas organize sanayi kurduk bir haftada. bu karabukten bir cacik olmaz. diger konularda oldumu ki? yalansa yalan deyin. bizde bu vekiller varken anca acilis ve ziyaret yapariz. kimse kizmasin senelerdir yaptiklari sadece bu

  5. Bulak mevkiii Otel, hastane, çarşı hatta komple oraya taşınalım süreç oraya gidiyor...

    Bulak mevkiii Otel, hastane, çarşı hatta komple oraya taşınalım süreç oraya gidiyor… kanyon doğal yapısı ve şimdiki haline bir resimleseniz yayımlasanız gazetenizde…

  6. Karabük araştırma Hastanesi İlave personel atamasıyla saat 8:00-24.00 kadar 2 vardiyalı hatta 24 saat 3 vardiyalı çalışsa yeni bina yapımından daha iyi olmaz mı aklın yolu bir...

    Karabük araştırma Hastanesi İlave personel atamasıyla saat 8:00-24.00 kadar 2 vardiyalı hatta 24 saat 3 vardiyalı çalışsa yeni bina yapımından daha iyi olmaz mı aklın yolu bir… Bazı poliklinik saat 20:00 kadar hizmet veriyor.

  7. Önemli degil

    sayın golbek, pehlivan bey bir yerlere mi aday hayirdir? belli aralıklarla surekli övüyorsunuz yada gündemde tutmaya calisiyorsunuz? karabukte kardemir, cag celik ve mescierden sonra ışık celikmi en fazla ihracat yapan firma? karabukte cok guzel üretim yapan firmalar var. ayni zamanda ihracatçı konumunda. inanin onlara ayıp etmis olursunuz. onemli miktarda asansor rayi ureten celikoglu ve aygunsan fabrikalari yada celsentas gibi digerleri. hepsi karabugun birer degeri. oyle degilmi?

  8. ÖNEMLİ DEĞİLMİŞSİN

    LA HAKKATEN ÖNEMLİ DEYİLMİŞSİN ADAM İHRACAT YAPANLARDAN BAHSEDİYO SEN ÜRETİM YAPANLARDAN BAHSEDİYOSUN.O FİRMALARDA İHRACAT YAPIYOLARSA SÖYLESİNLER ONLARDA YAZILIP ÇİZİLSİN.MÜSİAD ONLARADA PLAKET VERSİN ÖYLE DEYİLMİ HANKİ AKLA HİZMETLE AYIP EDİYOSUN FİLAN GİBİ LAFLAR EDİYOSUNKİ.SEKTÖRÜN İÇİNDEKİ Bİ İNSAN OLARAK IŞIK ÇELİKİN İHRACAT YAPTINI BİLİYORUM AYRICADA SENİN DEDİYİN GİBİ PEHLİVAN ABİ BİYERE ADAY FİLAN DEYİL.GÜNAH ALMA MESELA EXİMBANK ZONGULDAKA KAYDI FİLANDA YAZMIŞSIN EXİMBANK MESELESİNİ İSTEYEN KİM SAÇMA SEPELEK YAZMIŞSIN.AMA MESELELERİ İZLEDİYİN EXİMBANK YAZINDAN BİRAZ BELLİ

  9. Önemli degil

    halktan biri olarak okuduklarimiz yada duyduklarimiz cercevesinde yorum yapiyoruz ama birileri avukatlik yapma geregi duyuyor. basta da dedik ya önemli degil. ama su eximbank olayini yakinda duyarsiniz. demedi demeyin. insanlar karabukte sadece konusuyor. ama icraat ne yazik ki yok. her zaman her konuda oldugu gibi.

  10. inanmayan vatandaş

    HASTANENİN 3 VARDİYA OLMASINI İSTEYEN VATANDAŞ.SEN ŞAŞIRDIN GALİBA.O ZAMAN DİĞER KAMU KURUMLARIDA 3 VARDİYA ÇALIŞSIN,BİZDE İŞDEN ÇIKINCA İŞLERİMİZİ YAPMAYA GELELİM.SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HİÇ ÖZEL HAYATI OLMASIN ZATEN.SONRA O BEŞDEN SONRA ÇALIŞANLAR KEYFİNE ÇALIŞMIYOR…….

  11. geçici görev

    hastaneden ne kadar eleman gecici görevli olarak çalışıyor acab

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sanatçı Okan Bayülgen: Buradan İngiltere’ye giden de topraklarımıza gelen de aynı ‘öteki’ kaderi paylaşıyor

Yayın: 29.03.2024 14:54
Paylaş:
A+ A-

Sanatçı Okan Bayülgen, “Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz.” dedi.

