Şahin’den Vergili’ye Görüntülü ve Belgeli Gönderme

Şahin’den Vergili’ye Görüntülü ve Belgeli Gönderme

Yayın: 08.10.2015 11:13
Paylaş:
A+ A-

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili adayı Mehmet Ali Şahin, MHP’li Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’ye yüklenerek, “Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin aklına AK Parti’nin burada 2-0 yapacağı yerleşmiş” dedi.

Şahin, Safranbolu ilçesindeki Gerdan restoranda bir araya geldiği muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin kendisi hakkında doğru olmayan bir takım ithamlarda bulunduğunu, cevap vermek anlamında değil ancak yanıltılan kamuoyunun doğru bilgilenmesi açısından açıklama yapmak zorunda kaldığını söyledi.

Seçimlerde Rafet Vergili’nin kendi rakibi olmadığını, rakiplerinin diğer partilerin milletvekili adayları olduğunu belirten Şahin, başkanı yakinen tanıdığını, eşinin vefatında gece yarısı köyündeki evinde yanında olduğundan ve bunu hiçbir zaman unutmayacağını kaydetti.

AKLINA AK PARTİ’NİN BURADA 2 – 0 YAPACAĞI YERLEŞMİŞ

Başkanın kendisini “O kendisinden başkasını düşünmez” diye itham ettiğini belirten Şahin, “Başkan ‘AK Parti Karabük Milletvekili Osman Kahveci’ye Osman diye hitap eder’ demiş. Osman Bey benim milletvekili arkadaşımdır, çok samimi arkadaşımdır. Sohbet esnasında siz arkadaşınıza ismiyle hitap etmez misiniz? Milletvekili adayımız Burhanettin Uysal’ada ‘Burhan diye hitap eder’ demiş. Ben Burhanettin Hocama ‘Hocam’ derim çünkü gerçekten eğitim alanında çok önemli başarılara imza atmış hocamdır. Belediye Başkanı Vergili’nin bu sözüyle Burhanettin beyin milletvekili olacağını kabul ettiğini savunan Şahin, “Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin aklına AK Parti’nin burada 2-¬0 yapacağı yerleşmiş. Diyor ki, ‘Kendi memleketi Ovacık’a hiç bir faydası dokunmadı.’ Şu anda Ovacık şantiyeye döndü. Yüksekokul, kültür merkezi, 16 derslikli lise inşaatı, sporcu kamp eğitim merkezi. Rafet Bey bunları çok iyi bilir. Bunları niye benim rakibim olmadığı halde, bir milletvekili adayı olmadığı halde niye söylüyor. Bunu sizin takdirinize bırakıyorum” dedi.

Başkanın “Zobran’a yapılan cezaevinin Karabük’e ne faydası var, hani Ovacık’a yapılacaktı?” dediğini de hatırlatan Şahin, Adalet Bakanı olduğu dönemde Karabük’te ki cezaevinin devreden çıktığını ve yenisinin yapılmasının gündeme geldiğini, cezaevinin Ovacık ilçesine yapılması halinde kent merkezine çok uzak kalacağından cezaevinin Zobran bölgesine yapıldığını anlattı.

Başkanın ithamlarından birisinin de Devlet Demir Yolları’na (DDY) ait yük indirme bindirme istasyonunun şehir dışına çıkartılması işinin kendisinin engellediği yönünde olduğunu belirten Şahin, belediye başkanı ve DDY Genel Müdür Yardımcısı Erol İnan arasında imzalanan protokolü göstererek okudu.

RAFET BEY ADINA SON DERECE ÜZÜLÜYORUM

Protokolde belediyenin öncelikle yerine getirmesi gereken birçok konunun olduğunu ancak belediyenin bunların hiç birisini yerine getirmediğini ifade eden Şahin, “Rafet kardeşim bu protokolün altına imza atmışsın, burada belediyeye şu şu düşer demişsin, 30 gün içerisinde bununla ilgili adım atacaksın. Hangisini yaptın Allah aşkına? Hangisini yaptın da ‘Mehmet Ali Şahin bunu önledi’ diyorsun. Rafet Bey adına son derece üzülüyorum, kardeş bildiğim kişi. Bu protokolün yerine getirilmemesinden bizi sorumlu tutuyor. Hâlbuki kendisi sorumlu. Şimdi bile bu protokolün gereğini yapmak için harekete geçse, Ankara’da bu protokolün hayata geçmesi için ne görev düşüyorsa bana yerine getiririm” diye konuştu.
“Karabük Devlet Hastanesi kapanacak demedim” Bayır Mahallesi’nde bulunan Karabük Devlet ve Beşbinevler Kadın Doğum hastaneleri üzerinden de başkanın kendisini itham ettiğinin altını çizen Şahin, şöyle yanıt verdi: “Karabük Devlet Hastanesi kapanacak demedim. Küçülerek hizmete devam edecek dedim ki zaten şu anda öle. Bu hastane binasında ağız ve diş sağlığı ile diş fakültesi projemiz hayata geçecek. Beşbinevler Kadım Doğum binası depreme dayanıklı değildi yıkılması lazım. Bunun yerine de içinde içinde sağlık alanında 6¬7 kurumun faaliyet göstereceği bir tesis yapılacak. Belediye Başkanın İller Bankası’ndan alacağı krediyi önlediğimi de iddia ediyor. Bunun ispat edilmesi gerekli, aksine daha önce kredi alabilmesi için önüne çıkan engelleri aşmasını ben sağladım”

