Her Telden (6.Nisan.2016)

Her Telden (6.Nisan.2016)

Yayın: 06.04.2016 08:52
Paylaş:
A+ A-

AK PARTİ BÜNYESİNDE “PARTİ DİSİPLİNİNDEN UZAKLAŞMAK MI,GRUP KARARLARINA UYMAMAK MI..?” NE OLUYOR..?
AK Parti kurulduğundan bu yana PARTİ İÇİ DİSİPLİNİ hep ön planda tutan bir Parti görüntüsü vermişti,Parti içi disiplin ön planda tutulurken,Parti içi istişare,konuşma,ikna hep ön planda olmuştu/olmuştur.
SON ZAMANLARDA BİR HALLER OLDU..
İL GENEL MECLİS SEÇİMLERİ ORTA YERDE DURUYOR.
Derken,ardından Safranbolu Belediye Meclis Üyeleri arasında baş gösteren bir gelişme Kamuoyu’na yansıdı ve orada da istenmeyen AK Parti geleneğinde olmayan gelişmelerden söz ediliyor.
AK PARTİ “DEMOKRASİ BÖYLE TECELLİ ETMİŞ..” DEMEZ.
“DEMOKRASİ BÖYLE TECELLİ ETMİŞ,KABULLENMEK ZORUNDAYIZ..” demez,bunlara karşı mutlaka “PARTİ İÇİ YAPTIRIM GÜNDEME GELİR/GETİRİLİR..”
Önce ki gün İL GENEL MECLİS Üyeleri ile görüşmeler yapılıyordu.
GRUP KARARINA uymayanların tespiti için çalışmalar vardı.
Görünen o ki,AK Parti İl Genel Meclis Grubu 13 Üyeden oluşuyor ve GRUP KARARI ile Başkan Adayı gösterilen Sayın HASAN YILDIRIM’A 7 oy çıkmış bulunuyor..
GRUPTA 6 ÜYE ADAYINA OY VERMEMİŞ DEMEK..
Fire neredeyse yarıyı bulmuş..
Safranbolu Belediye Meclisi bir başka olay elbet..!!

SAYIN MEHMET ALİ ŞAHİN “İL ÖZEL İDARESİ GENEL SEKRETERİ’NİN DEĞİŞTİRİLMESİ GÜNDEMİMİZDE YOK..” DİYOR..
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN,Karabük açısından çok önemli bir olaya,birinci ağız ve iradeden açıklık getirdi.
“İL ÖZEL İDARE GENEL SEKRETERİ DEĞİŞİMİ GÜNDEMİMİZDE YOK..” dedi ve özellikle kırsal kesimde hayli dalgalanma yaratan bu habere,en yetkili isim olarak net açıklık getirdi.
Karabük İL ÖZEL İDARE GENEL Sekreteri Sayın MEHMET UZUN,çok başarılı bir bürokrat,insanların güven duyduğu ve duyulan bu güvene hep/her zaman layık olmuş bir Yönetici.
İŞİNİ ÇOK İYİ YAPAN ve BİLEN BİR İSİM.
Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN bu yönlü bir tasarrufun gündemlerinde olmadığını söylüyor,AK Parti İl ve İlçelerinde Teşkilatlarında böyle bir tasarruf beklentisi olmadığı net biçimde görülüyor..
O ZAMAN BU SÖYLENTİLER NEREDEN ÇIKIYOR..?
Olayın burası da hayli önemli..
Söylentiler İÇ BÜNYE DE BEKLENTİLERDEN Mİ ÇIKIYOR..?
Eğer o yönlü bir gelişmeyse hiç hoş değil..!!
Her ne ise artık,GERÇEK en yetkili tarafından açıklandı..

KARABÜK ÖZELİNDE YAPILAN “CEMAAT/PARALEL YAPI OPERASYONU VE OLAYIN MADDİ YÖNÜ NOKTASI..”
Karabük Özelinde yapılan CEMAAT/PARALEL YAPI operasyonları hepimizin malumu,bu operasyonlar olayın maddi yönü noktasını da gündeme taşıyabilir.
Örneğin bazı arsalar noktasında..
Bazı kiralamalar noktasında..
OLAYIN MADDİ YÖNÜNÜ GÜNDEME TAŞIYABİLİR.
Bu gibi konularda,önemli gelişmeler olabilir mi..?
Olacağını söyleyenler var,buna karşılık “KARABÜK’TE ÇOK CİDDİYE ALINABİLECEK GELİŞME OLDUĞUNU SANMIYORUZ..” gibi görüş verenler var.
Buna karşılık “BİR DÖNEM EN AKTİF CEMAATÇİ GÖRÜNEN İNSANLARA KİMSE DOKUNMUYOR,ZİRA ONLAR,SAMİMİ BİR BİÇİMDE DAVRANANLAR..” şeklinde değerlendirilen insanlar var.
Dileriz KURUNUN YANINDA YAŞ YANMAZ..
Elbet ki bu nokta da ilgili makamların elinde çok derinlemesine yapılmış analizler vardır,çok iyi bilgiler/belgeler vardır,ancak,belli ki olayın maddi yönü bir biçimde,bir şekilde mercek altına gelecek/getirilecektir.
Bu yönlü gelişmeleri bekleyenler var..
Yine söylüyor,yazıyoruz kuru ile yaş mutlaka ayrılmalı/ayrılacaktır..