Oyuncu, yönetmen, fotoğrafçı ve komedyen Okan Bayülgen’in yazıp, yönetip, oynadığı ve “Yılın Prodüksiyonu”, “Yılın Yönetmeni” ile “Yılın Oyuncusu” dahil 6 ödül sahibi “Richard” oyunu 50. temsilinde sanatseverlerle buluştu.

Oyuna, tiyatroya ve gelecek projelerine ilişkin  açıklamada bulunan sanatçı, Richard eserindeki asıl meselenin ötekileşme olduğunu belirterek, “Richard’ın da bir öteki olması bizi çok ilgilendirdi. Yani kraliyet ailesine doğmuş ama kral olamayacak bir öteki. Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz. Biz de çalışmak, eğitim ya da yerleşmek için başka ülkelere, örneğin Kıta Avrupası’nda Berlin’e, Paris’e, Londra’ya gidiyoruz. Biz de orada öteki muamelesi görüyoruz. İnsan kendi doğduğu ailede, kardeşleri arasında ya da anne babaya karşı bile ötekileşebiliyor. Dolayısıyla bu çok önemli. Bunun işlendiği bir oyun. Bu açıdan Shakespeare’e dayanarak, biraz ona dil çıkartarak, biraz da Shakespeare’i överek yazılmış bir oyun.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, eserin yüzde 20’sinin orijinalin adaptasyonu olduğunun altını çizerek, yüzde 80’ini ise yeniden yazıldığının altını çizdi.

William Shakespeare’in kaleme aldığı ilk eserlerin VI. Henry oyunu ile Kral III. Richard’ın hayatını anlattığı oyun olduğunu dile getiren sanatçı, “O tarihte ya Tudorlara yaranmak için ya Tudorların ısmarlaması sonucu, Shakespeare bunu yapıyor yani III. Richard’ı kötü gösteriyor. Arada yüzyıl var ve o yüzyılda Yorkların yani son savaşta ölen Kral Richard’ın gölgesi kalkmamış devlet üzerinden, Tudorlar üzerinden. Bunu kötüleme çabası var. 16. yüzyıl anlayışıyla yani ‘Tanrı kötü insanları -güya- sakat bırakır ki siz ondaki fenalığı göresiniz diye’ anlayışıyla, adama sakatlıklar ilave edilmiş. İşte kambur, çolak, topal, çirkin yapılmış.” açıklamasını yaptı.

Okan Bayülgen, Shakespeare’in eserinde Richard’ı korkunçlaştırdığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:

“Öyle bir adam değil. Çok yakın tarihte, 2012’de kemiklerin bulunması ve 2015’te Richard’a ait olduğunun tescillenmesiyle ortaya çıktı ki bu adamda biraz skolyoz var. O skolyoz da dışarıdan pek belli olmuyor. Yani kambur falan da değil. Eğri büğrü de değil. Yakışıklı bir adam. Savaşta kahramanca ölen son kral. Ama ne olmuş bugüne kadar? Bizim bu pek demokrat kıta Avrupası, İngilizler her şeyi demokrasi adına ve siyaseten doğruculuk yaparak herkesi temize çekmiş, düzeltmiş. Richard’ı bırakmışlar. Richard günden güne daha da korkunç hale getirilerek oynanıyor. Bu oyun bir soru soruyor. Diyor ki siz hala neden korkuyorsunuz? Yani 500 yıldır her gelen oyuncu, kimliği ne olursa olsun demokrat, ilerici, gerici, sağcı, solcu fark etmiyor; aynı hilkat garibesi Richard’ı oynuyor. Bir yandan bu açıdan Shakespeare’e dil çıkartıyor.”

“Söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü”

Eserde, “sanatçı nerede durmalıdır?” sorusunun işlenmediğinin altını çizen başarılı sanatçı, “Aleladelik, üst insan olmak, Nietzsche’den, Baudrillard’dan, Alain Badiou’dan, Kierkegaard’dan Freud’a kadar, aslında sanatçının kim olduğu, ne yapması gerektiğiyle ilgili çok mesaj var oyunda. Ama iktidar yazarı olmak, olmamak gibi bir derdimiz yok. Tarih boyunca böyle olmuştur; her iktidara yakın duran yazarlar vardır. Uzak, muhalif olan yazarlar vardır. Bu oyunun özellikle meselesi bu değil.” diye konuştu.

