Okan Küçük Yorumluyor 12 Mayıs 2022

Okan Küçük Yorumluyor 12 Mayıs 2022

Yayın: 12.05.2022 00:22 |Güncelleme: 29.05.2022 12:09
Paylaş:
A+ A-

Karabük Düzenli Ve Örnek Güzellikte Bir Semt Kazanabilir.

Karabük’ün merkeze sıkıştığı, yeni alanların oluşturulamadığı , alan yokluğunun konuşulduğu Karabük’te aslında imarlı, yolları geniş be belediyenin altyapısını bitirdiği  düzenli ve bakir bir bölge var.

Şehircilik açısından örnek olabilecek bir yer. Karabük düzenli ve örnek güzellikte bir semt kazanabilir. Karabük Valiliği’ne 2 km, Karabük Üniversitesi’ne 1.5 km bir yer.

Karabük Merkezden Safranbolu’ya geçişte önemli bir arter, trafiği hafifletecek bir ağ olabilecek, birkaç bin dönümlük imarlı, yolları ve altyapısı bitmiş bölge. Karabük’e nefes aldırabilecek,modern bir semt olabilecek kapasite de.

Mesela TOKİ olsa, Belen gibi mahrumiyet yeri değil. Merkezi, geniş bir alan.

Başkan Rafet Vergili buradan köprüler yaparak Safranbolu köprüsüne geçme projesinden bahsetmişti. Keşke olsa da ana artere girmeden Safranbolu’ya geçiş olsa. Bura Beşbinevler ve Bulak yolu gibi çok düzenli. Dolgu bitti, köprüler Safranbolu köprüsünün 5’de 1 büyüklüğünde, 3 köprü ile 5bin evlere oradan da Safranbolu’ya bağlanıyor.

Okullar için 16 dönüm, millet bahçesi 6 dönüm vb çok güzel ayrılmış yerler var. Tam planlı şehir alanı için biçilmiş kaftan. Süper hat otobüsü geçiyor. Kapullu köyü dağın yamacındaki köy, burası daha aşağıda ve imarlı arsalar parsellenmiş.

Tek iş planlı bir yapılaşma ile Karabük’ün en modern mahallesi olabilir Vizyonu olan bir  yönetici, yetkili buraya el atsa çok fayda getirir memlekete, güzellik katar.

Buraya bölge hastanesi yapalım dediler olmadı. Şehirde boş ve müsait tek bölge.

TOKİ  buraya da gelmeli. Ve çok şeyler olur diye düşünüyorum. Memlekete hareket getirir. Alan çok büyük gelip görülmesi gereken bir yer. Bu işi gündeme getirirseniz çok ama çok büyük iş olur. Üniversitenin büyüyecek alanı kalmadı . Burası oradan kat be kat büyük, keşke üniversite buraya kurulsaydı. Bir ara üniversite buraya kurulsun denmişti. Keşke olsaydı. Çok güzel geniş bir kampüs olurdu. Ama şimdi  güzel bir mahalle /semt olabilir.

Keşke modern bir semte dönüşse de Karabük’teki köy tipi mahallelerden kurtulsak…

Kapullu Mahallesi’nden bahsediyoruz. Bu yukarıda yazdıklarımı ,Karabük’ü yönetenlerin, siyasilerimizin, idarecilerimizin dikkatine sunuyorum. Önemli bir konu olarak belki seçim vaatlerine bile yansıyabilecek bir konu olduğunu düşünüyorum. Tabi Karabüklü olarak benim derdim bu konuya seçim olsun-olmasın dikkat edilmesi . Ne yapılabilir diye,  fizibiletesinin bir an önce yapılması için gündeme alınması.

Ayrıca bu yukarıdaki konuyu tarafıma ulaştıran,  yukarıdaki bilgileri veren değerli  takipçime de teşekkür ediyorum.

Not: Normalde 3-4 konudan oluşan köşe yazısı yazıyorum. Ama bu konu önemli olduğu için, konu dağılmasın diye,  köşe yazımda bugün sadece bu konuyu yazıp yöneticilerimizin dikkatine sunmak istedim.