BU ÜLKENİN 1.2 MİLYON LİRA PARASINI HEBA EDENLER “BÜROKRAT OLUNCA..” NE HESAP SORAN,NE HESAP VEREN..
KARÇEV eli ile 10 yıldır BU ÜLKENİN 1.2 MİLYON lira parası harcanmış,HEBA EDİLMİŞ,orta yerde hiçbir sonuç yok,KATI ATIK BERTARAF TESİSİ yapılamamış.
HARCANAN PARA 1.2 MİLYON LİRA..
Bu Ülkenin 1.2 milyon lira parası harcanmış,KATI ATIK BERTARAF TESİSİ yapılamamış,orta yerde NE HESAP SORAN var,NE HESAP VEREN var.
GİDEN HESAPSIZ/PLANSIZ HARCANAN PARALAR..
Karabük ne yazık ki,10 YILDIR KATI ATIK BERTARAF TESİSİ yapamadı/yaptıramadı,Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Sayın MEHMET CEYLAN bu konuya ilişkin üzüntülü olduğunu söylüyor.
ALLAHAŞKINA,KONU,ÜZÜLMEYECEK GİBİ Mİ..?
Haydi,İNSAN SAĞLIĞINA verdiği zararları bir kenara bırakalım,aslından olayın EN ÖNEMLİ YANI İNSAN SAĞLIĞI ama haydi bir anlığına bunu bir kenara bırakalım..
HARCANAN 1.2 MİLYON LİRANIN HESABI NE OLACAK..?
KARÇEV tam 2006 yılında kurulmuş,16.08.2006 tarihinde..
ÖNERİYORUZ ;10 KURULUŞU muhteşem törenlerle KUTLANMALI..!!

MALİ MÜŞAVİRLER ODASI CUMA GÜNÜ ÇOK ÖNEMLİ BİR ETKİNLİK DÜZENLİYOR, “NAYLON FATURA..” ANLATILACAK
Karabük’ün en verimli,en başarılı Sivil Demokratik Kitle Örgütü olarak,herkesin ortak beğenisini kazanan MALİ MÜŞAVİRLER Odası Cuma günü çok önemli bir etkinlik düzenliyor..
ÖZELLİKLE BASIN MENSUPLARI BU ETKİNLİĞİ İZLEMELİ.
Son günlerde Karabük KAMUOYU’NU yakından meşgul eden NAYLON FATURA noktasında detaylı bilgiler verilecek,NAYLON FATURA NEDİR,NASIL OLUŞUR,NASIL OLUŞTURULUR..
Bu konularda da çok detaylı bilgiler verilecek ve özellikle KARABÜK BASINI sanıyoruz bu konuya büyük ilgi gösterecektir,zira,NAYLON FATURA Karabük’ün gündemidir.
SON OPERASYONLARLA BU GÜNDEM YENİDEN ALEVLENDİ..
MALİ MÜŞAVİRLER Odası Başkanı Sayın HÜSEYİN EKEN ve Yönetimi mükemmel çalışmalara imza atıyor,bir MESLEK ODASI böyle çalışmalı işte noktasında örnek teşkil edecek çalışmalara imza atıyorlar..
NAYLON FATURA konularında detaylı bilgiler verilecek..
CUMA GÜNÜ yapılacak etkinlik büyük ilgi görecek..

