Neden Toplum Olamıyoruz?

Neden Toplum Olamıyoruz?

Yayın: 05.05.2016 10:28
Paylaş:
A+ A-

Toplum olma çok önemli bir kavram.
Bu bakımdan biz hala toplum olma çabası içinde görünüyoruz.
Toplum olma sürecimiz çok sancılı bir biçimde geçiyor.
Bu açıdan…
Bir ülkede ya da kentteki insanların ortak değerlerinin olmasını çok önemsiyorum.
Ortak değerler yeniden üretim yaparak topluma dinamizm kazandırırlar.
Böylece yaşam coğrafyası oluşur .
Benzeşme ve birliktelik hali ortaya çıkar.
Toplum olma gerçekten çok önemsenmesi gereken bir durumdur.
Günümüz Türkiye’sinde ve içinde yaşadığımız kentte bu duruma dair arızaları gidermek o kadar kolay bir şey değil…
Zevklerin ve renklerin farklılığından ortak değerler üretmek.
Zıtlıkları yok etmek.
Sınıflar arasında duygusal/psikolojik homojenliği sağlamak.
Aslında benim Cumhuriyet Kenti Karabük adlı kitabımda ileri sürdüğüm tezler de toplum olamamanın hususiyetlerini açıklıyordu.
Mekanik verilerin manevi açıdan birliktelik yaratacak kültürel değer yaratamaması sonucunda toplum olamadık görüşü bu bakımdan dikkate değerdir.
Toplumda bireylerin tarihi köklerini arama cihetine gitmesini de buna bağlamak gerekiyor.
Tarihin derinliklerinde ortak değerleri arama çabası bana göre toplum olma çabasının gayretinden başka bir şey değildir.
Geçmişe bakıp yakınırken “benim ecdadım böyle değildi” görüşü dikkat çekicidir.
Hiç kimsenin bundan kendine göre bir yorum çıkarmasına gerek yok.
Toplumsal mekanizmanın cızırtılı ses çıkardığı bir ortamda hastalıklı bir yapıya sahip olduğumuz kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Biz aslında neyi tartışıyoruz.?
Gerçekten toplum olduk mu/olamadık mı?
Sosyolojik açıdan arızalı mıyız,değil miyiz.?
Eğer biz gerçekten toplum olduksa tarihimize yöneltilen sorularda alınan cevaplar neden bu kadar farklılık arzediyor.
Keza…
Kültürel çeşitlilik kendini tarih anlatımlarında belli eder.
Bir bilim adamı,bilimsel yollar izlemeden hayranlık duyduğu bir kimseyi “seyid” ilan edebiliyor,Peygamber efendimizle soy bağı kurabiliyor.
Olacak şey değil tabii..
Yapılamayacak şeyleri yapanlar çoğaldı.
Geçmişle hesaplaşmak…
Buna neden gerek duyulur.?
Bizi biz yapan gerçek değerleri tespit etmek.
Bu tespit üzerinden toplum olmanın ortak değerlerini ortaya koymak için…
Maalesef bunda da başarılı olduğumuz söylenemez.
O nedenle farklılıklar uzlaşı kültüründe ortak değer üretimini olumsuz etkiliyor.
Toplum neye göre hareket edeceğini bilemiyor.
Sorunlar kavga ve dövüşle çözümlenmeye çalışılıyor.
Barış mı savaş mı.?
Savaş kolay olanı yapmak demektir.
Barış ise zor olanı başarmak demektir.
Biz barıştan yanayız.
Yani zor olanı başarmaktan yanayız.
…………………………………….
Şimdi buradan size soruyorum.
Neden biz hala toplumsal barışı sağlayamadık.?
Düşündürücü değil mi?

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Altınbaş Üniversitesi öğretim üyeleri sosyal sorumlulukla ilgili söyleşi gerçekleştirdi

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Altınbaş Üniversitesi, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile gerçekleştirdiği söyleşide sosyal sorumluluk konusunu masaya yatırdı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesinin düzenlediği söyleşide, evsiz bireylere yardım elini uzatan Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüleri ve öğretim üyeleri bir araya geldi.

Açıklamada söyleşideki konuşmasına yer verilen Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Ayşegül Bayraktaroğlu Güner, İşletme Fakültesi öğrencilerinin, Sosyal Sorumluluk ve Kariyer Planlama dersi kapsamında, gruplar halinde, derneğin günlük rutin faaliyetinde, yemeklerin paketlenmesi, taşınması ve dağıtılması sürecinde gönüllü olduklarını belirtti.​​​​​​​

Öğrencilerin, sistematik bir faaliyet dahilinde, dezavantajlı gruplarla iletişim kurarak sosyal fayda yaratılması ve gönüllülük ruhu hakkında deneyim kazandıklarını anlatan Güner, “Bu deneyimin, öğrencilere yaşam boyu benimseyecekleri ve uygulayacakları değer ve prensipleri kazandırdığına eminim. Umarım tüm öğrencilerimiz, yeni gönüllü faaliyetler başlatma için inisiyatif alacak, katılımcı olacak ve çevresine de bu etkiyi aktaracaktır.” ifadelerini kullandı.

Altınbaş Üniversitesi ​​​​​​​​​Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü​​ Öğretim Üyesi Dr. Deniz Akgül, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile ortak gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk projesinde, öğrencileriyle birlikte 12'şer kişilik 3 grup halinde 3 akşam yemek dağıtımında aktif rol aldıklarına değindi.

Akgül, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Coşkulu katılımları, gönüllü olarak topluma hizmet etmenin ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Her bir öğrenci, küçük bir katkının bile insanların hayatlarında fark yaratabileceğini deneyimledi. Ders kapsamında yapılan bu etkinlik, empati ve yardımlaşma duygularını da güçlendirdi. Öğrencilerimiz, birlikte çalışmanın ve bir amaç uğruna bir araya gelmenin getirdiği güçlü bağları hissetti. Bu deneyimin, onların gelecekte daha büyük toplumsal sorumluluklar almalarına ilham vermesini umuyorum.”

Çorbada Tuzun Olsun Derneği Başkanı Evren Tüfekçi de dernek olarak Taksim'de Gezi Parkı civarında yaşamlarını geçiren, ufak kazançlar elde ederek hayatta kalmaya çalışan evsiz bireylere destek olmaya çalıştıklarının altını çizdi.

– “6 bin 430 gönüllümüz var”

Gönüllülüğün sürdürülebilir olmasına dikkati çeken Tüfekçi, “Perşembe günleri tek kişiydim yanıma bir kişi arıyordum. Ama 7 yılda gönüllü ağımız arttı, 6 bin 430 gönüllümüz var. Sizin gibi üniversitelerin, akademisyen ve öğrencilerin desteği bizim için önemli. Gönüllülerimizin yüzde 85-90'ı üniversite öğrencilerinden oluşuyor. İnsanın böyle erken bir döneminde bu farkındalığa varması bireysel gelişimleri ve gelecek hayatları için önemli. Kariyerlerin açısından da önemli. Bu sürecin liselilere kadar inmesi gerekiyor.”açıklamasında bulundu.

Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüsü olarak çalışan Altınbaş Üniversitesi öğrencisi Qasim Ali ise dernekle yaptığı faaliyetlerin empati kurmasına yardımcı olduğunu aktararak, “Beni derinden etkileyen şey ise bu modern dünyada tüm ayrıcalıklar ve kolaylıklara rağmen, insanların hala temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmeleriydi. Bu yüzden bu sosyal sorumluluk bilinci dersini ve Çorbada Tuzun Olsun deneyimini çok değerli buluyorum.” yorumunu yaptı.