Her Telden (7.Aralık.2015)

Her Telden (7.Aralık.2015)

Yayın: 07.12.2015 08:29
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ ŞİRİNEVLER HASTANESİ,DOÇ.DR.SAYIN ALAADDİN POLAT İLE BAŞARILI BİR YOLA GİRDİ..
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Tıp Fakültesi Şirinevler Eğitim Araştırma Hastanesi,çok önemli bocalama dönemi yaşadı,şimdi,belirli bir çizgi yakalanmak üzere..
Sayın ALAADDİN POLAT’IN Başhekimlik görevine atanması ile,anılan Hastane hemen her alanda başarılı bir çizgiye doğru süratle ilerliyor ve ilk zamanlara karşı,şu an itibarı ile çok daha ileri bir çizgiye geldi Hastane.
Yine belirli sıkıntılar yok mu..?
Elbet var,ancak,bu sıkıntılar HASTANENİN TIBBİ ÇALIŞMALARINDAN çok,HASTANE BİNASININ YAPIMINDAN kaynaklanıyor ,Binanın imalatından kaynaklanıyor.
Örnek mi istersiniz..?
TOP SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE boş mekanlar var Hastane de,ancak,ÖĞRETİM ÜYELERİ ve HEKİMLER İÇİN ODALAR YOK,Atık Toplama alanı sıkıntısı var..
Örneğin JENERATÖR ve HAVALANDIRMA anormal gürültülü.
Bunlar BİNA İMALATINDAN KAYNAKLANAN sıkıntılar..
Haaa..! BİR SIKINTI daha var ki,evlere şenlik..!!
SİYASİ SIKINTILAR bunlar,tam evlere şenlik bir sıkıntı,O PERSONELİ BURAYA,ŞU ELEMANI ÖTE YANA YOLLAYIN, RAHAT ETSİN gibi sıkıntılar VAR MI/YOK MU..?
Ancak,HASTANE BELİRLİ BİR BAŞARIYA YÜRÜYOR..

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ,ŞİRİNEVLER EĞİTİM/ARAŞTIRMA HASTANESİ VE BİR DEVLET HASTANESİ..
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ,Tıp Fakültesi,Şirinevler Eğitim/Araştırma Hastanesi’nin bulunduğu alana yapılması günahtı,bu günaha ortak olanlar,öbür Dünya da bunun hesabını mutlaka vereceklerdir.
ÖNCELİKLE,BİR HASTAHEYİ YIKTIRDILAR..
YERİNE BU HASTANEYİ YAPTILAR..
YIKTIRILAN HASTANEYE,yıkımdan birkaç yıl önce,ÇOK BÜYÜK MASRAFLAR YAPILMIŞTI,bunları dikkate almadan,KARABÜK ÜNİVERSİTESİ’NİN,burası için “YIKTIRMAYIN,BİZE VERİN TIP FAKÜLTESİNİ AÇARAK,BİZ KULLANALIM..” teklifine itibar bile etmediler.
Neyse BU YANLIŞLAR YAPILDI,BİTTİ.
Şimdi ŞİRİNEVLER HASTANESİ hem TIP FAKÜLTESİ Hastanesi olarak hizmet vermeye çalışıyor,hem de DEVLET HASTANESİ olarak hizmet vermeye çalışıyor.
OYSA,KARABÜK’E BİR DAVLET HASTANESİ ŞART..
Mutlaka bir DEVLET HASTANESİ YAPILMALI KARABÜK’E.
ŞİRİNEVLER Hastanesi,bir yandan DEVLET HASTANESİ gibi fonksiyon icra edecek,bir yandan ÜNİVERSİTE HASTANESİ olarak eğitim/araştırma görevini yerine getirecek..
Olacak iş değil doğrusu..