AK PARTİ TARİHİNDE/GELENEĞİNDE OLMAYAN,OLSA BİLE AFFEDİLMEYEN,BİR GELİŞME İL GENEL MECLİSİ’NDE OLDU
AK Parti,kurulduğundan bugüne kadar DİSİPLİNİ elinden bırakmamış bir Siyasi Organizasyon,örneğin İlçe ve İl Kongrelerinde Genel Merkez bir Adayı ve Listesini işaret eder.
BİR DİĞER ADAY VE LİSTESİ KAZANSA BİLE,daha sonra YA GENEL MERKEZ İSTİFA ETTİRİR veya GÖREVİNDEN ALIR,AK Parti böylesine disiplinli bir Partidir.
ŞİMDİ KARABÜK İL GENEL MECLİS OLAYI VAR.
AK Parti İl Genel Meclis Grubu toplantısı yapılmış,Üyeler “Sayın HASAN YILDIRIM BAŞKANLIĞA DEVAM ETSİN..” şeklinde bir karar almışlar ve bu GRUP KARARININ bağlayıcılığı vardır mutlaka.
Yapılan oylamayı BİR BAŞKA AK PARTİLİ KAZANDI.
Yani AK PARTİ İL GENEL MECLİS GRUBU’NUN Adayımız dediği isim değil,bir başka isim kazandı,13 kişilik AK Parti İl GENEL Meclisi,yapılan oylama da 6 üye fire verdi.
NEREDEYSE YARI/YARIYA FİRE VERDİ.
Dün AK Partili bir İl Genel Meclis Üyesi ile karşılaştık,olayı büyütmemek adına “DEMOKRATİK OYLAMALARDA BU SONUÇLAR OLUR.OYLAMA DEMOKRATİK BİR SONUÇ VERDİ..” falan gibi top çevirdi.
Ancak,bu sonuç mutlaka izlenecektir,bir gelişme olacaktır.
Yoksa PARTİ DİSİPLİNİ bozulursa,her kademe de bozulur..
Sonucu da kaos olur..

ÇOK ÖNEMSEDİĞİMİZ BİR KARDEŞİMİZ “İL GENEL MECLİSİ’NDE MİLLİ GÖRÜŞÇÜLER,HAK YOL VAKFI’NI YENDİLER..”
Geçtiğimiz gün AKBANK yanında oturuyor ve sohbet ediyorduk,söz bir ara İL GENEL MECLİS sonuçlarından açıldı ve çok önemsediğimiz bir Kardeşimiz ilginç bir yaklaşım getirdi.
“İL GENEL MECLİSİ’NDE MİLLİ GÖRÜŞÇÜLER,HAK YOL VAKFI SEMPİTAZANLARINI YENDİ..” dedi,hatta öylesine inanarak bu konuyu anlattı ki “PARTİ DIŞINDAN Sayın AHMET SÖZEN’İN ÇEKİLMEMESİ İÇİN BASKI YAPANLAR OLDU..” noktasına kadar getirdi işi.
“PARTİ DIŞINDAN,HANGİ PARTİLERDEN..” diye sorduk..
“HAYIR/HAYIR,PARTİ DIŞINDAN DEDİĞİM İNSANLAR,YİNE AK PARTİLİLER,AMA,ŞUAN AK PARTİ İÇİNDE TEŞKİLAT GÖREVİ OLMAYAN,HERHANGİ BİR YERDE GÖREVLİ OLMAYAN İSİMLER..” dedi
“PARTİ İÇİNDE GÖREV BEKLEYENLER..” gibi yaklaşım getirdi.
İL GENEL MECLİS Başkanlık seçimi hayli söylentili oldu..
Kısa süre içinde de,söylentiler dinecek gibi değil.
Ayrıca dinmemesi için KÖPÜRTME gayretleri de var..
Olayı GENEL MERKEZE taşıyanlar var mı,Genel Merkeze bu sonucu TEŞKİLAT ZAAFİYETİ olarak takdim etmeye çalışan,buradan da bir sonuç bekleyen kişi/kişiler veya gruplar var mı..?
NE DERSİNİZ BU TÜR GELİŞMELER VAR MI..?

RUHSATI OLMAYAN “YURT/PANSİYON İŞLETMELERİ VAR MI VE BURALAR DENETLENİYOR MU..?” SON OLAYLAR..
Bir Vakıf bünyesinde gelişen olaylar Ülke gündemine damga vurdu ve bu bağlamda BAZI ÖĞRENCİLERİN KALDIKLARI evlerin veya yurt,pansiyon gibi yerlerin durumu tartışmaları yangına çevirdi.
Deniliyor ki “BU KENTTE,BÖYLE EV/YURT/PANSİYON YOK..”
Fiili duruma geldiğinde VAR,ANCAK,VARLIĞINDAN galiba RESMİ BİRİMLERİN haberi yok,demek ki RUHSATLARI YOK,RUHSAT alınmamış,öyle olunca da DENETİMLERİNİ HAK GETİRE..!!
KARABÜK’TE BU TİP YERLER VAR MI..?
RUHSATI OLMAYAN YURT/PANSİYON/ÖĞRENCİ EVİ gibi tesisler var mı,eğer varsa bunların DENETİMLERİ nasıl yapılıyor,nasıl denetleniyor buralar..?
Allah korusun..
BİR SIKINTI,İSTENMEYEN OLAY CEREYAN EDERSE,Karabük bunun altından nasıl kalkar,bakın BİR KİŞİNİN yaptığı aklın,insanlığın savunamayacağı ölçü de çirkin bir olay,bir İL ve bir VAKFI nasıl zora soktu.
KARABÜK,DENETİMLER YAPIYOR MU..?
Ruhsatı olmayan,öğrencilerin kaldığı ev,pansiyon,yurt var mı..?
Bu çok önemli,çok ciddi bir konu..
Dileriz ilerleyen süreçte Karabük’ün başına bir iş gelmez..
Allah Korusun,Allah Korusun..