ÇİVİLERİNİ TOPLASANIZ RAFET BEY İÇİNDE BOĞULUR

Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin “Karabük için 12 yılda çaktıkları bir çivi gösterebilir mi?” sözünü de hatırlatan Şahin, şunları söyledi: “Safranbolu Adalet Sarayı, Adalet Bakanı iken biz yaptık orayı, temelini ben attım, açılışını ben yaptım. Onun çivilerini toplasanız Rafet Bey içinde boğulur. Vakıf Bank Zübeyde Hanım Lisesi, Vakıf Banka yaptırdım orayı. Orada da birçok çivi vardır. Herhalde çivisiz yapılmaz. Benim tanıdığım Rafet Bey böyle ifadeler kullanmaz inanamıyorum. Soğuksu Mahallesi’nde bu bölgenin en büyük spor salonunu açacağız. Üniversitenin yanında yüzme havuzu var. Spor Bakanlığım döneminde o yatırım Kastamonu’nun İnebolu ilçesindeydi. Karabük’e getirdik. Çağrı Merkezi, 250 kişi çalışıyor. 300’e çıkacak. Karabük’te bir fabrikatör, sanayici son yıllarda 300 kişinin ekmek yediği bir tesis yapmış mı gösterebilir misiniz?”

GÖRÜNTÜLÜ CEVAP

Belediye Başkanı Vergili’nin neden bu ithamlarda bulunduğunu anlamakta güçlük çektiğini ifade eden Şahin, Vergili’nin Zonguldak’ta bir televizyon kanalında “Şahin, şu ana kadar bizim hiç bir talebimizi reddetmemiştir” dediği bölümü cep telefonundan görüntüyü açarak muhtarlara dinleterek, takdiri halka bıraktığını kaydetti.

Yerel seçimlerde Vergili’nin söz verdiği ancak yerine henüz getirmediği projeleri kitapçıktan tek tek okuyan Şahin, başkanın bu projelerini yapabilmesi için iş birliğine hazır olduklarını, kavga için siyaset yapmadıklarını, kavgayı Karabük’e hizmet etmek için yapacaklarını dile getirerek sözlerine son verdi.

2 kişi görüş bildirdi

  1. ADNAN

    Rafet beyin gayretine üzülmemek elde değil.Genel Başkanı ülkede iktidar olmamak için ayak diretiyor.Kendisi geçen dönem vekil seçtirdiği Durmuş beyi alaşağı ediyor.Şimdi A dem beyi seçtirmek için kavga ediyor.Abim dediği M.Ali Şahine saldırıyor.Bel altı siyaset yapmak sana yakışmaz başkan.Edebini kaybedersen her şeyini kaybedersin.Hayırlısı bakalım.

  2. Vergili siyasetten baskı var herhalde yoksa ateşe atmazdı kendini

    Vergili kendini bitirdi siyaset yaparak hadi diğer seçimde bir açık vardı o seçmen den siyaset yaparak onu aldı yada kulis, chp desteği ile ve millet kendi idaresi ile verdi.
    Fakat şimdi durum çok farklı genel merkezdeki karışıklık diğer iddialar. bunu seçmen biliyor vergili bunu görmeyecek bir kişi değil, değilde bu kadar siyaset ve seçim zamanı çalışma yapması baskı sonucu planlı.
    Yalnız bu sefer yemez o kişiler zaten vergili seçilirken her parti kesiminden oy alarak hizmet ve proje düzeyinde seçilmişti kendisi de siyaset yapmayacağını rozeti bırakıyorum dediğini söylemişti.
    Aslında bu hareketi ve tutumu kutumlaştırma durumu ile Karabü’ke hizmet konusunda zararı oluyor…

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tarihi yapılar kadın kalemkarlara emanet

Yayın: 26.04.2024 13:02
Paylaş:
A+ A-

Antalya’da Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde kalemkar olarak görev yapan Eylem Olgun ve Merve Ünsal, kentteki camiler gibi tarihi yapıların restorasyonlarında çalışıyor.

