Kentin Hafızası Mı Dediniz…?

Kentin Hafızası Mı Dediniz…?

Yayın: 01.07.2015 08:34
Paylaş:
A+ A-

Hatırlarsanız…
Dünkü yazımı şu cümlelerle bitirmiştim…
Gerçekten bu kentin hafıza mekanları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya…
Evet…
Önce Yenişehir’de konutların ortak ısıtma sistemini sağlayan uzun bacayı kaldırdık.
Böylece…
Ortak hafızaya ilk darbeyi vurduk.!
Sonra görebildiğimiz kadarıyla yok olma tehlikesi içinde ilk mekan olarak Mühendisler Kulübünü saptadık.
Bu tespitte Karabük Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Atilla Karaaslan’ın 2014 yılında çektiği ve 3 Nisan.com sitesinden yayımladığı Mühendisler Kulübü’nün o içler acısı halini gösteren fotoğrafların çok büyük rolü oldu.
Sosyal medyada bu fotoğrafları yayımladığımızda yoğun bir tepki ile karşılaştık.
Sorumluluk hissettik…
Bu konuda yazı yazmaya karar verdik.
Daha önce de Sayın Semih Gülen’in çıkarmış olduğu Karabük Gündem gazetesinde konuk yazar köşesinde Sayın Nedim Yılmaz’ın Yenişehir’deki ısıtma sistemi bacası ile ilgili yazmış olduğu yazı çok uyarıcı olmuştu.
Sayın Nedim Yılmaz,adı geçen yazısında “benim çocukluk anılarımı yok ettiniz” biçiminde tepkisi ve yakınması olmuştu.
Evet…
1950’lerde Ağır Sanayi Mühendisleri Derneği’nin yapımını gerçekleşmesinde rol oynadığı bu bina şimdilerde çökmüş durumda.
Kentin hafıza kayıtlarında birçok insanın anılarıyla dolu bu yapının yıkımın eşiğinde olması çok üzücü bir hal oluşturuyor.
1996’da bilindiği üzere Yenişehir Mahallesi kentsel SİT ve üçüncü derece doğal SİT alanı ilan edilmişti.
Bu kararın gerekçesinde de şöyle denilmişti:
“Toplumumuzun belirli bir döneminin,belirli bir kesiminin sosyal,ekonomik ve kültürel yaşam biçiminin ayrıca insana verilen değer ve kişiler arası ilişkilerin mekana nasıl yansıtıldığının somut belgelerini oluşturan bir kentsel alan olması dolayısıyla ve aynı zamanda kent siluetini etkileyen,kent imajına olumlu katkıda bulunan ve ekolojik dengeyi sağlayan grup,dizi ve tek ağaçların bulunması,yoğunluk,yapı-açık alan kullanımı bakımından günümüze ve geleceğe ışık tutacak düzeyde kentsel alan tasarımı ile örnek bir yerleşim birimi olması…”
Bu ne demek?
Yenişehir Mahallesindeki Erken Cumhuriyet Dönemine ait yapıların koruma altına alınması gerekir.
Çok doğru bir karar.
Ama gerçek olan ne?
Bu yapıların koruma kararıra rağmen tehlikede olması.
Kentsel SİT kararları ile ilgili bir araştırma yazısı bulunan Safranbolu eski belediye başkanı Sayın Kızıltan Ulukavak konuyla ilgili olarak şöyle demektedir.:
“2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasasında bölgesel olarak oluşturulan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarına,korunması gerekli kültür varlıklarının tespit ve tescili ile kentsel SİT alanlarını belirleme yetkisi verilmiştir…
Böylece korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı belgelenmiş olmaktadır.
Ancak bu kanun , korunması gerekli kültür varlıkları ile ilgili çevre düzenlemesi ve restorasyon yapmaya izin vermemektedir.
Anlaşılacağı üzere koruma altına alınan kültürel varlık kurtarılamamaktadır.
Kentsel SİT alanındaki özel mülkiyet konusu eski bir yapının onarımı,Bölge Koruma Kurulu’nun ilke kararı gereği,sahibini korumadan caydıracak boyutlardaki bürokratik işlemlere konu olmaktadır.”
Gerçek böyle iken Yenişehir’deki Erken Cumhuriyet Dönemine ait yapıların hepsi tehlikededir diyebiliriz.
Çünkü restorasyon yapmak bürokratik engeller sebebiyle çok güç görünmektedir.
Eğer bu bürokratik vesayet ve güçlük aşılmazsa göz göre göre yakın bir gelecekte Yenişehir diye bir mahalle kalmayacaktır.
Ya da mahallenin adı değişmek zorunda kalacaktır:
METRUK ve MEVAT mahalle diye…
Buradan yetkilileri uyarıyoruz.
Kentin ortak hafızasına lütfen sahip çıkalım.
Bir yeri SİT alanı ilan etmek maharet değildir.
Önemli olan onu gelecek kuşaklara aslına uygun olarak miras bırakabilmektir.
Benden söylemesi…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kaçkar Dağları’nda “heliski” heyecanı sona erdi

Anadolu Ajansı
Yayın: 17.04.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

RİZE (AA) – Dünyada sayılı merkezlerde, Türkiye'de ise Rize'de Kaçkar Dağları'nda gerçekleştirilen helikopterle kayak etkinliğine bu yıl 300'e yakın sporcu katıldı.

Avrupa'ya yakınlığı ve kar kalitesi ile yerli ve yabancı kayakçıların gözdesi haline gelen Kaçkar Dağları, helikopterli kayak olarak bilinen “heliski” tutkunlarını ağırladı.

Helikopterle dağın zirvesine bırakılan kayakçıların sarp yamaçlar ve yüksek eğimli yerlerde kaydıkları spor dalı olan heliski, Türkiye'de 2005'ten itibaren Kaçkar Dağları'nın Rize sınırları içinde kalan Çamlıhemşin ve İkizdere ile Artvin'in Yusufeli ilçesinde yapılıyor.

Çamlıhemşin ilçesine bağlı Ayder Yaylası ile Kaçkar Dağları'nda gerçekleştirilen heliski sporu, Türkiye-İsviçre ortaklığındaki Turkey-Ayder Heliski Havacılık ve Turizm Şirketi tarafından yürütülüyor.

Bölgede üç helikopterle gerçekleştirilen faaliyetin sona erdiği 15'nci haftasında Fransa, İngiltere, İsviçre ve İtalya'dan 18 kişilik sporcu kafilesi karın keyfini çıkardı.

Elverişli hava koşullarının yanında kar kalınlığının 1 metreye yakın olduğu zirvelerde kayan sporcular için güvenlik en üst seviyede tutuluyor.

Sporcular, zirvelerin yanı sıra helikopterlerin uçamadığı günlerde karla kaplı çam ormanları arasında adrenalin dolu zaman geçirdi.

Bölgeye bu yıl getirilen snow-track (paletli kar aracı) ile getirilen sporcuların, orman içlerine taşınarak burada kaymaları sağlandı.

Bu yıl 6 Ocak'ta başlayan etkinliğe 400 civarında sporcu akredite olurken hava şartları nedeniyle 300'e yakın sporcu katıldı.