Yazarın önceki yazıları için BURAYI tıklayınız

3 kişi görüş bildirdi

  1. Halk

    O bahsettiğiniz bölgenin arazilerini Karabük’ün meşhur betoncusu topladı ,servetine Servet katacak yani. Betonperestler…

  2. Yenice'li

    Sayın Okan bey, Karabük’te o kadar çok yapılacak iş varki, örneğin her mahalle gece konduyla dolu, buralara hala toki halledemedi, soğuksu mahallesinin içinden çıkılamadı, hangi şehirde var böyle bir düzensizlik. 100.yıl mahallesi, normalde düzenli imarlı olacak dendi, ne oldu sonuç, her yer bina, ticari amaçlı en ufak bir yere bina yapıldı. Halbuki parkları, yeşil alanları, sportif sosyal tesisleri ile öğrencilere hitaben yapılsaydı daha iyi olmazmıydı. Ticaret merkezi bile 3-4 yıl atıl vaziyette tutuldu, satılamadı, kiraya verildi. üst taraflar kiralandı, alt taraflar ise kiraya verilemedi. Ucube gibi bin bina olduğu orası, halbuki yap 5-6 kat ortaya etrafına pazar yeri, oturma alanları, yeşil alanlar vs.vs. ancak maalesef yapılamadı. Onun için Karabük’ten bir cacık olmaz. İnsan Diğer illere gidince gıpta ile bakıyor. Size bir örnek daha vereyim. Karabük şehir merkezinin hava sirkilasyonunu sağlayan yer neresiydi. Evet bildiniz Cevizkentin yapıldığı yer idi. şimdi ne oldu, oralara yüksek binaları yaptılar sirkilasyon bitti. Oraya Ben belediye başkanı olsam yıkılmışken botanik bahçesi yapardım. Çok güzel olurdu. Ortasından dere akıyor, dereden de faydalanırdım. Oraya ya yapacağın yüksek binaları namal petroldan başlayarak şimdiki valilik binasına kadar olan yol kenarına yapardım, hem şehir estetiği açısından güzel olmaz mıydı. Şimdi Karabük aynı virane gibi maalesef. Karabük İlçe iken daha güzel idi. Karabüksporuyla, tesisleriyle, sosyal aktivetileri ile. Yazık ettiler karabük’ün 20 yılını, heba ettiler. At binenin, kılıç kuşananın misali işin ehli olmayanların elinde Karabük diğer illeri 20-30 yıl geriden takip ediyor.

    1. Halk

      Çok doğru yazmışsın Yenice’li kardeş, Karabük’den bi halk olmaz Türkiye nin en ucube ilk 10 şehri arasındadır Karabük.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

“Gölgeyim Ben” Karabük’te okuyucusuyla buluşuyor

Yayın: 29.03.2024 16:54
Paylaş:
A+ A-

The Poet House tarafından yayımlanan mini kitapta Tuğba Turan’ın “Gölgeyim Ben” adlı hikayeleri İsmail Sertaç Yılmaz tarafından çizilen illüstrasyonlarla bir araya getirildi.

Karabük’te polisiye ve gerilim türünde kitap yazan Tuğba Turan, güçlü kalemiyle yeni bir başarıya imza attı. Karabük’ün yetenekli yazarı Tuğba Turan, bu kez okuyucusunu dört hikayede buluşturuyor. Hikayelerinde, kadınların erkeklerin gölgesinde kalmaktan çıkıp, kendi güçlerini keşfetmelerine vurgu yapıyor. Karakterinin gölge üzerinden güçlenmesi, aslında kadınların toplumda ikinci planda tutulduğu, bastırıldığı ve görmezden gelindiği gerçeğini simgeliyor. Ancak bu hikayeler, kadınların içlerindeki gücü keşfetmeleri ve erkek egemen topluma karşı mücadele vermeleri üzerinden umut ve ilham veriyor. Gölgelerden güç alan anti-kahramanın, kadınların kendilerini güçlü ve değerli hissetmelerine yönelik bir metafor olması da bu mesajın önemli bir parçasını taşıyor. Bu hikayeler, kadınların kendi ayakları üzerinde durmalarını, seslerini duyurmalarını ve adalet arayışlarında korkusuzca ilerlemelerini konu alıyor. Bu sayede, kadınların erkeklerin gölgesinde kalmayı reddederek kendi ışıklarını yakmaları ve hayallerine doğru ilerlemeleri teşvik ediliyor.

Bu kitap aynı zamanda sakin kitap ‘slow book’ projesi, hızlı tüketilen kitaplara karşı bir başkaldırı niteliği de taşıyor. Hikayelerinde gücünü gölgeden alan anti-kahramanın yaratıcısı Turan, kitabında şu ifadelerde bulunuyor: “Ben yoklukla güçlendim. Hiçlikten doğdum. Bir kadının içine düşerken zevk veren, düştükten sonra istenmeyen bir bebek gibi, boşluğu doldurdum. Ben oldum” sözleriyle karakterinin iç dünyasını anlatarak, kadınların sessizliklerine ses katmayı hedefliyor.

“Gölgeyim Ben”, kadınların güçlenme sürecini ve adalet arayışını ele alan etkileyici hikayelerle dolu bir kitap olarak okuyucularla buluşacak. Bu kitap ile Yazar Tuğba Turan’ın Karabük ve Türkiye genelinde edebiyata ve sanata farklı bir bakış açısı getireceğinin mesajı veriliyor. (Esra Oğuzkağan Özkan)