SAFRANBOLU EMEKLİLER DERNEĞİ “UCUZ KONUT İÇİN TABANIN NABZINI TUTMAYA ÇALIŞIYOR MU..” VE KARABÜK
EMEKLİLER DERNEĞİ Karabük Şubesi,TOKİ’NİN bir uygulamasını çabuk fark etti ve KENDİ TABANINA bu uygulamadan fayda sağlamak amacı ile harekete geçti.
Sonra araya 1 KASIM ERKEN SEÇİMİ girdi..
Ve ; KARABÜK’TE SİYASETEN ADETA YER/YERİNDEN OYNADI..
Dernek Başkanı Sayın CELAL BULUT ve Yönetiminde ki arkadaşları “KENDİ TABANLARINDA YER ALAN ÜYELERİNE YARAR..” sağlamak için çıktıkları yolda,belirli çevrelerce eleştirildiler.
Şimdi EMEKLİLER DERNEĞİ SAFRANBOLU ŞUBESİ DE harekete geçmiş ve kendi tabanından BÖYLE BİR UYGULAMAYA karşı nasıl bir ilgi olacağını öğrenmeye çalışıyormuş galiba.
5 BİNE YAKIN EMEKLİ İLGİ GÖSTERMİŞ SANIYORUZ..
Ancak ; BİR OLAY DİKKATİMİZİ ÇEKİYOR..
Safranbolu’da yapılan uygulama sessiz/sedasız oldu/oluyor,oysa Karabük Merkezinde EMEKLİLERİN UCUZ KONUT talebi,adeta,1 Kasım ERKEN GENEL SEÇİMİN en önemli gündem maddesi oldu.
Şimdi 426 konut için talep toplanacak..
KONUTLAR SAFRANBOLU’YA YAPILIYOR İYİ Mİ..?

“KİMSE TEDİRGİN OLMASIN,EMEKLİLER İÇİN 426 KONUTTAN ÇOK FAZLASI YAPILACAK,ANCAK ETAP/ETAP OLACAK..”
Birkaç gündür,EMEKLİLERE verilen SÖZ üzerinden yola çıkarak “EMEKLİLER İÇİN YAPILACAK UCUZ KONUT..” olayı üzerinde durmaya çalışıyoruz.
SAFRANBOLU’DA 426 KONUT YAPACAK TOKİ.
Olayın başlangıcı KARABÜK MERKEZ oldu,ancak,426 KONUT SAFRANBOLU’DA yapılacak,olsun varsın,sonuçta KARABÜK emeklisi yararlanacak bu konutlardan.
BU İŞLERLE YAKINDAN İLGİLENEN BİR DOSTUMUZ çok önemli konulardan söz etti ve konut sayısının kesinlikle 426 olarak kalmayıp ÇOK DAHA YÜKSEK SAYILARA çıkacağını anlattı.
“ETAP/ETAP KONUTLAR YAPILACAK..” dedi.
Özellikle Sayın MEHMET ALİ ŞAHİN’İN çok yakından ilgilendiğine dikkat çekerek “SOĞAN TARLASI-KAPULLU-AYDINLIKEVLER ÜSTÜNDE KALAN ALAN GİBİ..” muhtelif yerlerde konutların yapılacağına işaret etti.
“BİR YERE BİNLERCE KONUT DEĞİL,MUHTELİF YERLERE SERPİŞTİRİLMİŞ BİNLERCE KONUT YAPILACAK..” dedi,bunun hazırlıklarının sürdüğüne dikkat çekti.
EMEKLİLER UCUZ KONUT İŞİNDE HAYLİ DUYARLI..
Böyle bir uygulamayı benimsedikleri besbelli.
Dileriz gelişmeler gönüllerine göre olur..

EĞER,KARABÜK’ÜN “BİR DEVLET HASTANESİ OLSA..” VE KBÜ ŞİRİNEVLER HASTANESİ BİRAZ RAHATLAYABİLSE..!!
KBÜ ŞİRİNEVLER EĞİTİM/ARAŞTIRMA Hastanesi Başhekimliği görevine Doç.Dr.Sayın ALAADDİN POLAT’IN atanması hem Karabük,hem Hastane açısından büyük şans oldu.
HASTANE GÜN GEÇTİKÇE HİZMET KALİTESİNİ ARTTIRIYOR.
Eğer birde,ayrı bir KARABÜK DEVLET HASTANESİ yaptırılsa TIP FAKÜLTESİ ŞİRİNEVLER Eğitim/Araştırma Hastanesi’nin yükü azaltılsa,Hastane rahatlatılsa,Karabük önemli bir TIP MERKEZİ olmaya Aday.
ÜLKENİN BİRÇOK YERİNDEN HASTA GELİYOR KARABÜK’E..
O ZAMAN KARABÜK TIBBİ BİR MERKEZ OLMAYA ADAYDIR.
Şirinevler Devlet Hastanesi,gün geçtikçe HİZMET KALİTESİNİ/ÇITASINI ARTTIRIYOR,hem de HASTANE BİNASININ İMALAT Hatalarına rağmen,hizmet kalite ve çıtası sürekli yükseliyor.
Başhekim Doç.Dr.Sayın ALAADDİN POLAT çok başarılı bir çizgi yakaladı ve Hastane gün geçtikçe daha verimli hizmetler veriyor,çok daha iyi hizmetler üretiyor..
Ancak ; KARABÜK’E BİR DEVLET HASTANESİ ŞART..