Oyunun 50 temsilde geçirdiği değişikliklere de işaret eden sanatçı, şunları kaydetti:

“İlk oynadığımızda berbattık. Oyun da henüz toparlanmamıştı. Hızla festivale yetiştirilmişti. Hatta ilk 2-3 oyunu seyredenlere de ‘Davetiye vereyim, gelin bu halini görün.’ diyorum. Fakat seyircimizden büyük bir teveccüh gördük. Açık hava tiyatrosunda 4 bin kişiye, Atatürk Kültür Merkezi ya da diğer binli sayıları geçen seyirci kapasiteli yerlerde full oynadık, hakikaten. Ardından, sanatı üretenin ve seyircinin bir araya gelmesiyle birkaç saat süren söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü. Bugün ‘Herkes için Shakespeare’ diyerek aslında Shakespeare’in sahibi olduğunu düşünen İngiltere ve Kıta Avrupa’sına da 1tatlı bir iltifat yapıyoruz üst yazıyla. Sinemada alt yazı, tiyatroda da üst yazı vardır. İngilizce üst yazıyla oynanıyor bugün oyun. Bu da önemli bir gelişme. Bu oyun bizim özel hatta ödenekli tiyatrolarımıza iki alışkanlık bırakacak. Bir; ki çoktan başladı, oyun sonrası söyleşileri. İki; İstanbul’umuzda, Türkiye’mizde yaşayan, yerleşik ya da kısa süreliğine burada olan yabancılar için İngilizce üst yazıyla oynanması. Bu iki gelişme de aslında bizim hem seyirciyle ilişkimiz hem de tiyatromuzun yeri açısından ya da seyirciyi önemsememiz açısından güzel göstergeler.”

Okan Bayülgen, tiyatro yapmanın hiçbir zorluğu olmadığına dikkati çekerek, “Tiyatro yapmak, tiyatrocu olmak, tiyatronun, bu atmosferin içinde olmak müthiş bir şey. Bu kadar uğraşıp didinip zar zor konservatuara girip, ayakta kalıp tiyatro yapanlar bir de üzerine şikayet ederse artık fazla geliyor bana. Şikayet etmeye hakkımız yok. Bunu biz istedik. Annemiz, babamız bize mani olmaya çalıştı, ‘Yapma çocuğum.’ dedi, önümüze dikildi, yalvardı, ‘Evlatlıktan reddederiz.’ dedi. Şimdiki aileler değil, bizim zamanımızdaki ailelerden söz ediyorum. Yine de ısrar ettik, yaptık. Neden şikayet ediyoruz o zaman?” değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde tiyatronun, yaptığı birçok işin önüne geçtiğini vurgulayan sanatçı,”Şu anda ‘Richard Otel’de’ diye bir oyunumuz var. Yine Richard’da oynadığım bir arkadaşım, hem ortak yazar hem yardımcı yönetmen Nihal Usanmaz’la orada da çalışıyoruz. Aynı anda o oyunu çıkardık, Richard’da oynuyoruz ve Ankara’da, Devlet Tiyatrosunda ‘Dracula’nın provaları başladı. O da mayıs ortasında sahnelenecek. Araya bir küçük oyun daha sıkıştıracağız. Böylece gelecek sezona 4-5 oyunu aynı anda oynayarak gireceğiz.” dedi.

“Shakespeare aslında bütün dünyaya ait”

Sanatçı, oyunları yurt dışında da sahnelemeyi çok istediklerine işaret ederek, “Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de oyun koyabilirsiniz, yeter ki oyununuz onlar için yeni ve farklı bir şey ifade ediyor olsun.” ifadelerine yer verdi.

Uluslararası tiyatro festivallerine gitmek konusunda ise Bayülgen şunları söyledi:

“Aslında Richard için çok devreye girenler oldu. Fakat bizim, sinemadaki gibi bazı filmlerimizin, yönetmenlerimizin alışageldik şekilde Cannes’da, Berlin’de, farklı festivallerde ödül alması gibi bir lobimiz yok tiyatroda. Bazı oyunlar zar zor gidiyor, geliyor ama bunu da başlatmak lazım. İngilizlere de bir şey söylemek için Shakespeare’i tercihimiz biraz da bu yönde kıymetliydi. Shakespeare ile ilgili bir şey söylediğiniz zaman artık bu sadece İngiltere’ye değil, bütün dünyaya ilginç geliyor. Çünkü artık İngiltere’ye ait bir yazar değil Shakespeare. İngilizler sahip çıkıyor tabii, adam İngiliz ama artık o, tiyatro kütüphanesinin en önemli yazarı olarak aslında bütün dünyaya ait. Dolayısıyla Türkiye’den birisi çıkıyor, diyor ki ‘Ya kardeşim, pek demokratsın ya, senin yapamadığını bak ben yaptım ve sana, senin biraz da kafanı açabilecek, yeni fikirler verecek bir şey söylüyorum. Gelip orada oynayayım mı? Diyecek ki oyna ama sinema filmi nasıl gidiyor? WeTransfer’le, yüksek bir dosya olarak gidiyor. Bir küçük flash diskle gidiyor. Gitmesi bugünkü teknolojiyle rahat. Tiyatro kamyonlarla, insanlarla gidiyor. Biz bugün Anadolu’da bir yere gittiğimizde birkaç kamyon ve 51 kişi gidiyoruz yani kolay değil. Onun için bu kadar adamı götürüp orada oynatmak hiç kolay değil. Tarihte yapılmış. Bunu yapan müthiş tiyatrocu abilerimiz oldu.”