FİLYOS LİMANI KONUSUNDA “OLUMLU HİÇBİR GELİŞMENİN OLMADIĞINA YÖNELİK BİLGİLER..” VE BAŞLANMASI..
FİLYOS LİMANI Alt Yapı ihalesi yargıya taşınmıştı,buralarda çok önemli zaman kayıpları yaşandı ve sonuçta YARGI AŞAMASI GEÇİLDİ şeklinde bilgiler verilmeye başlandı.
KAMUOYU BU HABERLERLE RAHATLADI.
“FİLYOS LİMANI NİHAYET GERÇEKLEŞİYOR..” gibi iyimser bir hava esti,aradan aylar geçti,yine herhangi bir ilerleme görünmüyor ve bu nokta da FİLYOS Beldesinde ki dostlarımızla konuşuyor,bilgi alıyoruz,onlarda da karamsar bir hava var.
BİR İLERLEME OLMADIĞINI SÖYLÜYORLAR.
FİLYOS LİMANI Uzak Doğu Ülkeleri ile Avrupa Ülkeleri arasında yaşanan TİCARETİ hem ucuz,hem de navlun ödemeleri bakımından daha rahatlatacak bir konu.
FİLYOS LİMANI BİR TÜRLÜ HAREKETLENMEDİ.
Bu arada FİLYOS Beldeyi Belediye Meclis Üyesi bir dostumuz “FİLYOS LİMANI İÇİN UMUTLAR ARTINCA,KARDEMİR İSKELEYİ KULLANMAKTAN VAZGEÇTİ.OYSA BELEDİYE OLARAK ONLARA GEREKLİ HER KOLAYLIĞI SAĞLAMIŞTIK..” gibi bilgiler verdi.
“YILLARDIR BU LİMAN OLAYINI BEKLEYİP DURUYORUZ..” dedi.
Sanki çok fazla umutlu değil gibi konuştu..
Aylar önce bu anlamda verilen bilgiler umutları arttırmıştı.

12 kişi görüş bildirdi

  1. Ak parti sevdalısı

    Ak parti il yönetimimizde olan Çetin Yılmaz Arkadaşımız Çelik-iş sendikası baştemsilcilik görevine layık görülmüştür… Arkadaşımıza baştemsilcilik görevinde başarılar dileriz… Allahın izniyle önümüzdeki sendika seçimlerinde ÇELİK-İŞ SENDİKASI KARABÜK ŞUBE BAŞKANI OLARAK göreceğiz rabbim utandırmasın… Yolun açık olsun. Ak parti için hedef hedef herzaman en yukarsıdır… Seni en yukarı taşıma boynumuzun borcudur…. Ayrıca sayın milletvekilimiz Osman kahveciye de kardemir yönetim kurulundaki görevinde başarılar dileriz….

  2. yiğit

    ahmet abi selamlar inşallah iyisinizdir.biz iş akti fesihlerin 350 davaları ne aşamada ne durumdadır bilgilerinize sıgınırız.teşekkür ederiz

  3. celikci

    Iki imza ile gelen ya iki imza ile gider yada seçimde tekmeyi yer.Celikhane bastemsilciliginin aslında kimin hakkı olduğunu herkes çık iyi biliyor.Temsilcilik seçimi boşa yapılmadı.

  4. Ak parti sevdalısı

    Çetin yılmaz Arkadaşımız Şube Başkanlığı yapabilecek kapasatiye sahipdir… Öğle olmasaydı bugün orada olamazdı partimiz desteklemezdi… kimse temsilci olarak kalacağını beklemesin…

  5. Cemil arseven

    Neee
    Söylediklerim tek tek çıkıyor mu. Durun yeni başlıyoruz daha
    Şimdi sırada Şube operasyonu var

  6. Milli Görüş

    O önemli arkadaş kimse fitne çıkarmada uzman olsa gerek. Ahmet Sözen’in olası bir ihracında MHP saflarına geçeceği konuşulurken nasıl milli görüşçü yapıldı hayret doğrusu. Ahmet Sözen’in MHP antetli birisi olduğunu bilmeyen yok. Ayrıca Ahmet Sözen’in desteklenmesi konusunda Safranbolu teşkilatının gurup kararı aldığı söylentileri var. Rahmetli Erbakan hoca Hakyol geleneğinden gelen birisi iken milli görüşçüler nasıl Hak Yolcuları yeniyor. Bu tamamen yalan iftira ve fitnedir bu fitne operasyonudur. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımıza ne çok sahip çıkan Milligörüşçüler iken bunu söylemek en hafifinden fitneciliktir. Bu söylem Ak Parti il Başkanlığı ile ilgili planları olanların söylemidir.