KARABÜK-BARTIN KARAYOLU’NUN ÖNEMİ “KAR YAĞDIĞINDA DAHA NET ORTAYA ÇIKIYOR..” VE TÜNELLİ GEÇİŞLER..
1 kasım erken genel Seçimi Sırasında,AK Parti,Karabük’e ilişkin ÇOK ÖNEMLİ BİR PROJEYİ gündeme getirdi, “2015-2019 PROJELERİ.” Başlığı ile sunulan programda KARABÜK-BARTIN KARAYOLU bulunuyor.
BİZE GÖRE,O PROJE PROGRAMINDA EN ÖNEMLİ YATIRIM KONUSU bu,bu yol 6 tünel ile hem kısaltılıyor,hem rampalardan kurtarılıyor.
AK Parti Karabük İl Başkanı Sayın TİMURÇİN SAYLAR,bu Karayolu için görüşlerini açıklarken “KARABÜK DENİZE KAVUŞUYOR..” gibi bir söz etmişti ve bize göre yerden/göğe kadar haklı bir sözdü bu.
Bu Karayolunun önemi,özellikle KIŞ MEVSİMİNDE-KAR YAĞDIĞI ZAMAN DAHA NE ORTAYA ÇIKIYOR ve ulaşım bir anda,bıçak gibi kesiliyor..
TÜNEL GEÇİŞLERİ İLE BU DURUM ORTADAN KALKAR.
KARABÜK ile BARTIN arasında 75-76 kilometre olan Karayolu uzunluğu ÇİFT ŞERİT olarak 60-65 kilometreye indiği zaman,zaman ne kadar kısalır bir düşünün..
AK Parti bu sözü Karabük yaşayanlarına vermiştir,
Ve ; KARABÜK BU TİP PROJELERE ÇOK DUYARLI..
Örneğin ;AYNI DUYARLILIK BARTIN’DA YOK..
Ancak,böyle bir Karayolu süratle devreye girerse,emin olun BARTIN İli,KARABÜK ilinden daha fazla kazançlı çıkar,Bartın ekonomisi çok daha kazançlı olur..
AK Parti bu projeyi hayata geçirirse mükemmel olacaktır.

“YOK/YOK YÖNETİMİMİZDE HERŞEY DÜZENLİ/TERTİPLİ,ARKADAŞLAR KARŞILIKLI SAYGI/SEVGİ İÇİNDELER..”
Bazı konular Caddelere/Sokaklara taşmış,hemen her yerde çekişmeler/didişmeler konuşuluyor,sosyal medya üzerinden bir yığın gelişme olmuş,siz bunları Kamuoyu ile paylaşırsanız,bunun hata neresindedir.?
1 KASIM ERKEN GENEL SEÇİMLERİ öncesinde “KENDİ MİLLETVEKİLİ ADAY/ADAYI/ADAYLARI İÇİN,ŞU İSİM HANGİ PARTİDEN ADAY OLUYORMUŞ..” diye soranlar..
“İKİ DÜNYA BİR ARAYA GELSE SONUÇ 1-1 OLUR..” diyenler.
Kimseyi suçlama hakkına sahip değildirler..
Haaa “O ABİ SAĞLAM KARAKTERLİDİR,BENİM İSMİMİ MÜMKÜN DEĞİL KİMSEYE VERMEZ..” diyerek düşünüp üstüne/üstlük ,bir de gıyapta,bir yığın zırvaya,dedikoduya isim karıştırırlarsa,esas hata budur,böyle davranışlar ayıptır.
KARABÜK KÜÇÜCÜK BİR YER..
İNSANLAR HEMEN HERGÜN YAYALAŞTIRILMIŞ YOLDA,Cadde de,sokakta karşı/karşıya geliyorlar,insanlar yüz/yüze bakıyorlar ve bu tür dedikodu “O ONU YAPTIRDI,BU BUNU YAZDIRDI..” gibi dedikodular yanlış,hem de çok yanlış.
Kimse/kimseyi,hiç kimse üzerinden,hiç kimse için suçlamasın sakın..
Hele/hele bizim sırtımızdan hiç suçlamasın..
Kimseye bir diyet borcumuz yok.
Dedikoduyu da, hiç mi hiç,sevmeyiz/yapmayız..
Dedikodu malzemesi olmak ise hiç hesabımıza gelmez..