“Yurt dışına oyunla gittiğinizde işin kolayına kaçamazsınız”

Okan Bayülgen, uluslararası gösterimlerde iki kişilik oyunlarla ve dekoru oradan tedarik ederek gidilebildiğini aktararak, “Ama bizim oyun için orada bir inşaat yapmalısınız. Bu kolay bir şey değil. Bir yandan da tiyatronun şöyle bir tarafı da var; hep böyle kolaya kaçamazsınız. Yani ‘Yurt dışına gidecek bir oyun var’. Eee? ‘Bir hırkayla gidelim.’ Hayır o değil. Bu tiyatro. Nasıl sinemanın böyle bir cazibesi, şaşası var. Tiyatroda da bazı oyunlarda seyirciye oyunculuk, müzik performansları, dans gösterdiğiniz kadar, dekor, kostüm ve ışık konusundaki kreasyonunuzu da göstermeniz lazım. Tiyatro çünkü bunların bir bütünü. Çok farklı sanatların bir arada oluştuğu büyük bir sanat diyoruz.” diye konuştu.

Richard oyununun yurt dışına gittiğinde en az 600 kişilik bir salonda oynaması gerektiğinin altını çizen sanatçı, “Dracula’yı Devlet Tiyatrosunda sahneleyeceğiz. Mesela Dracula’nın şahsı daha fazla yurt dışı festivalleri açısından çünkü devlet, Kültür Bakanlığımız, ‘Biz buna uluslararası, dünya markası fantastik kişilik olarak da bakalım. Bunu şu festivalde ya da tiyatroda oynayalım.’ derse oynanır. Bu da aynı şeyi yapabilir.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, bütün tiyatro oyunlarının “Kral Çıplak” dediğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Bütün derdimiz seyirciyle böyle bir alışveriş içinde olmak. Bütün oyunlar bir şey söyler. Hangi oyunlar bir şey söylemez? Oyuncusu, yönetmeni ya da yazarı başka dertler içindeyse bir şey söylemeyebilir. Örneğin gelir der ki ben sana bir hikaye anlatacağım. Niye anlatacaksın bu hikayeyi? İşte ben bunu yazıyor muyum, yazabiliyor muyum diye baktım. Ya da oyuncusuna dersin ki ‘Senin derdin ne?’ Oyun bir şey söyler, bir ufuk açar, bir yere dokunur. Katarsis denilen şey gerçekleşir. Bir ahlaki yıkanma ortaya çıkar. Herhangi bir şey. Oyuncu diyorsa ki, ‘Benim derdim kendimi el aleme göstermek. Bakın ne güzel oynuyorum. Gördünüz mü beni? Bir daha alkışlayın bakalım.’ falan. Bunlardan bir şey olmaz. Sanatçının hep bastıramadığı, dert edindiği, paylaşmak istediği bir şey vardır. Resim mi heykel mi tiyatro mu müzik mi, her neyse. Bir yardım çığlığı gibi. Çünkü sanatçı da acayip bir tip. O da bir iletişim kurmak istiyor. Onun da bir derdi olmuş mesela çocukken. İşte anlatırsa çocukken neler olduğunu, çocukken dertli olan başka birileri de onu anlar. Beraber bir şey olur. Ama sürekli aynı şeyi de söyleyemez, yeni bir şey söylemesi lazım. Şimdi ideali mi tarif ediyorum? Hayır. Sanat şurasından bastırdığımız, buradan sıkıştırdığımız, ‘böyle yapılmalıdır’ diye kural koyduğumuz bir şey değildir. Zaten ne zaman bu kuralları koyarsanız birileri çıkıp o kuralları bozmaya çalışır. Ondan sonra da devrim yaptık derler. ‘Bravo’ deriz biz de. Biz devrimcileri severiz zaten.”

Oyunun ikinci sezonu tamamladığını kaydeden sanatçı, üçüncü sezonda da izleyiciyle buluşacağını sözlerine ekledi.

Eser, 5 Nisan’da Maximum Uniq Hall’de, 14 Nisan’da Atatürk Kültür Merkezi’nde, 16-17 Nisan’da Ankara’da, 3 Mayıs’ta Konya’da, 4 Mayıs’ta Antalya’da, 5 Mayıs’ta Denizli’de, 7 Mayıs’ta ise İzmir’de sahnelenecek.

Kabare Dada ve Net Sanat tarafından sahnelenen eserde Bayülgen’in yanı sıra Şenay Gürler, Ebru Unurtan, Nihal Usanmaz, Kevork Türker, Oral Özer ve Volkan Ateş Gündüz rol alıyor. (AA)