    Şunu unutmayın Milli Görüşçülerin dalavere ve dümenle işi olmaz arkadan iş çevirmezler. O arkadaş kimse adını söyleyinde bilelim ne çapta birisiymiş.

  7. karabüklü başka karabük yok

    sayın gölbek limandan clkar olmayınca kimse ilgilenmez ama secim yaklaşınca liman dosyasıda atık deposuda gündeme gelir birde secim zamanı hava alanı vardı eflaniye tarlm vardı ne oldu bunlar sümer altı oldu galiba halka bi kaşık bal verildi ve mühürler alındı tünelden gecildi söylenenler bi dahaki secime kaldı bide kayak merkezi ne oldu bu sorularıma cevap verirseniz memnun olurum cünkü cok merak ediyon bi de söylenenler ysbilsa karabüküme kimse tutamaz saygilarımla karabükü seven vatandaş

  8. Cemil arseven

    Evet Şube kimlerden mi oluşur Şube toto başladı
    Çetin Yılmaz Başkan
    Ali Kaplan
    Ali Bilen
    Mustafa Karayel
    Kenan Yılmaz veya Emrullah Aydın
    Hayırlı cumalar

  9. dürüst işçi

    Cemil kardeş sen neyin kafasını yaşıyosun biz bir türlü anlayamadık arkadaşlarla beraber çizdiğin tabloya sadece gülüyoruz
    bizim şubemizi hiç deneyimi olmayan birilerinin baskısıyla göreve gelen kişimi yoksa altındaki şube kapasitesi olmayan dünkü çıraklarmı yönetecek gerçi buna kendi kendine gelin güvey olmak deniyodu bizler burda ne güne duruyoruz hak var hukuk var sen sıkıntı yapma seçim yarınmış gibi konuşuyosun gün doğmadan neler doğar diye boşa dememişler

  10. Cemil arseven

    Dürüst işçi
    gün doğmadan neler doğar
    yazdıklarımı not et seneye konuşuruz
    Inşallah senin dediğin olur ama sen benim dediklerimi not al

  11. kutuk.mak.

    Sayin cengiz gül ve recep akyel celikhanede işçinin iradesini yok saydı ve siyasî bir ricayi kıramadı hatta emir saydı.yarın yaşanacak bir mücadelede bütün işçiyi siyasetin kucağına attı.temsilciler kendisini atatan partinin dediğini mi yapar yoksa bir emir kulu genel başkanınmi.Bireysel oyu ile seçilen temsilciyi atayamayan,yarınından korkan çelik iş sendikası gnl merkezî yok hükmündedir.

  12. krdmr

    sapına kadar haklısın kardeşim resmen işçiyi yok sayıp atamayla adam getirdi sayın cengiz gül ve recep akyel. Bu böyle olmamalıydı genel merkez çok hata yapıyor işçi yok sayılıyor neyin kararıyla geliyor bu atama yapılan temsilciler? ak partiyi sevmek veya sevmemek değil ama bu tip kararları İŞÇİ vermeli zaten recep akyel de bu günlere mhp sayesinde gelip yavaş yavaş akp tarafına geçişi gözle görülür bir şey. Yazık işçiye yazık.

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sanatçı Okan Bayülgen: Buradan İngiltere’ye giden de topraklarımıza gelen de aynı ‘öteki’ kaderi paylaşıyor

Yayın: 29.03.2024 14:54
Paylaş:
A+ A-

Sanatçı Okan Bayülgen, “Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz.” dedi.

Oyuncu, yönetmen, fotoğrafçı ve komedyen Okan Bayülgen’in yazıp, yönetip, oynadığı ve “Yılın Prodüksiyonu”, “Yılın Yönetmeni” ile “Yılın Oyuncusu” dahil 6 ödül sahibi “Richard” oyunu 50. temsilinde sanatseverlerle buluştu.