AĞIZ-DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ İHALESİ YAPILDI,ANCAK,MÜTEAHHİT FİRMAYA İTİRAZ NEDENİ İLE İŞE BAŞLANAMADI..
BAYIR MAHALLE Devlet Hastanesi YIKILACAK,yerine AĞIZ/DİŞ SAĞLIĞI HASTANESİ yapılacak,daha sonra da DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ aynı Mahalde yapılacak.
AĞIZ/DİŞ SAĞLIĞI HASTANESİ İHALESİ YAPILDI..
MÜTEAHHİT FİRMAYA İTİRAZ EDİLDİ,SONUÇ BEKLENİYOR.
İhale yapılalı,neredeyse iki ay oldu ve Kamu İhale Kurumu’na yapılan itiraz nedeni ile beklenti sürüyor,eğer KİK olayı inceleyip sonuçlandırırsa MÜTEAHHİT FİRMA süratle başlayacak.
İHALE YIKIM ve YAPIM noktasında verilmiş.
Yani İHALEYİ ALAN FİRMA,yıkım işini yapacak,daha sonra da AĞIZ/DİŞ SAĞLIĞI HASTANESİNİ yapacak,aynı Mahalde,daha sonra DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DE yapılacak.
ÇEVRE MAHALLE SAKİNLERİ UMUTLA BEKLİYORLAR.
Bütün sorun KAMU İHALE KURUMU’NA yapılan itirazın sonuçlanması,itiraz bittiği ve Müteahhit Firma işi aldığı noktadan sonra yıkım ve yapım süratle başlayacak.
Şu an itibarı ile içeri de bulunan SAĞLIK CİHAZLARININ işe yarayabilecek kısımları alınıyor ve Hastane yıkıma hazır hale getiriliyor,bu nokta da BÜTÜN SORUN KİK tarafından ihalenin sonuca bağlanmasında yatıyor.
DİLERİZ FAZLA UZUN SÜRMEZ..

CAM TERAS ÇARŞAMBA GÜNÜ İL ÖZEL İDARESİ TARAFINDAN İHALE İLE YENİDEN KİRAYA VERİLECEK VE TALEP ÇOK
Safranbolu’da bulunan CAM TERAS ve o CİVARDA Kİ Tesisler,ÇARŞAMBA GÜNÜ yapılacak ihale ile KİRAYA VERİLECEK ve çok ciddi talebin olduğuna dikkat çekiliyor.
SAFRANBOLU’YA GELEN TURİSTLERİN mutlaka uğradığı CAM TERAS İHALESİNİ Karabük İL ÖZEL İDARESİ yapıyor ve bunun için çok talep olduğu ifade ediliyor.
ÖZELLİKLE YAZ MEVSİMLERİNDE çok büyük ilgi gören,günlük YÜZLERCE/BİNLERCE ziyaretçisi çıkan CAM TERAS ve civarında ki Tesisler ÇARŞAMBA GÜNÜ saat 14.00 de ihale edilecek.
Geçmiş yıllarda yapılan ihale KAMUOYUNU pek tatmin etmemiş ve düşük fiyatlı ihale hakkında birçok spekülasyon haberler çıkmıştı,bu kez çok daha şeffaf ve talipli bir ihale olacağına işaret edilmektedir.
CAM TERAS İHALESİNE TALİBİN ÇOK OLDUĞU GÖRÜLÜYOR.
Bakalım kim/kimlerde kalacak bu ihale.