Geleneksel Türk sanatları arasında yer alan “kalem işi”, Uygur Türklerinden bu yana dini ve sivil mimaride kubbe, tavan, duvar süslemesinde kullanılıyor.

Türk göçleri ile Anadolu’ya taşınan bu kadim Türk sanatına, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimari eserlerinde sıklıkla rastlanıyor.

Bu resim ve süsleri yapan sanatçılar ise kalemkar olarak adlandırılıyor.

Kalem işi sanatını başarıyla yapan kalemkarlar sayesinde günümüzde camiler başta olmak üzere birçok tarihi yapılarda yer alan süslemelerin restorasyonu titizlikle gerçekleştiriliyor.

Önemli bir Selçuklu kenti olan Antalya’da da bu sanatı Antalya Olgunlaşma Enstitüsü’nde kalemkar olarak görev yapan 39 yaşındaki Eylem Olgun ile 33 yaşındaki Merve Ünsal, kadın titizliğiyle icra ediyor.

Antalya Kaleiçi’nde 1600’lü yıllarda inşa edilen Tekeli Mehmet Paşa Camisi’nin 4 yıl süren restorasyon çalışmalarında görev yapan kalemkarlar, sanatlarını yeni nesillere öğretmek istiyor.

Olgun ve Ünsal, bugünlerde Antalya Olgunlaşma Enstitüsü binasının koridorlarında bulunan Antalya’nın mimari eserlerinden uyarlanan kalem işlerinin tamiri ve yenileme çalışmalarını yürütüyor.

“Desen hazırlıklarını yaptıktan sonra motifleri zemine aktarıyoruz”

Eylem Olgun, AA muhabirine, 15 yıldır kalemkarlık yaptığını söyledi.

Geleneksel Türk sanatlarına ilgisinden dolayı hayalinde olan kalemkarlığı severek yaptığını ifade eden Olgun, Antalya’daki eserlerin yanı sıra İstanbul’daki Aziz Mahmut Hüdayi Türbesi, Yıldız Sarayı gibi özel köşk ve yalılarda da kalem işi yaptığını kaydetti.

Kalem işinin zorlu bir süreç olduğunu anlatan Olgun, “Kalem işi ahşap üzerindeyse ahşabın, duvar üzerindeyse sıvanın tamiratıyla başlıyoruz. Desen hazırlıklarını yaptıktan sonra motifleri zemine aktarıyoruz. Motifler ve zemin boyandıktan sonra tahrir adı verilen motif kenarlarındaki sınır çizgilerini çekerek işlemlerimizi tamamlıyoruz. Bizi tarihi camilerde görenler şaşırıyor. ‘Yine o kızlar çalışıyor’ diyenler oluyor. Erkeklerin işlerini ellerinden almışız gibi değerlendirenler de oluyor. Kalem işi, kadın titizliği ile daha güvenli yürüyen bir sanat.” dedi.

Tarihi yapılarda çalışırken büyük bir sorumluluk hissettiğini dile getiren Olgun, Türklerin köklerini yansıtan bu sanatın geleceğe aktarılmasına katkıda bulunmayı amaçladığını vurguladı.

“Restorasyon ve tarihi yapılar hep ilgimi çekiyordu”

Merve Ünsal ise geleneksel Türk sanatları bölümünden mezun olduktan sonra Ayasofya Camisi’nde görev yaptığını kaydetti.

Küçük yaşlardan itibaren resme hep yeteneğinin olduğuna dikkati çeken Ünsal, “Restorasyon ve tarihi yapılar hep ilgimi çekiyordu. Kalemkarlık mesleği ile hem tarihi yapılarda çalışıyor hem de yeteneğimi yansıtabiliyorum. Kalem işi benim için bir tutkuya dönüştü. Kadın olmanın titizlik gibi avantajlarını da yaşıyoruz. Metrelerce yükseklikteki iskelede durmak bazen zor oluyor ama zamanla alıştım.” diye konuştu.

Ünsal, kalem işlerinin cami ve türbelerin yanı sıra artık yalı, köşk ve villalarda da yapıldığına işaret ederek, “Kalem işlerinin Osmanlı döneminde olduğu gibi her yere taşınmasını ve hayatın içinde yeniden yer almasını istiyoruz. İnsanlar yaşadıkları yeri güzelleştirmek istiyor.” ifadelerini kullandı. (AA)