Oyuna, tiyatroya ve gelecek projelerine ilişkin  açıklamada bulunan sanatçı, Richard eserindeki asıl meselenin ötekileşme olduğunu belirterek, “Richard’ın da bir öteki olması bizi çok ilgilendirdi. Yani kraliyet ailesine doğmuş ama kral olamayacak bir öteki. Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz. Biz de çalışmak, eğitim ya da yerleşmek için başka ülkelere, örneğin Kıta Avrupası’nda Berlin’e, Paris’e, Londra’ya gidiyoruz. Biz de orada öteki muamelesi görüyoruz. İnsan kendi doğduğu ailede, kardeşleri arasında ya da anne babaya karşı bile ötekileşebiliyor. Dolayısıyla bu çok önemli. Bunun işlendiği bir oyun. Bu açıdan Shakespeare’e dayanarak, biraz ona dil çıkartarak, biraz da Shakespeare’i överek yazılmış bir oyun.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, eserin yüzde 20’sinin orijinalin adaptasyonu olduğunun altını çizerek, yüzde 80’ini ise yeniden yazıldığının altını çizdi.

William Shakespeare’in kaleme aldığı ilk eserlerin VI. Henry oyunu ile Kral III. Richard’ın hayatını anlattığı oyun olduğunu dile getiren sanatçı, “O tarihte ya Tudorlara yaranmak için ya Tudorların ısmarlaması sonucu, Shakespeare bunu yapıyor yani III. Richard’ı kötü gösteriyor. Arada yüzyıl var ve o yüzyılda Yorkların yani son savaşta ölen Kral Richard’ın gölgesi kalkmamış devlet üzerinden, Tudorlar üzerinden. Bunu kötüleme çabası var. 16. yüzyıl anlayışıyla yani ‘Tanrı kötü insanları -güya- sakat bırakır ki siz ondaki fenalığı göresiniz diye’ anlayışıyla, adama sakatlıklar ilave edilmiş. İşte kambur, çolak, topal, çirkin yapılmış.” açıklamasını yaptı.

Okan Bayülgen, Shakespeare’in eserinde Richard’ı korkunçlaştırdığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:

“Öyle bir adam değil. Çok yakın tarihte, 2012’de kemiklerin bulunması ve 2015’te Richard’a ait olduğunun tescillenmesiyle ortaya çıktı ki bu adamda biraz skolyoz var. O skolyoz da dışarıdan pek belli olmuyor. Yani kambur falan da değil. Eğri büğrü de değil. Yakışıklı bir adam. Savaşta kahramanca ölen son kral. Ama ne olmuş bugüne kadar? Bizim bu pek demokrat kıta Avrupası, İngilizler her şeyi demokrasi adına ve siyaseten doğruculuk yaparak herkesi temize çekmiş, düzeltmiş. Richard’ı bırakmışlar. Richard günden güne daha da korkunç hale getirilerek oynanıyor. Bu oyun bir soru soruyor. Diyor ki siz hala neden korkuyorsunuz? Yani 500 yıldır her gelen oyuncu, kimliği ne olursa olsun demokrat, ilerici, gerici, sağcı, solcu fark etmiyor; aynı hilkat garibesi Richard’ı oynuyor. Bir yandan bu açıdan Shakespeare’e dil çıkartıyor.”

“Söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü”

Eserde, “sanatçı nerede durmalıdır?” sorusunun işlenmediğinin altını çizen başarılı sanatçı, “Aleladelik, üst insan olmak, Nietzsche’den, Baudrillard’dan, Alain Badiou’dan, Kierkegaard’dan Freud’a kadar, aslında sanatçının kim olduğu, ne yapması gerektiğiyle ilgili çok mesaj var oyunda. Ama iktidar yazarı olmak, olmamak gibi bir derdimiz yok. Tarih boyunca böyle olmuştur; her iktidara yakın duran yazarlar vardır. Uzak, muhalif olan yazarlar vardır. Bu oyunun özellikle meselesi bu değil.” diye konuştu.

Oyunun 50 temsilde geçirdiği değişikliklere de işaret eden sanatçı, şunları kaydetti:

“İlk oynadığımızda berbattık. Oyun da henüz toparlanmamıştı. Hızla festivale yetiştirilmişti. Hatta ilk 2-3 oyunu seyredenlere de ‘Davetiye vereyim, gelin bu halini görün.’ diyorum. Fakat seyircimizden büyük bir teveccüh gördük. Açık hava tiyatrosunda 4 bin kişiye, Atatürk Kültür Merkezi ya da diğer binli sayıları geçen seyirci kapasiteli yerlerde full oynadık, hakikaten. Ardından, sanatı üretenin ve seyircinin bir araya gelmesiyle birkaç saat süren söyleşilerle aslında bir şölene dönüştü. Bugün ‘Herkes için Shakespeare’ diyerek aslında Shakespeare’in sahibi olduğunu düşünen İngiltere ve Kıta Avrupa’sına da 1tatlı bir iltifat yapıyoruz üst yazıyla. Sinemada alt yazı, tiyatroda da üst yazı vardır. İngilizce üst yazıyla oynanıyor bugün oyun. Bu da önemli bir gelişme. Bu oyun bizim özel hatta ödenekli tiyatrolarımıza iki alışkanlık bırakacak. Bir; ki çoktan başladı, oyun sonrası söyleşileri. İki; İstanbul’umuzda, Türkiye’mizde yaşayan, yerleşik ya da kısa süreliğine burada olan yabancılar için İngilizce üst yazıyla oynanması. Bu iki gelişme de aslında bizim hem seyirciyle ilişkimiz hem de tiyatromuzun yeri açısından ya da seyirciyi önemsememiz açısından güzel göstergeler.”

Okan Bayülgen, tiyatro yapmanın hiçbir zorluğu olmadığına dikkati çekerek, “Tiyatro yapmak, tiyatrocu olmak, tiyatronun, bu atmosferin içinde olmak müthiş bir şey. Bu kadar uğraşıp didinip zar zor konservatuara girip, ayakta kalıp tiyatro yapanlar bir de üzerine şikayet ederse artık fazla geliyor bana. Şikayet etmeye hakkımız yok. Bunu biz istedik. Annemiz, babamız bize mani olmaya çalıştı, ‘Yapma çocuğum.’ dedi, önümüze dikildi, yalvardı, ‘Evlatlıktan reddederiz.’ dedi. Şimdiki aileler değil, bizim zamanımızdaki ailelerden söz ediyorum. Yine de ısrar ettik, yaptık. Neden şikayet ediyoruz o zaman?” değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde tiyatronun, yaptığı birçok işin önüne geçtiğini vurgulayan sanatçı,”Şu anda ‘Richard Otel’de’ diye bir oyunumuz var. Yine Richard’da oynadığım bir arkadaşım, hem ortak yazar hem yardımcı yönetmen Nihal Usanmaz’la orada da çalışıyoruz. Aynı anda o oyunu çıkardık, Richard’da oynuyoruz ve Ankara’da, Devlet Tiyatrosunda ‘Dracula’nın provaları başladı. O da mayıs ortasında sahnelenecek. Araya bir küçük oyun daha sıkıştıracağız. Böylece gelecek sezona 4-5 oyunu aynı anda oynayarak gireceğiz.” dedi.

“Shakespeare aslında bütün dünyaya ait”

Sanatçı, oyunları yurt dışında da sahnelemeyi çok istediklerine işaret ederek, “Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de oyun koyabilirsiniz, yeter ki oyununuz onlar için yeni ve farklı bir şey ifade ediyor olsun.” ifadelerine yer verdi.

Uluslararası tiyatro festivallerine gitmek konusunda ise Bayülgen şunları söyledi:

“Aslında Richard için çok devreye girenler oldu. Fakat bizim, sinemadaki gibi bazı filmlerimizin, yönetmenlerimizin alışageldik şekilde Cannes’da, Berlin’de, farklı festivallerde ödül alması gibi bir lobimiz yok tiyatroda. Bazı oyunlar zar zor gidiyor, geliyor ama bunu da başlatmak lazım. İngilizlere de bir şey söylemek için Shakespeare’i tercihimiz biraz da bu yönde kıymetliydi. Shakespeare ile ilgili bir şey söylediğiniz zaman artık bu sadece İngiltere’ye değil, bütün dünyaya ilginç geliyor. Çünkü artık İngiltere’ye ait bir yazar değil Shakespeare. İngilizler sahip çıkıyor tabii, adam İngiliz ama artık o, tiyatro kütüphanesinin en önemli yazarı olarak aslında bütün dünyaya ait. Dolayısıyla Türkiye’den birisi çıkıyor, diyor ki ‘Ya kardeşim, pek demokratsın ya, senin yapamadığını bak ben yaptım ve sana, senin biraz da kafanı açabilecek, yeni fikirler verecek bir şey söylüyorum. Gelip orada oynayayım mı? Diyecek ki oyna ama sinema filmi nasıl gidiyor? WeTransfer’le, yüksek bir dosya olarak gidiyor. Bir küçük flash diskle gidiyor. Gitmesi bugünkü teknolojiyle rahat. Tiyatro kamyonlarla, insanlarla gidiyor. Biz bugün Anadolu’da bir yere gittiğimizde birkaç kamyon ve 51 kişi gidiyoruz yani kolay değil. Onun için bu kadar adamı götürüp orada oynatmak hiç kolay değil. Tarihte yapılmış. Bunu yapan müthiş tiyatrocu abilerimiz oldu.”