5 kişi görüş bildirdi

  1. Cumali Poyraz

    Ahmet Bey, Karabük Sağlık yönünden çevre illerden çok çok geride. Bunu sağır sultan bile biliyor. Daha önce de söyledim. Örneğin Bolu’da 5-6 tane hastane var. Bir çırpıda sayıvereyim. 1-İzzet Baysal Ünv.Tıp Fakültesi, 2-Köroğlu Devlet Hastanesi 3-Köroğlu Devlet Hastanesi Ünitesi 3-Kadın Doğum Hastanesi-4-Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi 5- Özel Fatma Hatun Hastanesi 6-Özel Çağsu Hastanesi 7- Fizik rehabilitasyon Merkezi bunlar benim bildiklerim. Yeni Bartın da 70bin nüfuslu !… 700-800 yatak kapasite, Yine Kastamonu’da yine aynı şekilde. Karabük’te ise vahim. Fizik doktoruna yaşlı teyzem yalvarıyor ama doktor yapacak bir şey yok diyor 6 ay sonraya gün veriliyor. Benim eşime 1 ay önce 7 ay sonrasına gün veriliyor. O zamana kadar hasta hepten gidiyor yada kendi imkanlarıyla düzeliyor. Reva mı bu Karabük’lüye. Karabük’ün maalesef kaderi bu. Şakşakçılıkla bu işler olmuyor.

  2. Gönderen

    Karabük’te oldukça fazla inşaat var. İnşaatların yoğun olduğu yerlerde asfaltlar bir türlü dikiş tutmuyor. Müteahhit temelini atıyor, inşaatına su çekmek, doğalgaz almak için hemen asfaltı kazıyor. Borsunu döşüyor ve öylece bırakıyor. Belediye oraya gelinceye kadar arabaların amortisörleri patlıyor. Oysa üç dört torba çimento, birkaç el arabası kum ile o çukuru doldurup üzerini yol ile bir olacak şekilde tesviye etse pek sorun kalmayacak. Ama nerede o anlayış? Hem beddua alıyor, hem de üzerine kul hakkı geçiyor farkında değil. Ağzı bozuk olanlar küfür de ediyorlardır belki….

    İşim düştüğünden sık sık gittiğim bir mahalleye haftasonu yine gideyim dedim. Yolun çatallaştığı yerden sağa dönsem orada çok inşaat olduğundan yolda hayır kalmamış. Sola döneyim, yolu uzatayım ama temiz asfalttan gideyim dedim. Asfalt da fena değidli. Normal olarak seyrediyordum ki son anda farkettim, önümde koskoca hendek. Küt diye düşecektim. Oldukça derin. Kazıklama frene bastım, vaizyeti kurtardım. Ama o hendekten arabayı geçirtmek, deveyi hendekten atlatmak giib oldu….

    Mübarek adam işini görmek için kamunun kullandığı asfaltı kazmış, işini gördükten sonra her nedense kapatmamış? Hiç akılı, izanı, insafı yok ? Millete eziyet veriyor? Oysa bizim dinimizde yoldan insanlara zarar veren bir engeli, taşı, kemiği vs.kaldırmak sadakadır. Bunu peygamber efendimiz (s.a.v.) tavsiye etmiş. O vatandaş hiç duymamış mı bunu? Müslüman değil mi? Belediye hangi birine koşsun?
    Bazıları kum/çakıl ile toprak ile falan dolduruyor. O vatandaş olduğu gibi bırakmış. Kedi bile hacetini gördükten sonra kimse rahatsız olmasın diye toprağı eşeleyip üstünü kapatıyor…

    Bu örneğin tam yerini vermedim ama, Karabük’ün birçok yerinde durum pek farklı değil. Belediye yönetiminden ricam bu çukurları olduğu gibi bırakanlara çok yüksek meblağlı cezayı yazsınlar. Belediye oraya gidip asfaltlayıncaya kadar çok zaman geçiyor, çok kişi eziyet çekiyor. Alt tarafı birkaç torba çimento. Kim açtı ise beton ile doldurup tesviye etsin. Yapmayanlar da bir otomobil parası cezayı ödesin. Bazıları beton ile doldurur, tesviye etmez deve hörgücü gibi kasis bırakır. Böyleleri de çıkar. Anlayış olmadıktan sonra yaparlar…..
    Belediye önlem almadığı sürece asıl fatura belediye yönetimine çıkıyor. Bilsinler. Vatandaş belediyeyi bilir.
    Asfaltı kazan adam belediyeden izini alır. Belediye bunu takip ve kontrol etsin. İzin parasını alıp da müteahhitin insafına bırakmasın. Herkes kazdığı çukuru vatandaşa zarar vermeyecek şekilde beton ile doldursun….

  3. KARABÜKSPORPERVER-2

    sayın ahmet bey yaşam kültürü dedigimiz olay insanların bulundukları yerden memnun mesut ve yaşamını huzur içinde sosyal etkinliklere bolca vakit ayırarak yaşamlarını idame ettirebilmektir.karabükteki olay yaşam kültürü degil malesef geçim kültürürdür.yaşam kültürü en yakınınızı yanlışından dolayı eleştirebilmektirki dogruyu birlikte bulabilirsiniz .yoksa 60-70 yaşına gelmiş insanları emekliye ev vaadiyle geri kalan ömürlerinide borca sokmak degildir.saygılarımla iyi günler diliyorum.

  4. ŞENER

    AHMET ABİ KARDEMİR YÖNETİCİLRİNE BİR SORARMISIN BU KARDEMİRDEN KÜÇÜK YATIRIMCI BORSA BAZINDA NEZAMAN PARA KAZANILABİR.ABİ BU GENEL MÜDÜR GELDİ GELELİ ŞİRKET HİSSELERİ DEVAMLI DUSMEKTEDİR.KARDEMİR BENCE PİYASADA BU ŞEKİLDE OLDUĞU SÜRECE HİÇBİRZAMAN EREGLİ OLAMAZ ÇÜNKÜ EREGLİDEMİRÇELİK GERÇEKTEN DÜNYA ŞİRKETİ KARDEMİR İSE 2 AİLENİN ELİNE BAKMAKTADIR.

  5. 307 Mağdur 78 liler

    307 mağdurlar bir araya gelsin yakında yeni gelişmeler olabilme ihtimali var, duyumlar iyi yönde, armut ağzıma düş olmaz, kıpırdan ve bir araya gel, hep beraber vicdanlara seslenelim,

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Slow Food hareketi iyi, temiz ve adil gıda için 38 yıldır mücadele veriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Doğal kaynakları korumayı ve temiz gıda üretimini desteklemeyi hedefleyen küresel Slow Food (Yavaş Gıda) hareketinin başkanı Edward Mukiibi iklim krizi ve israfın, gıda konusunda en fazla karşılaştıkları iki büyük sorun olduğunu söyledi.

Dünyanın en büyük gıda hareketlerinden biri olarak kabul edilen Slow Food, “iyi, temiz ve adil gıda” sloganıyla dünya üzerinde 160 ülkede faaliyetler ve farkındalık kampanyaları düzenliyor.

Hareketin çalışmaları hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mukiibi, Slow Food'un 1986'da İtalya'da doğduğunu ve 38 yıldır devam eden serüvenlerinde dünyanın her köşesinden çok sayıda insana ulaştıklarını kaydetti.

Su başta olmak üzere doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması hedefini faaliyetlerinin merkezine aldıklarını belirten Mukiibi, daha iyi bir dünya için çalıştıklarını ve bunu da çevreye ve insana zararı olmayan gıdaların üretimini teşvik ederek, aynı zamanda sorumlu tüketim ve sorumlu üretim bilincini aşılamaya çalışarak gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Slow Food ağı içerisinde çiftçilerden şeflere, öğrencilerden aktivistlere, devletlerden uluslararası organizasyonlara kadar gıda konusunda harekete geçmek isteyen milyonlarca kişiyle çok sayıda kurum ve kuruluşun yer aldığını bildiren Mukiibi, “Sadece maddi olarak destekleyen 100 binden fazla üyemiz var. Ama bu herkesin maddi olarak katkıda bulunmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Aslında paranın satın alabileceğinden çok daha fazlasını yapan topluluklar var. Buna biyoçeşitliliği koruyan yerel toplulukları örnek gösterebiliriz.” dedi.

Edward Mukiibi, hareketin sadece gıda ürünlerini değil gıdanın getirdiği kültürü de korumaya çalıştığını, bu nedenle gıdanın nasıl tüketildiği, hangi tekniklerle pişirildiği ya da nasıl korunduğu üzerine de çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

– Nuh'un Gemisi Projesi

Yok olma tehlikesi altında bulunan bitkisel ve hayvansal ürünleri çevrim içi katalogda bir araya getirdikleri “Nuh'un Gemisi” projesine değinen Mukiibi, “Bu katalogda yalnızca bilimsel veriler bulunmuyor. Kültürel, organoleptik, geleneksel bilgilerle ürünlerin hazırlanması sırasında kullanılan teknikler ve bölgeyle olan bağları da yer alıyor.” diye konuştu.