“Yurt dışına oyunla gittiğinizde işin kolayına kaçamazsınız”

Okan Bayülgen, uluslararası gösterimlerde iki kişilik oyunlarla ve dekoru oradan tedarik ederek gidilebildiğini aktararak, “Ama bizim oyun için orada bir inşaat yapmalısınız. Bu kolay bir şey değil. Bir yandan da tiyatronun şöyle bir tarafı da var; hep böyle kolaya kaçamazsınız. Yani ‘Yurt dışına gidecek bir oyun var’. Eee? ‘Bir hırkayla gidelim.’ Hayır o değil. Bu tiyatro. Nasıl sinemanın böyle bir cazibesi, şaşası var. Tiyatroda da bazı oyunlarda seyirciye oyunculuk, müzik performansları, dans gösterdiğiniz kadar, dekor, kostüm ve ışık konusundaki kreasyonunuzu da göstermeniz lazım. Tiyatro çünkü bunların bir bütünü. Çok farklı sanatların bir arada oluştuğu büyük bir sanat diyoruz.” diye konuştu.

Richard oyununun yurt dışına gittiğinde en az 600 kişilik bir salonda oynaması gerektiğinin altını çizen sanatçı, “Dracula’yı Devlet Tiyatrosunda sahneleyeceğiz. Mesela Dracula’nın şahsı daha fazla yurt dışı festivalleri açısından çünkü devlet, Kültür Bakanlığımız, ‘Biz buna uluslararası, dünya markası fantastik kişilik olarak da bakalım. Bunu şu festivalde ya da tiyatroda oynayalım.’ derse oynanır. Bu da aynı şeyi yapabilir.” ifadelerini kullandı.

Bayülgen, bütün tiyatro oyunlarının “Kral Çıplak” dediğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Bütün derdimiz seyirciyle böyle bir alışveriş içinde olmak. Bütün oyunlar bir şey söyler. Hangi oyunlar bir şey söylemez? Oyuncusu, yönetmeni ya da yazarı başka dertler içindeyse bir şey söylemeyebilir. Örneğin gelir der ki ben sana bir hikaye anlatacağım. Niye anlatacaksın bu hikayeyi? İşte ben bunu yazıyor muyum, yazabiliyor muyum diye baktım. Ya da oyuncusuna dersin ki ‘Senin derdin ne?’ Oyun bir şey söyler, bir ufuk açar, bir yere dokunur. Katarsis denilen şey gerçekleşir. Bir ahlaki yıkanma ortaya çıkar. Herhangi bir şey. Oyuncu diyorsa ki, ‘Benim derdim kendimi el aleme göstermek. Bakın ne güzel oynuyorum. Gördünüz mü beni? Bir daha alkışlayın bakalım.’ falan. Bunlardan bir şey olmaz. Sanatçının hep bastıramadığı, dert edindiği, paylaşmak istediği bir şey vardır. Resim mi heykel mi tiyatro mu müzik mi, her neyse. Bir yardım çığlığı gibi. Çünkü sanatçı da acayip bir tip. O da bir iletişim kurmak istiyor. Onun da bir derdi olmuş mesela çocukken. İşte anlatırsa çocukken neler olduğunu, çocukken dertli olan başka birileri de onu anlar. Beraber bir şey olur. Ama sürekli aynı şeyi de söyleyemez, yeni bir şey söylemesi lazım. Şimdi ideali mi tarif ediyorum? Hayır. Sanat şurasından bastırdığımız, buradan sıkıştırdığımız, ‘böyle yapılmalıdır’ diye kural koyduğumuz bir şey değildir. Zaten ne zaman bu kuralları koyarsanız birileri çıkıp o kuralları bozmaya çalışır. Ondan sonra da devrim yaptık derler. ‘Bravo’ deriz biz de. Biz devrimcileri severiz zaten.”

Oyunun ikinci sezonu tamamladığını kaydeden sanatçı, üçüncü sezonda da izleyiciyle buluşacağını sözlerine ekledi.

Eser, 5 Nisan’da Maximum Uniq Hall’de, 14 Nisan’da Atatürk Kültür Merkezi’nde, 16-17 Nisan’da Ankara’da, 3 Mayıs’ta Konya’da, 4 Mayıs’ta Antalya’da, 5 Mayıs’ta Denizli’de, 7 Mayıs’ta ise İzmir’de sahnelenecek.

Kabare Dada ve Net Sanat tarafından sahnelenen eserde Bayülgen’in yanı sıra Şenay Gürler, Ebru Unurtan, Nihal Usanmaz, Kevork Türker, Oral Özer ve Volkan Ateş Gündüz rol alıyor. (AA)