Proje kapsamında bugüne kadar dünyanın her yerinden 5 bin 300 ürünü korumaya çalıştıklarını dile getiren Mukiibi, şöyle devam etti:

“Bu projede büyük tufan yaşandığında türleri yok olmaktan kurtaran Nuh’un Gemisi'nden esinlendik. Aslında bugün de yine o büyük tufan genetik, kültürel ve geleneksel erozyonla burada. Günümüzde yerel ve geleneksel gıdalar gen aktarımı, gen korsanlığı gibi çeşitli problemle karşı karşıya. Slow Food hareketi ise gıda kültürümüzü korumaya çalışıyor.”

Proje dahilindeki türleri kendi coğrafyalarında korumaya çalıştıklarının altını çizen Mukiibi, iklim değişikliği sonucu artık beslemesi ekonomik olarak tercih edilmeyen, bu nedenle de popülasyonları giderek azalan hayvanları çeşitli teşvikler ve projelerle yeniden tercih edilebilir hale getirdiklerini, bitkiler konusunda ise özelikle yerel gruplar arasında tohum bankaları oluşturduklarını ve tohumların kullanılması için çeşitli ağlar geliştirdiklerini anlattı.

“Afrika’nın Bahçeleri” adlı bir diğer projelerinde, kıtada giderek yaygınlaşan endüstriyel gıda üretimine karşı bir alternatif oluşturmaya çalıştıklarından bahseden Mukiibi, şunları söyledi:

“Afrika’nın geleneksel gıda üretim yöntemlerini korumak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için yerel toplulukları agroekolojik yöntemler çerçevesinde tarım yapmaya teşvik ediyor, konu üzerine eğitim programları düzenliyor, gruplar arasında koordinasyon kurarak bilgi aktarımı sağlıyoruz. Proje 2010 yılında Uganda, Kenya ve Tanzanya'daki birkaç bahçeyle başladı. Bugün Afrika kıtasının çeşitli yerlerinde 5 binin üzerinde bahçe oluşturulmuş durumda. Sosyal medyada her gün yeni bir katılımcının daha kendi bahçesini açtığını görüyoruz.”

– “Üretimde iklim değişikliği, tüketimde israf en büyük sorunlar”

Tüm projelerinde üretim süreçlerinde karşılaştıkları en büyük problemin iklim değişikliği olduğunu ifade eden Mukiibi, özelikle sıcak hava dalgaları, ani yağışlar sonucu yaşanan sel felaketleri gibi aşırı hava olaylarının gıda üretimini zorlaştırdığını vurguladı.

Mukiibi, “Tüm bu yaşananlar gıdaya erişimimizi, gıda güvenliğimizi ve bizim açımızdan yağmuru merkeze almış tarım sistemimizi etkileyecek. İklim kriziyle mücadelede geniş kapsamlı iklim değişikliği adaptasyon çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tüketim noktasında karşılaştıkları en büyük problemin ise gıda israfı olduğu bilgisini paylaşan Mukiibi, “Küresel gıda üretiminin neredeyse yarısı tabağımıza ulaşamadan israf ediliyor. Bununla birlikte enerji, kaynak, çiftçilerin o ürünleri üretirken harcadıkları zaman da israf edilmiş olunuyor yani gıda israfı tabağımızın çok ötesinde. Çünkü bir ürün yetiştirirken çok fazla su kullanıyorsunuz, topraktan çok fazla besin maddesi alıyorsunuz. Bunların hepsi israf ediliyor. Gıdaya yapabileceğiniz en büyük saygısızlık onu israf etmek. Ayrıca gıda israfı, doğaya da bir saygısızlık.” değerlendirmesini yaptı.

Özelikle gençlerin önlerine gelen tabağın hikayesini bilmediğine ve daha çok israf ettiğine dikkati çeken Mukiibi, Slow Food olarak bu farkındalığın kazandırılması için her yıl Nisan ayını “gıda israfı ile mücadele ayı” olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.